Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Yazı Boyutu:

DEPRESYONU OLANLARIN YARISI HEKİME GİTMİYOR!

Depresyon tüm dünyada, kadınlarda erkeklere göre yaklaşık 2-3 kat daha yaygın görülüyor. Araştırmalar, depresyon yaşayanların yaklaşık yarısının tedavi için doktora başvurmadığını; başvuranların da yaklaşık yarısında eksik tedavi uygulandığını ortaya koyuyor.


Dünya Psikiyatri Birliği (WPA) tarafından Türkiye Psikiyatri Derneği ve Türk Nöropsikiyatri Derneği işbirliği ile düzenlenen “Dünya Psikiyatri Birliği Tematik Konferansı” İstanbul’da yapıldı.

Dünya üzerinde ruh sağlığı problemi yaşayan kişi sayısının 500 milyon civarında olduğunu dile getiren Doç. Dr. Levent Küey, her 7 kişiden 1’inin her yıl ruh sağlığı problemi yaşadığını, her 4 kişiden 1’inin de yaşamı boyunca ruh sağlığı problemleriyle karşı karşıya kaldığını belirtti. Depresyon sözcüğünün üzüntülü bir ruh durumunu tanımlamak üzere yaygın olarak kullanılmakta olduğunu belirten Doç. Dr. Küey şöyle devat etti: “Ancak, günlük yaşamda, ‘hayatın cilvesi’ de diyebileceğimiz, üzüntü, keder, hayal kırıklığı, moral bozukluğu gibi yaşantılar ile bir psikiyatrik bozukluk olarak klinik düzeyde tedavi gerektiren depresyon durumları aynı olguya işaret etmemektedir. Bir ruhsal bozukluk olarak depresyonda, uyku, iştah ve cinsel istek bozuklukların yanında; derin keder, çaresizlik, ümitsizlik, karamsarlık egemendir; yaşama sevinci ve isteği ciddi biçimde yitirilmiştir. Bu değişimler, kişinin iradi çabasıyla zaman zaman hafifletilebilse de, süreklilik gösterir. İşte, bu tür belirtiler ağırlık ve süreklilik kazandığında ya da sosyal, aile, iş vb. işlevlerde bozulmaya yol açtığında psikiyatri uzmanına başvurulmalıdır.”

DEPRESYON, KALP VE DİYABET HASTALIĞI RİSKİNİ ARTIRIYOR
“Depresif bozukluklar toplum içinde yaygınlıkları ve yol açtığı yeti yitimleri nedeniyle ciddi bir toplum sağlığı sorunu konumundadır. Toplumun yaklaşık dörtte biri, yaşam boyu en az bir kez depresyon geçirmektedir. Tüm dünyada, kadınlarda erkeklere göre yaklaşık 2-3 kat daha yaygın görülmektedir. Araştırmalar, bu bozukluğu bulunanların yaklaşık yarısının tedavi için başvurmadığını; başvuranların da yaklaşık yarısında eksik tedavi uygulandığını göstermektedir. Uygun ve düzenli tedavi olmayanlarda, süreğenleşme riski artmaktadır. Hem bedensel hem de diğer ruhsal bozukluklarla sıklıkla birlikte görülmektedir. Depresif bozukluklar, yaklaşık yüzde 15 oranında yol açtıkları intihar ile ölüm riski yanında, kalp ve şeker hastalıkları gibi bedensel hastalıklarının gelişme olasılığını ve alkol-madde bağımlılığı riskini de arttırır. Günümüzde, dünyada en fazla yeti yitimine neden olan hastalıklar sıralamasında dördüncü sıradadır; önümüzdeki 10 yıl içinde ikinci sıraya çıkması beklenmektedir.

DEPRESYONUN TEDAVİSİ MÜMKÜN!
İlaç tedavisi ve psikoterapi birlikte uygulandığında tedavi başarı oranları yüzde 80’lere dek yükselmektedir. Depresyon tedavisinde, günümüzde kullanılan antidepresan ilaçlar bir psikiyatr denetiminde kullanılmalıdır. Her ilaç gibi bu ilaçların da genellikle tahammül edilebilir yan etkileri vardır. Bu ilaçlar bağımlılık yapmaz. Beyinde depresyonla ilişkili, nörokimyasal düzensizleri etkiler. Her türlü duygu ve düşüncemizin, çevre ile etkileşim içinde olan beynimizin ürünleri olduğu hatırlanmalıdır. Antidepresan ilaçlarla yapılan tedavi geçici rahatlama, olumsuz düşünceleri bastırma aracı değil etkin tedavi yöntemidir. Tedavilerin yaklaşık 6-8 ay sürdürülmesi gerekmektedir. Özellikle, yarım bırakılan tedavilerde hastalığın alevlenme ya da tekrar etme riski yüksektir.”

 

KONFERANSA 60 ÜLKEDEN BİNE YAKIN KATILIM
Dünya Psikiyatri Birliği 117 ülkeden 135 ulusal psikiyatri meslek örgütünü ve 200 bin psikiyatr uzmanını barındıran uluslararası düzeyde en güçlü tıp kuruluşlarından biri. Konferansa, dünyadan 60’ın üzerinde ülkeden, bine yakın bilim insanı katıldı. Bilimsel programda, “yeme bozuklukları”, “antidepresan ilaçların depresyon tedavisindeki tartışmaları”, “hamilelik ve doğum sonrası depresyon”, “toplumsal eşitsizlikler ve ruh sağlığı ilişkileri”, “savaş ve çatışma ortamında ruh sağlığı”, “kentleşme ve ruh sağlığı ilişkileri”, “göç ve ruh sağlığı”, “intihar yaygınlığı ve önlenmesi” gibi önemli ve güncel birçok konu tartışmaya açıldı.


Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz.