Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
YENİ ÇAĞIN EĞİTİMİ
FİLİZ YILDIRIM
Eğitimci
Yazı Boyutu:
“Hadiii, devam et!”

 

Büyük annelerin masal anlatarak uyuttuğu çocuklar olarak biz, çok şanslıydık. Şimdi çocuklar aile büyüklerinden uzak yaşıyorlar. Anne ya da baba masal anlatamaz mı, anlatır elbette; ama büyükannenin yerini tutmaz. Büyükanneden çocuğa akan karşılıksız, kuralsız, beklentisiz saf sevgi vardır masalla birlikte… Çocuk, masalı dinlerken bu sevgiyi içer bir yandan. Bundan yoksun kalan çocuklar, anne baba da olumlu yaklaşımdan uzaksa eğer; hırçın, huzursuz hatta saldırgan olabiliyorlar. Böyle bir çocukla yaşanmış sıra dışı bir deneyimi anlatacağım size.

Sahne 6 yaşındaki çocuğun odaya girmesiyle başlar. Çok hareketli, agresif, odaklanma sorunu yaşayan bir çocuktur bu. Odada öğretmenine bakar ve “Oyun oynayalım” der gülerek. 6 yaşındaki Ali’nin şiddete yönelik davranışları için kendisinden yardım isteyen anneye elinden geleni yapacağını söylemiştir öğretmen. Onunla nefes çalışmayı düşünür, ancak sadece oyuna odaklanabilen bu çocukla nasıl işbirliği yapabileceğini kestiremez. Çalışmayı akışa bırakıp, gitmediği yerde durmaya karar vererek: “Nefesini sayabilir misin?” der çocuğa. “Nefes sayılmaz ki, hadi oyun oynayalım” yanıtını alır. “Deneyelim” der ve yanına oturur öğretmeni. Birkaç derin nefes aldırdıktan sonra, çocuk “Islık çalar gibi yapayım” der. Çocuklarla çalışmak bu nedenle çok güzeldir, sizi alıp bilmediğiniz yerlere götürürler izin verirseniz. “Evet, der öğretmeni gülümseyerek, ıslık çalar gibi yap.”

BÜYÜK ANNE GİBİ...
Derin nefesler alır çocuk ve derinleşmeye başlar, gözlerini kapatır. Sırtını sıvazlar öğretmen, “Şimdi” der çocuğun tepkilerini gözleyerek, “Kulağına bir şeyler fısıldayacağım. İçindeki ses diyor ki sen çok akıllısın, yeteneklisin, sakin ve dinginsin. Çok güçlüsün.” Çocuk durur, açar gözlerini, “Ben güçlü değilim ki” der, huzursuzca kıpırdanır. “Neden?” diye sorar öğretmen, çocuğun kalkıp gitmesinden korkarak. “Güçlü deyince benim aklıma dövmek geliyor, ben herkesi dövemem.” Öğretmen gülümser, sırtını sıvazlamaya devam eder çocuğun. “Güçlü demek başarılı, akıllı demek aynı zamanda” der. Arkadaşların mesela, diyorlar ki “Aaa Ali mi, ben onu tanıyorum, çok akıllı bir çocuktur… Ali mi, ben onu tanıyorum çok başarılıdır…” Çocuk gözlerini elleriyle kapatır bu kez, “Bir daha söyle” der. “Neyi?” der öğretmen nazlanarak. “Son dediğini, yok yok en baştan başla tekrar söyle” der çocuk arkasına yaslanarak. Tekrar eder öğretmen aynı yumuşak ses tonuyla. Yatar çocuk, başını koltuğun kenarına dayar, “Devam et” der. Öğretmeni, arkadaşları gibi konuşarak ona olumlayıcı cümleler söylemeye devam eder. Duraklar. Çocuk gözünü açmadan “Hadiii, devam et”der. Annesi olur öğretmen, onu ne kadar çok sevdiğini söyler, babası olur, en son kendisi yani Ali olarak kulağına sevgi sözcükleri fısıldar. “Hadiii”, der çocuk, “Devam et!” Bir yandan da sımsıkı kapattığı gözlerinden akan yaşları gizlemek için başını koltuğa iyice gömer. Şaşkınlık içinde bir süre daha devam eder öğretmen. Sustuğunda başını koltuktan kaldırmadan “Bitti mi?” der çocuk. “Bitsin mi?” der öğretmen. “Evet, der çocuk, karnım acıktı” Kalkıp gider…


Ertesi gün çocuğun annesi öğretmeni arar, “Ali’ye ne yaptınız?” der, dün eve gidince “Anne getir bütün kitaplarımı, hepsini beynime sokmak istiyorum” dedi ve ilk defa kendi kendine çalıştı.” “Önemli bir şey değil” der öğretmeni, “Büyükanne gibi sırtını sıvazladım ve biraz masal anlattım.”


Copyright 2007-2025 ® NETATÖLYE - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz.