Forum Anasayfası Forum Anasayfası > Eğitim / Öğretim / Gelişim > Psikoloji ve Kişisel Gelişim
  Yeni Mesajlar Yeni Mesajlar RSS - AFFETMENİN PSİKOLOJİSİ
  SSS SSS  Forumu Ara   Kayıt Ol Kayıt Ol  Giriş Giriş

Kapalı KonuAFFETMENİN PSİKOLOJİSİ

 Yanıt Yaz Yanıt Yaz
Yazar
Mesaj
  Konu Arama Konu Arama  Konu Seçenekleri Konu Seçenekleri
superisi Açılır Kutu Gör
Altın Üye
Altın Üye
Simge

Kayıt Tarihi: 01 Ara 2007
Konum: MANİSA
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 3392
Mesajın Direkt Linki Konu: AFFETMENİN PSİKOLOJİSİ
    Gönderim Zamanı: 08 Haz 2010 Saat 14:44
Bu zamana kadar diğer insanlara karşı işlediğimiz suçlardan hiç biri affedilmeseydi ne olurdu? Şimdi beraberce kimleri affediyoruz ya da affetmiyoruz onları inceleyelim.
Kasıtlı Olarak Suç İşleyenler Bazı insanlar kasıtlı ve bilinçli olarak bize zarar vermek isterler. Ve bile bile bize karşı hatada bulunurlar. En zor affedilen hatalar bu hatalardır. Çünkü karşımızdaki kişi hatayı bilerek yapmıştır. Amacı direk bize zarar vermektir. Eğer bu hatalar bize zarar vermediyse ve ıskaladıysa o zaman affetmek kolay oluyor. Eğer bu hatalar bize zarar verdiyse öfkemiz fazla olduğundan affetme olasılığımız azalır. Hatta bize verilen zarar büyüdükçe affa giden yol daha da kapanır.

Bize karşı kasıtlı zarar girişiminde olan bir kişi varsa kendimize öncelikle şunları sormamız gerekir:"Neden bu kişi bana zarar vermek istiyor? İntikam duygusu ile mi hareket ediyor, ben ona bilmeden bir zarar mı verdim, beni kıskanıyor mu; benimle paylaşmak istemediği bir şey mi var, ben onun sahiplendiği bir şeye mi el atıyorum ya da bu kişi çıkarcı bir kişi de kendi çıkarları için mi bana zarar veriyor?" Gerçek nedeni olayları ve geçmişi analiz ederek bulabileceğimiz gibi, direk bize zarar veren kişiye de sorabiliriz. Kusurlu davranışın nedenini bilmek önemlidir. Çünkü hareket tavrımız ona göre şekillenecektir. Bazen kasıtlı hataların ardında yanlış anlaşılmalar olabilir. Bu nedenle hatalı davranışı sergileyen kişi ile iletişime geçmek önemlidir. İletişim birçok meseleyi çözecek güce sahiptir. Kasıtlı hata yapıp da pişman olanları yine affedebiliriz. Ancak, eğer bu kişi iletişime kapalı ve hatalı davranışlarına ısrarla devam ediyorsa affetmekten söz edemeyiz. Çünkü affetmek o kişileri uslandırmayacak daha da cesaretlendirecektir. Bilerek zarar verme ve bu zarara ısrarla devam etme zaten hastalıklı ruh halinin sonucudur.
Bilmeden Hata İşleyip, İşledikleri Hatanın Farkında Olmayanlar: Hayatımızda bize yapılan hataların büyük bölümü yanlışlıkla yapılan hatalardır. Çünkü normal bir insan bile bile başkasına zarar vermez. Kendinizi düşünün. Bilerek ve isteyerek şu ana kadar kaç kişiye zarar verdiniz. Ya da ona yönelik olumsuz davranışlarda bulundunuz. Genellikle yaptığımız hatalar farkında olmadan yaptığımız hatalardır.

Bir kişi bize karşı bir hata yapmış olabilir. O kişi bu hatanın farkında bile olmayabilir. Bu hata bir dalgınlık, bir yanlış anlama sonucunda ortaya çıkmış olabilir. Bu durumda ilk yapmamız gereken yaptığı davranışın hata olduğunu muhatabımıza fark ettirmektir. Hatasını fark ettirdiğimiz kişi hatasını kabul edip özür dilediyse affetmek kolaydır. Yok hala, hatasında diretiyor ve kendi kusuru olmadığını söylüyorsa bu kişiyi yine affediniz. Çünkü bilgisizliği nedeniyle hata işlemiştir. Ancak uyarımıza rağmen, bizi rahatsız ettiğini bildirmemize rağmen o kişi aynı şeyleri yapmaya devem ediyorsa o kişi ile aramıza mesafe koyabiliriz. Çünkü o kişi empati yeteneğinden yoksun birisi demektir. Ya da biz farkında olmadan başka bir nedenden dolayı bize düşmanlık beslemektedir. Bu düşmanlığın nedenini araştırıp bulmak yine bize düşer. İlk yaptığı davranışı farkında olmadan yapmış olsa bile bizim ikazımızdan sonraki davranışları masum değildir. Ve artık kasıtlı hale dönüşmüştür.
Bilmeden Hata İşleyip, İşlediği Hatanın Farkına Varanlar: Bu hatalar yine bilmeden işlenen hatalardır. Ancak sonrasında kişi hatasını fark etmiştir. Hatasını fark ettikten sonra iki duygu içerisine girebilir; pişmanlık, gurur. Pişmanlık duyusu kendisinde hakim olan kişiler hataları karşısında hemen özür dilerler. Bu durumda bize düşen affetmektir. Özür affedilmeyi kolaylaştıran silahtır. Ancak hatasının farkına varan bazı kişileri gurur kaplar. Özür dilemek ona ağır gelir. Çünkü bu gururlu kişiye göre özür dilemek zaafın, aciziyetin bir göstergesidir. Bu kişiler hatasını bildiği halde inat ve gururlarından dolay özür dilemezler. Sonunda kendileri kaybederler. Kaybettikleri bazen dost, bazen evlat, bazen sevgili bezen de aile olur.

Halbuki özür dilemek zaaf değil; büyüklük göstergesidir. Özür dileyebilen insanlar olgunlaşmış insanlardır. Özrün karşılığı ise istisnasız affetmektir. Çünkü özrün olduğu yerde pişmanlık, tevazu ve saygı vardır. Özür dilediği halde muhatabımızı affedemiyorsak kendimizi sorgulamalıyız? Çünkü biz insanlara hata yapma lüksü tanımamış oluruz. Oysa insan yapısı gereği daima hata yapacaktır. "Ama yaptığı hata bir özürle kapatılamaz" diyebilirsiniz. Yine de siz özür dileyeni ve pişmanlık duyanı affetmekten yana tutum takının. Belki o hata sonucunda o kişi ile bir daha konuşmayabilirsiniz, ilişkilerinize sınır koyabilirsiniz ama bu onu affetmenize engel değil ki? Onu salıverin, onu vicdanı ile baş başa bırakın
ZÜLAL(Bookworm)
Yukarı Dön
SUDEMK Açılır Kutu Gör
Katılımcı Üye
Katılımcı Üye


Kayıt Tarihi: 18 Haz 2008
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 163
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 15 Haz 2010 Saat 23:04
Gerçektende affetmek büyüklük göstergesidir. Teşekkürler canım.

Yukarı Dön
 Yanıt Yaz Yanıt Yaz
  Konu Paylaş   

Forum Atla Forum İzinleri Açılır Kutu Gör

  | İletişim | Reklam | Gizlilik İlkeleri Copyright 2007-2025 ® NETATÖLYE - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz.