Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
RUHSAL ASTROLOJİNİN BÜYÜTECİNDE
GAMZE ÖZŞAHİN
Aydınlanma Çağı Astroloğu

https://twitter.com/SALLUGALGAL
Yazı Boyutu:
Çocuktan da boşanan babalar!

 

Yaşam her zaman en ideal şekliyle devam etmiyor ne yazık ki. Umutlarla ve iyi niyetle başlayan, güzellikler vaad eden bazı konular hüsranla bitebiliyor. Bir şeye nasıl başlanıyorsa, o şekilde bitirebilmek ne kadar önemli aslında.

Bitirişleri nasıl yaptığımız kişiliğimizin karanlık taraflarının ortaya çıkmasına neden oluyor. Hani şairn dediğin gibi; “Dışımız en küstah yanlışlıklar, içimiz en başka türlü ayıp  durumları çıkıyor ortaya…” Son dönemde duyduğum, tanık olduğum bazı olaylar geçmişe bir yolculuk yapmama ve bazı şeyleri tekrar gözden geçirmeme neden oldu. Bir zamanlar çok önemli olan ve gündemi meşgul eden konular,  zaman battaniyesini çekip de örtüverince üstlerini, nasıl da  eskiyorlar… O kişi ya da kişilerin bizler için artık herkes gibi, sıradan biri olup çıktıklarını tuhaf bir buruklukla idrak ediyor insan. Bunca yıllık hayatımda gitmek isteyene engel olunmamasının doğru olduğunu tecrübeyle gördüm.

Bir kez ayrılık, boşanma, hatta “Ara verelim” ifadesi telaffuz edilince işin büyüsü kalmıyor. Peki ya işin içinde “ortak yapım” çocuklar varsa neler oluyor? Gözlemlerime göre ayırılırken kocalar, babalar ilgili, verici ve geride bıraktıkları için kaygılanmaya yatkın oluyorlar. Zaman geçip ara bir şekilde soğuyunca,  hele bir de kaçınılmaz olarak üçüncü şahıslar eklenince durum süreç içinde başkalaşıyor. Mahkeme kararıyla bazı yükümlülük ve sorumluluklarını yerine getireceğini taahhüt edip bunları yerine getirmemesi bir yana; çocuğuna sırtına dönen, aramayan sormayan hatta çocuğunu bir insan olarak hiç tanımayan baba müsveddeleri de var!

ÇOCUK ÖZEN İSTER, EMEK İSTER!
İnsan yavrusu tüm canlılar içinde en özenle ve emekle büyütülendir. Ana babasıyla başladığı yaşam yolculuğunda uzunca bir süre sevgiyle, ilgiyle kollanıp korunması, bakılması, kendi kendine yeten hale geldiğinde bile ruhsal doyumu ve güveni açısından sağlıklı bir iletişim içerisinde olunması gereken bir varlıktır. Bir çocuk için ideal durum, anne babasıyla birlikte yaşamasıdır hiç kuşkusuz. Ancak anne baba ayrılmak durumunda kalmış  olsa bile, birlikteyken sevgi, anlayış ve kabul gördüğü bir ortam yaratabiliyorlarsa, çocuk özsaygısını kazanarak olgunlaşabilir. Desteklendiğini gördükçe kendisi de diğer insanlara karşı saygılı, hoşgörülü, nazik ve anlayışlı olmayı becerir. Bütün bunlar onu gelecekteki ebeveyn rolüne sağlıklı bir şekilde hazırlar.

Gelgelelim yukarıda sözünü ettiğim gibi ilgisiz, maddi ve manevi anlamda uzak bir baba çocuk için en kötü, ruh sağlığını ve tüm dengelerini bozan ebeveyn  modelidir. Çocuk belli etmemeye çalışsa da güvensizlik, yetersizlik, sevilmemişlik, reddedilmişlik duygusu çocuğun tüm hareketlerine yansır, ilişkilerini ve başarılarını sabote eder. Parçalanmış ailelerde çocuğun diğer ebeveyn ile mutlu ve sıcak bir ilişki sürdürmesi için diğer ebeveynin tek başına çabalaması bir işe yaramaz. Hele karşı taraf işbirliğine yanaşmıyor, “Ben artık yokum, ne yaparsanız yapın” tavrında ısrarcı oluyorsa.

Bir çocuk için hayatındaki en önemli iki insanın artık bir arada olamayacağını öğrenmek elbetteki kolay değil. Ancak burada çocuklara ebeveynlerden birini kendine daha yakın hissetmesinin ya da onunla yaşamasının diğerini sevmiyor anlamına gelmediği mesajını da vermek gerekir. Hep diyorum ya, ilişkiler zor zenaat. Nitelikli ilişkiler kurabilmeyi becermek önemli. Bu da karşımızdakini gerçekten dinlemek, “etkin ve tarafsız” dinlemekten geçiyor. Hazır Merkür önümüzdeki hafta (24 Eylül Çarşamba) geri gitmeye başlayacakken yürümeyen, sesimizi duyuramadığımızı düşündüğümüz ilişkilerimizi gözden geçirmekte yarar var sanırım. Bunun için isterseniz Merkür, Venüs ve Mars ilişkileri temsil eden Terazi burcunda bir dizilim içersinde enerjilerini yoğunlaştırırken önce biz ne istiyoruz, bizim için önemli olan ne, bunların cevaplarını bulmaya çalışalım. Biraz sessiz ve yalnız kalmaya çalışıp kendi iç sesimizin yükselmesine izin verelim.

BU HAFTA İÇİMİZDEKİ GÖKYÜZÜ
15 Eylül Pazartesi Balık-Başak aksındaki Dolunay en önemli gökyüzü olayı. Üstelik “Beklenmeyeni bekle!” diyen Uranüs ile de gerilimli bir etkileşim söz konusu. Dolunay zamanının içsel yapı olarak bir huzursuzluk ve gerilim yaratabileceğini hatırlayacak olursak, bir de Uranüs’ün sinir sistemine etkiyen enerjisinin iki hafta boyunca üzerimizde ne kadar etkili olacağını anlayabiliriz. 

16 Eylül Salı günü enerjimizin biraz daha yükseleceği, aktif olacağımız bir gün. Ay ve Jüpiter arasındaki etkileşim duygusal deneyimlerle büyüme zamanına işaret ediyor. Açılmaya, neşeli bir iyimserliğe neden olabilecek bir konum bu. Aşırı güven, aşırı iyimserlik, haklılıkta ısrarcılık gibi konulara dikkat etmekte yarar var yine de.  

17 Eylül Çarşamba günü duygularımız ve duygusal reaksiyonlarımızı tanımlayan Ay halen Koç burcunda. Sabırsız, telaşlı, tepkisel davranmaya yatkınız. Akşamüstü saatlerine doğru Terazi burcundaki Venüs ile Kova burcundaki Neptün üçgen açı içerisinde olacaklar.

Üzerimizdeki gergin enerjiler yerini daha sakin, yaratıcı yönlerimizi açığa çıkaran bir şekle bırakacak. Yakın ilişkilerimizde daha sıcak ve şefkatli, nazik, romantik olabilir, sevgiliyle ruhen bütünlendiğimizi hissedebiliriz. Bütün bu olumlu özellikler bizleri gerçekçi platformdan uzağa atmamalı. Kendi kendimizi kandırmamaya, bir idealin, hayalin peşinden koşmamaya gayret etmeli, sevdiklerimizi tüm özellikleriyle oldukları gibi sevip kabullenmeye bakmalıyız.


18 Eylül Perşembe, Ay artık Boğa burcunda ilerlemeye başlayacak. Duygusal açıdan kendi kendimize yeterli olduğumuzu hissetmeye ihtiyacımız var. Kendi doğuştan getirdiğimiz özelliklerimizi ve yeteneklerimizi hayata katıp üretken bir şekilde ortaya bir şeyler çıkardığımız zaman kendimizi iyi ve güvencede hissedebiliriz. Ay’ın Jüpiter ve Satürn ile de uyumlu açıları bulunduğu için bütün bunları rahatlıkla yapabileceğimiz, başarma ve kendine yetme duygusu ile  doyum sağlayacağımız görülüyor.

19 Eylül Cuma, Ay halen Boğa burcunda. Sakin, rahat ve huzurlu bir gündeyiz.

20 Eylül Cumartesi oldukça yoğun enerjilerle dolu bir gün.  Ay İkizler’de ve bu kez de Terazi’deki Merkür ile Kova’daki Neptün etkileşim haalindeler. Günlük koşuşturma ve iletişim trafiğimiz artarken duygularımızı da ifade etmek ihtiyacında olacağız. Hayal gücümüz bir hayli yüksek ve ilhamlarla dolu bir aklımız var. Daha hassas ve sezgisel olacağımız anlaşılıyor. Diğerlerinin söyledikleri üzerimizde etki bırakabilir, Karmaşık ve bulanık düşünme eğilimine, sübjektifliğe dikkat etmeliyiz.

21 Eylül Pazar ise yine hareketli ve tempolu bir gün. Ay hala İkizler burcunda.  Başak burcundaki yaşam enerjimiz ve egomuzu tanımlayan Güneş’in, Yay burcundaki Plüto ile gerilimli bir açısı var. Henüz bir Dolunay yaşadığımızı ve etkilerinin iki hafta süreceğini hatırlayalım. Bugün eskiye ait zamanını doldurmuş, çürümüş şeyleri geride bırakabilir ve adeta yepyeni bir doğuşun habercisi olabilecek olay ve fırsatları kendimize çekebiliriz.

Herkese sağlıklı, mutlu, nitelikli paylaşımlarla dolu, güzel bir hafta diliyorum. Esen kalın.


 


Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz.