Duyu organları ile algılanan bilgilerin beyin tarafından kullanılması ile ilgili bir güçlüktür. Duyu organlarımız çevreden aldıkları bilgileri bize ileterek dış dünyayı tanımamıza olanak sağlarlar. Gelen bu bilgiler merkezi sinir sistemimizde yorumlanır. Bir resim çerçevesinin içine yerleşen resim gibi tamamlanır. Eğer duyularla sağlanan bilginin işlemlenmesi, yani diğer duyular tarafından elde edilen bilgiler ile bir araya getirilmesi ve kullanılmasında zorluk varsa duyu bütünlemesi bozukluğu ya da güçlüğü olarak adlandırılır.
Portakal denilince aklımıza kokusu (koklama duyusu), rengi ve şekli (görme duyusu), ağırlığı ve kabuğunun pütürlü olduğu (dokunma duyusu), lezzeti (tad alma duyusu) gelir. Sadece yuvarlak ve turuncu olduğunu algılasaydık ve diğer bilgiler değerlendirmeye tam olarak alınmasaydı her turuncu ve yuvarlak şekilli nesne portakal ile karışabilirdi. Kısacası, bir nesne hakkındaki algımız, elde edilen bilgilerin tam olması, yani öğrenmenin tam olması ile ilgilidir. Bunun için de duyu bütünlemesine gerek duyarız.
DUYULARA VE İŞLEVLERİNE YAKINDAN BAKALIM:
Dokunma duyusu: Bireyin dış dünyayı tanıması için dokunarak öğrenmesine yardımcı olur. Farklı yüzeyleri tanımak ve ayırt etmek sayesinde, diken ile gül yaprağı gibi kendimizi korumamız gereken ortamları da öğreniriz. Bir bakıma savunma yapmamız mümkün olur.
Denge duyusu: Bedenimizin nerede olduğunu ve pozisyonumuzu tanımamıza yarar. Gözlerimiz bağlı olsa bile ayakta durabiliriz.
Koku alma duyusu: Görmeden burnumuzdan aldığımız bilgiye dayanarak dış dünyadaki pek çok kokuyu tanırız. Böylece kendimizi ortama hazırlarız. Eve geldiğinizde annenizin yaptığı kurabiye kokusunu algılamak üzerinizde olumlu bir etki yaratır.
Görme duyusu: Dış dünyayı tanımak için görme duyusu oldukça fazla bilgi sağlar.
İşitme duyusu: Duyduklarımızı kullanarak öğreniriz. Ancak bazı kişiler seslere karşı aşırı hassasiyet gösterebilirler .Elektrik süpürgesi ya da mutfak robotunun sesi, kalabalık bir ortam dayanılmaz olabilir.
Derin duyu: Kas ve tendon bölgelerinde algılanan bu duyu, vücut parçalarımızın pozisyonu hakkında bize bilgi sağlar.
Çocuklar gelişimleri sırasında aldıkları bilgileri kullanarak öncelikle bedenlerinin nasıl olduğunu öğrenirler. Daha sonra postür dediğimiz vücut duruşu ve kontrolünü kazanır ve içinde bulundukları ortamda kendilerini güvende hissederler. Belli bir işi yapabilmek, örneğin küpleri üst üste dizebilmek için motor planlama dediğimiz bir beceriye gerek vardır. Bu görevi yerine getirebilmek için gereken hareketleri planlamak ve nasıl yapılacağını bilmek de gereklidir. Bu görevi uygun bir şekilde yerine getirebilmek için vücut parçalarımızın hareket yeteneklerini önceden bilmemiz gerekir. Motor becerilerimizi düzenlemek ve harekete geçirmek için dokunma duyusu, derin duyu, denge ve görme duyusundan gelen bilgileri kullanırız. Merkezi sinir sistemi; duyu organları ile algılama, algıladığı bilgileri bütünleme ve daha sonra kullanmak üzere hatırlama ve motor planlama yapabilme gibi bir gelişim süreci içine girer ve sürdürürse çocuğun gelişimi beklenilen düzeyde olur. Öğrenme süreçleri işler.
Bazı çocuklarda, tüm duyular çalışsa bile gelen bilgileri bütünlemekte zorluklar olabildiği için günlük yaşamda çeşitli sıkıntılar kendini gösterebilir.
Duyu bütünlemesi zorlukları aşırı hassasiyet ya da az duyarlı olmak şeklinde gözlenebilir. Dokunma konusunda aşırı hassiyeti olan çocuk bunu çeşitli şekillerde ortaya koyabilir. Örneğin, çimlere basarak yürümekten kaçınabilir ya da salatalık gibi kaygan ve ıslak dokulara dokunmakta zorlanabilir. Bu durumda eli ile tutmakta zorlandığı gıdaları yemek konusunda da başarılı olmayacaktır. Gıdaları seçici bir tutum geliştirebilir.
NASIL DEĞERLENDİRİLİR?
Duyu bütünlemesi bozuklukları, bu konuda eğitim almış occupational terapistler (uğraşı terapistleri, ergoterapistler) ya da fizyoterapistler tarafından yapılan değerlendirmeler ile saptanır. Duyu bütünlemesi terapisi eğlenceli, fiziksel aktiviteye dayalı bir terapi şeklidir. Özel yapılmış salıncaklar, tüneller, kaydırak sistemleri gibi duyuları kullanmayı sağlayıcı materyaller kullanılır.
Bu problem tek başına görülebileceği gibi başka problemler ile birlikte de gözlenebilir. Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu, otizm spektrum bozukluğu, öğrenme güçlüğü, gelişimsel gerilik, bazı konuşma ve dil bozuklukları olan çocuklar bu güçlüğü de ek olarak yaşayabilirler.
DİKKAT ÇEKEN ÖZELLİKLERDEN BAZILARI:
- Bebeklikte bazı motor gelişim basamaklarında gecikme olması (emeklemek).
- Bisiklet pedalı çevirmek konusunda zorluk.
- Eşyalara çarparak yürümek, sakar olmak, sık düşmek.
- Dil ve konuşma gecikmesi.
- Kalem tutmak, resim yapmak, makas tutmak gibi ince motor becerilerde yaşına göre zorluk çekmek.
- Dikkat ile ilgili zorluklar, aşırı hareketli olmak.
- Kalabalık ve gürültülü ortamlarda sesten aşırı derecede rahatsızlık duymak, elleri ile kulaklarını kapatmak.
- Takmak, döndürmek, çıkarmak gibi beceriler gerektiren bazı oyuncaklar ile yaşıtları gibi oynamakta zorluk.
Duyu bütünlemesi terapisinin etkili olabilmesi, aile tarafından iyi anlaşılması ve evde uygulanması ile yakından ilgilidir.