Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
PROFESYONEL BİR BABA'DAN ANNELERE
Yazı Boyutu:
Saygı

Saygılı milletizdir, vesselam.Ya da öyleydik. Saygı kelimesi, kanımca, ya yıllarca yanlış anlaşıldı, ya da sahip olduğu anlamda kullanılamadı bu ülkede, hala da öyle  olmaya devam ediyor. Asıl sıkıntı, bu çok önemli kelimenin içini bir türlü dolduramamakta, bu hayati kelimenin hakkını bir türlü verememekte.


Bazı şeylere aklımızın ermeye başladığı hayatımızın ilk yıllarında, “Büyüklere saygı, küçüklere sevgi” desturuyla akıllarımıza kazınmaya çalışılan bu kelimenin, ne denli önemli olduğu, dünyada son birkaç yıldır  biraz daha net gösterilmeye çalışılıyor  insanlara. Hem ülkemizde, hem de diğer ülkelerde olsun çeşitli ve farklı algılama sorunlarının olduğu da aşikar. Son olarak Dünya Futbol Şampiyonası’nın sloganıydı “Respect (Saygı)”; amacı, benim bu yazıda değineceğimden farklı olsa bile.

ASIL TEHLİKE!..
Ülkemizde saygı, çok uzun yıllar korku ile paralel çizgide seyretmiş. Büyüklere saygı, sevgiden değil, korkudan doğmuş ve devam etmiş uzun yıllarca. Evladını, çocukluğu boyunca kucağına alıp sevmemiş babaların çocukları, bu topraklarda yaşıyor hala. Bir yanda evlatlarına sevgisini göstermekten hala imtina eden ve saygıyı bu yolla sağlayacağını düşünen babalar varken, diğer bir tarafta da saygı kelimesinin varlığından habersiz bir insanlar topluluğu  ülke nüfusumuza dahil. Saygısızlıklarını, toplum olma ve birlikte yaşama bilincinden ne kadar uzakta olduklarını, sağolsunlar her fırsatta  gösteriyorlar bize. Trafikte, bir bekleme kuyruğunda, önceliklerin hep kendilerinde olduğunu düşünerek hareket edenlerinden tutun; bir sinemada, bir klasik müzik konserinde ya da tiyatroda, herkesin sahneye odaklanmış olduğu anda yüksek sesle  konuşup, birşeyler yiyenine kadar,  bu gruba dahil olan saygı yoksunlarından bahsediyorum. İnanın ki, bu ülkenin gelişmesinde ve daha medeni olabilmesinin karşısındaki en büyük engellerden birisi bu zümre. Bunların bir de  anne-baba şeklinde olanları da var ki, asıl tehlike de bunlar zaten. Ve ne yazık ki, yine bunlar tarafından yetiştirilen çocuklarda...

AMAÇLARI OYNAMAK
Bu çocuklar, sizlerin de daha önce dikkatini mutlaka çektiği üzere, hemen hemen her yerde bulunabilir ve görülebilirler. Saygısızlığın parayla, pulla, eğitimle, cahillikle alakası yok. Cahilliğinden ötürü saygısız olanı da, çok parası olduğu için istediği gibi davranma hakkı olduğunu zanneden görgüsüzler de aynı gruba dahildirler. 

Peki, böyle saygısız ebeveynler tarafından yetiştirilen çocukları nerelerde görebilirsiniz? Ben gördüklerimi söyleyeyim, sizin de mutlaka ekleyeceğiniz örnekler olacaktır. Öncelikle toplu taşıma araçlarında görürsünüz bu çocukları. Örneğin; bir feribotta. Anneleri-babaları bırakmıştır bu çocukları, deli gibi koşarlar, bağırırlar, masalar, oturma grupları arasında. Çocuk derken, 3-4 yaşlarında olanlardan bahsetmiyorum. Bu çocuklar, 8-12 yaşlarında, birşey söylenildiğinde anlayacak ya da uygulayabilecek yeterlilikte olanlardır. Amaçları oynamaktır, kimseyi rahatsız ettiklerinin farkında da değillerdir, dedim ya, çocuklardır. Ama onların ebeveynleri, bu çocuklara toplum içerisinde nasıl davranacaklarını öğretmedikleri için, çocukların bu davranışlarıyla o ortamda bulunan insanları rahatsız edebileceklerini idrak edemedikleri için, rahattırlar. Çocukları yanlarında olmadıkları için daha da rahattırlar, onlarla uğraşmak zorunda değillerdir, saldım çayıra mevlam kayıra misali.

UÇAK KORİDORUNDA OYNAYAN ÇOCUKLAR
Ben, çocuklarını uçak içerisinde oynasınlar diye daracık uçak koridoruna bırakan ebeveynleri daha dün gördüm. Uzun bir uçuş olsa anlayacağım, çocuklar sıkıldı diye ama, 1 saatlik uçuşun 15. dakikası koridorda koşan 2 çocuk sadece bizim ülkemizde görülür harhalde. Görevliler uyarmasa umurlarında değil bizim ebeveynlerin. Tabii çocuklar koltuklarına alınınca, bu sefer de başka bir curcuna kopuyor, “Neden bizi oturtuyorsunuz” diye. Yine geçen sene, yurtdışından dönerken, uçakta arka koltuğumda oturan çocuk, benim koltuğumu tekmelemeye başlıyor. Sabrediyorum bir süre, çocuktur, annesi müdahele eder de durur diye. Ne durması, bu sefer arkadan koltuğun kafa bölümüne darbeler gelmeye başlıyor. En sonunda  dönüp çocuğun annesine; “ Hanımefendi rica etsem tekmelemese koltuğu” diyecek oluyorum. O anne, “Ne yapalım, çocuk bu,yapacak birşey yok” deme vurdumduymazlığı ve  küstahlığında da bulunabiliyor. “Çocuk dediğin en az 10 yaşında da, problem onda değil, sende” demek gerekiyor da, terbiye müsait değil. Ve ben bu insan yüzünden koltuğumu değiştirmek zorunda kalıyorum. Bu insan, bu anne,  Avrupa’da yaşayan bir Türk.

FARK NEREDE PEKİ?
Tatil köylerinde, restoranlarda anneleri tarafından yemek yedirilen, ancak bunu tek başına yapabilecek yaşta olan, elde tabak yemek yesinler diye peşinden koşturulan,  toplum içinde en fazla ağlayan, bağıran, çağıran çocukları  sadece bu ülkede görebilirsiniz. Bir de gelişmiş ülkelerin çocuklarına bakın. Başka malzemeden mi yaratılmış bu çocukar? Ya da başka bir gezegenden mi gelmişler? Tabii ki değil. Onlar da bizim çocuklarımız gibi, etten, kemikten yaratılmışlar. Fark nerede peki? Tabii ki, ebeveynlerde. Hayatının ilk yıllarından başlayarak, bir çocuğun istediği her şeyi yaparsanız, pamuklara sarıp büyütmeye çalışırsanız, her şeyi yapma hakkına sahip olmadığını aşılamazsanız,başarısızlıkların da başarılar kadar normal olduğunu çocuklarınıza öğretmezseniz, düştüğü zaman, kendi kendine kalkmasını beklemek yerine, hemen koşup onu kendiniz kaldırısanız, özgüveni düşük, saygısız çocuklar yetirştirmeniz gayet normaldir. Kaç ülkede, “Ana kuzusu”  diye bir benzetme vardır acaba?
Medeniyet; kendine saygıdır, insanlara saygıdır, çevreye ve doğaya saygıdır. Bakalım çevremize, bu profilde kaç insan görebiliyoruz? Koyun gibi yönetilmeye razı, birbirine karşı sevgisiz, her şeyi bilen, kendininkinden başka kimsenin fikirlerine ve haklarına saygı göstermeyen, kabul etmeyen, bencillikte son raddeye gelmiş bir toplumun, saygılı çocuklar yetiştirmesini beklemek hayalperestlik gibi olsa da, ben umudumu kesmeyeceğim ve çalışacağım. Siz de böyle düşünün ve bunun için uğraşın, lütfen...



Copyright 2007-2025 ® NETATÖLYE - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz.