Forum Anasayfası Forum Anasayfası > Genel Konular > Hamilelik
  Yeni Mesajlar Yeni Mesajlar RSS - Hamilelikte yasak yiyecekler
  SSS SSS  Forumu Ara   Kayıt Ol Kayıt Ol  Giriş Giriş

Kapalı KonuHamilelikte yasak yiyecekler

 Yanıt Yaz Yanıt Yaz
Yazar
Mesaj
  Konu Arama Konu Arama  Konu Seçenekleri Konu Seçenekleri
peperutka Açılır Kutu Gör
Elmas Üye
Elmas Üye
Simge

Kayıt Tarihi: 23 Tem 2010
Konum: mutlu
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 5835
Mesajın Direkt Linki Konu: Hamilelikte yasak yiyecekler
    Gönderim Zamanı: 15 Eki 2010 Saat 00:40
Hamilelik dönemi kadınların beslenmelerine özel önem göstermeleri gereken bir dönem. Bu dönemdeki yenilecek tehlikeli besinler hamilelikte risk yaratabilir. Dolayısıyla da bebeğin gelişimini etkileyebilir.

Her şeyden önce hepimizin bildiği gibi hamilelikte sigara ve alkolden uzak durmak gerekir. Ayrıca, bu dönemde ‘yasak yiyecekler’ kategorisine giren yiyecekleri de günlük beslenme programından çıkarmak gerekir. Yani, 9 ay 10 gün boyunca ne yediğiniz kadar, ne yemediğiniz de önemlidir.

Anne adayının ve bebeğin sağlıklı olması için hamilelik boyunca uzak durulması gereken yiyecek ve içecekler şöyle:
  • Pastörize olmamış yiyeceklerden yemeyin. Pastörize olmayan sütten yapılan peynirlerde (yumuşak peynirler) listeria adlı bakteri bulunuyor. Bu bakteri, düşük, erken doğum ve doğum kusurlarına yol açıyor. Peynir alırken ambalajını okuyarak alın, ‘pastörize sütten yapılmıştır’ ibaresini mutlaka kontrol edin.
  • Diğer bir yasaklı besin de az pişmiş ya da çiğ et. Etlerin iyi pişmiş olmasına özen gösterin. Sucuk, salam, sosis gibi şarküteri ürünlerini mümkün olduğu kadar uzak durun. (Canınız bunları çektiyse az miktarda ve mutlaka pişirerek yiyin.) Çiğ ette bulunan toksoplazma adı taşıyan parazit düşüklere neden olabiliyor. Ayrıca, hamileliğin ilk döneminde bu paraziti alan bebekler, sağırlık, yüksek ateş, sarılık, çeşitli solunum yolu, göz ve sinir sistemi hastalıkları riskiyle karşı karşıya kalabiliyorlar.
  • Hamilelikte deniz ürünleri tüketimine dikkat edin. Çiğ deniz ürünleri, zehirlenmeye sebep olabileceği için midye, istiridye, karides gibi çiğ ve az pişmiş kabuklu deniz ürünlerini tüketmemek gerekiyor. Balık seçimi yaparken ise mevsim balıklarını tercih etmek ve civa içeren ton balığından uzak durmakta fayda var. Pişmemiş balık ya da füme balık yemeyin.
  • Yumurta dikkatli tüketilmesi gereken bir besin. Yumurtanın iyi pişmiş olmasına dikkat edin. Aksi halde, çiğ ve az pişmiş yumurta, şiddetli besin zehirlenmesine neden olan salmonella’nın kaynağı olabilir. Salmonella, genelde ishal, bulantı, kusma ve halsizlik gibi belirtilerle kendini gösterir ve besin zehirlemelerine yol açabilir.
  • Siyah çaydan uzak durun. Türk kadınlarında yaygın görülen kansızlık ve demir eksikliği hamilelik döneminde daha da sık görülür. Demir emilimini azalttığı için mümkün olduğu kadar çaydan uzak durun. Eğer tiryakiyseniz en azından açık ve limonlu çay için.
  • Kahve ve gazlı içecek gibi kafeinli içeceklerden uzak durmak genel kural. Kahve keyfinden vazgeçemiyorsanız kafeinsiz tercih edin ve ölçülü için. Çünkü, yüksek seviyelerde kafein, erken doğum ve düşüğe neden olabiliyor.
  • Hazır meyve suları içmeyin. Aşırı şekerli hazır meyve suyu yerine kendi meyve suyunuzu sıkın.
  • Bitki çayı içerken dikkatli olun. Özellikle adaçayından uzak durun. Ihlamur ve rezene dışında fazla bitki çayı içmeyin. Açık satılan karışımlardan ve kaynağını bilmediğiniz bitki çaylarından içmeyin.
  • Hamilelik döneminde aşırı kilo alma kaygısı tüm kadınların ortak derdi. Ancak, uzmanlar hamileyken diyet ürünleri ve tatlandırıcılar kullanılmasını tavsiye etmiyor. Diyet ürünleri hem anneye hem de bebeğe zarar veren çeşitli katkı maddeleri içeriyor.
  • Sigara yasakların en başta geleni... Sigara, en başta bebeğin doğum kilosunun düşük olmasına yol açıyor ve günde dört taneden fazla içilen sigara, bebekte sakatlıklara neden oluyor. Ayrıca, hamileler mümkün olduğu kadar sigara içilen ortamlardan uzak durmalı.
  • Diğer önemli bir yasak olan içki ise bebekte anomaliye yol açıyor. Bazı uzmanlar, şarabın kan yapıcı ve hücre yenileyici özelliğinden dolayı haftada iki gün birer kadeh kırmızı şarap içilebileceğini belirtiyor. Ancak onun dışında alkol yasak! Araştırmalar düzenli alınan alkolün bebeklerin zeka gelişimini olumsuz etkilediğini ortaya koyuyor.

< ="http://pagead2.googlesyndication.com/pagead/show_ads.js" =text/>




Şapkadan tavşan çıkarmayı marifet sanıyorlar. Ben kalbimden '' ÖKÜZ '' çıkardım hey yavrum hey :))
<
Yukarı Dön
yasemin Açılır Kutu Gör
Kıdemli Moderatör
Kıdemli Moderatör


Kayıt Tarihi: 16 Oca 2007
Konum: zehraninvillasi
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 71786
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 28 Mar 2011 Saat 19:53

Anne Adayları İçtiğiniz Suya Dikkat!

Anne Adayları, annelik hayatta yaşanan en güzel duygulardan biridir. Her anne adayı sağlıklı bir çocuk sahibi olmayı hayal eder.

 



Hamilelik döneminin iyi geçirilmesi ve bebeğin sağlıklı olarak dünyaya gelebilmesi için anne adayının sağlıklı beslenmesi en önemli unsurlardandır. Beslenmenin yanında hamilelik sırasında alınan su da içinde bulunan doğal mineraller ve pH değeri bakımından oldukça önem taşımaktadır. İşte sizlere hamilelikte içilen doğal mineralli su ve pH kavramı hakkında ki önemli açıklamalar...

Anne Adayları İçtiğiniz Suya Dikkat!“Bir bebeğin yüzde % 74’ü sudan oluşuyor. Hamileliğin 6. ayında ise bebeğin % 90 ‘ı su.

Yalnızca bu rakamlar bile bize hamilelikte suyun ne kadar önemli olduğunu açıklamaya yetiyor!
Vücudun çok daha fazla suya ihtiyaç duyduğu zamanlar vardır. Bunlardan biri de hamilelik dönemidir. Yaz aylarında bu ihtiyaç daha da artabiliyor. Hamile bir kadının günlük su ihtiyacı 3 litredir. Bu miktarın bir kısmını süt, ayran, meyve suyu, bitki çaylarıyla da karşılayabilirsiniz. Ancak hamile bir kadın için en iyi içeceğin pH değeri yüksek doğal mineralli su olduğunu, suyun 0 kalori olduğunu unutmayın!”

Su Bebeği ve Anneyi daha Sağlıklı bir Doğuma Hazırlar


“Araştırmalara göre anne susuz kalırsa, bebek de susuz kalıyor. Su, bebeği ve anneyi daha sağlıklı bir doğuma hazırlıyor.Susuzluk hamile bir kadında kasılmaları artırıyor. Bu yüzden hamileliğin son 3 ayında su yetersiz kalırsa erken doğum riski olabilir! Hamilelikte su çok önemli!”

Hamilelikte Sudaki Minerallerin Önemi

“Hamilelikte kalsiyum ve magnezyum ihtiyacı çok artar. Suyun kalsiyum ve magnezyum içermesi bu ihtiyacın karşılanmasına yardımcı olacaktır. Yeterli kalsiyum almazsanız, bebek ihtiyacı olan kalsiyumu sizin kemiklerinizden alacaktır. Bu da ileride kemik erimesi riskinizi artırır. Bu yüzden özellikle kalsiyum seviyesi yüksek doğal mineralli suları tercih etmenizi öneriyorum.”

Alkali Olan Amniyotik Sıvı Miktarı Bebekler için Hayati Önem Taşır

Hamilelik sırasında bebeğin anne karnında alkali bir ortamda yaşadığını belirten Bradley Hamile iken Alkali oranı yüksek su içmenin yararlarını şöyle açıkladı:

“Bebek amniyotik sıvı denilen koruyucu bir sıvının içinde yüzer. Yani bebekler bazik bir suyun içinde büyürler. Amniyotik sıvının görevi bebeğe rahim içinde rahat bir ortam sağlamaktır. Bu sıvı bebek için hayati önem taşır onu dış etkenlerden, enfeksiyonlardan korur. Amniyotik sıvı miktarı azsa bebeğin akciğerinin yetersiz gelişimi, hareketlerinde azalma, uzuvlarında şekil bozuklukları gibi sorunlar ortaya çıkabilir.

Anneyle bebeğin içinde yüzdüğü amniyotik sıvı arasında saatte 0,5 litrelik bir su alışverişi oluyor.
Anneye su verildikçe bebeğin içinde yüzdüğü amniyotik sıvı artmaya başlıyor.

Vücut için yararlı olan doğal mineralli, bazik su içmektir. Bu hamileler için de geçerlidir. Aynen yediklerimiz gibi içtiklerimizin de vücudumuzun kimyası üzerinde etkisi vardır. Çoğumuzun en çok içtiği içecek su olduğuna göre su seçimine çok dikkat etmek gerekli! İnsan vücudu sürekli olarak pH dengesini sağlamaya çalışıyor. Çünkü vücutta tüm metabolik işlemler dengeli bir pH’a bağlı. Bazı sistemler (sindirim sistemi gibi) asidik de olsa daha çok alkalen bir yapıya sahiptir. Sağlıklı bir vücut asidik olmamalıdır. Doğru pH seviyesinde kalmalıdır. Vücuttaki her işlem kan pH’ının belli bir seviyede kalmasıyla doğru işler. Su seçerken pH’ı yüksek sular tercih edilmelidir. Sürekli asidik bir ortama maruz kalındığında hücrelerin toksik yükü yavaş yavaş artabiliyor, yapıları değişebiliyor. Doğru pH seviyesi sağlanamadığında hücrelerin gerekli besinleri alması, bunları enerjiye çevirmesi zorlaşır.“


haticeak


Yukarı Dön
 Yanıt Yaz Yanıt Yaz
  Konu Paylaş   

Forum Atla Forum İzinleri Açılır Kutu Gör

  | İletişim | Reklam | Gizlilik İlkeleri Copyright 2007-2025 ® NETATÖLYE - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz.