Forum Anasayfası Forum Anasayfası > Tanışma / Muhabbet > Çalışan anneler
  Yeni Mesajlar Yeni Mesajlar RSS - çalışan anne
  SSS SSS  Forumu Ara   Kayıt Ol Kayıt Ol  Giriş Giriş

Kapalı Konuçalışan anne

 Yanıt Yaz Yanıt Yaz Sayfa  123>
Yazar
Mesaj
  Konu Arama Konu Arama  Konu Seçenekleri Konu Seçenekleri
hilal Açılır Kutu Gör
Kıdemli Moderatör
Kıdemli Moderatör

Seha'nın Annesi Forumun İnci Tanesi

Kayıt Tarihi: 28 Eki 2007
Konum: Diyarbakır
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 24972
Mesajın Direkt Linki Konu: çalışan anne
    Gönderim Zamanı: 17 Oca 2008 Saat 22:16
 

Çalışan Anneler
 

Dışarıda hava hala karanlık... Yağmurlu, soğuk bir hava… Çocuğunuz yumuk yumuk gözlerini açmış, size gülücükler atıyor… Kollarını kaldırmış ve sizin kucağınızda olmayı, keyifle oyun oynamayı talep ediyor… Ancak sizin işe gitmek için hazırlanmanız, hatta belki de onu da, siz işteyken ona bakacak bir akrabanızın yanına götürmek için hazırlamanız gerekiyor…Siz hazırlanırken, ya da çocuğunuzu hazırlarken onun küçük suratında küskün, mutsuz bir ifade… Hayalinizde çoğu zaman çocukluğunuzdan kalan, kendi annenizle yaşadığınız keyifli sabah saatleri… Ve evden çıkarken çocuğunuzu hayal kırıklığına uğratmış olmaktan, onunla keyifli güzel vakit geçirememekten kaynaklanan yoğun suçluluk duygusu; belki de bütün gün sizi bırakmayacak midenizdeki, yüreğinizdeki kramplar… Akşam eve gittiğinizde “hatanızı” telafi etmek üzere onun sevdiği, ona götürdüğünüzde yüzünün güleceğinden emin olduğunuz hediyeleri tasarlamakla geçen iş saatleri…” 

 

Her çalışan annenin yukarıdaki sahneye benzeyen bir yaşantısı olmuştur. Çalıştığı ve bundan dolayı çocuğuna yeterli vakti ayırmadığını düşünen kadın vicdan azabı çekebilir. Bir de üstüne; hayatını evi ve çocukları arasında yaşamış, geçmiş kuşağa ait akrabalar, örnekler vardır. Çalışan anne bu akrabaların, tanıdıkların kendisini suçlayan ve çocuğa acıyan bakışlarını yakalar zaman zaman. Anne ile ilgisi olsun olmasın çocuğun gelişiminde bir aksaklık yaşandığında, çocuk hastalandığında, anne eve geç gelmek zorunda kaldığında bu bakışlar söze de dönüşür ve anneyi suçlamaya başlayabilirler. Bütün bunlar yaşanırken anne-çocuk ilişkisinin önemini her fırsatta vurgulayan “uzmanlar” ve ilgi çekeceğinden emin oldukları konuları abartmaya bayılan medya organları da çalışan annelerin işini hiç kolaylaştırmaz.

 

Geçmiş kuşaklara oranla, günümüz annelerinin işi çok daha zor. Bugünün annelerinin çoğu, okul yılları boyunca ailelerinden okumaları ve güzel işlere sahip olmaları gerektiğini duyarak büyüdüler. Evlendiklerinde çocuklarına en iyi şartları sağlayabilmek için koşullarını uygun hale getirip ondan sonra çocuk sahibi olma kararı aldılar. Hamileliklerinden itibaren çocuk gelişimi kitaplarını okudular. Bir çoğu çocuk sahibi olduktan sonra, çocukları için çalıştıkları işleri bırakmak zorunda hissetti kendisini. En azından daha esnek iş saatleri için kariyerlerinden vazgeçti pek çoğu. Sonuçta iyi eğitimli ama ev kadını ve anne olan bir çok kadın çıktı ortaya.

 

Çalışmaya devam etme kararı alan bir çok kadın ise, çocuğuna yeterli bir anne olamadığını düşündüğünden sadece annelik rolüne yoğunlaştı. Özel hayatı kalmadı, sosyal çevresini ve arkadaşlarını kaybetti, eşiyle ilişkisi bozuldu. Çocuğunun gelişimindeki en ufak ve gereksiz ayrıntılara takıldı, çocuğundaki en ufak sorunu çalıştığı için yaşandı gibi algıladı. Veremediğini düşündüğü zamanı telafi etmek için çocuğunu ilgiye, sevgiye, hediyeye, toleransa, aktivitelere “boğdu”. Çocuklar annelerinin yaşadığı suçluluğu algıladılar; her şeye hakları olduğunu düşündüler, evin hakimi olmaya çalıştılar. Zamanından önce büyüdüler, söz dinlemez oldular….

 

Kadının çocuk sahibi olduktan sonra çalışıp çalışmama kararı alırken; üzerinde düşünmesi  gereken bir çok nokta vardır.

 

1.     Hayatın içinde “mükemmel” olan hiç bir şey yoktur ve buna annelik de dahildir. Herkesin düşünmekten keyif aldığı gibi annelik, çocuk doğar doğmaz kendiliğinden gelmez. Annenin nasıl bir anne olacağını; doğum sonrası fizyolojik ve psikolojik sağlığının nasıl olduğu, çocuğunun doğarken getirdiği mizacı ve genetik mirası, annenin kendi annesinden gördüğü annelik şekli, eşiyle olan ilişkisinin iyi yada kötü oluşu, ve yaşam koşulları belirler. Anneliğin oluşumundaki bu şartları önemsemeden, yine de ben “mükemmel anne” olacağım diyorsanız, çalışmanız yada çalışmamanız bir şeyi değiştirmez; çok zorlanacaksınız.

 

2.      Çocuğun gelişimindeki ilk altı yıl kişilik gelişimi için çok önemlidir. Bebeğin annesiyle ilişkisi, özellikle emzirme döneminde kurduğu ilişki çocuğun temel güven duygusuna katkıda bulunur. Ancak burada sadece anne değil genel olarak aile içindeki ilişkiler ve ailenin  yaşadığı ortam da önemlidir. Yani çocuğun kişiliğinin gelişiminden sadece anne sorumlu değildir. Ayrıca çalışan annelerin, çalışmayan annelerden daha “kötü” anneler olduğunu gösteren bir araştırma yoktur. Çalışan ve çalışmayan annelerin şartlarına uygun olarak anneliği yaşama ve yaşatma konusunda faklılıkları olabilir sadece. “Çalışan anneler yada çalışmayan anneler aynıdır” demek, “bütün Türkler aynıdır” demek gibi bir durumdur ve yanlıştır. Etrafınıza bir bakın, bütün Türkler aynı mıdır?

 

3.     İnsanoğlu hayatı boyunca gelişir ve değişir. Kadınının uyguladığı annelik de, kendi yaşı ve çocuğunun yaşı ilerledikçe değişecektir. Ayrıca çocuğun  kişiliği de büyüdükçe farklı şeylerden, örneğin okul ortamından, etkilenecektir. Çocuğunuza bilinçli olarak zarar vermeyi amaçlamadığınız taktirde, bunun için özel çaba sarf etmediğinizde, kitaplarda “hatalı” diye tanımlanan bazı davranışlarınız tolere edilebilir. Yani çocuğunuz zaman içinde bazı “hatalı annelik” tavırlarını tanıyacak, ona uygun yöntemler geliştirecek ve sağlıklı bir şekilde büyüyecektir. Hatasız ya da her şeyi doğru yapan bir anneye sahip olan çocuk yoktur. Yani siz bazı şeyleri yanlış yada eksik yaptınız diye çocuğunuzun akıl ve ruh sağlığı bozuk olacak diye bir durum söz konusu olamaz. Buna rağmen hatasız ve mükemmel anne olmaya çalıştığınızda aileniz, eşiniz, çocuğunuz olumsuz etkilenebilir. Mükemmel olmaya çalıştığınızda, farkına varmadan her şeyin mükemmel olmasını talep etmeye başlarsınız. Mükemmeli sağlayamadığınızda hayal kırıklığınız ve öfkeniz herkes için zararlı olur.

 

4.      Çocuğunuz hayatı boyunca sadece öğrettiklerinizi öğrenmez. Görerek de öğrenir birçok şeyi. Çocuklarımıza aktardığımız aslında bilmediğimiz şeylerdir., konuşmada en çok iletilmeyen söylenmeyendir.* Siz çalıştığınız için suçluluk duyarsanız, bunu hissettirmemeye çalışsanız da, çocuğunuz bunu hisseder. Üstelik annesinin kendini neden kötü hissettiğini tam olarak anlayamayacağından, çocuk suçluluğunuzu satın alır. Yani kendisi kötü bir şey yaptığı için yada kendisi yeterince iyi olamadığı için annesini mutsuz ettiğini düşünmeye başlar ve sizin üzüntünüzden kendini sorumlu tutmaya başlar. Bazen de sizin kendinizi suçlu hissetmenizden kaynaklanan duygularla, ona ihtiyacı olandan daha fazla ilgi göstermeye, ihtiyacından daha fazla şey almaya başladığınızı fark eder. Bunu da sonuna kadar kullanır. Sizden her şeyi isteme hakkının olduğuna, tüm zamanınızı onunla geçirmeniz gerektiğine, her türlü kararı sadece onun izniyle alabileceğine sizi ikna eder. Bir süre sonra “çocuk imparatorlar” tarafından yönetilmeye başlarsınız.

 

5.     Çocuğunuzun görerek öğreneceği şeylerden biri de ilişki kurma tarzıdır. Sadece “iyi anne” olmaya çalışmak bazen, iyi bir eş olmayı unutturur insana. Çalışan anne olarak, çocuğunuza daha iyi anne olmak adına kendinizi ve eşinizi ikinci plana ittiğinizde ilişkinizde kaçınılmaz olarak sorunlar, uzaklaşmalar, soğumalar yaşanır. Halbuki, çocuk karı-koca ilişkisinin bahçesinde yetişen bir çocuktur. Bahçenize ne kadar özen gösterirseniz, içindeki çiçeklerde o oranda iyi yetişecektir.

 

6.     Hayatından memnun, işi ve evi arasında denge kurabilmiş bir kadın kız çocuğuna ileride nasıl bir kadın olması gerektiğini, erkek çocuğuna da nasıl kadınlar arayacağını öğretir. Çalışmanızdan dolayı kendinizi mutsuz hissediyor, ilişkinizde sorunlar yaşıyorsanız, kız çocuğunuza istediğiniz kadar okumasını söyleyin. Okuyup, çalışan kadın olup mutsuz olacağına, okumayıp, çalışmayıp “evinin kadını” olmayı tercih eder sizi mutsuz gördükçe…

 

Çalışan anne olmak yada işini bırakmak kadının hayatında alacağı çok önemli kararlardan biridir. Kadın çocuğu için olduğu kadar,  kendisi için de hangisinin daha uygun olacağını çok iyi değerlendirmelidir. Çalışmayıp mutsuz olabilir ve bu mutsuzluğu çocuğu dahil ailedeki herkese yansıtabilir. Ya da çalıştığı için mutsuz olabilir. Kendi adıma ben seanslarda iyi eğitimli, çocuğu için işini bırakmış, çocuğuyla eşiyle ilişkisi bozulan kadınların yer aldığı aileler; çalışmayı bıraktığı için kendine olan güvenini ve saygısını kaybetmiş kadınlarla oldukça sık karşılaşıyorum. Bu gruptaki kadınlar çocuk gelişimiyle ve annelikle olduğu kadar evin düzeniyle de o kadar fazla  ilgileniyorlar ki, kendilerini bu roller arasında kaybediyor, kim olduklarını unutuyorlar. Çoğunun ortak sorunu depresyon, anksiyete bozuklukları ve baş ağrısı gibi psikolojik durumdan etkilenen fiziksel rahatsızlıklar. Seanslarda sıkça karşılaştığım bir başka grup ise, işini seven ama işinden dolayı evine ve çocuklarına  yeterince ilgi gösterememekten suçluluk duyan kadınlar. Bu kadınların çoğu, çalışmaktan dolayı çocuklarına karşı duydukları suçluluğu bastırmak için “mükemmel anne” olma çabasına girişiyorlar. Varolan zamanlarının çoğunu çocuklarıyla geçiriyorlar, eşlerini nasıl babalar olmaları gerektiği konusunda eğitmeye çalışıyorlar ve bu konuda eşleriyle ciddi sorunlar yaşıyorlar. Bir yandan dışarıda çalışıp, diğer yandan evdeki işlerin tümünü yapmaya çalışırken o kadar yorgun düşüyorlar ki eşleriyle konuşmaya, gezmeye, eğlenmeye, sağlıklı cinsel yaşantıya halleri kalmıyor. Bu gruptakiler genellikle çocuklarındaki sorunlarla geliyorlar ve evlilik terapisi almaya başlıyorlar. Çocuklarına hiç müdahale edilmediği halde bile, evlilikleri düzeldiğinde ve daha az mükemmel anneler olmayı kabul ettiklerinde aile içi ilişkilerindeki ve çocuklarındaki sorunlar genellikle ortadan kalkıyor.

 

Sonuç olarak, çalışan anne olmak yada olmamaktan ziyade sorunlar genellikle kadının kendinden, anneliğinden, çocuğundan ve çevresinden beklentileriyle alakalıdır. Önemli olan dengeleri kurabilmek, çalışma konusundaki karar ne olursa olsun, verilen karardan dolayı suçlu hissetmemeyi başarabilmektir

Bazılarını hoşgörmüyorum,tahammül ediyorum...Ama tahammülünde bir sınırı var,biliyorum...
Yukarı Dön
duygu07 Açılır Kutu Gör
Elmas Üye
Elmas Üye
Simge

Kayıt Tarihi: 03 Eki 2007
Konum: Antalya
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 7483
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 21 Oca 2008 Saat 14:41
Hiloşum çoooook güzel bir yazı sağolasınClapClown
Yukarı Dön
sengul Açılır Kutu Gör
Pırlanta Üye
Pırlanta Üye
Simge

Kayıt Tarihi: 11 Kas 2007
Konum: İSTANBUL
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 10127
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 21 Oca 2008 Saat 23:24
sağol Hilal.Clap
Kesinlikle çocuğuna “çocuk gibi” davranma.

Bu anneler olarak yaptığımız en büyük kabahat aslında.

Küçük olabilirler ama onlar da birey birey.

Yukarı Dön
irme Açılır Kutu Gör
Elmas Üye
Elmas Üye

En Şen Üyemiz,Avrupai Pamuk Prensesimiz!

Kayıt Tarihi: 15 Kas 2007
Konum: İzmir
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 8380
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 22 Oca 2008 Saat 09:25
hiloşş ellerine sağlık canım,nasıl böle okudukça yüreğime sular serpildiClap
Pamuk Prensesin Annesi...
Yukarı Dön
hande Açılır Kutu Gör
Altın Üye
Altın Üye

"Minik Naz'ın Annesi Günün Anlayan Modu"

Kayıt Tarihi: 22 Eyl 2007
Konum: paris:):)):))
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 3356
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 22 Oca 2008 Saat 09:50
hiloşcum gerçekten ellerine sağlıkThumbs%20UpClapClapClapbenimde irme gibi içime su serpildi sabah sabah..tam psiko anneye bağlamak üzereykenLOLbu yazı bazı şeylere uyanmamı sağladı...hep diyorum ya iyiki üye olmuşum bu siteye...her gün yeni birşey katıyorum hayatıma Clownbu yazıyı print ettim bile...Clown
Yukarı Dön
cerenim7 Açılır Kutu Gör
Katılımcı Üye
Katılımcı Üye


Kayıt Tarihi: 02 Oca 2008
Konum: İstanbul
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 265
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 22 Oca 2008 Saat 11:33
ne zor çalışan anne olmak herkes aynı duyguları yaşıyor süper yazı eline sağlıkClapClapClapApprove
[
Yukarı Dön
balamut Açılır Kutu Gör
Katılımcı Üye
Katılımcı Üye


Kayıt Tarihi: 10 Oca 2008
Konum: Mersin
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 261
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 22 Oca 2008 Saat 14:45
kucak dolusu teşekkürlwer yazın için daha yolun başındayken insanı temkinli olmaya itiyor,çok akılcı ama o dengeyi kurmak biraz zor. umarım herkes başarır.
Yukarı Dön
balamut Açılır Kutu Gör
Katılımcı Üye
Katılımcı Üye


Kayıt Tarihi: 10 Oca 2008
Konum: Mersin
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 261
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 22 Oca 2008 Saat 14:50
hiloş bir ricada bulunabilirmiyim yazının kaynağını yazarmısın
Yukarı Dön
 Yanıt Yaz Yanıt Yaz Sayfa  123>
  Konu Paylaş   

Forum Atla Forum İzinleri Açılır Kutu Gör

  | İletişim | Reklam | Gizlilik İlkeleri Copyright 2007-2025 ® NETATÖLYE - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz.