(27
Eylül-2 Ekim 2010 Haftası) Bu ayın en zor
denilebilecek kritik ve hararetli haftasını geride bıraktık. Kimimiz ani uyanışlarla herşeyi
farklı algılayıp, başka bir gerçekliğe uyandık, kimimiz ise kendimizden bile sakladığımız duygusal
derinliklerimize dalmak zorunda kaldık. Öyle ya da böyle yüzleşmek durumunda olduğumuz herşey
farkındalığımızın camlarını parlattı. Ne kadar gerçek ne kadar hayalmiş yaşadıklarımız;
anladık… Dünya, artık bize olduğundan daha farklı gözüküyor olabilir.
İLİŞKİLERİ SABOTE EDEN EGOYA
DİKKAT! 23 Eylül’de Koç-Terazi aksında
deneyimlediğimiz Dolunay bir kez daha dikkatimizi yakın ilişkilerimize yoğunlaştırdı. Kendi
isteklerimiz ile karşımızdakinin arzu ettikleri arasında dengeyi kurabilmenin önemini bir kez daha
anladık. Kendi ihtiyaçlarımızı doyurmak isterken karşımızdakininkilere saygı ve anlayışla
yaklaşmak… Ne kendi ben’imizi yok etmek, ne de karşımızdakinin içinde erimek…
Zaten bu, yaşam boyunca zorlandığımız en temel paradokslardan değil midir?!
EYLÜL AYINI SAKİN ENERJİLERLE
BİTİRİYORUZ Sabrımızın meyvelerini toplayacağımız yeni bir haftaya giriyoruz şimdi. İş ve
özel hayatımızda iyimserliğimizi, umutlarımızı ve beklentilerimizi daha gerçekçi bir platforma
oturtabilme kapasitesiyle hem. Geçen hafta olduğu gibi, çalışmamızı bölen, engelleyen ve de hepsi
nedense acil olan konularla ilgilenmek durumunda kalmayacağımız gözüküyor. Ne suçluluk duymamızı
sağlayarak bizi kontrol etmelerine izin vereceğiz ne de kendimizi birşeylere mecbur hissedeceğiz. Bu
adeta bir tamamlanma, birşeyleri bitirme, toparlama zamanı. Yorulsak da işe yarayacağını, sonuç
alacağını bilmek bizi motive edecek. Nerede durup “Tamam artık bu kadar yeter” deyip
masadan kalkacağımız zamanı biliyoruz bu sefer!
İÇİMİZDEKİ
GÖKYÜZÜ BU HAFTA NELER SÖYLÜYOR? 27 Eylül
Pazartesi gününe geçen hafta sonu içselleştirdiğimiz duygular ile başlıyoruz yine. Pratik, duygusal
ve duygulu ruh halimiz sürüyor. Fiziksel yakınlıklara ihtiyacımız var. Elimizde olmayanlara değil,
olanlara odaklanalım ve sahip olduğumuz şeylerle kendimizi yeterli ve değerli hissedip şükran
duyalım.
Elimizdeki bitirilecek işleri yoluna koyup masamızın üstündeki birikmiş evrakları
toparladıktan sonra biraz dinlenmek, hatta kendimizi şımartmak fena olmayabilir. Yenilenmiş,
tazelenmiş zihnimiz, ağırlığı gitmiş gözlerimizle daha net görebileceğiz önümüze çıkabilecek
fırsatları. Çok da kızmayacağız dışımızda gelişen olaylara. Biraz tembellik etmenin ne zararı var!
Ay halen Boğa’da…
SEÇİM ZAMANI 28 Eylül Salı günü Ay, 06:04’te son açısını Uranüs ile
gerçekleştirdikten sonra 09:12’de İkizler’in kıpır kıpır, zeki ve herşeyle ilgilenmeye
hazır dünyasının içinde bulacak kendisini. Meraklı, dışa dönük ve tasasız yönlerimizle temas
halindeyiz bugün. Bu kadar çok değişkenin birarada olması bizi istim üstünde tutacağa
benziyor. Seçeneklerimizi tek tek eleyip aza indirgemeye çalışmak akılcı olur. Duygu ve
düşüncelerimizi aktarabildiğimiz ölçüde kendimizi huzurlu hissedebileceğiz.
Ceres, ya da Mitoloji’deki bildik adıyla Demeter, anneliği ve aynı zamanda
da toprağı, tarımı, ürün vermeyi temsil eden bir tanrıça. Adıyla anılan asteroid Ceres, doğum
haritalarımızdaki konumuyla yeme içme alışkanlıklarımız ve kendimize ya da yavrumuza nasıl annelik
ettiğimize ilişkin ipuçları verir. İşte bu Ceres, 24
Eylül’den bu yana Neptün ve Chiron ile etkileşim içerisinde gözüküyor. Bugün ise
Jüpiter ile gerilimli açı içerisinde. Dolayısıyla temsil ettiği konularda bazı olaylar yaşamaya
açığız. Bu durumda ayın son günlerini çocuklarımızla birlikte olmaya, onları dinlemeye, anlamaya,
birlikte kaliteli ve sıcak paylaşımlar içerisinde olmaya ayıralım. Hatta hava şartları elverirse
doğayla, toprakla haşır neşir olacağımız açık havada geçirmeye gayret edelim birkaç günü. İlişkimizi
şifalandıracak, içimizle temasımızı kuvvetlendirecektir.
Bugün ise fevrileşmemeye, özellikle
trafikte telaşlı ve düşüncesizce hareket etmemeye çalışsak iyi olur. Ceres’in geri giden
Jüpiter ve Uranüs ile kare açılarının açığa çıkaracağı enerjiyi, yaşamımızda ilerlememizi sağlayacak
planları gerçekleştirmek için bir itici güç olarak kullanıp lehimize çevirmeye çalışalım.
29 Eylül Çarşamba günü dünkü ruh halimiz
sürecek. Keşfedelim, geliştirelim kendimizi. Müthiş bir iletişim ağı içindeyiz, tempomuz yüksek.
Güneş ile Jüpiter etkileşim içerisindeler.
SAKİN OLMA
ZAMANI 30 Eylül Perşembe bu haftanın belki de en
yoğun günlerinden. Aktivitelerimizi genişletmek sorumluluklarını almamızı da getirecek ardından.
İnişler, çıkışlar, koşuşmalar, her an ortaya çıkan yeni bir durum veya ileti ile koşulların
değişkenliği bizi zorlayabilir. Ancak sakin ve ne yaptığımızı bilen soğukkanlı tavrımızla adım adım
hepsini yoluna koyabilecek güçteyiz.
Ay 13:38’te yine Uranüs ile, bu kez gergin bir
açı yaptıktan sonra, boşluğa düşmesinin ardından 16:47’de Yengeç burcuna girecek usulca. Bu
kez olaylara yaklaşım tarzımız kırılgan, hassas ve öznel olacak. Geçmişte yaşadığımız duygusal
incinmeleri hatırlatabilecek olaylar bizi tetikleyip harekete geçirebilir. Aidiyet duygumuzun
ve duygusallığımızın yüksek olacağı yaklaşık ikibuçuk gün boyunca duygusal ihtiyaçlarımıza kulak
vermek, kısacası kendimizle ilgilenmek gerekiyor. Ailemiz ve sevdiklerimizle, o bildik tanıdık
güvenli ortamlarda olmak da bize kendimizi iyi hissettirecektir.
DUYGULAR TAVAN YAPACAK! Ay’ın boşlukta olacağı birkaç saat boyunca iç
dünyamıza yönelmek, Yengeç’in şefkatli ve aynı zamanda dalgalanmalara açık ruh durumuyla dolu
günlere adeta bir hazırlanma süreci gibi yaşanırsa harika olur. Ay boşlukta iken zaten yapmamız
gereken budur. İçimizdeki denge ayarı diye nitelediğimiz Ay boşluğa düştüğünde, yani hiçbir açı
almadığında yön, rota duygumuzdan uzaklaşırız. Bağlantısız ve karışık ruh halimizle sağlam ve
kalıcılık gerektiren riskli kararlar almamız doğru olmaz. Öte yandan, dış hatları kapatıp iç
dünyamızın derinliklerine dalmak, esinlerle dolmak için en uygun zamandır.
Sonuç
olarak, bu ayı duygularımızın pik yaptığı bir günle kapatacağız.
Ekim ayına ise adeta
tetikte, fırtına gibi giriyoruz. Başak’ta ilerlemesini sürdüren Merkür özellikle ayın ilk
birkaç gününde oldukça zorlayıcı konumlarda esip gürleyecek..
ABARTMA EĞİLİMİ 1 Ekim Cumartesi günü
Merkür’ün Jüpiter ile arasındaki düello iletişimde, mantık ve muhakeme gerektiren konularda,
sözleşmelerde ve ticarette meydan okuyucu olayları karşımıza getirebilir. Yanlış yargılara varmamız,
mantıksız kararlar almamız mümkün. Dikkatsiz ve tedbirsiz davranmamız, ağzımızdan çıkanı kulağımızın
duymaması söz konusu. Gereksiz tartışmaların enerjimizi düşürmesine izin vermeyelim. Vaatlerde
bulunmak, önemli anlaşmalara imza atmak için hiç uygun bir zamanda değiliz. Herşeyi abartma
eğilimindeyiz.
2 Ekim Pazar ise Merkür bu kez Uranüs
ile karşıt açı içinde olacak. Oldukça gerilimli, stresli bir günle kapatacağız haftayı. Eğitim,
ulaşım, iletişim, ticaret, kısacası günlük rutinimizde dengemizi bozacak beklenmedik sorunlar yaşama
ihtimalimiz var. Elektronik cihazlarla da başımız derde girebilir. Aslan’da ilerlemeye
başlayan Ay öznelliği arttırıp konuları kişiselleştirmemizi körükleyecektir. İyi düşünmeden,
tarafsızca değerlendirmeden hiçbir konuda karar almamaya çalışmalıyız. Alarmdaki yoğun zihinsel
enerjimizi zeka oyunları, bulmacalar, yaratıcılık isteyen konular ile yapıcı bir şekilde yönlendirip
disipline etmek iyi bir fikir olabilir. Zihnimiz yavaşlayamadığından uyumakta zorlanabiliriz. Müzik
dinleyelim, dinlenelim, yaratıcı birşeylerle uğraşıp yatışalım.
BİTİRİRKEN Gelecek hafta ise son derece romantik ve tutku dolu
bir gün ile başlayacak. Venüs ile Mars Akrep burcunda kavuşumdalar. İlişkilerde canlandırıcı,
tazeleyici durumlar veya yeni başlangıçlar yaşanabilir. Günün keyfini çıkarmaya bakalım. Ancak
Venüs’ün birkaç gün sonra geri gitmeye hazırlandığını unutmadan…