ÜYE OL | ŞİFREMİ UNUTTUM

 

Şu sıralar birçok aileyi bir sınav telaşıdır aldı. OKS’deydi, ÖSS’ydi, deneme sınavlarıydı, kurtarma, not yükseltme sınavlarıydı derken yüreğimiz sıkışık, heyecanımızı dindirmeye çalışıyoruz. Kızım Ece de bu hafta sonu ÖSS’ye girecek olanlardan. Sakin ve kontrollü gözüküyor gözükmesine ama onun da içinde endişeler, kaygılar var. Benim hassas Yengeç’im bir miktar karşıt burcu Oğlak gibi tavırlanıyor ama tabii yemiyoruz! Aslında kaygı duymak hiç de kötü bir şey değil. Her değişim ve olgunlaşma süreci kaygı yaratır. Önemli olan kaygıyı yıkıcı boyuta taşımamak, kendimizi depresif ve üzgün hissettirmesine izin vermemek. Hatta kaygıları karşımıza değil, yanımıza alarak, onlara rağmen ve onlarla yürüyebilmek.

Çoğu insan için başarı zenginlik, itibar, hatta iyi giden bir evliliktir. Boşanma noktasına gelen pek çok danışanımdan “Evliliği başaramadım” cümlesini duymuşumdur. Biliyor musunuz ki hayattaki en büyük başarı her şeyin tepetaklak gittiği, çaresiz, bunalmış, endişe içerisinde olduğunuz bir anda kendinizi sevebiliyor olmanız, değerli bulmanızdır. Öyle yıkıcı mekanizmalar işler ki bu tip durumlarda. Kapılıp gidebilir her an insan. Özeleştiri sınırlarını aşıp kendimizde kusur aramaya başlarız. Öz saygı ve özgüvenimiz yerle bir olur. Hatta daha kimseler buna cesaret edemeden biz kendi kendimizi yerden yere vururuz. Bu kendi kendimize yapabileceğimiz en yıkıcı saldırıdır, inanın. Bazen de tam tersi bir şekilde kendimizi bir kenara koyup karşı tarafın veya durum neyse onun olumsuzluklarına odaklanır, yüklenir dururuz. Ne kadar beklentiliysek, o kadar ağır eleştirir ve yargılarız.  Haziran ayı yorum yazımı okuduysanız dikkatinizi çekmiştir, Merküryen enerjinin yoğun olduğu şu günlerde özellikle bu tip şeylerden kaçınmalı, hem kendimizle hem de çevremizdekilerle iletişimimizi tarafsız ve dengeli bir bakış açısıyla değerlendirmeliyiz.

Olumsuzluklar olumsuzlukları çağırır. Daha iyimser bir bakış açısıyla ve içimizdeki umutların yeşermesine izin verecek şekilde gereken budamaları yapalım hayatımızda. Küçük ya da büyük, daima hedeflerimiz olsun. Hayat çok değerli bir armağan. Ana baba olmak ise çok özel bir durum. Çocuk yetiştirmenin yaratıcı ve  keyifli olduğu kadar zorlayıcı tarafları da var.  Bazen bütün iyi niyetimize rağmen farkında olmadan kendi ana babalarımızda gördüğümüz, bizi öfkelendiren davranış biçimlerinde kendimizi yakalayabiliyoruz. Ancak, sıcak ve içten bir diyalog, çok güzel paylaşımlarla dolu bir yakınlığa kapıları açabiliyor yeniden.

İLİŞKİLER...
Hafta sonunda ilişkiler astrolojisinde uzman bir isim, NCGR eğitim direktörü Shirley Soffer’ın verdiği seminerdeydim. İlişkilerin astro dinamiklerinin incelendiği, doğum haritalarımızda ilişki göstergesi olan noktaların tek tek oldukça ayrıntılı bir biçimde incelendiği, bir hayli doyurucu bir çalışma oldu. Yalnızca romantik ilişki değil, ebeveyn- çocuk ilişkisinden tutun, işveren-çalışan ilişkisine kadar pek çok konu ele alındı. Bir insan kendisindeki mevcut potansiyeliyle bir başkasıyla tatsız ve geleneksel bir ilişki içinde olabiliyorken, bir başkasıyla nasıl ve neden adeta coşkuyla kanatlanıp içindeki yaşama sevinci ve tutkuyu ortaya çıkarabiliyor gibi konular dikkat çekti. Venüs ilişkinin, sevginin gezegeni olarak bilinir ama hemen hemen tüm fonksiyonlarımız (gezegenler) bu bağlamda devrede ve önemli. Hayata nasıl baktığımız ve inançlarımız (Jüpiter), iletişim tarzımız, hobilerimiz (Merkür), taahhüt ve sorumluluk konularına yaklaşımımız (Satürn) Soffer’ın deyimiyle “Gizemli UHU” (yapıştırıcı, birbirine tutturan) niteliğindeki temalar…

İÇİMİZDEKİ GÖKYÜZÜ İLİŞKİLER ARENASINI AYDINLATIYOR
9 Haziran Pazartesi işlerimizi toparlayıp verimli çalışabileceğimiz, kendimizi üretken hissedeceğimiz bir gün. Ay Başak’ta ve İkizler’deki Güneş Venüs ile kavuşum halinde. İlişkiler arenasında iletişim yoğun.

10 Haziran Salı bu anlamda oldukça yoğun enerjilerle dolu bir gün. Sevdiklerimizle birlikte olmak, paylaşımlarda bulunmak için ideal. Kendimize rahat ve esnek programlar yapabiliyorsak harika olur. Akşama doğru Ay’ın Uranüs ile etkileşimi içimizi heyecanla doldurabilir. Ani duygu değişimleri yaratan sürprizli durumlarla karşılaşabiliriz. Sinirsel gerilime açığız.

11 Haziran Çarşamba, Ay artık ilişkilerin, huzur ve dengenin burcu Terazi’de. Yakınlarımızın, özellikle partnerimizin duygusal ihtiyaçlarına daha anlayışla yaklaşabileceğimiz bir gündeyiz. Bugünü kendimizle ilişkimizi tazelemek, ruhumuzun ihtiyaçlarına cevap vermek, dinlenmek için kullanmak da iyi bir fikir.

12 Haziran Perşembe, yine ilişki konuları gündemde. Beklenmedik sürprizli durumlar duygusal gerilime neden olabilir. Yakın ilişkilerde bireyliğin ifadesi için daha fazla özgürlüğe ihtiyaç duyulabilir. Kısıtlandığımızı hissediyorsak özgürleşmek isteyebiliriz. İlişkilerde mesafe duygusu ön plana çıkabilir. Öte yandan sosyal ilişkiler açısından gelişmeyi sağlayan, sanatsal anlamda ise yaratıcılığın yükseldiği bir gün. 

13 Haziran da yine aynı temaların gündemde olduğu, kriz yaratabilecek bir gün. Duygusal dalgalanmalara açığız. Akşam saatlerinden itibaren Ay hafta sonu boyunca, derin ve gizemli Akrep burcunda ilerleyerek bizi bu konularda yüzleşmelere açık kılacak. Gizli saklı, üstü örtülü pek çok konu gün ışığına çıkabilir. İlişkilerde daha önce hiç fark etmediğimiz bazı noktaları keşfedebiliriz.

15- 16 Haziran, Mars enerjisinin baskın olduğu gerilimli günler. Özellikle 15 Haziran Pazar günü enerjilerin yön değiştirdiği çok önemli bir gün. Plüto tekrar altı aylığına Yay burcuna girerek din, inanç, felsefe, fanatizm gibi konuları gündeme taşıyacak. Hayatımızda neler ölüm ve başkalaşım sürecine girmiş, onları tekrar şu anın farkındalığıyla algılayacağız.

BİTİRİRKEN...
Başta sevgili babacığım ve eşim olmak üzere tüm babaların Babalar Günü’nü kutluyor, bu yolculukta bizlerle birlikte oldukları için şükranlarımı sunuyorum. Kızım Ece ile birlikte ÖSS’ye girecek tüm öğrencilere ise başarılar ve seçecekleri yaşam yollarında iç huzuru diliyorum. Sevgiyle kalın.