Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Yazı Boyutu:

66 AYLIK ÇOCUKLARDA KEKEMELİK RİSKİNE DİKKAT!

Korku, kaygı ve heyecan kekemeliğe neden olabiliyor. Genetik faktörler kekemelikte etkili olsa da çekingenlik ve yetersizlik hissi ise kekemeliği pekiştiriyor.


Yeni 4+4+4 eğitim modeliyle bu yıl 72 aylık öğrencilerle birlikte 66 aylık olanlar da okulla tanıştı. Bugünlerde ise okula, sınıfına ve arkadaşlarına alışma dönemini geçiriyorlar. Okula başlayan 66 aylık çocuklarda yetersizlik hissiyle gelen korku ve kaygıya bağlı kekemeliğin ortaya çıkabileceğini belirten uzmanlar, kekemeliğe karşı uyarılarda bulunuyor. Korku, kaygı ve heyecan kekemeliğe neden olduğunu ifade eden Uzman Psikolog Leyla Arslan, çekingenlik ve yetersizlik hissinin kekemeliği pekiştirdiğine dikkat çekerek şu bilgileri verdi:

“Kekemelik, konuşmanın akıcılığında bir aksama, duraksama, söyleyeceğinde kararsız kalma, uzatma, kelimeleri hece hece tekrarlanması şeklinde kendini gösterir. Genetik olsa da sonradan da kekemelik ortaya çıkabilir. Bazı çocuklarda zihinsel gelişimin hızlı olup konuşmanın yavaş, dil, dudak, damak gibi konuşma organlarının birlikte hareket ettirilememesi gerekçesiyle de kekemelik ortaya çıkabilir. Bu durum çocuklarda 1-2 ay kadar sürebilir. Paniğin artması ve önlemin alınmamasıyla kekemelik kalıcılaşabilir.
Aile içi ve okulda yaşanabilecek gerginlik, şiddet, korku, kaygı ve heyecan da kekemeliğe neden olabilir. Kaygı oluşturan her türlü durumda kekemelik riski olabilir.”

SOSYAL KAYGILI AİLELER DE RİSK FAKTÖRÜ
Okula başlama aşamasında aile ve öğretmene önemli görevler düştüğünü  vurgulayan Arslan, annesinden ve çevresinden ayrılmak zorunda kalan çocuklarda bu süreçte, korku ve heyecanın yaşanabileceğini,  bunun da kaygıya dönebileceğinin çocuğu kekemeliğe sürükleyebileceğinin altını çizerek şu önerilerde bulundu:

“Sosyal kaygısı olan, çekingen bir aile yapısından gelen çocuklarda kekemelik riski yüksektir. Öğretmen ve aile davranışları çok önemli.
Kekeme olan çocuğa öğretmenin davranışı hassas olmalı. Sınıfta bu öğrenciye öncelik verilmeli. Bu öğrencilerin bekletilmemesi gerekiyor, çünkü beklemek kaygıyı besleyecektir. Kekeme çocuğun olmadığı bir ortamda öğretmen sınıftaki diğer çocuklara bireysel farklılıkların olduğu yönünde dersler vermeli. Kekeme olan kişilerin durumunun farklı olduğu, onunla alay edilmemesi, konuşmasına değil içeriğine bakılması gerektiğini anlatmalı. Bu durumda olan çocukların kesinlikle hızlı okuma gibi yarışmalara sokulmaması da gerekiyor.
Yeni eğitim öğretim yılında 66 ve 72 aylık öğrenciler bir arada ders görecekler. Öğrencilere yetersizlik ve çekingenlik hissinin yaşatılmaması için öğretmenlere önemli görevler düşüyor.

ÖĞRETMENLERE ÇOK İŞ DÜŞÜYOR
Yeni eğitim modelinde işin en ağır yanı öğretmende. Hepsi aynı sınıflarda ders görecek. Her öğrencinin okul olgunluğu, gelişimleri farklı olacaktır. Bu nedenle, öğretmen öğrencilere; ‘Herkesin rakibi kendisi olmalı. Kendimizle yarışmalıyız. Her kişinin performansı ayrı ayrıdır. Bireysel başarımızı öne çıkarılmalıyız. Herkesin elması farklı zamanda kızarır. Sene sonuna kadar hepimiz öğreneceğiz’ diyebilmeli. Çünkü yaş itibariyle çocukların okul olgunlukları farklı olabilecektir. Aksi halde, kendini yetersiz hisseden öğrenci kaygıyla kekeme olabileceği gibi depresyona da girebilir.”

Copyright 2007-2025 ® NETATÖLYE - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz.