Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Yazı Boyutu:

HER HÜCRE HER HÜCREYE DÖNÜŞEBİLİYOR

Kök hücre teknolojisi, her hücrenin her hücreye değişebildiğini gösteriyor. Bu da hastalığın nedenine, nasılına, tedavisine götüren cevapları ortaya çıkarıyor.


Geçtiğimiz günlerde İstanbul’da yapılan Kök Hücre Basın Toplantısı’nda, konuşmacı olarak; Kök Hücre ve Hücresel Tedaviler Derneği Başkanı Prof. Dr. Erdal Karaöz, “Kök hücre teknolojisi, her hücrenin her hücreye değişebildiğini gösteriyor. Bu da hastalığın nedenine, nasılına, tedavisine götüren cevapları ortaya çıkarıyor. Şimdi bu teknoloji; Kanser hücresinin yerinde yeniden programlanarak, geldiği sağlıklı hücreye dönüştürülebilir mi? sorusu üzerinde çalışıyor. “ dedi…

Günümüzde modern tıbbın güncel yöntemlerle kesin olarak tedavi edemediği hastalıkların tedavilerinin sağlanması hasar gören hücre-doku veya organların biyolojik işlevlerini yerine koymak (rejeneratif tıp) ya da tamir etmek (reparatif tıp) ile mümkün. Bu sürecin önemli biyolojik unsuru ise “Kök Hücreler”. Son yıllarda, bu alanda pre-klinik araştırma ve klinik denemelere ilişkin birçok rapor yayımlanmakta. Ülkemizde de kök hücre alanında Ar-Ge çalışmaları yürüten bazı merkezler faaliyete geçti birçoğu da kurulma aşamasındadır.
 
Prof. Dr. Karaöz konuşmasında; ’’Hastada klinik kök hücre tedavisi yaygınlaşmalı’’ dedi ve devam etti; ’’Geleneksel tıpla tedavi edilemeyen Chron, körlük, sağırlık, kas erimesi, siroz benzeri hastalıklar kök hücre, gen mühendisliği, doku organ mühendisliği ile tedavi edilebiliyor. Özellikle santral sinir sistemi bağlantılı, omurilik yararlanmaları, travmatik beyin hasarları, demans, alzheimar gibi hastalıklarda kök hücre klinik uygulamaları mevcut. Öyle ki gelecekte kadavradan alınan bir organın laboratuvarda hücrelerden arındırılıp kök hücrelerle tekrar donatılarak, tekrar insana nakledebilir dokular elde edilebilecek. Üç boyutlu dokular üretilmeye başladı ve kök hücre teknolojisi hücrelerin değişebileceğini gösteriyor.”
 
KÖK HÜCRE ÇALIŞMALARI YENİ SİLİKON VADİLERİ YARATMAKTA
“Dünyada kök hücre AR-GE faaliyetleri Avrupa, Güney Asya (Çin, Güney Kore ve Amerika’ya yayılmış durumda ve yapılan çalışmaların çoğu devlet destekli. Dünyada kök hücre çalışmalarında ilk sırada ABD, 2. sırada Çin geliyor. Örneğin sadece New York’ta yıllık 600 milyon USD bu ARGE’ye ayrılıyor.  Yine Güney Kore sadece kök hücre çalışmaları yapılacağı bir silikon vadisi kuruyor.  İran bu alanda hem araştırma hem de uygulama olarak ilk 10 içerisinde.
 
Kök hücre için her şeyden önce uygun laboratuvar ortamı (GLP) gerekiyor. GLP koşulları olmadan hücre üretip, insana nakletmek olanaksız. Türkiye’de şu anda bu ortamı sağlayan sadece 2 merkez var. Ancak yapım aşamasında olanlar oldukça çok. Türkiye’de kurulan ilk kök hücre araştırma merkezi Kocaeli Üniversitesi’nde kuruldu. Şu an bu laboratuvarda kök hücre kullanarak kalp kası hücresi yapılabiliyor.
 
Kök hücre üretiminin iki kaynağı olduğunu ve kök hücre üretim kaynaklarından biri olan insan embriyosunun, genellikle çok yaygın olmadığını ve Türkiye’de 2005 yılında yasaklandığını paylaştı. Örneğin komşularımızdan İran’da bu araştırmalar yasak değil. Uzmanlar, Türkiye’deki uygulama ve araştırmalar için de bu yasağın kalkmasını söylüyor.

Diğer kaynak ise mazenkimal kök hücreleri. Yağ dokusu, kemik iliği, diş pupası amniyon sıvısı, overyum, plesenta göbek bağı, kordon bağı gibi daha birçok bölgeden rahatlıkla elde edilebiliyor. Mazenkimal kaynak çalışmalarında İran dünyada ilk sırada yer alıyor.
 
Dernek, deneme tedavilerinin artmasını istiyor. Kök hücre ve Hücresel Tedaviler Derneği, 2013 yılında kurulmuş çok genç, ama bir o kadar da çok deneyimli. 150 üyesi olan ve hedefi Kök hücre konusunda klinik insan deneyleri yapan bilim insanlarını bir araya getirmek. Hasta ve hasta odaklı yaklaşımla fark yaratmaya çalışan dernek, kök hücre gören ve görecek olan hastalara yardım etmeyi hedefliyor.

Mevcut uygulamalarla ülkemizde, Sağlık Bakanlığı’ndan izin alarak, hastanın da bilgilendirmesiyle birlikte kök hücre tedavi denemeleri yapılabiliyor. Bu sayı şu an için 30 kişi. Ancak bu tedavi denemeleri de oldukça pahalı. Yetkililer klinik insan tedavilerine ve araştırma projelerine destek olmak için şu an eldeki kaynakların sadece kongre ve bağışlarla olduğunu belirtiyorlar.”

Copyright 2007-2025 ® NETATÖLYE - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz.