Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat

bu belki son günündür..(ahmet ünal çam)

Nereden Yazdırıldığı: Anne Olunca Anladım
Kategori: Genel Konular
Forum Adı: Ve babalar
Forum Tanımlaması: (Babalar hakkındaki yazılarımız ya da babaların yazdıkları)
URL: http://www.anneoluncaanladim.com/forum/forum_posts.asp?TID=15241
Tarih: 27 Tem 2025 Saat 17:05


Konu: bu belki son günündür..(ahmet ünal çam)
Mesajı Yazan: münevver
Konu: bu belki son günündür..(ahmet ünal çam)
Mesaj Tarihi: 22 Nis 2009 Saat 14:37
Bu Belki Son Günündür...

Adam, telaşlı, öfkeli bir halde hanımına bağırıp, çağırıyordu. Babalarının sesini duyan iki çocuk ise yataklarından kalkıp salona gelmişti. Babalarının öfkesini görünce, korkmuş, sinmiş halde birer koltukta sessizce oturup kalmıştı.
Adam, çocuklara, hanımın üzüntüsüne aldırmadan söylenip duruyordu;

-Söyledim değil mi, söyledim. Bu gün toplantı olduğunu, açık mavi gömleği ütülemeni söyledim. “Kahverengi gömlekle gidiversen nolur!”muş. Bu gün sunum yapacağım, karamsar bir görüntü mü vereyim, dinleyenlerin içi kararsın, bu da projeye verecekleri oyu etkilesin! Bunu mu istiyorsun?

-Tamam bey, bitti işte.
Adam açık mavi göleği hışımla aldı;
-Bitti, tabi bitti ama ben geç kaldıktan sonra bitmiş neye yarar.
Hanımı çocukların korkmuş yüzlerine baktıktan sonra, yine eşini sakinleştirmeye çabaladı;

-Dün bundan da geç çıkmıştın, vakit var, yetişirsin.
-Anlamıyor ki, anlamıyor ki. Bu gün sunumu ben yapacağım. Herkesten önce gitmeliyim ki, gelecek önemli konuklara ‘Hoş geldi’ demeliyim.

Adam bir sürü söz daha söylenerek, bağırarak çıktı, arabasını çalıştırıp uzaklaştı. Hanımı, direksiyon başında da öfke saçan eşinin halinden endişelendi, “Bir kaza yapmasa bari…”
Eşi uzaklaşınca, çocuklarının yanına gidip sarıldı, rahatlatmaya çalıştı.

-Madem erkenden kalktınız, hemen size sultanlara layık bir kahvaltı hazırlayıp getireceğim.
Mutfağa geçti, zihnindeki huzursuzluğu dağıtmak için hemen neşeli müzikler çalan bir radyoyu açtı. Ocağa haşlamak için yumurta koydu, cezvede süt ısıtmaya başladı. Masaya zeytin, peynir, reçel koymayı da ihmal etmedi.

Biraz sonra çocuklarına seslendi
-Kahvaltınız hazııır!
Çocuklar kahvaltıya otururken, radyoda müziğin birden kesilmesi dikkatini çekti. Son dakika haberi anonsuyla, radyonun sesini biraz daha açtı. Radyo’da zincirleme bir kaza haberi vardı. Ayrıntılarla biraz sonra birlikte olacağız demişti spiker ama kazanın yerini söylediği andan itibaren o sandalyesine yığılıp kalmıştı. Spikerin bahsettiği kaza yeri, kocasının her gün işe giderken geçtiği dörtlü kavşaktı.

Eşinin bu kavşaktaki trafikten şikayetçi olduğunu, her sabah yoğun bir trafik olduğunu söyleyişi aklına geldi. “Geç kaldım diye acele edip acaba o da…” Aklına gelen düşünce içini daha da yaktı, hemen ayağa kalktı.

-Çocuklar, unutmayın ocağa yaklaşmak yasak. Kahvaltınızı yapıp salona geçin, oynayın. Benim acil bir yere uğramam gerek, kapıyı da kimseye açmayın tamam mı?
Çocukları uslu, söz dinler olduğu halde, çok kısa süreli de olsa evde yalnız bırakmak zorunda kalsa tekrar tekrar tembihte bulunurdu.
Sokağa çıkmak için üzerine bir şeyler aldı, cebine de bir taksi parası aldı. Kapıya yöneldiğinde kocasının bu kazada ölmüş olabileceği endişesiyle kabaran yüreğine daha fazla dayanamayıp, ağlamaya başlamıştı. Göz yaşlarını çocukları görmesin diye, açık olan mutfak kapısına sırtını dönmeye özen gösteriyordu. İçindeki acının kocasının ölmüş olma ihtimali kadar, giderken kendisini kırması ve çocuklarının önünde bağırıp çağırmasından da kaynaklandığını anladı. Oysa her zaman böyle öfkeli değildi.

-Eğer ölürse, çocuklarım babalarını, son gördükleri haliyle mi hatırlayacak? Kalp kıran, öfkeli bir baba olarak mı kalacak akıllarında?
Kapıdan çıkarken, çocuklarına bir kez daha seslenecekti ama artık akan gözyaşları saklanamayacak haldeydi. Hemen kapıyı açıp dışarı çıkmak için hamle yaptı ama karşısında kapıya doğru adım atmakta olan kocası vardı.

Adam, bir an karısının ıslak yanaklarına baktı; “Haberleri mi dinledin?” diye sordu. Hanımı, konuşamadan sadece başıyla onayladı. Adam, önce sarıldı, sonra eşinin yanaklarını sildi. Hanımı zorlukla sordu;

-Hani önemli bir toplantına geç kalmıştın, niye döndün?
-Kaza benim hemen yakınımda oldu. O anda toplantıdan daha önemli bir şeyi unuttuğumu hatırladım. Eğer o kazada ölseydim…
O anda çocuklar da yanlarına gelmiş, babalarının yine öfkeli olabileceğini düşünerek, annelerinin yanında durmuştu. Adam, bütün içten, samimi gülümsemesiyle çocuklarını yanına çağırdı, boyunlarına sarıldı, yanaklarından öptü.

-Ben bu gün büyük bir hata yaptım ve evden çıkarken, sizleri ne kadar sevdiğimi söylemeyi unuttum. Böyle önemli bir şey unutulur mu hiç. Ne yapalım, ben de geri döndüm.
 alıntı.



Cevaplar:
Mesajı Yazan: *naz*
Mesaj Tarihi: 22 Nis 2009 Saat 15:17
evet,ben eşimle üç gündür biraz dargınım.sabah evden çıkarken oğlumu öpüp çıkıyor.aklıma bu geldi bir an...

-------------
kalbi acıtan her ne varsa;
sen hepsinden birazsın işte...


Mesajı Yazan: münevver
Mesaj Tarihi: 22 Nis 2009 Saat 15:31
Unhappyüzüldüm gercekten...ben eşimle 5 dk bile kırgın kalamıyom...bu yazıyı okuyunca  kötü oldum,senaryo gözümün önünde canlandı resmen.allah kımseyı sevdıklerınden ayırmasın!

-------------
haya'T' ile haya'L' arasındaki tek fark 'TL' dir...


Mesajı Yazan: sengulnal
Mesaj Tarihi: 22 Nis 2009 Saat 16:03
Cry Cry

-------------
http://www.mytickerz.com/"> http://lilypie.com">


Mesajı Yazan: ezel
Mesaj Tarihi: 22 Nis 2009 Saat 16:43
LampLampLamp

-------------
SEVGİNİZ ADALETİNİZE, NEFRETİNİZ SAYGINIZA ENGEL OLMASIN....


Mesajı Yazan: nurten...
Mesaj Tarihi: 22 Nis 2009 Saat 17:25
ahh ahh kırmak kolayda hatayı fark etmeleri zor oluyor Lamp
allah onsuzluğu başa vermesin Nuke


-------------
KOLLARIMDA İKİ MELEK:)


Mesajı Yazan: gülay
Mesaj Tarihi: 23 Nis 2009 Saat 00:24
CryCryCryClapClap

-------------
http://www.caption.it/">


Mesajı Yazan: sgurbet
Mesaj Tarihi: 24 Nis 2009 Saat 00:58
LampLampLamp
LampClapClapClap

allah kimseye böyle bir aci vermesin


-------------
http://lilypie.com">


Mesajı Yazan: nilay
Mesaj Tarihi: 24 Nis 2009 Saat 01:02
okurken içim acıdı ...CryCry

-------------
http://lilypie.com">


Mesajı Yazan: yeşim
Mesaj Tarihi: 22 May 2009 Saat 18:32
Bu belki son günümdür diye düşünerek hareket eden kaç kişi var bilmiyorum ama ben sevgileri yarına ertelemeyen,teşekkürü hemen dile getiren,seni seviyorum annecim diyerek annesinin göğsüne yatan.Kalp kırmamaya özellikle çok dikkat eder,kavgadan kaçınırdım.İşini ertelemek mi aslaaaaa.StarAmaaaaaa hayat beni öyle yordu ki artık affetmekten sıkıldım.Sadece benim "belki bu benim son günüm" diye düşünmem yeterli değil.Ya ben?ya bennnnnn


-------------
İkizlerim Azra ve Arda



Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat