Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
DOĞUMA DOĞRU
Op. Dr.  HAKAN ÇOKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Yazı Boyutu:
Doğum yapan kadınlara destek verilmeli

Doğumda kadınlarımızın en büyük korkularından biri, yalnız kalmak veya yalnız bırakılmaktır. Doğumun bilinmeyen yollarında ilerlerken, kadınlarımızın en büyük ihtiyaçlarının başında duygusal ve fiziksel destek gelir. Doğumun geçmişine baktığımızda, kadınlarımızın bu ihtiyacının çok iyi karşılandığını görüyoruz. Doğumlar, genellikle evlerde olurdu. Doğum yapan kadından köy ebeleri sorumluydu.

Köy ebesi dediğimiz kişiler, aslında daha önce birçok doğum yapmış ve yaptırmış tecrübeli kişilerden başkaları değillerdi. Ama en büyük özellikleri, sorgulamadan verdikleri destekti. Doğum yapan kadını sorgulamadan, doğum boyunca onun yanında kalır ve ihtiyaçlarını karşılamanın yanında, ona güven ve sevgi verirdi. Tıpkı anne şefkati gibi… Diğer kadınlar da doğum yapan anneye destek olmak için orada olurdu. Böylece hamilenin çevresinde görünmez bir sevgi yumağı oluşurdu. Belki de bu yüzden geçmişin doğumları (tıbbi nedenlerle aksaklıklar ve imkânsızlıklar hariç) çok daha kolay olurdu ve çok daha pozitif anılar bırakırdı. Hatta babalar bile doğumda çok daha aktif rol alırlardı.

SEVGİ SANATI
Annem emekli bir ebedir. Ebelerin toplumda el üstünde taşındığı şanslı bir zamanda mesleğine başlamıştır. 18 yaşında yeni mezun bir ebe olarak 1956-1958 yıllarında Adapazarı'nın tek ebesi olarak evden eve doğumlara gittiğini anlatırdı. Ebelik sanatı o dönemde sevgi sanatıydı. Sevgi ve destek sanatıydı. Gittiği doğumlarda en büyük görevinin saatlerce kadının yanında durmak ve ona destek olmak olduğunu anlatırdı. Normal giden bir doğumda ebenin başka ne görevi olabilirdi ki…

VE DOĞUMLAR HASTANELERE TAŞINDI…
20. yüzyılın başlarından itibaren doğumlar hastanelere taşındı. Doğumlar artık eğitimli ebeler ve doktorlar tarafından yönetilir olmaya başlandı. Artan tıbbi yardımlar sayesinde kanama, ters doğumlar gibi istenmeyen durumlar ve bunların getirdiği anne-bebek ölümleri azalmaya başlamıştı. Ancak artık kadınlar doğumlarında yalnız bırakılmıştı. Çünkü ebelerin ilgilenmesi gereken başka hamileler de vardı ve bir hamileye doğumu boyunca sürekli destek verecek tek ebe tahsisi mümkün değildi. Artık evin o güven verici sevgi ortamı kaybedilmişti. Kadınlar doğumlarında yalnızdılar. İhtiyaçları olan desteği kaybetmişlerdi.

1940'lı yıllardan sonra doğal doğuma destek veren hamile eğitim grupları, doğumda bir yardımcının verdiği desteğin önemini yeniden keşfettiler. Özellikle babaların doğuma girebilmeleri ve eşlerine destek olabilmeleri için çalışmalar yaptılar. Uluslararası Lamaze Örgütü bu grupların başında geliyordu. Babaların eğitimlere katılmaları sayesinde kadınlar doğumda ihtiyaç duydukları duygusal ve fiziksel desteğe yeniden kavuşmaya başladılar.

DOĞUM YARDIMCILARI: DOULA'LAR
Yıllar içinde doğum yardımcılığı bir meslek haline geldi. "Doula" ismi verilen "doğum yardımcıları" için uluslararası eğitim veren organizasyon ve dernekler kuruldu. Hatta bazı sigorta şirketleri bu hizmetlerin ücretlerini karşılamaya başladılar. Çünkü "doula"ların katıldığı doğumlarda müdahaleler çok daha az oluyor ve sezaryen oranları da düşüyordu.

"DOĞUM YARDIMCISI HER KADINA SUNULMASI GEREKEN BİR HEDİYE OLMALI"
"Doğumun aktif hale geldiği ve yorgunluğunu hissetmeye başladığım o anlarda Yoga Eğitmeni Lorens bir hızır gibi yetişti. Sadece onu görmem bile kendime güvenimi arttırdı. Artık birlikte nefes alıyorduk, birlikte sallanıyorduk. Her kasılmada dokunuşları ve masajları ile rahatlamamı sağlıyordu. Kasılmalarda ona yaslanarak ağırlığımı azaltıyordum ve bu sayede bebeğime daha iyi odaklanabiliyordum. Ikınma döneminde de beni yönlendirerek doğru pozisyonlar almamı sağladı. Doğum yardımcısının önemini biliyordum, ama doğum tecrübesini yaşarken, bunun her kadına sunulması gereken bir hediye olduğunu düşünüyorum." (Çağın-Devlet hastanesi, ilk doğum)

"BEBEĞİMİ BEN DOĞURMUŞTUM"
"Suyum erken gelmişti. Aldığım eğitimlerde, doğumun kendiliğinden başlaması için bekleyebileceğimi biliyordum. Ama bu bekleme döneminde yalnız olma fikri beni tedirgin ediyordu. Neyse ki, doğum ekibimizin içinde bir ebe de vardı. Aynı zamanda da profesyonel doğum yardımcılığı hizmeti de veriyordu. Yaptığımız plana göre hastaneye gidene kadar evde benimle olacaktı. Onun gelmesiyle beraber tüm tedirginliğim geçti. Artık kendimi güvende hissediyordum. Tedirginliklerimi onunla paylaşıyor ve rahatlıyordum.
Gece hastaneye de birlikte gittik. Tüm gece benimleydi. Sabah erken saatlerde, yani suyumun gelmesinden 24 saat sonra doğumum kendiliğinden başladı ve çok hızlı ilerledi. Hızlandıkça kasılmalar beni zorlamaya başladı. İşte o anda yardımcım duşa girmemi önerdi. Bu kasılmalar arasında bunu nasıl yapabilirdim ki? Ama o tüm enerjisi ve şefkati ile doğum topunu duşun altına koydu ve benim topun üzerine oturmamı sağladı. Sonra sıcak suyu açtı.

Hayatımda en çok hissettiğim rahatlama anlarından biriydi. Bir yandan sıcak suyun gevşetici etkisi, bir yandan da doğum yardımcımın dokunuşları birdenbire doğumun o yorgunluk ve gerginliğini uzaklaştırmıştı.

10 dakika bile geçmeden ıkınmaları hissettiğimi söyledim ve derhal doğum yapacağımız yere geçtik. İki ıkınma sonrası, hiçbir müdahale yapılmadan bebeğim kucağımda bana bakıyordu. Bebeğimi ben doğurmuştum.

Şimdi her doğum yapacak anneye, doğum yardımcılarını çok iyi seçmelerini öneriyorum. Benim yardımcım, doğumumu bir mucizeye çevirdi." (Mana - Özel hastane-İlk doğum)

DOĞUMDA DUYGUSAL VE FİZİKSEL DESTEK NEDİR?
Doğumda destek, bebekle ilgili tıbbi verileri takip etmek değildir. Bunu ebeler veya doktorlar zaten yaparlar. Doğumda destek, çevrenizde güvenli bir "koza" örmektir ve bu koza, içinde doğum yapan kadının kendini güvende hissetmesini sağlamaktır. Çünkü güven, doğumun normal ve doğal gidebilmesi için en önemli duygudur.

DOĞUMDA GÜVENE İHTİYAÇ VARDIR!
İnsanoğlunun, diğer memeliler gibi doğum yapabilmek için güvene ihtiyacı vardır. Güvenin olmadığı yerde içgüdüleriniz size, "tehlike var" sinyalleri gönderir. Sebebini bilmeseniz bile bu tehlike sinyalleri ilkel hormonlarınızın kontrolündeki doğumunuzun ilerlemesini durdurur. Evde veya sokaktaki kedileri düşündüğünüz zaman, doğum zamanları geldiğinde, kendilerine güvenli bir yer aradıklarını fark edersiniz. Bazen bir çekmecenin arkasına saklanırlar, bazen çatı arasına kaçarlar, bazen de odunlukta bir yer bulurlar. Çünkü içgüdüleri onlara güvenli bir yerde doğum yapılabileceğini söyler. Bazen siz, doğumdan önce o kedileri saklandıkları yerde görürsünüz ve izlemeye başlarsınız. Amacınız doğumu seyretmektir. Ancak ertesi gün siz aynı yere baktığınızda, o anne kediyi artık orada bulamazsınız. Çünkü sizin varlığınız bile onun için tehdittir ve doğum için çoktan daha güvenli bir sığınak bulmuştur.

Tıpkı diğer memeliler gibi doğumlarımızı içgüdülerimizle yaparız ya da yapmalıyız. Bunun için de doğumda "güven dolu bir ortam" en büyük ihtiyacımızdır. İşte bu ortamın oluşabilmesi için doğum yardımcılarına ihtiyacımız olur. Bazen bir eş, bazen bir anne, bazen bir arkadaş bu doğum yardımcısı rolünü alır.

Doğumda destek olmak, doğum yapan kadına rahatça hareket edebilmesi ve özgür davranabilmesi için şefkatli bir alan yaratır. Böylece, bazen zorlu olabilen doğum yolunda anne kendini güvende hissedecektir. Ara ara her şeyi doğru yaptığına dair şu tip pozitif geri bildirimler, doğum yapan kadınların en büyük ihtiyacıdır: "Çok iyi yapıyorsun, bebeğin doğum yolunda çok güzel ilerliyor, her şey sağlıklı gidiyor, bebeğin ve bedenin uyum içinde çalışıyorlar".

DOĞUM YAPAN KADINI YARGILAMAMAK GEREKİR!
Kadınların doğumda neyi nasıl yapmaları konusunda duygusuz kelimelerden çok, başarabildiklerini vurgulayan pozitif şefkatli cümleler duymaya ihtiyaçları vardır. Öncelikle bebeklerinin iyi olduğunu bilmek, ardından da her şeyi doğru yaptıklarını hissetmek isterler. Doğumda destek, öncelikle bu pozitif yaklaşımları sorgulamadan ve yargılamadan sağlamaktır. Doğumda yargılama, kadınlara yapılacak en büyük haksızlık olacaktır.

Duygusal desteğin yanında fiziksel destek de doğumun vazgeçilmezleri arasındadır. Doğum bir kas eylemidir. Doğumda kadınların hareket etmeleri rahim kaslarının çalışmalarını kolaylaştırdığı gibi, kemik yapının da açılmasını sağlayarak doğumlarını kolaylaştırır. Kasılmalar tıpkı dalgalar gibi belli aralıklarla gelirler. Ortalama iki dakikada bir gelen bu doğum dalgaları, yaklaşık bir dakika sürer. Dalgalar sırasında uygulanacak ilaç dışı rahatlatıcı teknikler, kadınlarda rahatlama sağlar. Bunlar arasında en önemlileri gevşeme, nefes ve dokunmadır. İşte fiziksel destek bu aşamada devreye girer. Doğum yardımcınız sizi telkinlerle rahatlatır. Yavaş ve derin nefesler için size destek olur. Göz kontağını kaybetmeden sizinle sürekli iletişim içindedir. Küçük dokunuşlarla efloraj denen masajı uygular. Saçınızı okşar. Ayaklarınıza ve belinize masaj yapar. Oda ısısını en rahat edeceğiniz seviyelerde tutar. Rahat edebilmeniz amacıyla sık sık pozisyon değiştirmeniz için sizi destekler. Ara ara bir şeyler yemenizi ve içmenizi hatırlatır. İmkânı varsa suyun rahatlatıcı özelliklerini kullanmanızı sağlar. Alnınıza veya belinize sıcak veya soğuk kompresler uygular. Gerektiğinde sizi odanın dışında da yürümeye teşvik ederler. Ikınma döneminde aktif ıkınma pozisyonlarını almanız için sizi desteklerler.

Doğumda iyi bir destek, doğum yapan kadının tüm duygusal ve fiziksel ihtiyaçlarının, o daha talep etmeden karşılanmasıdır. Ve bu desteğin sorgulamadan, yargılamadan yapılmasıdır.

"EŞİMİN YANIMDA OLMASINA İHTİYACIM VARDI"

"Ve yürümeye başladım. Yürüdüm, yürüdüm. Hep daireler çiziyordum. Sonra fark ettim ki eşime doğru yürüyordum. Sanki içimde bir güneş vardı ve patlamak istiyordu. Ancak eşime baktıkça içeride büyüyenin bizim sevgimiz olduğunu hissediyordum. Sadece dışarı doğmak istiyordu. Diğer tarafa doğru yürümek istediğimde sanki ağrıyı hissediyordum. Ama fark ettim ki onun gözlerine baktığım zaman sanki içimdeki sevgi dışarı patlamak istiyor gibiydi. Bunu ona söyleyince o da benimle yürümeye başladı. Beni tutuyor ve geri geri yürüyordu. Ben de hep ona bakarak yürüyebiliyordum. Ve böylece beraber yürüdük. Sanırım eşim de bunu yaparak, acı yerine içimde sevgi patlaması hissetmemi garanti altına alıyordu. Kısa bir süre sonra, birdenbire, sıcak su küvetine girme ihtiyacı hissettim. Suya girmem daha doğru olacaktı. Bir ebe olarak biraz erken olduğunu düşündüm, ama anne ve kadın olarak içgüdülerim ne istediğimi kesinlikle söylüyordu. Eşim derhal küveti benim için doldurdu. Eşim de benimle küvete girdi. Onun burada da yanımda olmasına ihtiyacım vardı. O da orada olmak istiyordu. Ancak bana bakarak ne hissettiğimi hissedebiliyordu. Bana sonradan söylediğine göre ne hissettiğimi en fazla burada yakalayabiliyordu." (Meksika'lı bir ebe Naoli-Evde suda doğum)


Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz.