Sütün gebelikten koruduğu halk arasında yaygı bir
inanış olmakla birlikte daha önce de söz ettiğimiz gibi
belirli kritlerler karşılanmadığı sürece bu koruyuculuk
çok alt sevyiyelere inmekte ve maalesef kadın yeniden gebe
kalabilmektedir. Sonuçta emziren ve gebe olan bir kadın bu kez
her iki bebeği ile ilgiliendişeler duymaya başlar
Emzirirken gebe kalmak sanıldığı kadar nadir görülen bir
durum değildir. Bu gebeliklerin çok önemli bir kısmı
plansız gebelikler olduğundan genelde sonlandırılmaktadır.
Annelerin bu yeni gebeliği sonlandırmak istemelerinin altında
yatan ana sebep ise çok küçük ve kendilerinin bakımına
muhtaç olan ve emzirmeyi istedikleri bir bebeklerinin
olmasıdır.
Halk arasında yaygın olan ve bazı hekimlerce de desteklenen
görüş emziren bir kadın gebe kaldığında emzirmeye devam
ettiğinde bunun düşük ya da erken doğuma neden olabileceği,
hatta anne karnında gelişmekte olan bebeğin gelişiminin
olumsuz etkilenebileceği, sütün kalitesinin bozulması nedeni
ile emen bebeğin de beslenmesinin yetersiz olacağı bu nedenle
emzirmeye son verilemesi gerektiğiydi.
Oysa son zamanlarda yapılan araştırmalar bu inanışın
doğru olmadığını göstermektedir. Memeyi sütten dışarı
atan hormon olan oksitosin aynı zamanda rahim kasılmalarını
sağlayan hormondur. Ancak emzirmenin rahimde hafif kasılmaya
neden olmak dışında düşüğü ya da erken doğumu
tetiklediğine dair herhangi bir bilimsel veri mevcut değildir.
Gebelik sırasında emzirmenin anne karnındaki bebeğin
gelişimini olumsuz etkileyeceği hatta “zehirleyeceği”
yönünde bir inanış olmakla birlikte bu tamamen bir şehir
efsanesidir ve gerçekle hiçbir ilişkisi yoktur. Sütün
kalitesinde ve bağışıklık sistemini etkileyen içeriğinde
bir miktar azalma saptanmış olsa da bu azalma emen bebeğin
gereksinimlerini karşılamak için oldukça yeterli
bulunmaktadır.
Gebelik sırasında emzirmenin en önemli olumsuzluğu anneye
getireceği ek yorgunluk ve halsizliktir. Annenin çok daha fazla
dinlenmeye ihtiyacı vardır. Bununla birlikte hem kendi, hem
emzirdiği bebek hem de karnında gelişimine devam eden bebeğin
beslenme gereksinimlerini karşılamak durumundadır. Bu nedenle
beslenmesine çok dikkat etmeli tercihan bir beslenme uzmanının
kontrolü altında gebeliğine devam etmelidir. Günlük kalori
gereksinimlerinin altına düşmemeli, öte yandan kontrolsüz
bir şekilde de kilo almamaya özen göstermelidir.
Gebeliğin ikinci üçaylık dönemine girildiğinde süt
miktarında azalma olması normaldir. Böyle bir durumda eğer
ilk bebek hala daha ek gıdalara geçmemiş ise süt yetersiz
geleceğinden bebeğin beslenmesinin bir çocuk hastalıkları
uzmanı tarafından değerlendirilmesi ve ek gıdalara
başlaması uygun olacaktır.
Bugün için kabul edilen genel bilimsel görüş, düşük
tehdidi, erken doğum riski , plasenta previa gibi ek bir risk
faktörü bulunmaması ve anne adayının emzirmeyi sürdürmeyi
istemesi durumunda, uygun beslenmenin sağlanması koşulu ile
emzirmeye gebeliğin sonuna kadar izin verilebileceği
şeklindedir. Doğum sonrasında her iki bebek de emzirilmeye
devam edilebilir. Farklı yaşlardaki iki bebeğin emzirilmesi
işlemine “Tandem Nursing” adı verilmektedir ve bunun
beslenme gereksinimindeki artış dışında hiçbir sakınca
yoktur.