Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
NEFES
Prof. Dr.  FAZİLET KARAKOÇ
Çocuk Göğüs Hastalıkları Uzmanı
Yazı Boyutu:
Çocuğum çok sık hastalanıyor!

“Bizim çocuk yine hastalandı, bu sene okula başladıktan sonra bu dördüncü hastalığı, 3 kez antibiyotik kullandık.  Her hastalandığında uzun süren öksürükleri, hırıltıları oluyor hatta geçen hafta acile gittik hava verdiler. Daha da 5 ay var yazın gelmesine. Nasıl geçecek bu kış bilemiyorum.”

Siz de etrafınızda benzer sohbetleri çok sıklıkla duyuyorsunuzdur. Hayatın ilk 4 yılında, özellikle de yuvaya giden ya da kardeşleri olan çocuklar yılda 5-8 kez üst solunum yolu enfeksiyonu geçirebilirler. Aslında bunda bir sorun yok, çünkü bağışıklık sistemimiz bu şekilde gelişiyor, mikroplar ile savaşmayı öğreniyor.

Ama bazı çocuklar diğer çocuklardan daha hassas, bu çocuklar hem diğer çocuklardan daha sık hastalanıyor, hem de hastalıkları daha ağır geçiriyor. Aynı mikrop ile hastalanan iki sınıf arkadaşından birinin iki gün burnu akıyor, bir diğeri ise öksürük krizi ya da nefes darlığı ile acile gitmek zorunda kalıyor gece yarısı…  “Hava yolu hassasiyeti” hem dünyada hem de ülkemizde çocukluk çağında okul kaybı ve hastane yatışlarının önemli bir sebebi olmaya devam ediyor.

HAVA YOLU HASSASİYETİ…
Neden bazı çocukların hava yolları daha hassas? Neden bu hastalıklar giderek artıyor?

Tanı nasıl konur? Nasıl tedavi edilmesi lazım? Kullanılmakta olan tedavilerin yan etkileri var mıdır?

Her öksürüğü ve hırıltısı olan çocuk astım mıdır? Başka hastalıklar astıma benzer bulgular verebilir mi?

Alerji ne kadar önemlidir? Çocuğumu korumak için hangi çevresel önlemleri alabilirim?
Bu yazı ile başlayarak ben ve Dr. Refika Ersu bu soruları yazılarımızda yanıtlamaya çalışacağız.

Büyükanneler şöyle söylüyor: “Bizim zamanımızda böyle hastalıklar yoktu, çocuklar bütün gün sokakta oynardı; ama bitmeyen öksürük, hırıltı, nefes darlığını biz  torunlarımızda gördük.”

Aslında, “her zamanki gibi” çok haklılar…

NEDEN ALERJİK HASTALIKLAR ARTTI?
Son 40- 50 yıl içinde bu astım ve benzeri alerjik hastalıklarda tüm dünyada önemli bir artış var. Bu artışın ne ile ilgili olduğunu bulabilmek amacı ile de  çok sayıda araştırma yapılmıştır.  İsterseniz bu konu ile ilgili olarak neler biliyoruz birlikte bir göz atalım.

- Hijyen teorisi: Acaba çocuklarımızı fazlasıyla mı koruyoruz? Bırakalım biraz kirlensinler…
Çocuklar artık mikroplar ile giderek daha az karşılaşıyorlar, böylece çocuk büyürken bağışıklık sitemi mikroplar ile karşılaşıp onlar ile savaşmayı öğreneceği yerde alerjenler ile karşılaşıyor ve onlara reaksiyon vermeye başlıyor. Bu teori şöyle ortaya çıktı. Doğu Almanya ve Batı Almanya’yı ayıran duvar  hepinizin bildiği gibi yıllarca bir ülkeyi ortadan ikiye böldü.

Duvar 1989 yılında yıkıldığında çok değerli bazı araştırmalar yapıldı. Genetik olarak aynı olan ama yıllarca birbirlerinden çok farklı ortamlarda yaşayan bu iki grupta başta astım olmak üzere alerjik hastalıkların sıklıklarının çok farklı olduğu görüldü. Doğu Almanya’da çocuklar çiftliklerde, doğal ortamlarda, daha sık enfeksiyonlar ile karşılaşırken; Batı Almanya’da çocuklar daha korunaklı, kapalı ortamlarda alerjenler ile bir arada büyümüşlerdi. İşte böylece Batı tipi yaşam tarzının alerjik hastalıkların gelişimi için iyi olmadığı tartışılmaya başlandı.

- Son 10 yılda en çok tartışılan konulardan biri de şu: Parasetamol astıma yol açar mı?
Bazı çalışmalar annenin hamilelik sırasında parasetamol kullanmasının ya da erken çocukluk çağında parasetamol içeren ilaçların yaygın kullanımının çocuklarda astım gelişimi ile ilişkili olabileceğini ileri sürmüştür.

Özellikle okul öncesi dönemlerde çocuklar sıklıkla araya giren enfeksiyonlar sırasında bu ilaçlar ile tedavi ediliyor. Bu neden ile parasetamol kullanımı ile astım arasındaki ilişki sadece basit bir birliktelik mi, yoksa parasetamol gerçekten astıma yol açıyor mu, bunu kesin olarak söylemek zor ne yazık ki…

Pekala ne yapalım? “Artık parasetamol kullanmayalım” demek çok kolay değil…
Biz şunu öneriyoruz hastalarımıza: “Ateş ya da ağrı çocuğun genel durumunu belirgin olarak etkiliyor ve gerçek bir ihtiyaç var ise kullanalım.”

Bazen anneler şöyle süylüyor: “Bugün çocuğum kendini iyi hissetmiyordu, biraz halsizdi hemen bir parasetamol verdim.” Eğer çocuğumuzun ilaca ihtiyacı yok ise, en basit, en zararsız olduğunu düşündüğümüz ilaçları bile gereksiz yere vermekten kaçınalım lütfen!

-Yıllar içinde beslenme alışkanlıklarımızda ortaya çıkan değişikliklerin astım ve alerjik hastalıkların gelişimine katkısı var mı?

1997 yılından bu yana yapılan bazı çalışmalar bitkisel yağların, margarinlerin balık yağına oran ile daha fazla kullanılmasının alerjik hastalıkların gelişimini artırdığını ileri sürmüştür. Bununla birlikte hamilelik döneminden itibaren özel diyetler ile beslenen anneler ve onların çocukları üzerinde yapılan çalışmalar balık yağını diyette bitkisel yağlara oranla daha fazla kullanmanın çocuklarda atopik dermatiti azalttığı fakat çocuklarda tekrarlayan hırıltı ve alerji gelişimi üzerine bir etkisi olmadığını göstermiştir.

-Diyetteki D vitamini eksikliği önemli noktalardan biri…

Ne yazık ki ülkemizde annelerin yüzde 80’inde, yeni doğan bebeklerin yüzde 90’ından fazlasında D vitamini eksikliği mevcut. D vitamini özellikle süt çocuklarında mikroplara karşı vücut savunmasında ve doğal bağışıklıkta çok önemli.

D vitamini eksikliğinin hayatın ilk 3 ayında solunum yolu enfeksiyonlarını, 15 ay 3 yaş arasındaki çocuklarda ise tekrarlayan hırıltı sıklığını arttırdığını gösteren çalışmalar var.
Ayrıca astımlı çocuklarda, D vitamini düzeyleri daha yüksek olanların daha az atak geçirdiği gösterilmiş. 2010 yılında Japonya’da yapılan bir araştırma D vitamini desteği verilen okul çocuklarında mevsimsel influenza (grip) sıklığının azaldığını göstermiştir.

Evet, sonuçta birçok faktörün son yıllarda bu hastalıkların artışında önemli olduğu ileri sürülmektedir. Ama her hastalıkta olduğu gibi genetiğin çok önemli olduğunu unutmamak gerekir. Genetik zemini olan çocukların belli çevresel faktörler ile etkileşimi sonucu astım ve benzeri hastalıklar ortaya çıkmaktadır. 

ÇOCUĞU ASTIM VE ALERJİDEN KORUMAK İÇİN…
Madem birçok neden astım ve alerjik hastalıkların artışında önemli, ben bu konuda ne yapabilirim diye soruyorsanız, işte kısa bir kaç cevap:
• Çocuklarımızı çok fazla korumayalım, tabii ki aşılarını yaptıralım, grip olan bir kişinin kucağına vermeyelim mikroplar ile tanışsın diye ama… Elimizde antiseptik solüsyonlar ile hem onlara hem de kendimize zindan etmeyelim hayatı, bakın her şeyin fazlası yarar yerine zarar getiriyor.
• Süt ve süt ürünlerini hem çocuğumuz hem kendimiz yeterince tüketelim. D vitamini
bağışıklık sistemi için çok önemli.
• Doğal beslenelim, katkı maddeli gıdalardan, margarinlerden olabildiğince kaçınalım.
• Gerekli gereksiz parasetamol içeren ilaçlar kullanmayalım. Gerekli gereksiz hiçbir ilaç kullanmayalım.
• Ve tabii ki sigaraya maruziyet en önemli çevresel faktörlerden biridir. Yüzlerce çalışma var; sigaraya maruziyetin özellikle genetik yatkınlığı olan çocuklarda öksürük hırıltı nefes darlığı gibi şikayetleri ortaya çıkardığını ya da bu hastalıkların şiddetini arttırdığını gösteren…

“Camdan sarktım, aspiratörü açtım, alt kata kaçtım” ile olacak bir şey değil bu; lütfen hem kendi sağlığınız hem de çocuklarınızın sağlığı için aynı ortamlarda, başka odalarda dahi olsa sigara içmeyin, içirtmeyin!

Sağlıklı, mutlu, sevgi dolu bir yeni yıl dileği ile… Her şey gönlünüzce olsun…



 


Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz.