Çocuk şiddeti babadan öğreniyor
Nereden Yazdırıldığı: Anne Olunca Anladım
Kategori: Genel Konular
Forum Adı: Ve babalar
Forum Tanımlaması: (Babalar hakkındaki yazılarımız ya da babaların yazdıkları)
URL: http://www.anneoluncaanladim.com/forum/forum_posts.asp?TID=31923
Tarih: 20 Haz 2025 Saat 11:54
Konu: Çocuk şiddeti babadan öğreniyor
Mesajı Yazan: Nilgün1
Konu: Çocuk şiddeti babadan öğreniyor
Mesaj Tarihi: 14 Eki 2011 Saat 11:15
Şiddet gören erkek çocuğu, kişilik bağımsızlığını kazanamadığı durumda babası gibi şiddet eğilimine sahip oluyor.
Şiddet nedeniyle eşinden ayrılma kararını veren kadınlara eşlerini yavaş yavaş ikna etmelerini öneren avukat Birsen Yılmazer, şiddet gören erkek çocuğun kişilik bağımsızlığını kazanamadığı durumda babası gibi şiddet eğilimine sahip olacağını söyledi.
50 yılını hukuk sistemine adayan KADER, Türk Kadınlar Birliği gibi birçok kadın oluşumunda görev alan hukukçu Birsen Yılmazer, son iki yıl da kadına yönelik şiddetin yüzde 40 arttığını söyledi. Eğitimli kadınlara yönelik saldırının psikolojik şiddet biçiminde olduğunu belirten Yılmazer, "Eğitimsiz kadına da şiddet, dayak ya da maddi şiddet olarak dönüyor. Eğitimsiz kadın sopayla, eğitimlisi şamdanla şiddet görüyor" dedi.
'KADIN YOLUN BAŞINDA AYRILMALI'
Boşanma aşamasına gelen kadınlara 'Senden boşanıyorum' yerine 'Artık dayanamıyorum, sağlığım bozuldu' demelerini öneren Yılmazer, "Şiddet görüp ayrılma kararını veren kadın, eşini yavaş yavaş ikna etmeli, bir daha asla evlenmeyeceğini söylemeli. Asi başkaldırışlar ne yazık ki şiddetin ölçüsünü kaçırıyor, cinayetlere zemin hazırlıyor" diye konuştu.
Şiddet uygulanan ailelerde iki tip çocuk yetiştiğine dikkat çeken Yılmazer, şöyle konuştu: "Şiddet uygulanan ailelerde iki tip çocuk yetişiyor. Çocuk kişilik bağımsızlığını kazanırsa babadan nefret ediyor ve ondan uzaklaşıyor. Kişilik bağımsızlığını kazanmazsa babayı taklit ederek, gelecekte kadına şiddet uygulayan biri haline geliyor. En tehlikelisi de bu. Çünkü çocuğun babayı taklit etmesi nedeniyle giderek daha dayakçı bir toplum ortaya çıkıyor. Kadınlar şunu unutmamalı, erkeğin eli bir kez oynadı mı, devamı gelir. Bir kez dahi şiddet uygulayan erkek, her an yine şiddet yüzünü gösterebilir. Yolun başında bu kişiden ayrılmak gerekir."
|
Cevaplar:
Mesajı Yazan: y_bal
Mesaj Tarihi: 28 Şub 2012 Saat 15:29
   yeni gördüm gülüm emeğine sağlıkk 
------------- http://lilypie.com">
|
Mesajı Yazan: üzuni
Mesaj Tarihi: 20 Tem 2012 Saat 17:37
http://www.usak.org.tr/rapor.asp?id=143
------------- Sakla samanı, gelir zamanı.
|
Mesajı Yazan: semayılmaz
Mesaj Tarihi: 20 Eyl 2012 Saat 16:14
babaların sıkça yaptığı hataları anlatıyor........... bence okunmalı bu haber....
Yapılan araştırmalar; çocuğun yetiştirilmesinde babanın aktif katılımının, çocuğun güven duygusu kazanmasında, sosyal ve duygusal gelişiminde, cinsel kimliğin kazanılmasında, kısacası tüm gelişiminde etkili olduğunu göstermektedir. Bu kadar önemli bir noktada duran babaların neler hissettiklerini ve nasıl davranmaları gerektiğini Eğitim ve Aile Danışmanı Nurten Aydın’a sorduk.
Erkekler ne zaman kendilerini baba olmaya hazır hissederler?
Çocuk sahibi olunması konusunda eşlerin vereceği ortak karar, hem annelik hem de babalık duygusunun gelişmesi için önemli. Çocuk sahibi olmanın güzellikleri yanında, güçlükleri olduğunu da kabul etmek gerekir. Çocukla birlikte daha kontrollü, daha bağımlı hale gelinmekte. Uykusuz geçecek gecelere hazırlıklı olma, tatil planı yaparken çocuğa göre tercih yapma, arkadaş toplantılarının daha aza indirilmesi gibi, belki kişinin sosyal yaşantısına da etkileyen ve kişisel özgürlük alanını daraltan bir süreç. Babalar bu gibi durumları da göz önüne alarak çocuk sahibi oluyorlarsa, babalık duygusu kazanılmıştır demek doğru olabilir.
Hamilelik sırasında ve doğumdan sonra baba kendini yalnız kalmış hissedebilir
Annenin hamileliği ile baba, bazen kendisini ikinci plana atılmış hissedebilir. Etraftaki herkes annenin ve bebeğin sağlıklı olması için tüm imkanları seferber ederler. Dünya, nerede ise doğmamış bebeğin üzerine kurulmuştur. Bu durumda babalar bazen, eşlerinden eskisi gibi sevgi ve ilgi göremeyecekleri hissine kapılırlar. Aslında burada yaşanılan, artık hayatın kendileri için ciddi olarak değişmeye başladığı korkusudur.
Toplumun babalıkla ilgili bazı kalıpları, babaların çocukla iletişimini engelliyor
Bu kalıplardan en önemlisi, babanın kendi babasından gördükleridir. Günümüzde bile bu kalıpları yıkarak, anne ile birlikte çocuğun bakımını üstlenen baba sayısı, maalesef oldukça az. Oysa doğduğundan itibaren altının temizlenmesinde, gazının çıkartılmasında, banyosunun yaptırılmasında anneye yardımcı olmak, babanın çocuğu ile kuracağı bir bağın temellerinin atılmasını sağlıyor. Burada yaşanan başka bir endişe de, çocuklarını nasıl yetiştirmeleri gerektiği konusu.
Babalık rolünü benimsemede annenin etkisi büyük
Çocuk sahibi olmaya karar verilip hamilelik süreci başladıktan sonra, annelerin bu sürece babaları da dahil etmeleri, aslında babalar için ısınma turlarıdır. Birlikte gidilen doktor kontrolleri, bebek için yapılacak alışverişlerinin birlikte yapılması bu açıdan önemlidir. Doğum ile birlikte bebeğin bakımında babadan destek alınması, "Sen yapamazsın, aman dikkatli tut" gibi olumsuz uyaranlar kullanılmaması gerekir.
Yoğun çalışan babalar çocuklarının her istediklerine “evet” diyorlar
Çocuğuna yeterli vakti ayıramayan babalar, maalesef çocuklarını maddi imkanlar sunarak, istediklerini sınır koymadan yerine getirerek vicdanlarını rahatlatmak istiyorlar. Durum böyle olunca, bir süre sonra çocuk, eve babası geldiği için değil, ona bir şeyler getirdiği için sevinir duruma geliyor. Bir süre sonra alınan ne olursa olsun, çocukları mutlu etmiyor. Her akşam babası ile baş başa, gerçekten istenerek en az yarım saat geçiren çocuğun, tüm sevgi ihtiyacı karşılanmış olur.
Baba olmak, korkutmak ve ceza vermek değil
Mükemmel baba ve mükemmel çocuk olmak diye bir kavram yoktur. Mükemmel olmak adına kendinizi ve çocuğunuzu yıpratmayın.
• Yüksek başarı beklentisi içinde olmayın.
• Çocukların da güçlü ve zayıf yönlerinin olabileceğini kabul edin. Zayıf taraflarını geliştirmesi için cesaretlendirin.
• Çocuklarının her yaş döneminde farklı özellikler gösterebileceğini unutmayın, kendi doğrularınızı empoze etmeye çalışmayın.
• Sınırlarınızı belirleyin, ancak anlayışsız ve sert olmayın.
• Destek olmak demek ders vermek, hataları ile sürekli uyarmak değil. Çözüm yolları bulmasında destek olmak, yön göstermektir. Sürekli eleştirmeyin. Hayat tecrübesi deneyerek kazanılır, farklılıkları denemesine fırsat verin.
• Bağışlayıcı olun. Kendi eksiklerinizi, kendi yapamadıklarınızı çocuklarınızdan beklemeyin.
• Çocuk yetiştirmek konusunda anne ile ortak bir yol çizmeniz ve eşit sorumluluk almanız gerektiğini unutmayın. İyi polis–kötü polis olmayın.
• Ergenlikte, özellikle çocuğunuzla güç savaşına girmeyin. İstek ve taleplerini, sıkıntılarını anlamaya çalışın. Onların, sizin pencerenizden hayata bakamayacağını bilin. ..
|
|