Bebeğinizin ağlaması, size ihtiyacının olduğunu anlatmasının tek yoludur. Ve doğumu takip eden ilk aylar her ağladığında yanında olup nedenini bulmaya çalışmalıyız.
Bebeğimizin doğduğu bu dünyada deneyimlediği her şeye yabancı olması, kendini ifade edememesi vücudunda hissettiği değişiklikler, nefes alma, acıkma, kaka yapma, gaz ağrısı, sıcak, soğuk, fazla ışıktan duyduğu rahatsızlık, yatak çarşafında oluşan katın verdiği acı, giysisinin etiketinin onu kaşındırıyor olması, uykuya dalmakta sıkıntı çekmesi, yattığı pozisyonu değiştirmek isteyip de değiştirememesinin yol açtığı sıkıntı, canının sıkılması, kucakta olmak istemesi gibi durumlarda rahatsızlığını ifade etmesinin bir tek yolu vardır: Ağlamak.
NEDENLER PEK ÇOK...
Görüldüğü gibi bebeklerin ağlaması için pek çok neden bulunmaktadır. Ancak çevrenizdeki insanların bebek ağlamasının tek nedeninin açlık olduğunu düşünmeleri ve sizi de buna inandırmaları bir sorundur. Bebeğiniz her ağladığında onu emzirerek, zavallı bebeği sorununu çözümlemeden susturmanın tek yolu zannetmenizin sebebi, gerçekten ağlamayı kesip hırsla memenizi emmesidir. Emmeye başladığı an duyduğu haz, rahatlamasını ve bir süreliğine gerçek sıkıntısını unutmasını sağlayacaktır. O zaman siz de; “Doğru, bu kadar istekli emdiğine göre karnı açmış, zavallı bebeğim” diye düşüneceksiniz.
Ancak, gerçek sorun, kısa bir süre sonra bebeği tekrar huzursuz edecek ve yine ağlamaya başlayacaktır. Bu defa sütünüzün yeterli olmadığı ve bebeğin aç kaldığı yorumları başlayacaktır. Buna ikna olacaksınız, çünkü bebeğiniz biberonla verilen süt formülünü de hırsla emecektir.
HER ZAMAN SORUN AÇLIK DEĞİL!
Bu arada yatır, kaldır, emzir, mama ver, gaz çıkart derken, onun gerçek rahatsızlığı da bir şekilde giderilir; ancak farkına varılmadan. Bebek gerçekten aç olmamasına rağmen, emmenin verdiği rahatlama ve şişkinlik sonucunda uykuya dalar. Verilen süt formülü, anne sütüne göre daha uzun sürede hazım olduğundan, bebek meme emdiği süre arasından, daha uzun uyur. Evet, sorun çözülmüştür, anne de buna ikna olmuştur. Sütü, bebeği için yeterli değildir. Etrafında, bebeği doyurma arzuzu içinde kıvranan yakınlar, akrabalar da nihayet tatmin olmuşlar; bebeğin beslenme sürecine kendilerini de dahil etmişlerdir. Burada bebeğinizin sizden aldığı mesaj şu olmuştur: “Ne türlü sorunun olursa olsun, tek çözüm var, meme emeceksin, rahatlayacaksın.” Beyninde bu kod oluştuğu için, erişkinlik döneminde de karşılaştığı sorunlar, zorluklarla başa çıkabilmek için kendini sıklıkla buzdolabının önünde bulacak veya bir şeyler atıştırarak rahatlatacaktır.
Doğduğu ilk günlerde bebeğimizi sık emziriyoruz, çünkü gelen sıvı kollastrum, (halk arasında buna ilk süt, ağız, gibi isimler verilmiştir) az miktardadır. İlerleyen günlerde süt akışı rahatlayıp, miktar artınca bebek emme aralıklarını zaten uzatır ve düzen kendiliğinden oluşur. Bu süreçte, bebeğinizin doyduğuna eminseniz, yukarıda söz ettiğimiz nedenleri konuşarak “Neyin var bebeğim, bakalım gaz mı seni rahatsız etti, yoksa... “ gibi rahatsızlık duyabileceği durumları sırayla kontrol edip, sonunda çözüm sağlandığında ise, bebeğin sizden aldığı mesaj bu defa şu olacaktır: “Neler oluyor bilmiyorum ama sıkıntı duyuyorum, böyle hissedince ağlıyorum ve hemen gülümseyerek gelen o ışıltılı tanıdık yüz, bir şeyler yapıp, beni rahatlatıyor, sorunum çözümleniyor ve yola devam edebiliyoruz.” Bu, yaşamda da karşılaştığı sorunları çözümleyebilen bir erişkin olmasına olanak sağlayacaktır.
İLK 4 YIL HAYATIMIZI ETKİLİYOR
Hayatımızın ilk 4 yılı yaşam içindir ve bizi hayatla tanıştıran, ileride nasıl bir erişkin olacağımızın temellerinin atıldığı bir dönemdir. Ebeveynler için büyük bir fırsat, çocukları için istedikleri yaşam penceresini bu süreç içinde açabilirler. Yeni doğmuş bir bebeğin ağladığında yanında olmak, onun ihtiyacına cevap vermek, kendini değerli hissetmesini sağlar, güven duygusunu arttırır. Ağlamasma cevap vermemek ise, bir süre sonra ağlamadan, kendi kendine hissettiği çaresizlik ve ne olursa olsun, zaten onu kimselerin önemseyip de ağlamasına cevap vermedikleri hissiyle suskun kalmasına neden olur. Yaşam boyu, içinde oluşan boşluğun yerini dolduracak hiçbir şey bulamaz. Dünyaları önüne koysanız, alamadığı güven, sevgi ve değerlilik duygusundan yoksun kalacaktır. Bazen bebeklerin vücudunda onu rahatsız eden enerji oluşur; bunu atıp, rahatlamasına neden olduğu için, bu tür ağlamaların yararından da söz edilmektedir. Ama masaj yaparak bebeğimize rahatsızlık veren fazla veya olumsuz enerjiyi temizleyebiliriz.
KISA SÜREDE BEBEĞİNİZİN AĞLAMA DİLİNİ ÇÖZECEKSİNİZ
Merak etmeyin, kısa sürede bebeğinizin ağlama dilini çözeceksiniz ve ağlamasının ne anlama geldiğini hemen anlayacaksınız. Mesela; yenidoğanlar genellikle aç uyanır ve süt emmek için ağlarlar. Eğer emzirmeyi geciktirirseniz, ağlamasının öfke ağlamasına dönüştüğünü görürsünüz. Bu ağlamaları kontrol etmenin en iyi yolu, ilk haftalar her ağlayışına çabucak cevap vermektir. Eğer tok ve altı kuru olduğu halde hala ağlıyorsa dizlerini karnına doğru çekiyor, memede bile rahatlıyamryorsa ağlamasının nedeni gaz spazmıdır. Bu durumda gaz masajlarına başlamalısınız. Sırtına ritmik vuruşlar yaparak ve zıplayarak evde turlar atabilirsiniz. Konuşun, şarkı söyleyin, hafif müzik dinletin, ritmik sesler çıkarın ve sallamayı deneyin. Arabada dolaştırın. Ilık banyo yaptırın. Bütün bunlar işe yaramazsa, yatağına koyun, pozisyonunu değiştirerek ve ninni veya şarkı söyleyerek uyutmayı deneyin. Bazen bebekler, ağlayarak uyurlar. Gerçekten yorgunsa, ağlaması uzun sürmez. Ağlaması devam ediyorsa, hasta olup olmadığını kontrol edin. Derecesine bakın.
BEBEĞİNİZİ SARSMAYIN!
Bebeklerin algıları çok güçlüdür. Bulundukları ortamdaki stresi ve olumsuz elektriklenmeyi hemen hisseder ve tepki verirler. Onun için her zaman rahat olun. Eğer sinirlerinizi kontrol edemezseniz yardım çağırın. Bu bir akraba veya arkadaş olabilir. Ne kadar sabırsız, sinirli veya kızgın olursanız olun, onu asla sarsmayın. Bir bebeği sert bir şekilde sarsmak, körlük, beyin hasarı hatta ölümle sonuçlanabilir. Buna sallanma sendromu denmektedir. Bütün bebekler bazen, belli bir neden olmadan da ağlarlar. Bu, onun yabana bir hayata uyum sağlamasının bir parçasıdır. Sadece yanında olun...