Forum Anasayfası Forum Anasayfası > Genel Konular > Evlilik & İlişki
  Yeni Mesajlar Yeni Mesajlar RSS - Evlilik ve Evlilik Sorunları
  SSS SSS  Forumu Ara   Kayıt Ol Kayıt Ol  Giriş Giriş

Kapalı KonuEvlilik ve Evlilik Sorunları

 Yanıt Yaz Yanıt Yaz
Yazar
Mesaj
  Konu Arama Konu Arama  Konu Seçenekleri Konu Seçenekleri
rabia narin Açılır Kutu Gör
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye
Simge

Kayıt Tarihi: 28 Nis 2007
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 1067
Mesajın Direkt Linki Konu: Evlilik ve Evlilik Sorunları
    Gönderim Zamanı: 16 Mar 2008 Saat 13:37
Evliliğinizde:

Duygusal uzaklaşma hissediyorsanız

İlişkinizde sevginiz dışındaki öğeler daha ön plana çıkmış ve bundan bir sıkıntı duyuyorsanız

Cinselliğinizde belirgin bir azalma varsa

Tartışmalarınızda boşanma sözcükleri de havada uçuşmaya başlamışsa

Artık evliliğiniz neşe ve canlılık vermiyor bunun hatta tam aksini getiriyorsa.

Kendinizi daha güvensiz hissediyorsanız

Kıskançlık ve şüphelerinizde artış varsa

Artık tartışmalarda karşılıklı taviz vermiyorsanız ve tartışmaları kontrol etmeniz güçleşiyorsa

Eşiniz artık size hediye almıyor yada sizi hatırladığını hissettirmiyorsa

Artık eşiniz dışında bazı erkeklerin çok daha iyi koca olabileceği duygusu yoğunlaşmaya başlamışsa.

Bu on paslı maddenin bir tekinin olması demek evliliğinizin tehlike çanları çaldığı anlamına gelmez.

Her bir maddeyi 1 risk puanı olarak kabul edin ve çıkan puanı 10'la çarpın, çıkan sonuç yüzde cinsinden risk puanınızı verecektir. %50 nin üzerine çıkan durumlar artık belirgin anlamda ilişkide sorun olduğunun göstergesidir. Bu on riskli başlığı düzeltmek ve değiştirmek mümkündür. Değişim yaşamın kaçınılmaz bir parçasıdır.Burada önemli olan değişimin istediğiniz yönde olmasıdır.

Dünyanın en eski ve kalıcı kurumlarından bir tanesidir evlilik. Yüzyıllar boyu değişen dünyamızda, eski Romadan beri kalan en sağlam kurum demek de doğru olur. Eski Romadan beri diyoruz, çünkü bugün ki anlamda evliliğin kurumsal yapısı o günlerde belirlenmiştir. Tabii evlilik sorunlardan uzak değil.

Son yıllarda belki de en çok zorlanan kurumlardan bir tanesi olmuştur. Rakamlar çok yanıltıcı olabilir. Örneğin İngiltere’de evlenen her iki kişiden biri on yıl içinde boşanmaktadır. Ülkemizde ise boşanma oranları yıllık %1 in çok altındadır. Bu rakamsal olarak bizde boşanmanın az olması, Türkiye'de evlilikler daha mutlu anlamına gelmemektedir. Bizde mutsuz ama evli çiftlerin sayısı azımsanmayacak derecededir.

Evlilik aslında birbirinden farklı iki insanın paylaşmaya başladığı yeni bir hayat dönemi olarak değerlendirilir. İnsan hayatındaki her değişim strese sebep olur ancak evlilik gibi köklü değişimlerin yeri daha bir farklı olmaktadır. Şöyle düşünün kültürel olarak aile yaşantısı olarak birbirinden farklı iki kişinin aynı evi aynı zaman ve mekanı paylaşmaya başlamaları hayatınızda ne kadar radikal bir değişimdir.

Hele birde eşinizle öncesinde tam tanışmadığınızı düşünün. Belki de hep güzel saatleri paylaştınız ve birbirinize göstermek istediğiniz yüzünüzü gösterdiniz. Gülünecek neşeli anları paylaştınız. Ancak artık evlisiniz ve iki kişilik düşünmek zorundasınız.

Bu durumda kendinizi kısıtlanmış gibi hissetmeniz gayet doğaldır. Karşı tarafın da aynı duyguları paylaştığını unutmayın. Bunu böyle düşündüğünüzde karşılıklı anlayışla bazı sorunların üstesinden gelebilirsiniz.

Her iki zaman içerisinde çözülecektir. Ancak bunun yanında yeni yaşamınızda sorunlar ortaya çıkabilir.

TİPİK EVLİLİK SORUNLARI:


İletişim kuramama ve uzlaşmada güçlük: Bu problem gerçektende çiftler arasında oldukça sık görülür. Çiftler ya tartışmaz (“nasılsa bir şey değişmiyor”) ya da tartışır ancak uzlaşamaz. Genellikle herkes kendi söylemek istediğini söyler ancak karşı tarafı gerçekten dinlemez. Tartışamayan çiftler için durum daha kötüdür. Çünkü tartışmanın yerini akıl okuma almıştır(örnek: Kadın:Artık bana hiç dokunmuyor. Muhtemelen beni sevmiyor acaba bir başkası mı var? Erkek: Dokunursam gene seks istediğimi düşünecek ve beni reddedecek ben en iyisi televizyon seyredeyim. Kadın: Şimdide televizyonu açtı bu kesin beni sevmiyor, yüzsüzlük etmeyim gidip yatayım. Erkek: Bu saatte yatılır mı, bu kadının bana hiç tahammülü yok.)

Aldatma (sadakatsizlik):


Burada bahsedilen çiftlerden birinin ya da her ikisinin böyle bir deneyim yaşadıktan sonra evliliği sürdürmek zorunda kalması ya da evliliği sürdürmek istemesi durumunda yaşanacaklardır. En sık iki soru; “bu şartlarda gerçekten devam etmeli miyiz?” beni hala aldatıyor mu?

Kaynana sorunu:


Burada asıl sorun çiftlerin kendi aile düzenlerine sınır çizememiş olmasıdır. Böyle bir sorunu batılı literatürde bulmak çok güçtür. Ancak bizler bu sorundan kaynaklanan soruna her gün tahmin edemeyeceğiniz sıklıkta rastlıyoruz.

Bilinen Tipik sorunlar:

Kaynanamla altlı üstlü oturuyoruz. Her şeyimize karışıyor.

Kocam sürekli onlarda yemek yemek istiyor.

Kocam sürekli onlara harcıyor bizle ilgilenmiyor.

Her hafta sonumuzu her tatilimizi onlarla geçirmek istiyor.

Yukarıda bahsedilen sorunlar çoğunlukla evlilikle ilgili ciddi sorunlara neden olabiliyor. Kaynanasıyla rekabet halinde ki bir kadın kocasından bu durumun acısını farklı dolaylı yollarla çıkarmaya (yatakta isteksizlik, farklı önemsiz konulara öfkelenme gibi ) çalışıyor. Bunu da yapamazsa öfkesini ya çocuklarından (dayak vs) ya da kendisinden çıkarıyor olabilir (baş ağrısı,boyun, bel ağrısı, konversif bayılmalar vs).

Yeni yaşamınızda değişen bir şey de artık düzenli bir cinsel yaşamın başlaması. Özellikle toplumumuzda insanların büyük bir çoğunluğu ilk cinsel deneyimlerini eşleri ile yaşamaktadırlar. Daha önce yaptığım bir araştırmada erkeklerin % 40'ı ilk deneyimlerini kendi eşleri ile geçekleştirdikleri görülmüş. Bu oran kadınlarda daha da yüksek çıkmıştır.

Dolayısıyla tecrübesiz iki insanın bir araya gelmesi üstelikte yanlış bilmeleri nedeniyle bazı cinsel sorunlar da karşımıza çıkmaktadır.

En sık, evliliğin ilk günlerinde cinsel birleşmeyi başaramama karşımıza çıkmaktadır. Bunun temelinde bazı törelerinde etkisi vardır. Kapıda birileri sizden haber beklerken sınavdaki bir genç gibi performans kaygısı yaşayan ve cinsel organında sertleşme sorunu yaşayıp ilişkiye girmeyenlerle sıkça karşılaşmaktayız.

Bazen de cinsel ilişkide yaşayacağını sandığı için kendini aşırı kasan ve bu nedenle ilişkiyi başaramayan genç kızlarla da karşılaşmıyor değiliz. İlişkiye müsaade etmeyecek kadar vajina kaslarında kasılma ile giden duruma ise vaginismus diyoruz.

Bu ve buna benzer cinsel içerikli aksaklıklar evlilikte eşleri dışa yöneltmekte yani sadakatsizliğe itmektedir.Sevgiyi ve ilgiyi dışarıda arayan eşler bunu bazen zina bazen de duygusal olarak aldatmaya çevirmektedir.İstatistiklere göre evli erkeklerin %35 i eşlerini aldatmaktadır.Bu oran kadınlarda biraz daha az olmakla birlikte azımsanacak bir rakamda değildir.Bu tür dışa açılımlar eşler arasındaki bağı azaltmakta ,birlikteliği zorunluluğa çevirmektedir.Sadece eşe değil çocuklara olan ilgide azalır.Özellikle duygusal aldatmalarda eşlerin yaptığı her şey göze batar,bir beğeni eksikliği ortaya çıkarır ki buda kavgayı kaçınılmaz kılar.

Evlilik sorunlarının başında ülkemizde özellikle ekonomik sorunlar gelmektedir.Ekonomik olarak zayıf olan evliliklerde sorun çıkma yada sorun yaratma olasılığı ekonomik yönden güçlü bir evliliğe göre daha fazladır.Maddi olarak sıkışan çiftler bir savunma mekanizması olarak saldırganlıklarını birbirlerine yöneltirler.Böylece eşler arasında gerginlik ve sürekli birbirlerine güvensizlik ve suçlamalar yaparlar.Buda evliliğin geleceğini tehlikeye düşürür.

Evlilik içinde çok çeşitli varyasyonlarda sorunlar çıkabilmektedir.Bunda en büyük sebep sevgi azlığı, kurum içi demokrasi ve saygı azlığı , eşlerin depresif düşünce modu , anlaşamamazlık , çocuk sorunları , ailelerin baskısı gibi çeşitlilikler gösterebilmektedir.Bunlarda özellikle tarafların aileleri birçok soruna neden olabilmektedir.Öyleki ülkemizde gelin-kaynana sürtüşmesi yıllardan beri bir sorun yumağı olmuş sonu ölümlere varan birçok anlaşmazlık çıkarabilmiştir.

Evlilik sorunlarında diğer önemli bir nedense eşlerden birinin özellikle erkeğin alkol ve kumar alışkanlığıdır.Bu durumda kadın mağdur durumlara düşmekte ve evliliğe sorunlar silsilesi oluşturmaktadır.Ancak kronik bir alkol yatkınlığı yoksa erkeğin alkole yönelmeside yine evlilik içi bir sorundur.

Aile içi şiddet, eşe ve çocuklara uygulanması açısından büyük önem taşımaktadır.Yine aile içi ensest ilişkiler , çocuk istismarları evlilik sorunlarının en kirli yüzüdür.

Genellikle evlenirken kurdukları hayaller ve hayat beklentilerini evlilikte gerçekleştiremeyen insanların evlilik yaşamları sürekli olarak sorunlu geçer ve sonu büyük olasılıkla boşanmayla biter.Evlenmeden önceki duygusal hazırlık süresinde birbirlerini iyice tanımadan evlenen çiftler anlaşamama gibi bir sorunla karşı karşıya kalırlar.Evlendikten sonra iki kişilik düşünmek zorunda kalan eşelere ağır gelen bu durum kişinin kaçınma-yaklaşma anksiyetesi yaşamasına neden olur.Özellikle özgürlüklerin kısıtlanması kişide içten içe bir öfke ve isyan oluşturur.Eğer eşe duyulan sevgi bu öfke ve isyandan aşağıda kalırsa evlilikte sorunlar baş göstermeye başlar.Bu durumdan kurtulmanın en iyi yolu eşler arası açıklık,doğruluk ve yalınlıktır.Sorunlarını açıkça ve objektif olarak paylaşan çiftler bu sorunları çok rahat aşarlar.Ancak evlilik içinde eğer demokratik bir ortam ve kişisel haklara saygı yoksa zaten bu paylaşımın oranı oldukça düşmektedir.Buda çözümlenemeyen sorunlar anlamına gelmektedir.

Tüm bu durumlar bazen kendiliğinden çözülebilir ancak bazen de çözümlenemeyen basit sorunlar ayrılmaya varacak nahoş durumlarla karşımıza çıkmaktadır. Eğer bir iletişim sorununu kendiniz çözemeyecekseniz sorunun çözümü için bir profesyonele başvurmaktan çekinmemelisiniz.

Evlilik sorunlarının tedavisi:


Çiftlere :


Aile danışmanlığı yapılıyor.
İletişim eğitimi veriliyor.
Rahat tartışabilmeleri sağlanıyor.
Anlaşamasalar bile uzlaşma öğretiliyor.
Çift olarak yaşam repertuarları genişletiliyor

Öncelikle hangi durumda kaygılanalım ve hangi durumda evliliğimiz tehlike sinyallerini veriyor ve bu konuda bir adım atılması lazım.

Evlilik ve Terapisi 2000 adlı çalışmamda İstanbul’da evliliklerin %16'sının boşanmayı düşündürecek düzeyde kötü olduğunu buldum. Ancak bunun yanı sıra kadınların %36'sı evliliğini orta derecede yani sorunlarla baş edebilir ve belirgin düzeyde uzaklaşmanın olmadığı bir içerikte değerlendirmiştir. Tabi bir çok basın organındaki, evliliklerin çoğu sorunluymuş gibi izlenim veren yazıları şaşırtacak bir sonuç da var. Bayanların % 48'i evliliğini iyi diye nitelendirmektedirler. Burada değerlendirdiğimiz çiftler, evlilikleri 16 ile 22 yıl arasında olan çiftlerdi. Burada geleceğimiz konu, evlilikler niçin bazı çiftlerde kötüye gider de bazılarında iyiye gider. Birçok kadın yaşadığı evlilik sorununu çözme yada kötüye gidişi önleme anlamında hep bir çaba içindedir. Bu sitedeki sayfada bir dizi içinde evlilik sorunlarından başlayıp çözüme doğru bir çizgide beraberce ilerleyeceğiz. Öncelikle hangi durumda kaygılanalım ve hangi durumda evliliğimiz tehlike sinyallerini veriyor ve bu konuda bir adım atılması lazım.


o ğ l u m   o l m a d a n   a s l a . . .
Yukarı Dön
sengul Açılır Kutu Gör
Pırlanta Üye
Pırlanta Üye
Simge

Kayıt Tarihi: 11 Kas 2007
Konum: İSTANBUL
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 10127
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 16 Mar 2008 Saat 14:09
Teşekürler.Clown
Kesinlikle çocuğuna “çocuk gibi” davranma.

Bu anneler olarak yaptığımız en büyük kabahat aslında.

Küçük olabilirler ama onlar da birey birey.

Yukarı Dön
oğuzkağan Açılır Kutu Gör
Altın Üye
Altın Üye


Kayıt Tarihi: 10 Oca 2008
Konum: Sinop
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 2960
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 16 Mar 2008 Saat 21:31
Clap
Yukarı Dön
 Yanıt Yaz Yanıt Yaz
  Konu Paylaş   

Forum Atla Forum İzinleri Açılır Kutu Gör

  | İletişim | Reklam | Gizlilik İlkeleri Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz.