Forum Anasayfası Forum Anasayfası > Genel Konular > Evlilik & İlişki
  Yeni Mesajlar Yeni Mesajlar RSS - Çok güzell
  SSS SSS  Forumu Ara   Kayıt Ol Kayıt Ol  Giriş Giriş

Kapalı KonuÇok güzell

 Yanıt Yaz Yanıt Yaz Sayfa  <1234>
Yazar
Mesaj
  Konu Arama Konu Arama  Konu Seçenekleri Konu Seçenekleri
*naz* Açılır Kutu Gör
Altın Üye
Altın Üye


Kayıt Tarihi: 04 Ağu 2008
Konum: fuzuli
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 4292
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 23 Eki 2008 Saat 10:59
Orjinalini yazan: emine emine Yazdı:

Çocuktan bahsetmemiş hiç demekki çocuğu yok ondanLOL

o yoklukta bi de çocukları olsaydı,aile faciası olurdu.LOLLOLLOL
kalbi acıtan her ne varsa;
sen hepsinden birazsın işte...
Yukarı Dön
ceylinsu Açılır Kutu Gör
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 01 May 2008
Konum: İzmir
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 831
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 23 Eki 2008 Saat 13:03
mükemmel mükemmel mükemmmelClapClapClapClapClapClapClap
Öyle deme, şu kadar varlığın içinde bile karım her şeyden şikayet ediyor. Bir de fakir olsam kim bilir ne olur?- Altın tasın, kan kusana faydası yoktur beyim. Sen kadın ruhunu hiç anlamamışsın. Hiçbir kadın iyi bir evde oturduğu, hergün çeşit çeşityiyecekler yediği için mutlu olmaz. Bir kadın, kocasının her şeyi olduğunu bildiğinde ancak mutlu olur.
- Sizin mutluluğunuzun sırrı bumu ?- Olabilir. Ben karıma değerli şeyler alamıyorum ama ona benim için ne kadar değerli olduğunu hissettiriyorum. O da çok mutlu oluyor.

mükemmel mükemmel mükemmmelClapClapClapClapClapClapClap

Yukarı Dön
belkısburcu Açılır Kutu Gör
Katılımcı Üye
Katılımcı Üye
Simge

Kayıt Tarihi: 17 Kas 2007
Konum: artık eskişehir
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 411
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 23 Eki 2008 Saat 13:47
ayakta alkışlanacak bi yazı paylaşımın için çok teşekkürlerClapClapClapClapClapClapClapClapClapClapClapClapClapClapClapClapClap
Yukarı Dön
nursena Açılır Kutu Gör
Elmas Üye
Elmas Üye


Kayıt Tarihi: 05 Mar 2009
Konum: Hüseyin Ahmetle
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 2797
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 12 Eyl 2009 Saat 16:09
ister evli olun ister bekar bu yazıyı lütfen okuyun!

Bülent, avucunu açmış kendisine doğru elini uzatan adama ters
ters baktı.
Elli yaşlarında gösteren adam, görmeye alıştığı hırpani
kıyafetli dilencilere benzemiyordu. Üzerindeki giysiler eski fakat temizdi.
Eli yüzü temiz ve sağlıklı görünüyordu. 'Sapa sağlam adam gidip çalışacağına dileniyor, belki benden daha zengindir' diye düşündü. Zaten canı
çok sıkkındı, birde sinirlenmişti.

Alaycı bir ses tonuyla:

- Ekmek parası mı istiyorsun ? diye sordu.

- Hayır çikolata parası lazım!

Bülent'in lığı lığa döndü. Espri yeteneği olan dilencinin hali de
başka oluyor diye düşündü.

- Niye siz ekmek bulamayınca çikolata mı yiyorsunuz?

- Hayır. Ekmek bulamadığımız günler genellikle bulgur pilavı
yeriz, onu da bulamadıysak aç yatarız.

Bülent adamın ciddi mi konuştuğunu yoksa dalga mı geçtiğini
anlayamamıştı.

- Bu gün karnınız doydu üstüne tatlı mı istedi canı nız?

- Fakirin canı mı olur ki, tatlı istesin beyim.

- Bu bir kamera şakası mı yoksa sen iş bulamamış stendapçı
mısın?

- Hiçbiri değil. Sadece fakirim. Bugün karımın doğum günü, ona
çikolata götürmek istiyorum.

- Doğum gününde yaş pasta alınır bildiğim kadarıyla.

- O bizim için değil zenginler için. Otuz yıllık evliliğimiz
boyunca ona bir kez bile yaş pasta alamadım.
Ama her doğum gününde mutlaka çikolata götürdüm.
Çikolatayı çok sever.

Adamın söyledikleri Bülent'in dikkatini çekmişti. O akşam
karısıyla kavga etmiş, kapıyı çarpıp kendini sokağa atmıştı.
Arabasına da binmemiş sahile kadar yürümüştü.
Denizi seyretmek de onu rahatlatmamıştı. Oysa
eskiden denizi seyrederken çok rahatlardı. Dalgalar sıkıntısını alıp
götürürdü.
Fakat karısının evde ağlıyor olduğunu bildiği için olsa gerek,
hiçbir şey onu rahatlatmıyordu.

Dilenciyle konuşurken biraz kafası dağ ılmıştı. 'Acaba
söyledikleri gerçek mi, yoksa uyduruyor mu' diye düşündü.

- Cebinde bir çikolata alacak para yok mu şimdi?

Bülent'in sorusu üzerine adam ceplerini boşalttı, bir nüfus
cüzdanından başka bir şey çıkmadı.

- Ben dilenci değilim. İşim yok. Günlük çalışırım, ne iş
bulursam yaparım.
Fakat bu gün bütün gün iş aradım, aksilik bu ya, hiçbir iş
bulamadım.

Bülent oturduğu bankı işaret ederek yer gösterdi.

- Oturun biraz dertleşelim bari, dedi.

Adam çekingen çekingen oturdu yanına.

- Yokmu eşin dostun, borç alacak akraban?

- Fakirin akrabaları da fakir olur beyim. Bulurlarsa kendi
karınlarını doyururlar.

- Dilenecek kadar çok mu seviyorsun karını ?


- Hem de çok seviyorum. Otuz yılımı aydınlattı o benim.

- Hımmmm. Aşk hemde otuz yıl süren aşk. Hayret doğrusu! Aşkın
ömrü en fazla üç yıl diyorlar oysa. Sen otuz yıldan bahsediyorsun.


- Evet. Geçen yıllar sevgimi azaltmadığı gibi artırdı.

- Söyle o zaman nedir evlilikte mutluluğun sırrı?
Söylediklerine bakılırsa sen mutluluğun formülünü bulmuş
gibisin.

- Ben ilkokulu bile bitirmedim. Öyle formül falan bilmem.

- Formül dediysem kimya formülü sormuyorum canım. Bende altı
yıllık evliyim.
Sevdiğim kadınla evlendim, fakat mutlu değilim. Sürekli kavga
ediyoruz. Daha iki saat önce kapıyı çarptım çıktım.
Evimiz, arabamız, işimiz, gücümüz, her şeyimiz var, ama mutlu
değiliz. Senin hiçbir şeyin yok, ama mutlusun. Para mı acaba bizi mutsuz eden?

- Hiçbir şeyim yok mu? Hayır benim her şeyim var. Benim karım her
şeyim.
Sevgilim, eşim, arkadaşım, hayat yoldaşım. Hayatımı
paylaştığım insandan daha değerli ve daha önemli ne olabilir ki dünyada?
Sizin ev, araba, iş diye her şey dediğiniz şeylerdir aslında
hiçbir şey olan.

- Öyle deme, şu kadar varlığın içinde bile karım her şeyden
şikayet ediyor. Bir de fakir olsam kim bilir ne olur?

- Altın tasın, kan kusana faydası yoktur beyim. Sen kadın ruhunu
hiç anlamamışsın. Hiçbir kadın iyi bir evde oturduğu, hergün
çeşit çeşit yiyecekler yediği için mutlu olmaz.
Bir kadın, kocasının her şeyi olduğunu bildiğinde ancak mutlu olur.

- Sizin mutluluğunuzun sırrı bumu ?

- Olabilir. Ben karıma değerli şeyler alamıyorum ama ona benim
için ne kadar değerli olduğunu hissettiriyorum. O da çok mutlu oluyor.


- Bir kadına değerli olduğunu nasıl hissettirilir?

- Küçük kızı severek.

- Küçük kız mı ? Hangi küçük kız ?

- Yaşı kaç olursa olsun her kadının içinde hiç büyümeyen bir
küçük kız vardır.
O kızı ne kadar çok sever, ne kadar çok mutu edersen, o kadını
da o kadar mutlu edersin.

- Nasıl yani ?

- Küçük kız neleri sever, nelerden hoşlanır bir düşünün.
Küçük kızlar hep beğeni lmek, ilgi görmek isterler. Güzel olduklarını duymaya bayılırlar.
Kendilerine prensesmiş gibi davranılmasını beklerler. Küçük
kızlar hep prenses olmayı hayal ederler. Sürprizlerden hoşlanırlar. Biraz
şımartılmak isterler.
Sevilmek ve sevildiklerini hep duymak isterler. İltifata doymaz
küçük kızlar.
Öyle değil mi?

- Haklısın. Benim dört yaşımda bir kızım var. Adı Ebru Her
akşam boynuma sarılır 'babacığım beni ne kadar seviyorsun?' diye sorar.
Giysisini değiştirdiği zaman etrafımda 'Baba güzel olmuş muyum?' diye
sorar durur. Güzelsin demem de yetmez ona. ' Harikasın prenses gibi
olmuşsun' demeliyim. Dünyanın en güzel kızı demeliyim.

- İşte kadınlar bir ömür boyu bunu duymak isterler. Ben elli
yaşındaki karıma böyle davranıyorum. Ömrümüz olurda seksen, doksan yıl da yaşarsak ben ona böyle davranmaya devam edeceğim. Ona
'bebeğim' diye hitap ediyorum çok hoşuna gidiyor. 'Bebeğim bana bir
çay yapar mısın?' dediğimde çay yapmak için nasıl koşturduğunu
görmelisiniz.

- Hiç kavga etmezmisiniz siz?

- Kavga evliliğin tadı tuzu. Arada biz de tartışırız. Küsüp
barışmanın tadı ayrıdır. Benim karım bir keçi kadar inatçıdır. Onunla
barışmak için uğraşmak ayrı bir keyif verir bana.

- Benim eşim çok ciddi kadındır. Hiç küçük kız havası yok
onda.

- Küçük kızlar büyüdükleri zaman artık sevgi, ilgi istemeye
utanırlar. En ciddi yada en yaşlı kadının bile o küçük kız mutlaka vardır. Yeter ki sen o tatlı kızı sevindirmeyi, mutlu etmeyi bil. Ve o küçük kızı asla
aldatma. Yoksa bir daha sana güvenmez ve ne yaparsan yap hep
kuşkuyla bakar.
Küçük kızlar hem çabuk mutlu olurlar hemde çabuk kırılırlar.
Çok narindir onlar. Hoyrat elleri sevmezler. Yumuşak
dokunuşları severler.

- Bu tavsiyeni deneyeceğim. Fakat her zaman yapabilir miyim
bilmiyorum. Bazen işlerim çok yoğun oluyor o zaman eve çok yorgun gidiyorum.

- Bu sadece bir bahane. O küçük kızı mutlu etmek dünyanın en
kolay işi. Çoğu zaman birkaç tatlı söz yeterli olur. Sen o küçük kızı mutlu
ettiğinde karşılığını fazlasıyla alırsın. Artık o seni rahat ettirmek
için elinden gelen gayreti gösterir. Karısı mutlu olmayan erkek
mutlu olamaz.
Mutlu olmak isteyen erkek önce hayat arkadaşını mutlu etmelidir.
Düşünsene somurtkan, mutsuz, sürekli söylenen biriyle yolculuğa çıksan ne
kadar mutlu olabilirsin.

- Haklısında bende bütün gün ailem için çalışıp yoruluyorum.

- Yine para, yine dış sebepler. Evet para önemli ve gerekli ama
kadınlar para için erkekleri sevmezler. Para geçici mutluluklar verir. Kadınlar
hediye almayı severler. Paran varsa hediye al tabi. Ama
hediyeyle mutlu olmasını bekleme. Hediyenin yanına sevgini
katmazsan hediyenin bir anlamı yoktur. Benim hiçbir zaman çok param olmad ı. Günlük kazandım günlük
yedik. Bazen aç kaldığımız günler oldu.
Hiçbir zaman karımın kulaklarına altın küpe takamadım ama her
zaman aşk sözleri fısıldadım. Hiçbir zaman boynuna pırlanta gerdanlık alamadım ama hep öpücüklerle sevdim boynunu. Hiçbir zaman ona ipek elbiseler giydiremedim ama kendi bedenimle ipek elbise gibi yumuşacık sardım bedenini ve mutlu ettim onu.

Adam ayağa kalktı.

- Bana müsaade, artık gitmeliyim, karım merak eder. Sende git evine
küçük kızın gönlünü al, belki o küçük kız şimdi evde ağlayıp duruyordur.


- Bülent de ayağa kalktı. Kuvvetlice elini sıktı.

- Sizi tanıdığıma çok memnun oldum.

Elini bıraktı koluna girdi. Yolun karşısındaki pastaneyi gösterdi.

- Hadi gel eşin için şuradan çikolatalı pasta alalım, dedi.

Pastayı aldılar. Adam hayatında ilk defa karısına yaş pasta
götürmenin mutluluğuyla, bin bir teşekkür ederek evginin yolu nu tuttu. Bülent de pastanenin yanındaki manavdan karısının en sevdiği meyvelerden aldı.

Evine geldiğinde karısı şişmiş gözlerle mutfak masasında oturmuş su içiyordu.
Bülent hiç konuşmadan meyveleri büyükçe bir tabağa döküp
yıkadı., sonra eşinin önüne koydu.

- Bunlar dünyanın en şanslı meyveleri, dedi.

İnci hiç konuşmadı.

- Sorsana 'niye' diye.

İnci :

- Niye? Diye sordu.

- Çünkü dünyanın en güzel ve en tatlı kadının midesine
gidecek, dedi gayet ciddi bir ses tonuyla. İnci şaşırmıştı.
Bir anda yüzünün ifadesi yumuşamıştı.

- Bunlar senin sevdiğin meyveler, senin için aldım.

- Hayret bir şey! Her zaman kendi sevdiğin meyveleri alırdın.
Benim hangi meyveleri sevdiğimi iyi hatırlamışsın. Aslında bu beklediğim
istediğim bir şeydi. 'bak senin sevdiğin meyveleri aldım'
Ama şimdi kıymeti yok. Çünkü sana çokkırgınım, meyve alarak
gönlümü alam azsın.

- Özür dilerim seni kırdığım için.

Sonra Bülent yere diz çöktü.

- Cezam neyse razıyım. Ama bir tek şey istiyorum senden. Seni
delice seven bu adamı senden mahrum etme.

- Bülent yere çömelmiş, boynu bükük bir vaziyette çok komik görünüyordu.

İnci kıkır kıkır gülmeye başladı.

- Affetmek o kadar kolay değil. Bakalım hangi cezalara
katlanabileceksin, dedi.

Bülent işte o zaman ona muzip muzip bakan eşinin içinde
sakladığı küçük kızı gördü.

Bundan sonra her şey daha farklı olacak diye düşündü..
Yukarı Dön
DİLEKY Açılır Kutu Gör
Üye
Üye
Simge

Kayıt Tarihi: 14 Tem 2009
Konum: herşey
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 51
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 13 Eyl 2009 Saat 01:55

teşşekküer cok güzeldiBig smile

Yukarı Dön
ifakat Açılır Kutu Gör
Kıdemli Moderatör
Kıdemli Moderatör
Simge
"Yağmurun annesi... Çıtır pare mod"

Kayıt Tarihi: 10 Nis 2007
Konum: istanbul
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 10021
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 13 Eyl 2009 Saat 02:21
süperdiClap
Öyle bir kul hakkım varki benden alınan... ALLAH'ım yarına bırakır ama ,yanına bırakmaz ASLA...!!!
Yukarı Dön
TUNATUNA Açılır Kutu Gör
Katılımcı Üye
Katılımcı Üye
Simge

Kayıt Tarihi: 08 Tem 2009
Konum: GÜZEL ANKARA..
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 442
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 13 Eyl 2009 Saat 13:57
 çok güzel bir ayzı ellerine sağlık...
HAYAT ÇOOOK GÜZEL.... HER YIL DAHA DA GÜZELLEŞİYOR...:)
Yukarı Dön
ARCA Açılır Kutu Gör
Katılımcı Üye
Katılımcı Üye


Kayıt Tarihi: 17 Eyl 2009
Konum: ÇALIŞAN ANNE
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 184
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 18 Eyl 2009 Saat 11:04
Tongueerkekler zaten başlıbaşına çocuklar onların içindeki çocuk zaten hiç büyümeyi düşünmüyor ah nerede benim eşim bana öyle değerli olduğumu göstersin ben ona sevlilinmiyim diyorum o bana karımsın diyor geçen hafta evlilik yıldönümümüzdü onu bile unuttu daha 3 yıllığız haTongueBroken Heart ben ondan hediye bile istemedim ama kutlamadı bile ve ertesi günler hatırlattığımda bile kutlamadı sinirlendirmişim onu da neyse bunlar derin mevzuu ama erkekler hakikaten kadının içindeki fırtınaları bilemiyor istediğimiz sadece sevgi ve ilgidirCryCryCryBroken Heart
Yukarı Dön
 Yanıt Yaz Yanıt Yaz Sayfa  <1234>
  Konu Paylaş   

Forum Atla Forum İzinleri Açılır Kutu Gör

  | İletişim | Reklam | Gizlilik İlkeleri Copyright 2007-2025 ® NETATÖLYE - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz.