ÜYE OL | ŞİFREMİ UNUTTUM

 

Bayram, önüne ve sonuna eklenen köprü günlerle yine koskocaman bir tatil paketi haline dönüşüverdi hepimiz için. Kimimiz bunu eş dost yakınlarımızla gönül bağımızı güçlendirmek, hiç değilse bayramı fırsat bilip birlikte olabilmek açısından değerlendirdik. Kimimiz ise, imkanlarımıza göre kendimize küçük tatil kaçamakları yarattık. Doğrusu bizim planımızda da şehir dışındaki akrabalarımızı ziyaret ederken bir miktar da tatil yapmak vardı. Ancak evdeki hesap çarşıya uymadı. Ne nezle-grip peşimizi bıraktı, ne de bayram trafiği buna izin verdi! Bir bakıma da iyi oldu, evin ve sevdiklerimle birarada olmanın tadını çıkardım doya doya… “Uygun bir zamana bıraktığım” filmleri izledim, kitapları okudum, televizyon seyrettim. Derken bir de baktım sayılı günler bitmiş bile…
 
Anılarına ve geçmişine bağlı bir insan olarak evde dinlendiğim günlerde şöyle bir düşündüm eskiden bayramları nasıl geçirdiğimizi, neler yaptığımızı… Çok sevdiğim birkaç yakınım artık hayatta değiller. Dağarcığımda onlarla ilgili pek çok anının kimisi burnumu sızlattı, kimisi de gülümsetti.

GEÇMİŞE TAKILI KALMAK ENERJİYİ DÜŞÜRÜYOR!
İzlediğim filmlerden biri geçmişiyle bir türlü barışamayan, dolayısıyla mutsuzluk üreten bir insanı anlatıyordu. Film, bende buruk bir tat bıraktı ve düşündürdü. Hiç birimiz geçmiş deneyimleri değiştirme şansına sahip değiliz. Buna karşın geçmişe yönelik harcadığımız enerji ne kadar çok… Geçmişe takılı kalmak adeta bugünden çalarak yaşamak, bugünü yaşıyormuş gibi yapmak anlamına geliyor! Keşkelere ve eğerlere takılı kaldığımzda geçmişten özgürleşemiyoruz. Önemli olan geçmiş deneyimlerden ne gibi dersler çıkardığımız ve bununla ilgili olarak şimdi ne hissettiğimiz, ne öğrendiğimiz. Hepimizin hata yapma hakkı var. Üzülsek de kahrolsak da bu dünyanın sonu değil. Hatalar telafi olabilir. Hata yapıp hatalarımızdan öğrendikçe gelişiriz. Kendimizi ve karşımızdakileri affedebilmek insanın yüreğini hafifleten, yaşama daha sıkı sarılmasını getiren bir durum. Aynı deneyimlerle şimdiki bilincimizdeyken karşılaşsak bu kez nasıl davranırdık, diye düşünmek gerek. Dış dünyadaki hiçbir şeyi kontrol edemeyiz ama kendi hissettiklerimiz ve yapacaklarımız kendi kontrolümüzde. Daha doğrusu kendimize nasıl davranacağımız, kendimizi hatalarımız ile de kabul edip etmeyeceğimiz bizim elimizde. Kendimizi sevdiğimizde etrafımızdakilere karşı da daha anlayışlı ve şefkatli yaklaşırız. Şunu bilmemiz gerekiyor ki, kusursuz insan yok. Geçmiş hatalara yönelttiğimiz enerjiyi üretken bir konuya çevirsek neler başarabiliriz kimbilir?

BU HAFTA İÇİMİZDEKİ GÖKYÜZÜ NASIL?
15 Aralık Pazartesi, Dolunay’ın sert enerjileri hala üzerimizde etkisini sürdürüyor. Ay sabah saatlerinden itibaren Aslan burcunda ilerlemeye başlayacak.  Hepimizin bir parça neşelenme, çocuksu yönlerimizle haşır neşir olma ihtiyacı yükseliyor. Yine de kontrol dışı duygusal patlamalar yaşayabilir, hiçbir eleştiriye tahammül edemez, herşeyi gurur yapabiliriz.

16 Aralık Salı, 00:48’de 21 derece 34 dakika ile Yay’daki Mars’ın Başak’taki Satürn ile gerilimli etkileşimi bizi kapana kısılmış, arzu ettiklerimizi yapamıyormuşuz gibi hissettirebilir.  Ancak bunu bizi ileride sıkıntıya sokabilecek girişimleri durdurarak üzerinde tekrar düşünmemizi sağlayan bir durum olarak algılamak gerek.

17 Aralık Çarşamba günü Ay’ın Başak burcuna girmesiyle birlikte hizmet, günlük yaşantımızda verimli ve pratik olmak, işyeri ortamı, ayrıntı gerektiren işleri aciliyet sırasına göre düzenlemek gibi konular ön plana çıkacak.

Aynı gün Mars ile Neptün uyumlu açı içerisinde olacaklar. Umut ve ideallerimizi gerçekleştirebilmek için bunu bir fırsat olarak kullanabiliriz.

18 Aralık Perşembe günlük işlerimizi zorlanmadan halledebileceğimiz bir gün olarak gözüküyor.

19 Aralık Cuma tempolu bir şekilde başlayacak. Öğleden sonra Ay’ın Terazi burcuna girmesiyle ilişkiler arenası önem kazanırken uzlaşma, uyum, işbirliği ve denge sağlanabilecek. 

20 Aralık Cumartesi yine aynı temalar gündemde olacak. Sevdiklerimizle birlikte olmak, sosyallik yaşamak isteyeceğiz.

21 Aralık Pazar 14:05’te Güneş’in Oğlak burcuna girmesiyle birlikte Kış Gündönümü gerçekleşecek ve en kısa gün ile en uzun geceyi yaşayacağız. Artık günler kısalmaya başlayacak.

Hepinize iyi geçecek bir hafta, güzel günler diliyorum. Esen kalın.