ÜYE OL | ŞİFREMİ UNUTTUM

Ülkemizde hala karşı karşıya kaldığımız şiddet biçimlerinden biri de cinsel saldırı... Cinsel saldırı iddiasıyla Düzce Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı’na başvuranlarla yapılan bir araştırma şaşırtan sonuçları gözler önüne seriyor.

Araştırmaya göre cinsel saldırı mağdurlarının neredeyse yüzde 90’ı çocuk!

Araştırma sonuçları gösteriyor ki, bu tür suçlarda saldırgan çok yakında. Saldırganların yüzde 43,4'ü mağdurun tanıdığı biri; yüzde 13,2'sinin daha önceki sevgili, yüzde 11,3'ünün koca, yüzde 7,5'inin biyolojik baba, yüzde 7,5'inin de yakın erkek akraba olduğu ortaya çıktı.

Yapılan çalışmanın ürküten diğer sonucu ise mağdurların neredeyse yüzde 90’ının henüz çocuk olması. Mağdurların yüzde 18,9'u 11, yüzde 69,8'i ise 18 yaş altında, saldırganların ise yüzde 68,8'ini 11-30 yaş arası bir grup oluşturuyor.

SADECE KADIN DEĞİL ERKEK MAĞDURLAR DA VAR!
Cinsel saldırıya uğradığı gerekçesi ile başvuruda bulunan mağdurlardan 54 kişiden 44’ü erkek. Araştırma, olay yerinin de büyük oranda mağdurun evi olduğunu ortaya çıkardı. Buna göre, saldırıların yüzde 54,7'si evinde, yüzde 35,8'i açık alanda, yüzde 3,8'si de inşaat alanı ve terk edilmiş binada cinsel saldırıya uğradı. Erkek mağdurların yüzde 66,7'si açık alanda cinsel saldırıya maruz kaldığını söylerken, 1 erkek mağdur ise iş yerinde cinsel saldırıya uğradığını ifade etti.

İLK BAŞVURU HASTAHANE OLMALI!
Çalışmaya göre, mağdurların 64,15'inin ilk başvuru yeri Cumhuriyet Savcılığı. Sadece yüzde 3,77'si hastaneye müracaat etmiş. Olaydan sonra kısa bir süre içinde Adli Tıp Ana Bilim Dalına gönderilen 7 mağdurda akut stres bozukluğu, saldırıdan 6 ay sonra yeniden muayeneye gönderilen 10 kişide de travma sonrası stres bozukluğu tanısı tespit edildi.

Yrd. Doç. Dr. Bora Büken, “Cinsel saldırı konusunda sağlık personel yeterli bilgiye sahip değil. Adli tanıda önemli bir yeri bulunan olay yeri incelemesi ve olay sonrasında hemen muayene gibi unsurlar da önem taşıyor. Halkın eğitimi açısından bu tip bir olayla karşılaşan mağdurların, en geç 72 saat içinde banyo yapmadan ve tuvalete gitmeden, ilgili birimlere başvurması gerekiyor” diyerek uyarıyor.

Cinsel saldırıların adli tıp yönünden değerlendirilmesi, gerek sanığa ve mağdura ait cinsel saldırının gerçekleştiğine dair fiziksel ve ruhsal delillerin saptanması, gerekse saldırı sonrası mağdurun tedavisinin sağlanması açısından çok önemli. Araştırma sonucunda şunlar da öneriliyor: “Kanunlarda yapılacak düzenlemeler yanında, sosyal hizmet ağının yaygınlaştırılması ve güçlendirilmesi, toplumsal baskılar nedeniyle istenmeyen evliliklerin gerçekleşmesini engelleyebileceği gibi, rehberlik ve rehabilitasyon merkezlerinin açılarak, geliştirilmesiyle de genç bir insanın sevdiği kişi ile olan ilişkisi sonrasında, henüz yaşamının ilk yıllarında cinsel saldırı sanığı olarak toplum tarafından da damgalanmasını önleyebileceği düşünülmektedir.”