Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
PROFESYONEL BİR BABA'DAN ANNELERE
Yazı Boyutu:
Milenyum çocukları

 

Her 1000 yıla milenyum diyorlar. Latince kökenli bir kelime olsa gerek, 1000 anlamına gelen “mille” den dolayı. Biz bir milenyumdan diğerine geçişi görebilmiş şanslı insanlarız!

Şaka bir yana yıl geçişleri yani yeni bir yıla girmek ne kadar anlamsızsa, yeni bir 1000 yıla girmek de o kadar anlamsızdı benim için. Değişen sadece tarihti, insan hayatının gidişatı değil. Birçok çift, çocukları 2000 yılında doğsun diye planlar yapmışlardı. Sözüm meclisten dışarı bunu da anlamsız bulmakla birlikte,”Bildikleri ve düşündükleri birşeyler vardır” diye düşünmüştüm. Bu anlamda 2000 yılında çocukları olacak çiftlerin, bir de doğacak olan ilk çocuksa, yeni bir milenyuma ebeveyn olarak girmeleri de gayet anlamlı geliyordu diğer yanda. Bizim ise yani mutlaka 2000 yılında çocuğumuz olsun diye bir planımız yoktu eşim Tuğba ile ama oldu. “Büyük lokma ye büyük konuşma” demiş atalarımız. Çok da iyi oldu, harika oldu.

Birileri “2000 yılında ne değişti” diye sorsa, verilecek süper bir cevabımız var sizin anlayacağınız, yeni bir binyıla girmenin dışında.


SAVAŞA DOĞAN BİNLERCE ÇOCUK!
Peki, bunun dışında ne değişti yeni binyılda? Bir önceki 1000 yılda devam eden savaşlar yeni 1000 yıla da taşındı. Yeni milenyumda da insanoğlu birbirine kıymaya devam ediyor. Masum çocukları da öldürüyorlar . Bazı ülkelerde doğan çocuklar ne kadar şanslıysa, diğerleri de bir o kadar şanssız kendi seçimleri olmadan. Savaşın içinde doğan binlerce çocuk var dünyanın birçok ülkesinde, çocukluğunu yaşayamayan, hatta yaşayamayan... Uzaklardan bakıp üzülüyoruz sadece onlar için. Elden başka birşey gelmiyor.

Bizlerin en büyük uğraşı ve amacı çocuklarımızı sağlık, mutluluk ve barış içerisinde yetiştirebilmek. Ancak barışın olmadığı ülkelerde, sevgisizliğin olduğu yerlerde mutluluğun olması da olası değil. Yüce önder Atatürk “Yurtta sulh cihanda sulh” diyerek barış içerisinde yaşamanın ne kadar önemli olduğunu kısa ve öz olarak belirtmiş. Ama görülüyor ki, ne yurdumuzda ne de dünyada barış fazla önemsenmiyor. Son yıllarda ülkemizde oluşan sevgisizlik ve kamplaşma ortamı ülkemizi nerelere götürecek hep beraber göreceğiz. Yine sözüm meclisten dışarı diyerek; biz bu sevgisizlik bahçelerini sulayan ve yeşerten yetişkinler evlatlarımıza nasıl bir ülke bırakacağımızı düşünmüyoruz bile. Birilerimiz var ki Atatürk’ün izinde ve ilkeleri doğrultusunda yetiştirme amacında evlatlarını, kendilerinin de yetiştirildiği gibi. Birilerimiz var ki, başka bir yolda ilerlemek istiyor. Yani durum karışık dostlar.

Ama benim bildiğim birşey var ki, bu millet o kadar zorlukların üstesinden gelmiştir ki, yol olmayan yola, yanlış yola girmez. Bir ara yanlış yola sapsa da doğru yola döner sonunda. Dönmeli de, dönecek de. Çocuklarımıza iyi bir gelecek ve ülke bırakmak için doğru yolu bulmalıyız biz yetişkinler. Nazım Hikmet Ran’ın da mısralara döktüğü gibi  “Çocuklar inanının inanın çocuklar, güzel günler göreceğiz güneşli günler ” demekten başka; buna inanarak çalışmamız gerekiyor aydınlık bir Türkiye için, çocuklarımız için.


KIZIM 7 YAŞINDA!
25 Ağustos günü 7 yıl oluyor herşeyim, kızım Doğa dünyaya geleli. Mutlu yıllar aşkım, sağlıklı yıllar bebeğim. Yüce Allah’tan sana barış, sağlık ve mutluluk içinde geçecek bir hayat diliyorum diğer çocuklarla birlikte. Nice yıllara. Seni çok seviyorum.

Ve son olarak, Cumhurbaşkanımız Sayın Ahmet Necdet Sezer, ellerinizden saygıyla öpüyorum. Sizi çok özleyeceğiz...


Sevgi ve saygılarımla…


Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz.