Çocuk yapmakta geç kaldım, diye üzülmeyin! Kadın için ideal doğum yaşı 28-32 arasında. Ancak kadınların eğitim dönemi uzadı, evliliklerimizi daha ileri yaşlarda yapıyoruz. Ayrıca iş dünyasındaki acımasız rekabet nedeniyle çalışan kadınlar çocuk planlarını sürekli ertelemek durumunda kalıyorlar.
Çevremizdeki çoğu genç kadının doğal bir şekilde çocuk sahibi olamamasının , “kısırlığın” bu kadar yaygın görülmesinin ana nedeni bu… 30’lu yaşları geçip 35’e yaklaşan çoğu kadın “Eyvah ya çocuğum olmazsa” diye panikliyor.
Ülkemizde kısa süre önce yumurtaların saklanması konusunda önemli bir yönetmelik değişikliği oldu. Artık yumurtalarınız dondurabilir, saklayabilir, istediğiniz zaman çocuk sahibi olabilirsiniz. Bu yeni yönetmelik çocuk sahibi olmak isteyen kadınların hayatını nasıl kolaylaştırıyor? Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Çepni ile konuştum.
* Yeni bir yönetmelik var kadının yumurtalarının saklanması konusunda…Nedir, sizden öğrenelim?..
Sözünü ettiğiniz yönetmelik (30 Eylül 2014 Salı, Resmi Gazete, Sayı : 29135 ile yayımlanan) şöyle: Önceden sadece kanser tedavisi görecek hastaların üreme hücre ve dokuları saklanabiliyordu. Çünkü kemoterapi veya radyoterapi üreme hücrelerine zarar vererek üreme işlevini çok olumsuz etkileyebiliyor, hastanın üreme hücrelerinin hepsi zarar görebiliyor ve artık kendi üreme hücrelerinden çocuk şansı kalmıyor.
Bu yönetmelik değişikliği sayesinde; artık yumurtalık kapasitesi azalmış , ama halen evlenmemiş ,ya da çocuk sahibi olmayan, kanser hastalığı olmayan kadınların üreme şanslarını korumak için isterler ise yumurta ya da yumurtalık dokuları saklanabilecek.
* Böylece henüz bekar kadınlara çok önemli bir şans verilmiş oluyor, değil mi?
Kesinlikle! Kadınlar artık daha geç yaşlarda doğuruyor. Uzmanlık yaşamımın ilk yıllarında yirmili yaşların başında doğumlar görürken, bugün yirmili yaşların sonu ve otuz-otuzbeşli yaşlara doğru doğumların kaydığını söyleyebilirim.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verileri Türkiye’de doğurma yaşının arttığını gösteriyor. Doğurma yaşının artmasıyla birlikte doğal yollardan çocuk sahibi olabilme yeteneği de azalıyor. Bu yönetmelikle önemli bir sorun giderilmiş oluyor; böylece yumurta rezervi azalan herkesin yumurtalarını dondurmasına izin verilmiş oldu.
*Peki bunu belgelemek de gerekecek mi?
Evet. Düşük over rezerviniz (yumurta sayısının azalması) varsa ve henüz doğurmamış iseniz , aile öykünüzde erken menopoz hikayesi de varsa, üç uzman tabipten oluşan sağlık kurulu raporu ile belgelendirirseniz, bu haktan yararlanma şansınız var.
YASA ERKEKLERE DE ŞANS VERİYOR MU?
* Ya erkekler? Onların spermleri (üreme hücreleri) hangi koşullarda saklanabiliyor?
-Cerrahi yöntemlerle sperm elde edilmesi halinde ,
-Kemoterapi ve radyoterapi gibi üreme hücrelerine zarar veren tedaviler öncesinde,
-Üreme fonksiyonlarının kaybedilmesine yol açacak olan ameliyatlar (testislerin alınması ve benzeri) öncesinde,
-Çok az sayıda sperm olması durumunda erkeklerin yumurtaları da saklanabiliyor.
KADININ YAŞI KISIRLIKTAKİ EN ÖNEMLİ FAKTÖR
* Biz kadınların erkeklere göre bir farkı var; yaşımız ilerledikçe çocuk yapabilme yetimiz daha çok düşüyor, değil mi?
Maalesef özellikle hanımın yaşı çok önemli bir faktör olarak bulunmuştur. Bugüne kadar çocuksuzlukta veya kısırlıkta en önemli faktör hangisidir diye sorulduğunda yapılan bütün araştırmalar tek maddeye odaklanıyor; bu da kadının yaşı!
Yumurtalarınız siz anne rahmindeyken yumurtalığınıza yerleştiriliyor ; yani bankadaki para gibi düşünün… Ergenlik çağı ile birlikte , ilk adetle birlikte onları tüketiyorsunuz. Bu depo kullanımı menopoza kadar devam ediyor.. Yaklaşık 400 tanesi ömrünüz boyunca yumurtlama şansına ulaşabiliyor.
* 400 yumurtalık şansımız var! İyi rakam!
Evet, ama bir yandan yumurtaların yaşla birlikte azalması, diğer yandan da örneğin 40 yıl dolapta duran bir madde düşünün, dış faktörlerden etkileniyor. Kalitesi düşüyor. Yumurtaların kalitesinin bozulması özellikle 35 yaştan sonra gebelik şansını dramatik bir şekilde düşürüyor.
35 YAŞINDAN ÖNCE ANNE OLMAYA ÇALIŞIN!
* 35 yaş bir dönüm noktası! Geç yaşta hamile kalan kadınların riskleri neler?
İlerlemiş yaşta gebelikte öncelikle Down sendromlu bebek doğurma riski artıyor. Bu risk 35 yaşta yaklaşık 1/300 olup geçen her yıl biraz daha artıyor. Ayrıca, erken doğum olasılığı, düşükler, gelişme geriliği, dış gebelik, gebelikte kanama, sezaryen ile doğum gerekliliği gibi problemler ileri yaş gebeliklerde daha sık görülüyor. Ayrıca hipertansiyon, Tip-2 Diyabet, gestasyonel diyabet (gebelik şekeri), derin ven trombozu, akciğer ödemi, böbrek, akciğer, karaciğer, bağ dokusu hastalıkları gibi anneye ait medikal problemlere de daha sık rastlanıyor.
* Peki erkeklerde yaşla birlikte kalite bozulmuyor mu?
Erkeklerde de son yıllarda yapılan araştırmalar özellikle 50-60 yaşlardan sonra bir miktar olumsuz etkilendiğini söylüyor.
HER ŞEY ZAMANINDA…
* Son sorum; yaş ilerledikçe gebelik şansı ne kadar azalıyor?
20-35 yaş arasında bir siklus döneminde gebelik şansı yüzde 25-30 oranında. Bu şans 35 yaştan sonra azalmaya başlıyor. 37 yaştan sonra ciddi şekilde düşüyor ve 40’lı yaşlarda yüzde 5-10 düzeyine iniyor. 43 yaştan sonra tüp bebekte dahi gebelik şansı mucizelere kalmış. Güzel bir söz vardır, “Her şey zamanında”. İşte bu nedenle çocuk planlaması uygun zamanda yapılmalı.