Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat

GÜL BAHÇESİ EVLİLİK

Nereden Yazdırıldığı: Anne Olunca Anladım
Kategori: Genel Konular
Forum Adı: Evlilik & İlişki
Forum Tanımlaması: (Evlilik & İlişki)
URL: http://www.anneoluncaanladim.com/forum/forum_posts.asp?TID=27321
Tarih: 07 Eyl 2025 Saat 22:54


Konu: GÜL BAHÇESİ EVLİLİK
Mesajı Yazan: hülya
Konu: GÜL BAHÇESİ EVLİLİK
Mesaj Tarihi: 06 Ara 2010 Saat 13:32
Çoğu evli insanın zihninin çekmecesinde sakladığı bir defteri vardır. Muhasebe ve muharebe defteri! Tüm hatalar ve ihmaller, kusurlar ve eksikler satır satır oraya yazılır. Bakkal defterinden beterdir, evli çiftlerin gizli defterleri. Hırpalanmış, sararmış sayfalar. Bir gün açığa çıkmayı bekleyen kargacık burgacık ve çapraşık notlar.

İnsanlığın icat ettiği en zor kurumdur evlilik. Aksini söyleyenlere sevecenlikle gülümse, ama sakın inanma. Kırmızı-pembe bir gül bahçesidir ya evlilik, goncası kadar dikeni de boldur. Unutursan bunu, anında hatırlatır; dikenlerini batırıverir parmağına. Ve sen bu kadar uysal ve yumuşak, doğal ve parlak görünen bir bahçenin nasıl olup da böyle sivri ve sert, gölgeli ve köşeli çıkabildiğine hayret edersin içten içe. Öğrenirsin. Öyle ya da böyle, er ya da geç, kurallarını öğretir evlilik. Gül bahçesini gördüğü halde ortada hiç diken yokmuş gibi gülümseyenler, bu kurumu gereğinden fazla cicileştirip romantikleştirenler, ya "taze evliler"dir, ya da "gönüllü gafiller".
Bir labirent şeklinde inşa edilmiştir gül bahçesi. İç içe dönemeçler, çıkmaz sokaklar, beklenmedik sapaklar.... bilmece içinde bilmece... Saptığın her yol seni labirentin daha da içine sokar. Merkezine. Göbeğine. Öyle bir hâl alır ki en nihayetinde, bu labirente ne zaman ve nasıl girdiğini bile hatırlamaz olur; geri dönüş yollarını hepten yitirip kaybolursun. Bu arada "eski sen" en bekâr, en genç ve toy halinle labirentin dışında bir duvar dibinde sessizce bekler. Elinde solmuş beyaz çiçekler. Yüzünde mahzun bir ifade. Bekler ki hatırlayasın. Bekler ki geri dönesin. Bekler ama nafile....
Zira "dış dünya" diye bir ihtimal artık kalmamıştır labirentin içindekine.
İnsanlığın icat ettiği en karmaşık kurumdur evlilik. İpte canbazlıktır. Elinde mavi kurdelalı sırık, ince bir ip üstünde dengede durmaya gayret ederek yürürsün adım adım. Hem böyle boncuk boncuk ter içinde dengede durmaya çalışmak hem de etrafa bir şey çaktırmamak zordur ki, hem de nasıl. İdare etmek sanatı üzerine kuruludur evlilik. Kadın erkeği, erkek kadını, gelin kaynanayı, görümce görümceyi, aktörler aktörleri... idare eder. Tavizler, dengeler, sessiz sitemler. Birikmiş ama dışa vurulmamış öfkeler. Kabuk tutmuş yaralar. Azıcık kaldırsan kabuğun ucunu, tazeymiş gibi hemen kanar. İnce diplomasi, hassas terazi....
Bir gram kadının kefesine koyunca anında bir gram daha koymak lâzım erkeğin kefesine. Mutfakta yemek yapmak için kullanılan tüy gibi teraziler bile evliliğin terazisi kadar hassas değildir. Orada mikroorganizma günahlar tartılır.
Çoğu evli insanın zihninin çekmecesinde sakladığı bir defteri vardır. Muhasebe ve muharebe defteri! Tüm hatalar ve ihmaller, kusurlar ve eksikler satır satır oraya yazılır. Bakkal defterinden beterdir, evli çiftlerin gizli defterleri. Hırpalanmış, sararmış sayfalar. Bir gün açığa çıkmayı bekleyen kargacık burgacık ve çapraşık notlar. Öyle zamanlar vardır ki dişe diş, göze gözdür evlilik. Hamurabi yasaları. "Madem sen bana bunu dedin, ben de sana şunu derim...." Beş gram bu kefeye, beş gram ötekine. "Sen benim annemi istemezsen ben de seninkini ötelerim..."
Evli olan bizler biliriz tüm bu ince ayarları. Bilir ama ne tuhaftır ki, bilmezden geliriz. Etrafımızdaki her bekâr kadın ve her bekâr erkeğe ısrarla evlilik propagandası yapar, illâ ki bir an evvel onların da başını bağlamak isteriz. Zaman zaman işi iyice abartır; açık açık baskıda bulunuruz. "Ee yetti ama, sana da birini bulalım artık...." Kaçınılmaz sondur: Bekâr birinin varlığı etrafındaki evlilere dert olur. Hiçbir bekâr insanın, böyle bir heyecan, azim ve tutkuyla kalkıp da, evli bir arkadaşının evliliğini sonlandırmak için uğraştığı görülmemiştir. Halbuki evli çiftler nedense bekâr arkadaşlarını bir an evvel evlilik labirentine sokmayı üzerlerine vazife bilir. Adeta bekârlık denilen şey toplum ve çevre tarafından sonlandırılması gereken bir çocukluk hastalığıdır. Kabakulak ya da kızamık gibi bir şey... Hani bir dönem yakalanabilirsin. Normaldir. Ama bir an evvel iyileşsen iyi edersin....
Herkesin çiftler halinde dolaştığı, ilişkilerin kurumsallaştığı ortamlarda bekâr biri mızıkçının teki, düpedüz oyunbozucudur. Bu yüzdendir ki evli çifler gönüllü çöpçatanlık büroları gibi çalışır. Komisyonsuz, bedelsiz haftada yedi gün, günde 24 saat, etraflarına hizmet verirler. Hele öyleleri vardır ki işi gücü bırakır, hangi bekâr arkadaşını hangi bekâr arkadaşıyla tanıştıracağının çetelelerini tutar. Çevreyi genişletmek adayların sayısını artırır. Sırf bu yüzden kolay kolay arkadaşlık etmeyeceği insanlarla canciğer kuzu sarması takılanlar vardır. Beğenilen bir aday çıkarsa hemen bekâr dosta haber verilir. "Biriyle tanıştık, harika, muhakkak tanımalısın...." Beriki yazık, "Gidin işinize kimseyle tanışamam, hem ben hayatımdan memnunum" diye bekârlığını savunmaya çalışır. Başaramaz. Mizansenler yapılır. Yemekler ayarlanır. Yapay randevular. İte kaka. İte kaka. Yeter ki bozulmasın gül bahçesinin itibarı. Kimse kalmasın duvarların dışında... Oyundur ya, herkes bilir oyun olduğunu, gene de işte hevesle oynanır. Bu toplumda bekârlar özenle ayıklanıp tek tek avlanılır. Çocukluk hastalıkları geçmek zorundadır. Su çiçeğinden geriye en fazla belli belirsiz bir iz kalır.
Elimizde fenerler, yürüyoruz gül bahçesinin içinde. Her şeye rağmen şikâyetçi değiliz. Artısı eksisinden fazla. Gül bahçesi ne de olsa. Güzel manzara, hoş rayiha. Gene de bazen aklımıza esiveriyor. Efsanevi aşklar yaşamak istiyoruz içten içe. Rapunzel'in saçlarından büyülü kuleye tırmanmak ya da beyaz atlı prensin atının terkisine atlayıp doludizgin gitmek istiyoruz belirsizliğe. Mutfakta tencere yemekleri yaparken, gözlerimizi kapatıp hayaller kuruyoruz. Dolmalarımıza pirinç ve tuz kadar içimizde ukte kalan aşkları da dolduruyoruz. Akşam kocalarımız eve gelince "Eline sağlık hanım" diyor. "Ne var bunun içinde?" Gülümsüyoruz. Hayallerimizi kurumasınlar diye buzdolabı poşetlerine koyuyor, ağızlarını sıkı sıkı kapatıyoruz. Taze taze bekliyorlar buzluklarımızda.... Donmuş donmuş bekliyorlar.
Çelişkiler yumağı insan... çelişkiler yumağı her evlilik....
Bilmem ki buralardan geçip de dikeni de gülü de aynı anda hissetmeyen var mıdır bu kırmızı-pembe bahçede?

Elif ŞAFAK-ALINTI



Cevaplar:
Mesajı Yazan: Ayşegül
Mesaj Tarihi: 06 Ara 2010 Saat 13:39
Bilmem ki buralardan geçip de dikeni de gülü de aynı anda hissetmeyen var mıdır bu kırmızı-pembe bahçede?

bencede yoktur canım eline emeğine sağlık paylaşımın için sosuz teşekkürler ne güzel anlatılmış evlilikClapClapClapClapClap


-------------

Beni bir Allah'ım birde Dostlar'ım bilsin,gerisi yandan yandan ilerlesin :))))


Mesajı Yazan: Ziyaretçi
Mesaj Tarihi: 06 Ara 2010 Saat 13:43
Gülü seven dikenine katlanırLOL
paylaşımın için teşeşkkürler dünürümApprove


Mesajı Yazan: ahmetefe
Mesaj Tarihi: 06 Ara 2010 Saat 13:47
Güzel bir yazı, gerçekleri ne güzel ifade etmiş.
Teşekkürler Hülya'cım.


Mesajı Yazan: TÜBAY
Mesaj Tarihi: 06 Ara 2010 Saat 13:53
hülyacımClapClapClap

-------------
ALDIĞIM İKİ NEFES;EŞİM VE KIZIM


Mesajı Yazan: emre
Mesaj Tarihi: 06 Ara 2010 Saat 17:04
teşekkür ederiz canım...
yeni kitabından mı acaba...
d&r da görmüştüm.. Wink

-------------


Mesajı Yazan: hülya
Mesaj Tarihi: 07 Ara 2010 Saat 09:11
Orjinalini yazan: emre emre Yazdı:

teşekkür ederiz canım...
yeni kitabından mı acaba...
d&r da görmüştüm.. Wink
Canım bana mail ile geldi bir arkadaştan çok beğendim paylaşmak istedim


Mesajı Yazan: emre
Mesaj Tarihi: 07 Ara 2010 Saat 11:04
Orjinalini yazan: hülya hülya Yazdı:

Orjinalini yazan: emre emre Yazdı:

teşekkür ederiz canım...
yeni kitabından mı acaba...
d&r da görmüştüm.. Wink
Canım bana mail ile geldi bir arkadaştan çok beğendim paylaşmak istedim


tmm canım...Embarrassed


-------------


Mesajı Yazan: şefo
Mesaj Tarihi: 07 Ara 2010 Saat 12:48
ClapClapClap

-------------








Mesajı Yazan: yunahu
Mesaj Tarihi: 11 Ara 2010 Saat 14:58
hülyacım daha yeni okuma fırsatı buldum bunu bizimle paylaştığın için teşekkür canım;

evlilik hayalimdeki hayat o yüzden erken yaşta kandırdım eşimi Smile
 eğer sen gülün neresinden tutacağını bilirsen oh ne ala çek kokusunu içine miss gibi
 lakinn......
 iyi olur bazen dikeni o bi anlık acısı
 evliliğin kıymeti artar birbirine bağlar eşleri sevenleri;
 ben severim gül bahçesinde gezmeyi,



-------------
http://lilypie.com">



Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat