Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
PROFESYONEL BİR BABA'DAN ANNELERE
Yazı Boyutu:
Baba olmak...


İlk heyecanı eşim Tuğba’nın “Galiba” demesiyle yaşadım, bütün baba adaylarının yaşadığı gibi. Sonra “Galiba”nın kesinleşmesi ve özellikle anne adayları için başlayan zorlu ve meşakkatli süreç…Birlikte gidilen doktor kontrolleri, bezelye büyüklüğünde ama kalbi atan bir insan adayı…Eşim Tuğba ile aynı şekilde beslenmeye başlamak (doğrusunu söylemek gerekirse, benim de işime geldi bu kadar yemek)…Yaklaşan her gün, büyüyen, tarifi imkansız bir heyecan, sabırsızlık ve ardından beklenen günün gelmesi... Uykusuz bir gecenin ardından gidilen hastane, hastanede yapılan hazırlık ve eşimin doğuma girmesinin tam 25 dakika ardından asansörün kapısında hemşirenin kucağında feryat figan ağlayan bir bebek…


Hemşirenin “Sizin kızınız” demesi bir şey ifade etmiyor, zira kendileri kızım ile birlikte bebek odasının kapısından içeri süzülüyor. Ama benim aklım eşimde; “Tuğba nasıl acaba?” O’nu da yukarı getiriyorlar, baygın... 1,5 saat sonra narkozun etkisinden çıkıp, eşim ayılınca doğum tamamlanmış oluyor benim için. Çok şükür ikisinin de sağlıkları yerinde, “Benden mutlusu yok!” diyeceğim ama kızımın (şu anda bir tanesi cennette olan) dedeleri, anneannesi, babaannesi, teyzesi, halası yani herkes en az benim kadar mutlu.
Daha sonra ilk defa emzirebilmesi için Doğa’yı getiriyorlar ve Tuğba’ nın kollarına bırakıyorlar. Eşimin o andaki Doğa’ya bakışındaki büyü, dokunuşu, koklaması kıskandıracak güzellikte… Zira, o ana kadar bana hiç öyle bakmamıştı! Hayranlıkla seyrediyorum ikisini…

GÖZÜME UYKU GİRMİYOR!
Ve kızımı, aylardır beklediğim kızımı kollarıma alma sırası bana geliyor. Kızımı kollarıma alırken hayatımda hiç bu kadar tedirgin olduğumu hatırlamadığımı düşünüyor, çekiniyorum. Ancak Doğa kollarımdayken tahmin ettiğim duygu yoğunluğunu yaşamadığımı  hissediyorum, sanki birbirimize yabancıyız. “Böyle olmaması gerek?!” diye düşünerek, kendimi suçlu hissediyorum. Onlara daha yakın olabilmek için, ilk gece hastanede ben kalıyorum. Gözüme uyku girmiyor hala. Eşimin ilk gece sütü yeterli olmayınca, mama takviyesini yapan hemşirelerle birlikte seyrediyorum, öğreniyorum ve ben de veriyorum kızıma mamayı. Galiba birbirimize ısınıyoruz...

KIZIMLA EVE DÖNÜŞ…
İki gün sonra evimize dönüyoruz. Biz artık üç kişilik bir aileyiz. Annesi ile ilişkisi çok öncelerde başlayan ve doğumuyla birlikte devam eden kızımla, biz de birbirimize alışmaya başlıyoruz. İşten daha erken gelmeye başlıyorum, ayrıyken kokusunu özlüyorum, hep yanında olmak istiyorum. Her gün biraz daha aramızdaki bağın güçlendiğini hissediyorum. Bu sevginin, bu duygunun adını koymaya çalışıyorum, kelimeler yetersiz kalıyor. Ben artık ölümden de korkuyorum. Artık iliklerime kadar hissediyorum “Ben bir babayım!”
Geceleri uyanmak, Doğa’yı eşim emzirdikten sonra ihtiyacı olursa biberonla beslemek, eşimin daha fazla uyumasını sağlamak için iki saatlik uykuyla işe gitmekten hiç  gocunmuyorum.


Anne olmanın, bebeği 9 ay karnında taşımanın, içinde yaşatmanın, birlikte yaşamanın yanında; her zaman özveri, şevkat, sevgi göstermek olduğunu iyi bilen ben, baba olmanın da bir zaman sonra daha farklı birşey olmadığını anlıyorum. Biz babaların da evlatlarını annelerden daha az sevemeyeceği ve sevmemesi gerçeğini görüyorum. Bu sevgi her gün büyüyor, yüceliyor. Baba olmayı çok seviyorum.

 


Yorumlar
fkaradeli - (11.11.2007 19:37:48)
şu kitabınızı arıyorum istanbulda bazı büyük kitapçılarda ama bulamadım.Hangi kitapçılarda vardır,birinde de bitmiş.kızım 1 yaşına geliyor, 3 yaşına gelecek ben hala bulamayacağım herhalde,her yeri gezecek de vaktim yok:( üzgünüm
Copyright 2007-2025 ® NETATÖLYE - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz.