Doğum yapan kadınların yüzde 80'inde yorgunluk ve gerginlik hissiyle kendini gösteren depresyon, yeni annelerin yüzde 10'unda ciddi bir durum alıyor. Bu durumdaki anneler, günlük yaşamın getirileriyle başa çıkmakta her geçen gün biraz daha zorlanabiliyor; anksiyete, korku ve umutsuzluk hissedebiliyorlar. Bazı anneler ise, panik atak geçirebiliyor veya çok gergin ve alıngan olabiliyorlar. Ayrıca iştahlarında ve uyku düzenlerinde de değişiklik görülebiliyor.
Yeni doğum yapmış annelerin yaklaşık yüzde 80'inde hafif derecede çökkünlük, anksiyete ve gerginlik hissi ortaya çıkıyor. Ayrıca çok yorgun ve bitkin olmalarına rağmen uyuma ve dinlenme zorluğu çekiyorlar. Bu tür depresyon durumu sadece birkaç saat veya birkaç gün sürerken, daha sonra kendiliğinden geçiyor. Ancak annelerin yaklaşık yüzde 10' unu etkileyen bu üzüntülü ruh halinin daha ağır ve ciddi bir durum alması Post-Natal Depresyon (PND) olarak adlandırılmakta. İlk haftalarda ya da aylarda başlayan PND'nin ilk 12 ay içerisinde yaşanması mümkün.
PND hakkında bilgi veren Memorial Hastanesi'nden Klinik Psikolog Aslıhan Tokgöz, bu rahatsızlığın şiddetinin hafif ve kısa süreliden çok ağır ve uzun süreliye kadar değişiklik gösterdiğinin altını çiziyor.
Bazen profesyonel yardım gerekebilir
Birçok kadın için bu durum geçici olabilirken bazı kadınların profesyonel yardıma ihtiyaç duyabildiğini belirten Tokgöz, PND'nin ilk hamilelik ve ilk doğumdan sonra daha sık görüldüğünü kaydediyor. Her on anneden birinin PND geçirdiğini vurgulayan Tokgöz, belirtilerle ilgili şu bilgileri veriyor:
"PND'nin belirtileri şiddetine bağlıdır. Bu durumdaki kişi günlük yaşamın getirileriyle başa çıkmakta her geçen gün biraz daha zorlanabilir. Bu anneler anksiyete, korku ve umutsuzluk hissedebilirler. Bazı anneler ise panik atak geçirebilirler veya çok gergin ve alıngan olabilirler. Ayrıca iştahlarında ve uyku düzenlerinde de değişiklik olabilir. Nadir de olsa çok ağır durumlarda psikotik bozukluklar ortaya çıkabilir. Böyle bir durumdaki anne günlük yaşamını sürdürmekte zorlanır, düşüncelerinde ve davranışlarında anormallikler görülebilir. Çok ağır durumlarda kendisine, bebeğine ya da başkalarına zarar verme düşüncelerine sahip olabilir." Tokgöz, PND'nin diğer belirtilerini ise şöyle sıralıyor:
"Öz güvende azalma, suçluluk duygusu hissetme, olumsuz düşünceler, hayatın anlamını yitirme, zorluklarla başa çıkamama hissi, sinirlilik ve ağlamaklı olma, uyumakta zorlanma, cinsel isteksizlik, iştah bozukluğu, konsantrasyon bozukluğu ve unutkanlık."
Fiziksel, duygusal ve sosyal değişimler etkili
PND' ye sebep olan faktörler tam olarak bilinmemekle birlikte yapılan araştırmaların fiziksel, duygusal ve sosyal değişimlerin rol oynadığını gösterdiğini belirten Tokgöz, fiziksel değişikliklerle ilgili şu açıklamayı getiriyor:
"En kolay doğum bile bir kadın vücudu için çok ağır bir olaydır. Ayrıca hamilelik hormonlarının birden düşmesi beyindeki kimyasal maddelerin düzenini etkiler. Bunlara ek olarak düzensiz ve yetersiz uyku ve fiziksel yorgunluk da depresyonun oluşmasına neden olur."
Tokgöz, duygusal değişiklikleri ise şöyle özetliyor:
"Annelik rolüne alışmak zordur. Yeni anne bebekle sürekli olarak ilgilenmek ve tüm ihtiyaçlarını karşılamak zorundadır. Bu ilişki yapısal olarak eşiyle kurmuş olduğu ilişkiden çok farklıdır. Buna ek olarak bağımsızlığını yitirir. Bu tür değişiklikler en iyi zamanlarda bile zorlukla karşılanabilir ki doğum sonrasında fiziksel olarak kendisini yenilemeye çalışan ve uykusuz kalan anne için çok daha zordur."
Sosyal değişikliklerin anne üzerindeki etkisine de değinen Tokgöz; "Arkadaşlarıyla eski sıklıkta görüşmekte zorlanabilir ve bu durumdan dolayı yalnızlık hissi yaşayabilir. Çalışan kadın ise yine iş ortamından ve iş arkadaşlarından ayrılmıştır ve kendisini boşlukta hissedebilir. Ayrıca bir maaşla geçinmekte zorluk yaşanabilir" diyor.
PND geçiren anne "kötü anne" değildir
PND geçiren annenin kendisini çevresindeki herkesten soyutlayabildiğini hatta bebeğinden bile uzak durabildiğini belirten Tokgöz; "Bu durum depresyonun belirtilerindendir. Kadının 'kötü anne' olduğunu göstermez. Bazı kişiler 'Anne ile çocuk arasındaki duygusal bağ, doğumdan hemen sonra oluşmalı. Yoksa bir daha hiç oluşmaz' diye düşünür. Bu kesinlikle doğru değildir. Anne ile çocuk arasındaki duygusal bağ devam eden bir süreçtir. Depresyon ortadan kalktığında annelik duyguları yaşanır ve anne çocuğuna bağlanır. Bu süre içerisinde ailesinin ve arkadaşlarının yardımına ihtiyaç duyabilir" açıklamasında bulunuyor.
Aileden ve arkadaşlardan gelecek olan her türlü yardımın annenin bu dönemi daha çabuk ve kolay atlatmasına katkıda bulunacağının altını çizen Tokgöz, özellikle de eşin anlayışlı ve paylaşımcı olmasının durumun daha hafif geçmesini sağladığını söylüyor. Duygu ve düşüncelerini yakınlarıyla paylaşmanın da önemli rol oynadığını vurgulayan Tokgöz, ayrıca profesyonel yardıma da ihtiyaç duyabileceğini belirtiyor. PND'nin ağır olduğu durumlarda hekim kontrolünde antidepresan ilaçlar alınabileceğini ifade eden Tokgöz, son olarak, "Unutulmaması gereken şey, PND kalıcı değildir. Zamanla kendiliğinden yok olabileceği gibi, bazı durumlarda tedavi gerekebilir. PND'ye yakalanmak bizim elimizde değildir ama yardım almak ve yardımcı olmak bizim elimizdedir" hatırlatmasında bulunuyor
|