Forum Anasayfası Forum Anasayfası > Genel Konular > Bebeğim & Çocuğum Hakkında
  Yeni Mesajlar Yeni Mesajlar RSS - tek çocuk ve tek çocuklu aileler
  SSS SSS  Forumu Ara   Kayıt Ol Kayıt Ol  Giriş Giriş

Kapalı Konutek çocuk ve tek çocuklu aileler

 Yanıt Yaz Yanıt Yaz Sayfa  123 7>
Yazar
Mesaj
  Konu Arama Konu Arama  Konu Seçenekleri Konu Seçenekleri
ilal Açılır Kutu Gör
Altın Üye
Altın Üye
Simge

Kayıt Tarihi: 13 Haz 2008
Konum: antalya
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 3036
Mesajın Direkt Linki Konu: tek çocuk ve tek çocuklu aileler
    Gönderim Zamanı: 02 Nis 2009 Saat 11:35
alıntı olduğu için ayrı bir başlıkta paylaşmak istedim....


TEK ÇOCUK ve TEK ÇOCUKLU AİLELER...

Tek çocuklu aile sayısı her geçen gün artmaktadır. Gerek sosyo-ekonomik gerekse ailelerin birden fazla çocuğa yeterli ilgiyi gösterememe kaygıları tek çocuklu aile sayısının artmasına neden olmaktadır.

Tek çocukla yetinen aileler genellikle çocuk sahibi olmaya fazla değer veren ve çocuk yetiştirme konusunda kaygıları olan ailelerdir. Bu aileler çocuklarının gelişim dürtülerini engellememeye, zihinsel ve psikolojik gelişimlerini desteklemeye önem verirler. Bu kaygıyla çocuklarını çok koruyup kollama eğiliminde olabilirler. Ortaya çıkabilecek her türlü problemde kendilerinde bir hata arama eğilimindedirler. Bu da çocuğa uygulayacakları disiplinde dengesizliklere yol açabilir. Örneğin çocuğun her isteğini karşılamaya çalışmak, tüm kararları çocuğa verdirtmek büyük sorunlara neden olabilir. Çünkü çocuklar kendi ihtiyaçlarının karşılanmasında diretseler de bir şekilde sınırlandırılmaya ihtiyaç duyarlar. Davranışlarına, yaşlarına uygun sınırlar getirildiğinde daha huzurlu, daha yaratıcı olurlar. Her konuda kendi istedikleri olsun, kendileri karar versin isterler ama bu kararların ya da davranışların sonucunun sorumluluğunu alamaya hazır olmayabilirler. Bu da çocuğun başarısızlık yaşamasına ve ortaya çıkan tatsız durumdan ötürü suçlanmasına, “Sen istedin böyle oldu” gibi suçlanmalara neden olabilir.

Tek çocuklar bütün çocuklar gibi uygun anne-baba tutumuyla problemsiz bir yaşam sürdürebilirler. Unutulmaması gereken konu çocuk sayısının değil anne-baba tutumunun önemli olduğudur.

İlk üç yılda bütün çocuklar tek bir kişinin sürekli ilgisine muhtaçtırlar. Ve mümkün olduğunca anne ile temaslarının yoğun olması önemlidir. Bu dönemde çocukların bu tek kişilik yoğun ilgi ihtiyacı karşılanabilirse bu dönemi sağlıklı bir şekilde geçirirler. Ancak üç yaşından sonra tam bir sosyalleşme ve birey olma dönemine girilir. Yuva vb gibi sosyal bir kuruma gitmek bu dönemde çocuğun sosyal ihtiyaçlarını karşılamak için önemlidir. Eğer çocuk böyle bir kuruma gidebilirse yine tek çocuk olmak bir sorun yaratmaz. Çünkü yaşıtlarıyla ya da başka çocuklarla bir arada olma, oyun oynama ve yaşantıdan deneyim kazanma ihtiyacı bu kurumlarda karşılanabilmektedir. Ancak çocuk üç yaşına gelmiş olmasına rağmen hala sadece yeşitkinlerle birlikte oluyorsa, çocuklarla zaman geçirme fırsatı verilmiyorsa, bu durum çocuğun sosyelleşmesini ve yaşıtlarıyla sağlıklı ilişkiler kurabilmesini geciktirebilir. Çünkü çocuk paylaşmayı, beklemeyi, dinlemeyi, kurala uymanın önemini ve bir gruba ait olmanın keyfini en etkili çocuklarla yaşadığı deneyimde öğrenebilir.

Diğer yetişkinleri ise ya bir şekilde kontrol etme eğilimindedir ya da onlara itaat etmeye mecbur bırakılır. Ayrıca sürekli anne-babasıyla ya da ailedeki diğer yetişkinlerle olmaya alışan çocukta güven gelişimi de olumsuz etkilenir. Başka ortamlarda da kendine güvenemez, anne-babaya bağımlı kalabilir. Bu da yetersizlik duygusu geliştirmesine neden olabilir ya da her ortamda ayrıcalıklı olmak ister. Olamadığında ise mutsuz olur ve sorun çıkarabilir. Ayrıca sadece yetişkinlerle olan çocuklar kendilerine yetişkinleri model aldıkları için kendilerinden beklentileri yüksek olabilir ve mükemmeliyetçi bir yapıya sahip olabilirler. Bu da en ufak hatalarında mutsuz olmalarına ve başaramama endişesine dönüşebilir. Bu nedenle yeni şeyleri ve durumları deneme konusunda, başaramama korkusuyla çekingen davranabilirler.

Tek çocuklu ailelerde çocuk için ayrılan özel zaman miktarı ister istemez çok çocuklu ailelere göre daha fazladır. Aileler zamanlarını iyi organize ederlerse çocuğun her tür psikolojik ihtiyacını karşılamaları için gerekli fırsatı bulabilirler. Tek çocuk olmanın belkide en önemli avantajı budur.

Ancak anne-babanın çocuğun üzerine çok fazla düşmesi ve çocuğun sürekli gözlem altında olması , serbest deneyimler yaşamasına fırsat verilmemesi, en az ilgisizlik kadar olumsuz sonuçlar doğurabilir.

Anne ve babanın söz birliği içinde ortak bir disiplin anlayışı geliştirmeleri şarttır. Çocuğun istenmeyen bir davranışı bir ebeveyn tarafından engellenmeye çalışıldığında diğer ebeveynin müdahale edip çocuğun bu davranışını sürdürmesine izin vermesi hem çocuğun kural öğrenememesine neden olur hem de anne-baba arasında çatışmalara neden olur. Bu durumda sorun yaşanmasına neden olan çocuk suçluluk duyguları yaşayabilir.


Tek çocukların ileriki yaşantıları nasıl etkilenir?
Tek çocuk olarak benmerkezciliği pekiştirilen, ilgi merkezi olmaya alıştırılan; her ihtiyacı, hiç geciktirilmeden karşılanan, sosyalleşmesine fırsat verilmeyen bir çocuk aynı ilgiyi ileriki yaşantısında da isteyeceketir. Girdiği sosyal ortamlarda, okulda, işte, yakın ilişkilerinde aynı ilgiyi göremediğinde, öncelikli konuşma, karar verme hakkı ona verilmediğinde hayal kırıklığı, öfke yaşayabilirler, çevrelerine agresif davranabilirler. Ya da tam tersi olarak yeterince sevilmeye değer olmadıklarını düşünüp içe kapanabilirler. Doyumsuz olabilirler, çabuk bıkarlar, mutlu olmaları birçok koşula bağlı olduğundan kolay mutlu olamazlar, paylaşmakta zorluklar yaşayabilirler. Sosyal ortamlarda kabul görmeyebilir, dışlanabilirler. İhtiyaç ve istekleri başkalarının istek ve ihtiyaçlarıyla çakıştığında erteleyemezler. Annelerine bağımlılıkları uzun sürebilir. Eleştiriye tahammülsüz olabilirler. Okulda ve iş yaşamında sebatsızlıklar ve uyum sorunları olabilir.

Unutulmamalıdır ki, bütün bu sorunlar aslında sadece tek çocuk olduğu için değil uygun olmayan anne-baba tutumları sözkonusu olduğu için yaşanan sorunlardır.

Anne-Babalar ne yapmalı?

  • Tek çocuğa; öncelikle tek çocuk olarak değil, çocuk olarak davranın. Unutmayın ki sizin onun tek olmasıyla ilgili kaygılarınızı çocuğunuz hissedecektir.
  • Standart disiplin yöntemlerini uygulayın, yaşına uygun kurallar koyun; bu kuralları kararlılık içinde uygulayın. Çocuk kurala uymanın keyfini, bundan yaşayacağı kabulün mutluluğunu yaşasın.
  • Beklemeyi, sabretmeyi öğretin; her istediğini anında karşılama çabasına girmeyin. Uygun olan; gerekli olduğunu düşündüğünüz isteklerini karşılayın. İsteklerinin yaşına ve sizin koşullarınıza uygun sınırları olmasını sağlayın.
  • Üç yaşından sonra yaşıtlarıyla ya da başka çocuklarla bir arada olmasını sağlayın. Yuvaya gönderme imkanınız yoksa bile çocuğu olan ailelerle görüşüp çocukların bir arada olmasına, oyun oynamalarına, arkadaşlıklar kurmalarına fırsat verin.
  • Onunla iyi iletişim kurun. Yalnız veya mutsuz hissettiğinde size duygularını anlatabilecek kadar yakın hissetmesini sağlayın.
  • Yababileceğinden fazla şey beklemeyin. Hep mükemmel olmaya çalışmak çocuğu yorar ve başarısızlık korkusu artar.
  • Çocuğa söz hakkı verin ama bu, tüm kararları çocuğa aldırmak şekline dönüşmesin. Size uygun karar alternatiflerini sunun, çocuk sizin alternatiflerinizden birisini seçsin (örneğin; bu arabayı alamayız, paramız yetmiyor ama bu uçağı ya da gemiyi alabiliriz gibi)
  • Bireyselliğinin gelişmesini destekleyin. Giyinme, soyunma, yemek yeme, temizlik gibi her türlü özbakımını yapmasına fırsat verin. Evde sorumlulukları olsun; size bağımlı olmadan kendi ihtiyaçlarını karşılaması için destekleyin.
  • Anneanne, babaanne gibi aile büyükleri genelde çocukların benmerkezciliklerini pekiştirici tarzda davranırlar onlara engel olun, sizin kullandığınız yöntemleri kullanmalarını sağlayın. Unutmayın ki çocuğunuzun psikolojik sağlığının ve kişilik gelişiminin birinci de recede sorumlusu onlar değil sizsiniz.



Empatinin olmadığı ilişkiler yüzeyseldir. Bu tür ilişkiler insana doyum vermez. En derin sohbetler geyik muhabbetinin ötesine geçemez.
Yukarı Dön
duygu07 Açılır Kutu Gör
Elmas Üye
Elmas Üye
Simge

Kayıt Tarihi: 03 Eki 2007
Konum: Antalya
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 7416
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 02 Nis 2009 Saat 11:54
Ben geçenlerde tek çocuk sendromu diye bişi okudum bulamıyorum siteyi ama süper bilgiler vardı. İlal teşekkür ederiz.Clap
Yukarı Dön
ARDAESRA Açılır Kutu Gör
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 16 Eki 2008
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 804
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 02 Nis 2009 Saat 12:24
Yani tek çocuk o kadar da kötü değilmiş. Ben de tek çocuğum hiçbir sakatlığım yok  maşallah. Boşuna kasmayın kendinizi kızlar
Yukarı Dön
mahiradasi Açılır Kutu Gör
Katılımcı Üye
Katılımcı Üye


Kayıt Tarihi: 19 Şub 2009
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 215
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 02 Nis 2009 Saat 14:19
Ilerıde kendısı kardes ısterse dıye ınsan dusunuyor.yoksa ben 2.yı hıc dusunmuyorum benım ablam var aslında ıyı oluyor aman ne bılıyım kafam karısık bu konuda. Fıkırlerınızı paylasın kızlar.


Yukarı Dön
meryem Açılır Kutu Gör
Altın Üye
Altın Üye

Ali İlber'in annesi

Kayıt Tarihi: 12 Mar 2008
Konum: plates ile:))
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 3781
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 02 Nis 2009 Saat 16:16

Paylaşmak öğrenilebilir


Tek çocukların sorunları üzerine yazdığım bir yazıdan sonra sizlerden de bu konudaki görüşlerinizi bana yazmanızı istemiş, birlikte bir interaktif yazı dizisi oluşturmamızı önermiştim. bu konuyla ilgili olarak bana gelen mektuplardan birini geçenlerde yayımladım. Bugün size "Tek çocuklu bir anne" imzasıyla gelen bir e - postayı sunuyorum.
"Eşim ve ben doktoruz, dokuz yıllık evliyiz. Uzun bir tıp eğitimi, mecburi hizmet, ihtisas derken ancak yirmi sekiz yaşımızda çocuk sahibi olmanın mutluluğunu yakalayabildik. Oğlumuz şimdi 4.5 yaşında.
"Eşimin ve benim birer kardeşimiz var, yani tek çocuk değiliz. Evlendiğimiz ilk günlerde iki çocuğumuz olur diye hayaller kurardık ama hayat bizi bozguna uğrattı. Her şey bir tarafa, en azından maddi olarak iki çocuğa eşit olanak tanımak gerekeceğinden, bunun altından kalkamayacağımızı düşünüyoruz. İki uzman hekim olduğumuz halde bugün bir çocuğun okul masrafı ile ancak başedebiliyoruz. Ona her şeyin en iyisini vermek, en iyi okullarda okutmak istiyoruz. Evet burada şöyle denebilir: Paranın alamayacağı bir kardeşin yerini ne tutabilir? O zaman çok büyük bir suçluluk duyuyorum. Biz oğlumuzdan bir kardeşi neden esirgiyoruz?"
Doktor hanımın yazdıkları aslında ebeveynleri "tek çocuk" kararı almaya yönelten belki de en önemli etkenin altını çiziyor: Eldeki maddi imkânların yalnızca tek bir çocuğun daha iyi yetişmesi için yeterli olabileceğinin düşünülmesi.
"Tek Çocuk Sendromu - Tek Çocuk Olmakla Başa Çıkmanın Yolları" isimli kitapta bu konuya özel bir bölüm ayrılmış. (Yazarlar: Jill Pitkeathley ve David Emerson, Çeviren: Semra Eren, HYB Yayıncılık) Bu da gösteriyor ki tek çocuk kararında maddi etkenlerin rolü yalnızca bizim gibi yüksek enflasyon - düşük ücret ülkelerinde değil, diğer gelişmiş ülkelerde de geçerli.
Kim bilir belki de sıra sıra çocuklara sahip olduklarını okuduğumuz dünyanın ve ülkenin en zenginleri de benzer bir endişeyi tersten yaşadıkları için çok çocuk sahibi oluyorlardır.
Sözünü ettiğim kitabın yazarları tek çocuk olmanın "elle dokunulur" artılarından birisi olarak maddi imkânların tümünün o çocuk için harcanıyor olmasını tespit etmişler. Yazarların görüştükleri tek çocukların çok büyük bölümü eğitimleri için ayrılan maddi olanaklar sayesinde elde ettikleri şeylere bir kardeşleri olsaydı sahip olamayacaklarını düşünüyorlardı. Tek çocukların seyahat edebilme, kültürel faaliyetlere katılma, binicilik ve kayak gibi pahalı hobilere sahip olma imkânlarının çok fazla olduğuna dikkat çekiyorlardı.
Bunun en önemli etkisi ise paylaşma duygusundan yoksun olarak yetişmekti. Çünkü bu bilmedikleri bir şeydi, hayatları boyunca bütün olanaklar önlerine serilmiş, imkânları kısıtlı da olsa bunu kimseyle paylaşmak zorunda kalmamışlardı.
Paylaşmayı bilmemeleri tek çocukların çevrelerinde "cömert insanlar" olarak algılanmalarına yol açıyordu. Konuşulan çocuklardan birisi şöyle diyordu: "Bir paket cips açtığımda arkadaşım elini pakete daldırmaya kalkışırsa, o zaman bir paket de ona almayı öneririm, cimrilik yapmam."
Ama yazarlar paylaşmanın "eğitimle öğrenilebilir" olduğunu düşünüyorlar. Bu yönde eğitilmemiş bir "tek çocuk" tabakta kalan son pasta dilimini kimseye sormadan alırken bir tereddüt göstermiyor, ancak bu konuda aile içinde eğitildiği takdirde son dilimi başkalarına da teklif etme hassasiyetini kazanabiliyor.
Doğru eğitim, tek çocuk olarak dünyaya gelmenin en büyük dezavantajı olarak gösterilen bir özelliğin bile değiştirilmesini sağlayabiliyor.
Sorunun "tek çocuk" olmakta değil, esasen aile içinde verilen eğitimde olduğu da bir kez daha ortaya çıkıyor.

alıntı-mehmet yılmaz
Yukarı Dön
suzi Açılır Kutu Gör
Pırlanta Üye
Pırlanta Üye


Kayıt Tarihi: 16 Kas 2007
Konum: Ankara
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 12436
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 02 Nis 2009 Saat 16:37
Paylaşımınız için teşekkürler kızlar.Gerçekten şu zamanda tek çocuk yetiştirmek epey zorlu oluyor.Özellikle istekler konusunda direnme olmakta.Confused
Yukarı Dön
botag Açılır Kutu Gör
Katılımcı Üye
Katılımcı Üye


Kayıt Tarihi: 31 Eki 2007
Konum: Antalya
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 687
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 04 Nis 2009 Saat 08:09
Paylaşımınız için çok teşekkürler.KizBebek
Yukarı Dön
irme Açılır Kutu Gör
Elmas Üye
Elmas Üye

En Şen Üyemiz,Avrupai Pamuk Prensesimiz!

Kayıt Tarihi: 15 Kas 2007
Konum: İzmir
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 8271
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 04 Nis 2009 Saat 10:24
kızlar çok güzel bilgiler ..teşekkür ederim..2.çocuk konusunda bende çok kararsızımConfusedyanlız birşeyden eminim ben 2.çocuk doğurursam bunda en büyük etken ileride biz bu dünyadan gidince kızıma kendi kanından birini bırakmak olacak sanırım..
Pamuk Prensesin Annesi...
Yukarı Dön
 Yanıt Yaz Yanıt Yaz Sayfa  123 7>
  Konu Paylaş   

Forum Atla Forum İzinleri Açılır Kutu Gör

  | İletişim | Reklam | Gizlilik İlkeleri Copyright 2007-2025 ® NETATÖLYE - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz.