Forum Anasayfası Forum Anasayfası > Genel Konular > Günlük yaşam hakkında > TV Programları
  Yeni Mesajlar Yeni Mesajlar RSS - Magazin Dünyasindan Haberler
  SSS SSS  Forumu Ara   Kayıt Ol Kayıt Ol  Giriş Giriş

Kapalı KonuMagazin Dünyasindan Haberler

 Yanıt Yaz Yanıt Yaz Sayfa  <1 757677
Yazar
Mesaj
  Konu Arama Konu Arama  Konu Seçenekleri Konu Seçenekleri
miss hugolina Açılır Kutu Gör
Pırlanta Üye
Pırlanta Üye


Kayıt Tarihi: 20 Eki 2007
Konum: kendi halinde:)
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 9455
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 22 Eki 2012 Saat 11:42

'O çocuk ben değilim'

O çocuk ben değilim

Tolgahan Sayışman, fan sayfalarında 'Tolgahan'ın çocukluk hali' notuyla paylaşılan fotoğrafın kendisine ait olmadığını söyledi.

Twitter aracılığı ile takipçilerini bilgilendiren Sayışman syfasına "Sürekli olarak etiketlediğiniz ve paylaştığınız çocuk resmi benim çocukluğuma ait bir resim değildir" notunu düştü.

Yukarı Dön
miss hugolina Açılır Kutu Gör
Pırlanta Üye
Pırlanta Üye


Kayıt Tarihi: 20 Eki 2007
Konum: kendi halinde:)
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 9455
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 22 Eki 2012 Saat 11:43

Dolabın içine girip ağladım

Dolabın içine girip ağladım

Alzheimer hastalığına yakalanan İngiliz yazar Iris Murdoch’ın öyküsünü anlatan “Sonbaharı Beklerken”, ikinci sezonunda da kapalı gişe oynuyor.Oyunda Murdoch’un gençliğini Begüm Birgören, yaşlılığını Çolpan İlhan, eşini de Ahmet Uz canlandırıyor.

“Sonbaharı Beklerken”, yeni sezonda da sahnede. Bildiğim kadarıyla tiyatro seyircisi çok sevdi bu oyunu...
Çolpan İlhan: “Sonbaharı Beklerken”, profesör Iris Murdoch’ın öyküsünü anlatıyor. Müthiş bir şöhreti var bu kadının. İstediğini yaptığı marjinal bir hayat sürüyor. Ancak sonrasında Alzheimer’a yakalanıyor ve düştüğü durum seyirciyi çok etkiliyor. Herkes “Yaşlanınca nasıl bir hayatım olacak acaba?” diye düşünür. Herkesin kafasında bir ‘son’ merakı vardır. Oyundaki profesörün yaşadıkları, bu yüzden çok dikkat çekti. Bu da bizi çok sevindirdi. Severek oynuyoruz.
Begüm Birgören: Bu başarıda Çolpan Abla’nın da büyük payı var. Tiyatroya gitmek, insanlar için ekstra bir maliyet. Ama biz bugüne dek 30 oyun oynadık, hepsinde salon doluydu. Ben bunun Çolpan Abla’dan kaynaklandığını düşünüyorum.
Ahmet Bey, siz Iris Murdoch’ın eşini oynuyorsunuz. Canlandırdığınız karakterden bahseder misiniz biraz?
Ahmet Uz: John, edebiyat eleştirmeni. Entelektüel bir adam. İngiliz asıllı, tutucu bir çevrede yetişmiş. Iris’le tanışınca içine girdiği o bohem hayat hoşuna gidiyor. Kadının yaşadığı çarpık ilişkilere de göz yumar hale geliyor.
Eşinin Alzheimer olması, onu çok zorluyor değil mi?
Ahmet Uz: Kesinlikle. Ama uzun bir süre görmezlikten geliyor bu durumu. Çünkü kabul etmek istemiyor. Ve çevresindekilere de “Iris gayet iyi” diyor. Şiddetli bir aşk var aralarında. Ve bu aşk ölüme kadar gidiyor...
   
HASTANEYE GİTTİM HASTALARI İNCELEDİM 
Iris’in hastalığı, ilişkilerini nasıl etkiliyor?
Çolpan İlhan: O marjinal kadın gidiyor, yerine bambaşka bir kadın geliyor. Evi darmadağın, her şey ortalıkta... Adam da bir yere kadar sabrediyor tabii. Sonra sürtüşmeler, tersleşmeler başlıyor. Ve kadının hayatına korkuları hakim oluyor. Yalnız kalmaktan korkuyor. Bütün bunlar, ilişkilerine çok farklı bir boyut kazandırıyor haliyle. Adam mutfağa bile gitse ayağına yapışıp “Gitme” diyor. Bir yandan da geçmişindeki alakasız şeyleri hatırlayıp onları yeniden yapmak istiyor. Başka neler yapıyor bu süreçte Iris?
Çolpan İlhan: Dolabın içine girip saatlerce ağlıyor mesela. Evinin yolunu bulamıyor. Hayatında her şey ters gitmeye başlıyor. 
Rol için özel bir hazırlık yaptınız mı?
Çolpan İlhan: Nasıl oynayayım diye çok araştırdım. Bir hastaneye gittim mesela, Alzheimer hastalarının neler yaptığını inceledim.

ROLÜME HAZIRLANIRKEN ÇOLPAN ABLA’YI GÖZLEMLEDİM
Begüm Hanım siz nasıl hazırlandınız Iris’in gençliğine?     
Begüm Birgören: Ben Iris’in gençliğini canlandırdığım için hastalığını karakterin içine yerleştirmekten yırttım! (Gülüyor) Hastalığın evrelerini role yerleştirmek zorunda kalmamak, benim için işi daha kolay hale getirdi. Role Çolpan Abla’yı gözlemleyerek hazırlandım.
Böyle marjinal bir karakteri canlandırmak size ne hissettiriyor?
Begüm Birgören: Iris Murdoch, varoluşçu bir yazar. Hayata bakışı ve protez kişiliğiyle o dönem için çok farklı biri. Böyle bir kadının varlığı, ruhu, hayatı değiştirebileceğine ait düşünce gücü çok imrendirici. Kitaplarını okuduğum zaman da aynı şeyi hissettim. Ve onu oynamak çok keyifli.
Hangi kitaplarını okudunuz?
Begüm Birgören: Üç kitabını okudum. “Melekler Zamanı”, “Kesik Bir Baş”... Diğerinin adını şimdi hatırlayamadım. Alzheimer mı oluyorum ne! (Gülüyor)

“AĞIR ROMAN”DA KÜFÜR VE ARGO OLSA, SONUÇ FARKLI OLURDU
Bu arada tiyatronun yanı sıra “Ağır Roman Yeni Dünya” dizisinde de rol alıyorsunuz. Dizinin beklenen ilgiyi görmediği konuşuluyor. Ne düşünüyorsunuz bu konuda?
Begüm Birgören: Aslında bu konuda politik konuşmak durumundayım ama bunu pek beceremiyorum... Seyircinin “Ağır Roman Yeni Dünya”dan beklentisi çok yüksekti. Dizinin beklentisi yüksek olan işlerin makus talihini yaşadığını söyleyebiliriz. Ayrıca yayın günü ve saati de izlenme oranını etkiliyor...
“Ağır Roman” filmiyle karşılaştırıldığı için mi böyle oldu sizce?
- Bence öyle. Biri sinema filmi, diğeri televizyon işi. O yüzden aralarında fark olması normal. Aslında film bile kitabın derdini tam olarak yansıtmıyor, hafif kalıyor. O romanın içindeki hayat kadınının, katilin, esrarın, küfrün, argonun olmadığı bir “Ağır Roman”, işin ruhundan uzaklaştırıyor insanları. Biz oyuncular olarak ne kadar iyi de olsak, televizyonun filtrelerinden geçemiyor...
Peki bu saydıklarınız dizide olsaydı, sonuç farklı mı olurdu?
Begüm Birgören: Tabii. O zaman gerçek “Ağır Roman”ın atmosferi olacaktı. Ama televizyonda yayınlandığı için işi çok daha steril göstermek zorundayız.
Bu durum sizde bir hayal kırıklığı yarattı mı?
Begüm Birgören: Hayal kırıklığı demeyelim de insanın içi buruluyor. Tabii ki işin sinemada gösterildiği şekilde olmayacağını biliyorduk, öyle ütopik bir yerden bakmıyorduk. Ama dizinin bu kadar fazla steril kalacağını da düşünemedik galiba. Ben yine de bu oyuncu ekibiyle yola çıktığım için mutluyum.

O ÖPÜŞMEDE EROTİZM YOK
Begüm Hanım, “Sonbaharı Beklerken”de bir kadınla öpüştüğünüz sahne medyanın ilgisini çekti, çıkan
haberler sizi ya da oyunu nasıl etkiledi?
Begüm Birgören: Bekliyordum böyle bir şey olmasını ama çok ciddiye almadım. İki saatlik oyundaki iki saniyelik bir durum o. Ortada bir erotizm yok. Ben insanların o sahne için bu oyuna geldiklerini düşünmüyorum.

Yukarı Dön
 Yanıt Yaz Yanıt Yaz Sayfa  <1 757677
  Konu Paylaş   

Forum Atla Forum İzinleri Açılır Kutu Gör

  | İletişim | Reklam | Gizlilik İlkeleri Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz.