Oğluma bebek bakıcısı bulmak için neler
yaşadıklarımı geçen yazımda yazmaya başlamıştım. Kaldığımız yerden devam
ediyorum.
Gelen kişileri gördükçe aradığım özellikleri gözden geçirmeye başladım.
Çok mu şey istiyordum. Ancak bakıp bakıp hiç birini eleyemiyordum. Sigara kullanmayacak, kişisel
temizliğine önem verecek, okumayı sevecek, bana yardımcı olacak. Enerjik ve mümkünse genç biri.
Hangisini atabilirdim?
Artık daha temkinli davranarak ön görüşmeleri telefonda yapmaya
başlamıştım. Sigara içiyor mu? Kitap okur mu? Ütü yapabilir mi? Kişisel bakımına özen gösterir mi?
Uzun süreli bizimle olabilecek mi? Çünkü en azından üç-dört yıl bizimle çalışmasını arzu ediyordum.
Sürekli bakıcı değiştirme gibi bir derdim yoktu. Ayrıca sigortalı olacağından giriş-çıkış işlemleri
ile de uğraşmak istemiyordum. Bunlar basitti, ama ana konuya giremeden bu konular nedeniyle
görüşmeler sonlanmıştı.
Ben de tecrübe kazanıyordum tabi.
Ön konuşmadan sonra içimin
daha rahatladığı genç bir bayan gelecekti. En azından bana telefonda söyledikleri ne kadar uyumlu
ona bakacaktım. Görüşmelerin tamamını oğlumun uyku saatine getirmeye özen gösteriyordum ki rahat
konuşabilelim. Hoş şu ana kadar en uzun görüşme 10 dakika sürmüştü. Bu kez umutluydum. Her şey
iyiydi. Kapıyı açtığımda iç ses vıdı vıdı başladı. İçeri buyur ettim. Gelen genç bayan sanırım 100
kilo falandı. Ayağındaki botları çıkartmak için eğildiğinde nefes nefese kalmıştı. Allahım oğluş
büyüyüp arkasından koşmak gerektiğinde ne olurdu? Nasıl onun enerjisine uyum sağlayabilirdi? Daha
görüşmeye başlamadan benim iç ses görüşmeyi bitirmişti bile. Yine onu susturarak konuştum. “Oğlum
yürümeye başladığında arkasından koşmak gerekecek sizin için sıkıntı olur mu? Takdir edersiniz ki
enerjileri oldukça yüksek oluyor. Şimdilik sorun yok. Ancak 8-10 ay sonra durum değişecek.” “Nur
hanım sizin koçluk yaptığınızı okudum. Bana da faydanız olur diye gelip görüşmek istedim. Kilo verip
verip alıyorum. Siz de bana yardımcı olursanız ben bu işi yapabilirim.” Koçluk çalışması arası bebek
bakıcılığı. Geldiği için teşekkür edip yolcu ettim. Demek daha detaylı sorular sormalıydım. Açık
açık da kilonuz, boyunuz denmez ki. Bebek bakıcısı arıyordum manken değil!
UMUDUM
KIRILIYORDU…
Gerçekten artık umudum kırılıyordu. Gelen telefonları anlatmıyorum bile. Daha
görüşme yapmadan maaş pazarlığı yapanlar. Sigorta olmasının iyi olduğunu belirtip ama yol bedelini
de ayrıca talep edenler. Çocuğuyla gelmeyi talep edenler, çocuğunu okuldan alıp annesine bırakıp
sonra geri gelebileceğini söyleyenler. Üniversite sınavlarına hazırlanan çocuğuna koçluk yapmamı
talep edenler. Çıkış saatini eşinin eve geliş saatine getirmeyi talep edenler. Oysa mesai saati
makuldü. Sabah 09.30 akşam 17.30 arası. Yani bence makuldü!
Artık telefonda daha da
detay sorular sormam gerektiğini anlamıştım. 36 yaşında iki çocuk annesi bir bayan aradı. Bu kez
daha tedbirliydim. Çocuğu olan biri mutlaka çocuğuyla ilgili de bir talepte bulunuyordu. Arayan kişi
nasılsa ev diye bakıyordu. Oysa burası gelecek kişi için bir iş yeriydi. Kimse bir şirketle görüşme
yaparken çocuğuyla ilgili talep belirtmiyorsa aslında durum aynıydı. Evet doğru, bir eve gelecekti.
Ancak misafirliğe değil, çalışmaya. Bir-iki günlük de değil, üç-beş yıl kalıcı çalışabileceği bir
işe. Bayan anlatmaya başladı. “Nur hanım benim iki çocuğum var. Oğlum 19 yaşında geçen yıl İstanbul
Hukuk Fakültesini kazandı. Kızım 15 yaşında lise de okuyor. Çok genç yaşta evlendim. Okuyamadığım
için kendimi sonradan geliştirmeye başladım. Önce Bornova Halk Eğitim’de 8 aylık çocuk bakıcılığı
eğitimini bitirdim. Oğlumun yardımı ile dışarıdan lise diplomamı da aldım. Sonra da kendimi denemek
için sınavlara girdim. Açık Öğretim Çocuk Gelişimi’ni kazandım. Şimdi birinci sınıftayım. Biter mi
bitmez mi bilmiyorum da okuyabildiğim yere kadar okuyacağım. Anlayacağınız çocuklarımla büyüdüm.
Küçük yaşta anne olduğum için onlarla oynadım hep. Bu nedenle sizin oyun diye ısrarınızı çok iyi
anlıyorum.”
EŞİ İZİN VERMEDİ!
Allahım dedim işte bu, aradığım bu işte. Hemen gelin
görüşelim. “Ancak eşim henüz bu durumu bilmiyor. Kendisi şu anda şehir dışında. Dilerseniz onunla da
görüşüp öyle geleyim. Emin değilim bana izin verip vermeyeceğine. Daha önce hiç çalışmadım. Ancak
hocam sizi anlatınca aramak istedim. Oğluma, kızıma katkım olsun istiyorum. Ayrıca sigortam da
olursa iyi olacak.” Mutlaka görüşmek istediğimi belirttim. 3-4 gün sonra bayan aradı. Eşi
çalışmasına izin vermemiş. Çok içten eşinin neler söylediğini de anlattı. “Okumak dedin kabul ettim.
Lise, üniversite şimdi de iş deme bana” demiş. “Lütfen kusuruma bakmayın sizi de meşgul ettim” deyip
telefonu kapattı. İlk kez bu kadar içime sinen biri olmuştu. Daha yüz yüze gelemeden olay kapandı.
Arada arayanlar ise görüşme kısmına geçemeden bitti. Ve bir gün ne oldu?
Olanlar bir
sonraki yazıya... :)