8. Ay
KOLTUĞUN YERİ DEĞİŞMİŞ: HAFIZAM GELİŞİYOR!
Neler değişti?
Farkında mısınız bilmem ama artık söylediklerinizin daha fazlasını anlıyorum. “Kediye bak” dediğinizde sizi dinliyor ve kediyi görmek için etrafa bakınıyorum!
Söylenenleri bir bütün olarak algılamaya başladım ve gördüklerimle işittiklerim arasında bağlantı kuruyorum. Odaya yeni bir eşya koyduğunuzda bunu fark ediyorum, çünkü artık odanın nasıl göründüğünü hatırlıyorum ve dolayısıyla bir değişiklik olduğunda bunu anlıyorum. İnanmıyorsanız bir deneyin!
Annenin-babanın ayak seslerini duyduğumda kapıya dönüyorum. Oyuncağım yere düştüğünde çıkaracağı sesi beklerken kulaklarımı kapatıyorum. Neden? Çünkü artık hafızam gelişiyor!
Artık daha uzun süre oturabiliyorum. Otururken bir şeye uzandığımda düşmüyorum. Boynum ve sırtım güçlendikçe daha da dik bir şekilde oturabiliyorum. Yüzüstü yatarken oturur konuma geçebilirim. Hatta otururken bir şeye tutunarak ayağa da kalkabilirim!
Nasıl büyüdüm?
Karnımın üstünde ileri-geri ilerleyebiliyorum.
Oyuncaklarımı daha uzun süre elimde tutuyorum.
İp parçası gibi minicik şeyleri iki parmağımla tutup alabiliyorum.
Nasıl konuşuyorum?
Çıkardığım seslerle mutlu, üzgün ya da korkmuş olduğumu anlatabiliyorum.
Hala heceleri tekrarlıyorum ve dikkat çekmek için çığlık atıyorum.
Bazı kelimeleri tanıyabiliyorum. Mesela “hayır” kelimesinin anlamını biliyorum!!!
Ağız hareketlerinizi izliyor ve taklit ediyorum.
Ne tepkiler gösteriyorum?
Aynadaki yansımama dokunmayı ve onu öpmeyi seviyorum.
Telefon zili veya kendi adım gibi tanıdık sesler duyduğumda dönüp bakıyorum.
Tanıdığım kişileri taklit etmeyi seviyorum.
Neleri anlıyorum?
Çok meraklıyım, her şeyi keşfetmek istiyorum.
Oyuncak bir zilin nasıl çalınacağını keşfetmek gibi basit problemleri çözebiliyorum.
Biraz önce olan olayları hatırlıyorum.
Neler hissediyorum?
Yeni deneyimler ve yeni insanlar beni korkutuyor.
Çok kısa bir süre için dahi olsa, beni terk ettiğinizde çok kızabiliyorum. Yanıma geri geldiğinizde müthiş rahatlıyorum.
İnsanlar bana karşı çok fazla yaygara gösterince sinirlenebiliyorum.
Bir şeyi bulamadığımda geriliyor veya öfkelenebiliyorum.
Birlikte eğlenelim&öğrenelim
Bana bol bol kitap okuyun, her gün gördüğüm şeylerin resimlerini gösterin. Örneğin bana bir top resmi gösterin ve aynı anda elime de bir top verin. Küçük bir oyuncağı bulmam için bir örtünün veya fincanın altına saklayın. Yaprakları, çiçekleri, böcekleri, karı, karın üzerindeki izleri görmem için beni açık havada yürüyüşlere çıkarın.
Artık hareketlendiğime göre evi benim için güvenli hale getirmelisiniz. Unutmayın yere düşmüş en küçük şeyleri bulmak ve derhal ağzıma atmak benim uzmanlık alanıma giriyor!
Biliyorsunuz artık neredeyse her şeyden korkuyorum. Tanıdık şeyler beni sakinleştiriyor ve bazen akrabalardan birini veya bakıcımı gördüğümde bile terör estiriyorum. Bana yardımcı olmak istiyorsanız, yeni bir yere gittiğimizde bana sarılın ve yumuşak bir sesle konuşun. Korktuğum kişilere veya eşyalara yaklaşmam için beni zorlamayın. Diğer kişileri korkularım konusunda uyarın ve bana yavaş yavaş yaklaşmalarını isteyin. Beni birden kucaklamak ve bağıra çağıra öpmek yerine, sakin bir sesle konuşmalarını ve bol bol gülümsemelerini isteyin. Unutmayın ani hareketler ve ani sesler (bazen ani bir kahkaha dahi) beni ürkütebiliyor.
Ayrılık kaygısı yaşayacağım, bunu kabullenmelisiniz. Bazen babama bıraktığınızda dahi kıyameti koparabilirim, çünkü sizden ayrılmak istemiyorum. İyi haber ise, genellikle siz evden ayrıldıktan hemen sonra tanıdık birisiyle birlikteysem, çabucak sakinleşiyorum.
Kendime güven verecek şeyi bulmama yardımcı olun. Artık kendi başıma bir kişi olduğumu ve sizin bir parçanız olmadığımı anladım ve bu beni korkutuyor. Bu nedenle battaniye, yastık, emzik ya da bir bebek gibi yürüyüp benim yanımdan ayrılması mümkün olmaya bir nesneye karşı bağlılık geliştirebilirim. Buna engel olmayın ama bunu kullanmama sınırlar getirebilirsiniz. Mesela sadece uyurken veya sadece evdeyken kullanmam yeterli olabilir. Ve “güven nesnemi” temiz tutmaya özen gösterin. Gerekirse ben uyurken yıkayabilirsiniz mesela.
Beni nasıl beslemelisiniz?
Artık birkaç dişim olduğuna göre pürelere ilave olarak bazı yiyecekleri çatalla ezildikten sonra yememin zamanı da geldi demektir. Örneğin en sevdiğim sebze veya et yemeğini çatalla ezerek verebilirsiniz. Yemeğin içinde iri parçalar kalmamasına özen göstermelisiniz. Ezilmiş yemek püre yemekten az daha taneli yemek anlamına geliyor.
Yemeklerime tuz, şeker veya soslar eklemeyin. Yiyeceklerde sağlıklı olmama yetecek ölçüde doğal sodyum mevcutmuş, unutmayın.
1 yaşımdan önce bal vermeyin, balda bulunan toksinler beni hasta edebilir.
Yemeklerimi hazırlarken beklemiş yemekleri kullanmayın, bunlarda bakteri üremiş olabilir.
Çiğ veya az pişmiş (pastörize edilmemiş) süt ve yumurta bebekler için güvenli değildir, gıda zehirlenmesine neden olabilirler.
Fındık, mısır, patlamış mısır, çeşitli çerezler gibi boğazıma takılacak yiyecekleri vermeyin. Özelikle sosis ve üzüm tanesi çok tehlikeli...
Yemeklerimi ısıtmak zorunda değilsiniz, benim için soğuk olması hiç önemli değil. Ancak yemeğimi mutlaka ısıtmak istiyorsanız, yedirmeden hemen önce ısıtmalısınız.
Bir şey yerken beni asla yalnız bırakmayın!
Sizin çocuğunuz bir tane! Her çocuk birbirinden farklıdır ve her çocuğun kendine has bir gelişim hızı vardır. Burada yer alan bilgiler belli bir tarih veya yaşta mutlaka olması gereken gelişimleri göstermez. Burada çocuğun gelişim potansiyeli hakkında –gerçekleşmiş veya yakında gerçekleşmesi muhtemel gelişim- genel bilgiler verilmektedir. Çocuğunuzun gelişimi ile ilgili herhangi bir şüphe duyuyorsanız, mutlaka doktorunuza danışınız.