Forum Anasayfası Forum Anasayfası > Genel Konular > Hamilelik
  Yeni Mesajlar Yeni Mesajlar RSS - Hamilelik hakkında  bilgiler
  SSS SSS  Forumu Ara   Kayıt Ol Kayıt Ol  Giriş Giriş

Kapalı KonuHamilelik hakkında bilgiler

 Yanıt Yaz Yanıt Yaz Sayfa  123 4>
Yazar
Mesaj
  Konu Arama Konu Arama  Konu Seçenekleri Konu Seçenekleri
peperutka Açılır Kutu Gör
Elmas Üye
Elmas Üye
Simge

Kayıt Tarihi: 23 Tem 2010
Konum: mutlu
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 5690
Mesajın Direkt Linki Konu: Hamilelik hakkında bilgiler
    Gönderim Zamanı: 25 Oca 2011 Saat 15:33

İlk zamanlar yaşanan heyecanın ardından bekleyiş başlar. Karnınız büyür, beliniz kalınlaşır, kilo alırsınız ve en sonunda bebeğiniz dünyaya gelir. Aslında 9 ay boyunca bunların dışında çok farklı şeyler yaşar ve hissedersiniz.Annelik macerasının başındaysanız işte karşılaşabilecekleriniz!

Eşinizi yargılamaya başlarsınız!

Hamile olduktan sonra eşinize farklı bir gözle bakmaya başlarsınız. Artık o sadece hayat arkadaşınız değil, çocuğunuza örnek olacak babadır. Maç tutkusundan, evde boxer ile gezmesine, finansal durumunuzdan konuşmasına kadar her şeyi detaylıca incelersiniz. Bu sırada kendi tavır ve davranışlarınız da anne olarak değerlendirir, çeki düzen verirsiniz. istemedğiniz davranışlarının değiştirmesi için bebeğinizi araya koyarak nazik konuşmalar yaparsınız.

Ancak ona kendinizi çok yakın hissedersiniz!

Siz ve eşiniz için yeni bir hayat başlıyordur. Eşinize baktığınızda 'Onun gözleri de senin ki gibi olacak mı' diye merak edersiniz. O da size baktığında, 'Bebeğimiz senin gibi gülümseyecek mi' diye düşünür. Her ikiniz de bebeğiniz le birlikte yaşayacağınız hayatı, tatilleri düşünürsünüz.

Seks hayatınız karışır!

Eşinizle yakınlaştığınızda eskisi gibi sıçrayıp atlamak istersiniz. Ancak bir dakika sonra bebeğinizi düşünmeye başlarsınız. Eşinizle birlikteyken o zarar görebilir diye düşünürsünüz. Ayrıca, birden kendinizi çok yorgun, şişman hissedersiniz. Belki yarın gece..

İsim seçmek çok zordur!

Hamile kalmadan önce binlerce isim varmış gibi gelir. Ancak hamlile kaldıktan sonra durum değişir. Kimisi çok popüler, kimisi çok garip, kimisi kulağa hoş gelmez bu tür bir sürü gerekçeyle isim seçemezsiniz. Bu sizi çıldırtır. Aileniz, arkadaşlarınız başka seçeneklerle gelir. Doğru ismi bulma konusunda takıntınız devam eder. İsime karar verdiğiniz zaman mucize gibi hissedersiniz.

Cinsiyeti ne olacak?

Elbette cinsiyetinden önce bebeğinizin sağlıklı olmasını istersiniz. Ancak içinizden kız ya da erkek olmasını umut edersiniz. Ancak beklediğiniz gibi olmazsa ağlayıp sızlayabilirsiniz. Ancak doğduktan sonra tamamen fikriniz değişecek ve bebeğinize aşık olacaksınız.

Bebeğinizin gelişimine şaşıracaksınız

Yıllardır bebek sahibi olmak isteyen biriyseniz, her ne kadar hazır olduğunuzu söylesenizde bebeğinizin büyümesini izledikçe çok şaşıracaksınız. İçinizde büyüyen miniği her gördüğünüzde, kalp atışını duyduğunuzda mucizeye tanıklık ettiğinizi düşüneceksiniz.

İlk 3 ay hasta hissedebilirsiniz!

Hamile olduğunuzu öğrenmek muhteşem bir his. Buna rağmen ilk üç ayınız biraz halsizlik, mide bulantısı ve kusma ile geçebilir. Belki düşükle sonuçlanabilir. Gebeliklerin yüzde 15'i bu şekilde sonuçlanır ve yüzde 80'i ilk üç aylık dönemde gerçekleşir. İlk üç aylık dönemde bir çok test ve kontrol yapılır. Karşılaşabileceğiniz şeyleri ve yapabileceklerinizi bilin, hazırlıklı olun. Şimdi her şeyi zaman bırakın ve biraz rahatlayın.

Anne gibi hissetmeye başlayacaksınız

Evet henüz bebeğinizi kucağınıza almadınız ancak onu korumaya başlayacaksınız. Şimdiden onu götüreceğiniz yerleri, yediklerinize dikkat edeceksiniz. Doğduktan sonra çok özel bir şeye sahip olduğunuzu fark edeceksiniz.

Sadece doğum hamileliğin acılı bölümü değil

Uterus'unuz elma büyüklüğünden karpuz büyüklüğüne doğru gidiyor. Mide asitleri, pelvik bölgede de ağrılar ortaya çıkabilir. Uterus'un daha büyük ve ağır hale gelmesiyle kaslar ve liflerde ağrı meydana gelebilir. Ağrılar genel olarak sonlkarda birkaç dakika olarak ortaya çıkar. Ancak bazen sizi derin uykunuzdan uyandırabilir.

Doğumda ve sonrasından korkarsınız

Doğumda ve sonrasında psişik olmaktan korkabilirsiniz. Kendinizi filmlerde olduğu gibi geriye doğru yaslanmış, kan ter içinde, yüzünüzde garip bir ifadeyle görüyor olabilirsiniz. Kendinizi çok büyük, rahatsız, hasta ve korkuyor hissedebilirsiniz. Ancak bunun olacağını biliyordunuz ve kendinizi bu duruma hazırlamalısınız. Korkularınızı bir kenara bırakarak bebeğinizi sağlık bir şekilde dünyaya getirmeyi amaçlayın.

ALINTI!


Düzenleyen peperutka - 25 Oca 2011 Saat 16:02




Şapkadan tavşan çıkarmayı marifet sanıyorlar. Ben kalbimden '' ÖKÜZ '' çıkardım hey yavrum hey :))
<
Yukarı Dön
Kevser Açılır Kutu Gör
Moderatör
Moderatör

Mersin benden sorulur:)))))

Kayıt Tarihi: 27 Mar 2009
Konum: Kayseri
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 5082
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 25 Oca 2011 Saat 15:51
Zeynepcim, bu yazı büyük ihtimalle bir yerden alıntıdır.
Forum kuralları gereği, başka yerlerden kopyaladığımız yazılara "ALINTIDIR" ibaresini eklemeliyiz. Bunu sana söylemeden kendim düzenleyebilirdim ama başka yazılarında da sen yaz diye açıklama yapmak istedim...
Güzel paylaşımlar... Smile
Yukarı Dön
peperutka Açılır Kutu Gör
Elmas Üye
Elmas Üye
Simge

Kayıt Tarihi: 23 Tem 2010
Konum: mutlu
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 5690
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 25 Oca 2011 Saat 16:01
Alıntı canım




Şapkadan tavşan çıkarmayı marifet sanıyorlar. Ben kalbimden '' ÖKÜZ '' çıkardım hey yavrum hey :))
<
Yukarı Dön
peperutka Açılır Kutu Gör
Elmas Üye
Elmas Üye
Simge

Kayıt Tarihi: 23 Tem 2010
Konum: mutlu
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 5690
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 31 Oca 2011 Saat 12:40

Uzmanlar, anne adaylarını, gebelikte hekime başvurmadan ilaç kullanılmaması konusunda uyardı.

......Kadın Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde ‘Gebelikte İlaç Kullanımı’ konulu panel düzenlendi.

Panelde Op. Dr. Ömer Lütfi Tapısız ve Op. Dr. Şadıman Altınbaş konuya yönelik soruları yanıtladı.

Başhekim Doç. Dr. Ümit Göktolga, ‘gebelikte ilaç kullanılmamalı’ ya da ‘her ilaç kullanılabilir’ şeklindeki bazı genellemelerin yanlış olduğuna dikkat çekti.

Göktolga, hekim kontrolünde, uygun dozda kullanılabilecek ilaçlar olduğunu belirterek, “Gebeliğin her dönemi ilaç kullanımı açısından ayrı özelliklere sahiptir. Bunlar içerisinde ilk üç ay (1. Trimaster) en önemli olan dönemdir." dedi.

Op. Dr. Ömer Lütfi Tapısız; gebelikte ilaç kullanırken dikkatli olunması gerektiğinin altını çizdi. Gebeliğin ilk ayında ilaç kullanımında ya hep ya hiç kuralının geçerli olduğunu söyleyen Tapısız, “Yani bir aylık bir gebe ilaç kullandığında ya bebeğe hiçbir zarar vermez ya da düşüğe neden olur.” diye konuştu.

Türkiye’de gebelik sırasında ilaç kullanım oranının çok yüksek olduğuna işaret eden Tapısız, gebelik sırasında reçeteli ya da reçetesiz ilaç kullanma oranının yüzde 90 olduğunu aktardı.

Gebelikte ilaç kullanımı nedeniyle ya da kimyasallara maruz kalınması sonucu çocukta oluşabilecek anomalileri önlemek için doktora başvurmadan ilaç alınmaması gerektiğini vurgulayan Tapısız, “Oluşabilecek anomaliler çocuğunuzun hayatı boyunca taşıyacağı olağan dışı bedensel ve zihinsel gelişim bozukluklarını içermektedir.

Siz de bu anomalliklerin sorumlusu olmayın.“ dedi.

AĞRI KESİCİLERE DİKKAT

Op.Dr. Şadıman Altınbaş ise anne adaylarının ağrı kesicileri kullanırken çok dikkat etmeleri gerektiğini söyledi.

Altınbaş, şöyle dedi: “Tüm ağrı kesici, ateş düşürücü ilaçları almadan önce mutlaka doktorunuza danışın. Eğer ağrı kesici kullanmanız gerekiyorsa parasetamol içerikli ilaçlar kullanın.”

Gebelikte gerekli durumlarda antibiyotik kullanılabileceğini dile getiren Altınbaş, “Bu antibiyotikler ve dozları mutlaka doktor kontrolünde, önerilen sürede olmalıdır.” diye konuştu.

Altınbaş, anne adaylarının, gebeliklerinin ilk üç ayında kesinlikle bitkisel içerikli olsa dahi saç boyaları kullanmaması, saç düzelticiler, perma gibi işlemleri yaptırmamaları gerektiğinin altını çizdi.

 ALINTI



Düzenleyen Gamze - 31 Oca 2011 Saat 17:30




Şapkadan tavşan çıkarmayı marifet sanıyorlar. Ben kalbimden '' ÖKÜZ '' çıkardım hey yavrum hey :))
<
Yukarı Dön
peperutka Açılır Kutu Gör
Elmas Üye
Elmas Üye
Simge

Kayıt Tarihi: 23 Tem 2010
Konum: mutlu
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 5690
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 21 Şub 2011 Saat 10:58

Anne adaylarının yaşadığı sorunlara pratik çözümler

Bebeğim ve Biz / Şenay Çelik

Hamilelik dönemi yorucu olduğu kadar tatlı anılarla dolu keyifli bir yolculuktur. Her anne adayında görülmemekle birlikte 9 ay boyunca belki mideniz bulanacak, beliniz ağrıyacak ya da kramplarla baş etmek zorunda kalacaksınız. Ama bebeğinizi kucağınıza aldığınız anda bütün bu sıkıntılarınız son bulacak. Bu dönemi en rahat şekilde geçirmeniz için hamilelik döneminde yaşanan sorunları mercek altına aldık ve merak edilenleri Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi ve Acıbadem Maslak Hastanesi’nden Doç. Dr. Cem Batukan’a sorduk. Yazımızda bebeğinizi sağlıklı bir şekilde dünyaya getirme çabanızda yaşayabileceğiniz sorunlarla baş edebilmenize katkıda bulunacak çözüm önerileri de bulacaksınız.





Şapkadan tavşan çıkarmayı marifet sanıyorlar. Ben kalbimden '' ÖKÜZ '' çıkardım hey yavrum hey :))
<
Yukarı Dön
peperutka Açılır Kutu Gör
Elmas Üye
Elmas Üye
Simge

Kayıt Tarihi: 23 Tem 2010
Konum: mutlu
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 5690
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 21 Şub 2011 Saat 11:00

Bulantı ve kusma

Bulantı ve kusma, hamilelik döneminde ortaya çıkan, en sık yaşanan şikayetler arasında yer alır. Tüm hamileliklerin yaklaşık yüzde 80’inde görülen bu durumun nedeni tam olarak bilinmiyor. Yalnız bu dönemde kanda artan hormonun (hCG) önemli rol oynadığı kabul edilir. Genelde hamileliğin 4-8 haftaları arasında şikayetler başlar ve 14-16. haftaya kadar devam eder. Bulantı ve kusmanın aşırı olduğu durumlarda kilo kaybı ile birlikte genel durum bozukluğu ortaya çıkabilir. İleri evrelerde karaciğer ve böbrek hasarları meydana gelebileceğinden bu hastaların mutlaka hastaneye yatırılarak tedavi edilmeleri gerekir.

Öneriler

Hamileliğin erken döneminde bebeğin gelişimi için annenin dengeli beslenmesi çok da önemli değildir. Bu dönemde sık aralıklarla azar azar, bulantıyı arttırmayacak yağsız yemekler yenilmesi önerilir. Susuz kalmamak için az miktarda su veya meyve suyu içilmesine gayret edilmelidir. Bulantılar genellikle sabah saatlerinde fazla olduğundan yataktan kalkmadan önce tuzsuz kraker veya leblebi yenmesi faydalı olabilir. Bunun dışında bulantıyı engelleyen ilaçlar kullanılabilir; bunların çoğu bebek için zararsızdır.

Kabızlık

Hamilelikte ortaya çıkan kabızlığın birçok nedeni vardır. Bunların başında hamilelikle birlikte artan progesteron hormonunun mide ve bağırsaklardaki düz kas hücrelerini gevşetmesi gelir. Düz kasların gevşemesi ile mide ve bağırsakların boşalması yavaşlar ve yenilen gıdaların vücuttan atılması için geçen süre uzar. Kabızlığın diğer bir nedeni ise büyüyen rahmin kalın bağırsağın son kısmı olan sigmoid kolon ve rektum üzerine yaptığı mekanik baskı sonucu dışkının bağırsaklar içinde kolayca ilerlemesini engellemesidir.

Öneriler

Hamilelikte kalın bağırsaklardan emilen su miktarının artması dışkının daha katı hale gelmesine ve dolayısıyla dışkılamanın güçleşmesine neden olur. Kabızlığa karşı bol sıvı tüketilmesi ve posalı yiyecekler yenmesi önerilir. Şikayetlerin geçmediği durumlarda, geçici bir süre için dışkının yumuşamasını ve su tutmasını sağlayan şuruplar kullanılabilir.

Hipertansiyon ve Preeklampsi

Hamilelikte tansiyonun 140/90 mmHg ve üzerinde olması hipertansiyon olarak tanımlanır. Hipertansiyon, hamilelikte sıkça ortaya çıkan bir problem olup tek başına bulunabilir veya preeklampsi gibi anne ve bebek için daha tehlikeli bir duruma işaret edebilir. Hipertansiyonun vücutta su tutulması ve böbreklerden protein kaçağı ile olan birlikteliğine preeklampsi denir. Bu durum hamilelerin yaklaşık yüzde 5’inde ortaya çıkan,  hamilelere özgü ve nedeni tam olarak anlaşılamamış olan bir sorundur. Preeklampsi 20 yaşından küçük veya 35 yaşından büyük kadınlarda, ilk hamilelikte, çoğul hamilelik olanlarda, hamilelik öncesi yüksek tansiyon, şeker veya böbrek hastalığı olanlarda daha sık ortaya çıkar. Preeklampsi’yi düşündürecek şikayetler baş ağrısı, görme bozukluğu, hızlı kilo alımı, yüzde ve ellerde şişme ile bulantı ve kusmadır. Ayak ve bacak şişmeleri normal bulgular olup preeklampsi lehine yorumlanmamalıdır.

Öneriler

Preeklampsi tanısı tansiyon yüksekliğinin yanı sıra kan ve idrar tahlilleri ile de saptanabilir. Preeklampsi’nin bilinen bir tedavisi yoktur, bu nedenle bebeğin doğurtularak hamileliğin sonlandırılması tek seçenektir. İlk hamilelikte yaşanan preeklampsi gelişmesi, bir sonraki hamilelikte de tekrarlanma riskini artırır. Preeklampsi dışında hipertansiyonu olan olgularda tansiyonun ilaçlarla kontrol altına alınamaması halinde de hamileliğin beklenen zamandan önce sonlandırılması gerekebilir.

 
Alıntı
 




Şapkadan tavşan çıkarmayı marifet sanıyorlar. Ben kalbimden '' ÖKÜZ '' çıkardım hey yavrum hey :))
<
Yukarı Dön
peperutka Açılır Kutu Gör
Elmas Üye
Elmas Üye
Simge

Kayıt Tarihi: 23 Tem 2010
Konum: mutlu
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 5690
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 21 Şub 2011 Saat 11:18

Hamilelikte kalsiyum, magnezyum, fosfor, çinko, iyot ve demir ne miktarda olmalı? Bu minerallerin vücuttaki işlevleri ve hamile bir kadında olması gereken oranlar neler? Sorularımızı Beslenme Eğitmeni ve Danışmanı Diyetisyen Şengül Üre yanıtladı.

Hamilelik bir kadının yaşantısında beslenmesinin en önemli olduğu dönemlerden biridir. Bebeklerin sağlıkla dünyaya gelmeleri annenin ve bebeğin sağlıklı yeterli dengeli beslenmesi ile sağlanabilmektedir. Hamilelik döneminde ihtiyacı olan besin öğelerinin tümü sağlık için oldukça önemlidir. Kendilerinin küçük ama vücuttaki görevleri oldukça önemli olan mineraller bebek ve anne için oldukça önemlidir.

Fosfor

Fosfor minerali besinlerin içerisinde yaygın olarak bulunmaktadır. Ancak böbrek hastalıkları veya ileri derecede beslenme yetersizliği olan bireylerde fosfor eksikliği çok nadir olarak görülür Hamilelik döneminde fosfor ihtiyacı yüzde 50 artmaktadır.

İşlevler: Fosfor minrali kalsiyum minerali ile birlikte Kemik ve dişilerin sertliğini sağlar. Hemen hemen bütün kimyasal tepkimelerde, enerji metabolizmasındaki enzim sistemlerinde Nükleik asitlerin temel yapısında, tampon sistemi hücre içi ve böbrek sıvısının asit-baz dengesini sağlamada önem taşır. Aynı şekilde ağızda oluşan asitliği tamponlayarak diş çürümesini önler.

Kaynaklar: Genelde proteinden zengin besinler fosfordan da zengindir. En iyi kaynaklar sırasıyla, et, tavuk, balık, yumurta, kuru baklagiller, sert kabuklu meyveler, yağlı tohumlar süt ve süt ürünleri ve tahıllardır.

Gereksinim: Hamilelikte günlük gereksinim 1200 mg dır.

Magnezyum

Yeterli dengeli beslenen hamile anneler doğada bulunan bütün besin maddelerinde magnezyum mineralini alabilmektedirler. Zaman zaman hamileliğe bağlı kas kramplarında, doktorları tarafından anneye magnezyum önermektedir. Yetişkin bir insanın vücudunda ortalama 25 g kadar magnezyum vardır. Bunun yaklaşık yüzde 60’ı kemik ve dişlerde yüzde 26’sı kaslarda, kalanı yumuşak dokularda ve vücut sıvılarında bulunur.

İşlevler: Kemik ve dişlerin yapısında kalsiyum ve fosforla birlikte bulunur. Vücut sıvılarındaki magnezyum, osmotik basıncın ve asit –baz dengesinin sağlanmasında yardımcıdır. Magnezyum kas ve sinir sisteminde de etkindir. Magnezyum, metabolizmada 300 civarında enzimin çalışması için gereklidir. Özellikle enerji metabolizmasında ve basıncının düzenlenmesinde de yardımcıdır.

Kaynaklar: Bütün yiyeceklerde magnezyum bulunur. Bu nedenle diyet magnezyum yetersizliği ile karşılaşılmaz. Ancak kurubaklagiller, kuruyemişler, tahıllar, yeşil yapraklı sebzeler iyi kaynaklardır.

Gereksinim: Hamilelikte günlük gereksinim 350-400 mg civarındadır.

Demir

Sağlıklı yetişkinlerin vücudunda ortalama 3-5 g kadar demir bulunur. Bunun 2/3 ü kandadır. Kandaki demirin çoğunluğu kırmızı kan hücrelerinin rengini veren hemoglobinin bileşimindedir. Kalanı karaciğer, dalak ve kemik iliğinde depo edilmiştir Hamilelikte gereksinim artmaktadır. Bağırsak parazitleri, aşırı çay ve kahve tüketimi demir emilimini bozabilmektedir. Ayrıca tek yönlü beslenen kadınlarda ve vejeteryanlarda demir yetersizliği sıklıkla görülür.

İşlevler: Demir minerali vücuttaki en önemli işlevi solunum sisteminde, oksijen taşıması ile ilgilidir. Demir, hemoglobinin bileşiminde bulunur. Demir bağışıklık sistemi ve bilişsel performans için de gereklidir.

Kaynaklar: Karaciğer ve organ etleri, et, yumurta, deniz ürünleri ve tahıl ürünleridir.

Gereksinim: Hamilelik döneminde gereksinim 20-25 mg civarındadır.Genellikle hamile bayanların düzenli takiplerinde doktorlarının önerisi ile demir preparatları günlük beslenmeye ek olarak önerilmektedir.

Çinko

Büyüme ve gelişme, protein yapısındaki enzimlerin işlevleri, üreme için gerekli ve önemli bir mineraldir. Yapılan çalışmalarda çinko mineralinden yetersiz beslenme anne karnındaki bebekte büyüme geriliği, ölü doğumlar, doğumsal anomalilerin ortaya çıktığını göstermektedir. Tahıla dayalı tek yönlü beslenme, demir, kalsiyum minerali gibi çinko mineralinin de emilimin fitatlar nedeniyle etkilenmektedir. Günlük diyete eklenen Fe ile birlikte Zn alımını da arttırmak gerekmektedir.

İşlevler: Büyüme gelişme, karbonhidrat enerji metabolizması, üreme ve bazı enzim ve proteinlerin yapısında bulunur.

Kaynaklar: Et, organ etleri, deniz ürünleri, süt ve türevleri, yumurta ve yağlı tohumlar çinko açısından zengindir.

Gereksinim: Hamilelikte 15- 20 mg ek çinko verilmesi uygun olabilmektedir.

İyot

Tiroit hormonlarının yapısında yer alan ancak insan vücudunda çok az bulunan bir mineraldir. Her yaş döneminde ve hamilelikte vücudumuza almamız gereken önemli mineraldir. Eksikliğinde hipotroidi (tiroid bezinin az çalışması) fazlalığında hipertroidi (tiroid bezinin çok çalışması) gibi sonuçlar doğurabilir. Hamilelikte iyot gereksinmesi karşılanmadığı zaman mental gerilik ve doğumsal anomaliler ortaya çıkabilmektedir.

İşlevler: Troit hormonu yoluyla büyüme, gelişme, üreme, oksijen tüketimi, bazal metabolik hızın ayarlanması ve beyin gelişimi için gereklidir.

Kaynaklar: İyot yetersizliği oluşumunu engellemek için kişilerin iyot gereksinmelerinin diyetle karşılanması gerekir. İyot bakımından zengin gıdalar, deniz ürünleri, tavuk, ıspanak, yumurta, beyaz peynir, elma ve İyot ile zenginleştirilmiş tuz en önemli kaynaklarıdır.

Gereksinim: Hamilelerde 175 -200 mcg’dır.

Hazırlayan: Funda Çamözü





Şapkadan tavşan çıkarmayı marifet sanıyorlar. Ben kalbimden '' ÖKÜZ '' çıkardım hey yavrum hey :))
<
Yukarı Dön
peperutka Açılır Kutu Gör
Elmas Üye
Elmas Üye
Simge

Kayıt Tarihi: 23 Tem 2010
Konum: mutlu
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 5690
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 21 Şub 2011 Saat 11:22

Kim istemez ki rahat bir hamilelik dönemi geçirmeyi ? Ama bulantı,halsizlik,mide yanması ve baş ağrısı gibi rahatsızlıklar birçok anne adayının ortak sorunudur.Bu şikayetleri tamamen ortadan kaldırmak mümkün değil belki,ama önerilerimizle hafifletip rahat bir hamilelik geçirebilirsiniz.

Kadın hayatının en önemli bir evresi olan hamilelik döneminde birtakım sıkıntılı durumların yaşanması kaçınılmaz.Yanlış duyumlar,yakın çevrede şahit olunan zor geçen ve olumsuz sonuçlanan hamilelikler anne adayını ister istemez etkiliyor.Oysa bazı önlemler alarak hamilelikte yaşanabilecek sorunları en aza indirmek mümkün.Kadın Hastalıkları-Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Op.Dr.Serdar Koç hamilelikte yaşanan sorunları ve alınabilecek önlemleri anlattı,sağlıklı ve rahat bir hamilelik için anne adaylarına tüyolar verdi.

Kabus Bulantılar

Hamilelik bulantıları 4-8.haftalarda başlar,10.haftada pik yapar ve 14.haftaya kadar devam eder.Nadiren hamilelik boyunca da sürebilir.Sabahları daha fazla görülür,gün boyunca da devam edebilir.Bu sıkıntıların nedeni yüksek BHCG adı verilen hormon düzeyleridir.Mide bağırsak hastalıkları,B1 ve B2 vitamin eksikliği,psikolojik sıkıntılar,çoğul hamilelikler ve halk arasında ‘‘üzüm gebeliği’’olarak bilinen mol gebeliği de şiddetli bulantılara ve kusmalara sebep olabilir.Bulantıyı arttırıcı (Örneğin aşırı gürültü ve ışık bulantıyı arttırabilir) ve koku olabilecek ortamlardan uzak durmak,yemek yapmak,temizlik maddelerini kullanmamak,yağsız ve kokusuz yiyecek maddeleri tüketmek bulantıyı önleyebilir.Şiddetli bulantı ve kusmalarda doktora başvurarak,idrarda keton çıkması durumunda gerekli tıbbi tedaviyi uygulamak gerekir.

Bel Ağrılarını Azaltın

Hamilelerde bel ağrısı görülme sıklığı yüzde 40-60 arasındadır.Hamileler,yüzde 15-20 günlük hayatı etkileyecek kadar ağır bel ağrısı çekerler.Ağrıların büyük çoğunluğu 5.ve7.aylar arasında yaşanır.Bazen hamilelik boyunca da sürebilir.Hamilelikteki bel ağrılarının nedeni genellikle belli değildir;fakat aşırı kilo alımı,gizli bel fıtıklarını ortaya çıkarabilir.Artmış bel çukurluğu,sırt kaslarının kasılması ve güçsüzleşmesi bel ağrılarına sebep olabilir.Hamilelik süresinde diyete dikkat edilmeli,aşırı yemekten kaçınılmalı,kilo alımı kontrollü yapılmalıdır.Düzenli egzersizlerle bel kasları kuvvetlendirilmelidir.Ayrıca hamileliğin son dönemlerine kadar aynı zamanda bel ağrısı nedeniyle uyku problemleri de yaşanabilir.Bu gibi durumlarda da rahat ve kaliteli bir uyku uyuyabilmeniz için özel olarak tasarlanmış hamile yastıkları kullanabilirsiniz.(Örneğin; Shuma Hamile Yastıkları) Hamile yastıkları gebelik döneminde anne adaylarının daha konforlu ve rahat uyku uyuyabilmesini sağlar.Hamilelik döneminde yüksek topuklu ayakkabı kullanmaktan kaçınmak gerekir,özellikle ilerleyen gebelik haftalarında yataktan kalkarken bele ağırlık yansıtmayacak şekilde hareket edilmesine dikkat edilmelidir

Enfeksiyonlardan Korunun

İdrar normalde sterildir, herhangi bir mikrop içermez.Özellikle hamilelerde görülen E.Coli enfeksiyonu sistite yol açar.Hamilelikte direnç düşüklüğüne bağlı olarak daha sık ortaya çıkabilir.Özellikle diyabetli ve hijyen yönünden sağlıklı olmayan hamileler risk altındadır.Sık sık çok az miktarda idrara çıkmak,idrar yaparken ağrı ve yanma görülen bulgulardır.İlerlemiş enfeksiyonlarda kasık ağrılarına,ateş ve bulantı da eklenebilir.Böyle durumda doktora başvurarak idrar tetkiki ve kültürü yapılarak etkene yönelik antibiyotik kullanımı önerilir.Ancak hamilelikte hiçbir belirti olmadan da sessiz infeksiyon dediğimiz durumlarında olacağı unutulmamalıdır.Hamilelikte vajinal akıntı artar.Bu akıntı normalde renksiz ve kokusuzdur.Vajinal akıntıda kötü koku ve renklenme başlarsa,beyaz süt kesiği gibiyse,kaşıntı ve yanma gibi şikayetler varsa doktora başvurulmalıdır.

Hamilelikte en sık görülen akıntı V.Candina (mantar)enfeksiyonudur.Nedeni ise vajen asidinin bozulmasına bağlı olarak glikojen miktarının değişmesiyle enfeksiyon için zemin oluşmasıdır.Vajinal akıntılar erken doğuma neden olabileceği gibi,hamilelikte cinsel hayatı da etkiler.Bol su içmek,idrarı uzun süre tutmamak,tuvalette genital bölgeyi önden arkaya doğru temizlemek ve cinsel ilişkide hijyene dikkat etmek idrar yolu enfeksiyonunu önler.Hamilelikte şeker kontrolleri yaptırmak,hijyenik seks hayatı,sık antibiyotik kullanmama,toplu kullanılan havuz ve tuvaletlere dikkat etmek vajinal enfeksiyonu önleyebilir.

Alıntı

FacebookPlugins.createLikeButtonPlugin("facebooktavsiyeet","350",2);

 




Şapkadan tavşan çıkarmayı marifet sanıyorlar. Ben kalbimden '' ÖKÜZ '' çıkardım hey yavrum hey :))
<
Yukarı Dön
 Yanıt Yaz Yanıt Yaz Sayfa  123 4>
  Konu Paylaş   

Forum Atla Forum İzinleri Açılır Kutu Gör

  | İletişim | Reklam | Gizlilik İlkeleri Copyright 2007-2025 ® NETATÖLYE - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz.