Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
RUHSAL ASTROLOJİNİN BÜYÜTECİNDE
GAMZE ÖZŞAHİN
Aydınlanma Çağı Astroloğu

https://twitter.com/SALLUGALGAL
Yazı Boyutu:
An’da olmak…

 

Hayat dikkatle yaşanır, ama zaman zaman dikkat etmek bizi yorar. Bilmem fark ettiniz mi; bazen dinlenmeye gitmek de yorucudur. Yapmamız gereken pek çok şeyi görmezden gelip kaçtığımızda hele. Dönüşümüzde birikmiş işleri daha da yığılmış bir halde bulmak bizi ruhen yorar.

Doğrusu ben bu haftayı üzerime düşenleri yapmanın verdiği gönül rahatlığıyla kapattım. Satürn’ün Başak’taki yolculuğu iyi işledi bu hafta benim adıma! Satürn ile çalışma kapasitemin sınırlarını zorlarken, Başak’a özgü gerekliyi gereksizden ayrıştırıp verimli bir şekilde düzenleyebildim haftayı. Arkadaşlarımızdan hafta sonunu kalabalık bir grupla birlikte İstanbul dışında geçirmek üzere çağrı aldığımızda işlerimizi bitirmiş, yoluna koymuş olmanın verdiği iç huzuru ve sevinçle yola koyulduk eşimle birlikte.  Uçsuz bucaksız yürüyüş alanlarının, sonbahar renkleriyle göz alan ormanların ortasında bulduk kendimizi. En büyük ressam doğa gerçekten. Birbiriyle asla yan yana düşünemeyeceğiniz renk tonları öyle güzel ve uyumlu bir şekilde duruyorlar ki, şaşırıp kalıyor insan. Hafta sonu tatilimiz çok güzel geçti. İçinde zihnimin gürültülü konuşmalarını susturacak bir dinginlik, ama aynı zamanda coşku, neşe ve koyu sohbetlerin lezzeti vardı. İşin ilginç yanı grupta ilk kez karşılaştığımız kişiler olmasına karşın, hemen hepsiyle bir şekilde uzaktan yakından tanıdık çıktık. “Tıpkı romanlardaki gibi” dedim eşime. Hani hafta sonunu geçirmek üzere bir grup insan bir nedenle bir araya getirilir ve sonuçta hepsinin birbirleriyle bağlantıları olduğu ortaya çıkar ya. Aynen öyle oldu işte! Tanıdık enerjiler saklandıkları köşelerinden çıkıverdiler usulca. O zamana dek hiç aklıma gelmemiş bir sürü ayrıntı, yüz ve isimler tek tek dökülüverdi zihnimin tavan aralarından… Dünya küçükmüş, bu hafta da bunu anladım!

15 ARALIK’TA SERGİ VAR…
Grupta tiyatro ve sinema dünyamızın usta isimlerinden Zeki Alasya’nın da olduğunu söylersem herhalde “lezzetli sohbetler” tanımımı daha bir anlaşılır kılmış olurum! Zeki Bey içten, sıcak, çok renkli bir kişilik. Koç burcunun son dekanında dünyaya gelmiş… Hevesli, istekli, öncü ruhlu, kendine yeni ufuklar açabilen, idealist ve özgür bir ruha sahip. Son yıllarda maket trenler yapmayı kendisine hobi edinmiş. Artık iş çığırından çıkacak şekilde büyüyünce evinin alt katındaki bir odayı tamamen bu işe ayırmış. Odada salt maket trenler var zannediyorsanız yanılıyorsunuz. Bir kocaman şehir kurmuş masanın üstünde. Kendisi nezaket gösterip tatil dönüşü bizleri evine buyur ettiğinde gözlerime inanamadım. Henüz proje bitmemiş ama bu haliyle bile çok etkileyici. Nasıl bir emek, nasıl bir dikkat ve sabır işi, anlatılır gibi değil. Tren istasyonları, peronda bekleşen kalabalık, hızlı hızlı koşuşturanlar, merdivenleri koşar adım çıkanlar, parklar, bahçeler, heykeller ve evlerin arasında çuf çuf giden lokomotifler... İnanılmaz bir manzara. Hepsi müthiş bir hayal gücünün, yaratıcılığın ürünü. İstediğiniz mizansenleri istediğiniz alanda sahnelemek özgürlüğüne sahipsiniz. Bu müthiş zevkli düzenlemelerde sevgili Jülide’nin de payı olduğunu söylemek gerekiyor. Evlerin içi ise bir başka alem. Masasından, perdesine, iğneden ipliğe her şey ama her şey var içlerinde. Hepsi 1/87 ölçeğinde kullanılmış. Bizler ışıklandırılmış peronlara, karanlıkta pırıl pırıl parlayan minik sokak lambalarına hayran hayran bakarken hiç üşenmeden bu kompozisyona ekleyeceği kutu kutu yeni maketleri taşıdı odaya. 15 Aralık’ta Tepe Nautilus’ta Model Trencilerin Sergisi açılacakmış. Şimdiden büyük bir hevesle hepimiz bu tarihi bekliyoruz.

MEDİTASYON VE…
Zeki Bey’in bir başka hobisi de sayısı iki binlere yaklaşan Buda koleksiyonu. Kızının kendisine doğum gününde hediye ettiği bir Buda heykelciği ile başlayan koleksiyon, dünyanın her tarafından toplanmış irili ufaklı, değişik materyallerden yapılmış Buda heykellerini barındırıyor. Meditasyon, derin konsantrasyon, adına ne derseniz deyin, dikkati bir noktada toplayıp sadece ve sadece ona odaklanmak zihnin gürültücü kalabalıklarından bizi uzaklaştırıp çok dinlendiren, an’da olmayı gerektiren bir durum. Nitekim Zeki Bey de bu hobileriyle meşgul olduğunda zihnini dinlendirdiğini ifade ediyor.  

Sizler günlük yaşamın hayhuyları içerisinde yorulup bunaldığınızda gözlerinizi nereye çevirirsiniz? Neler yaparsınız an’a-bugün burada’ya odaklanıp farkındalık geliştirmek için? Hepimizin dinlenme şekilleri kuşkusuz birbirinden farklı. Zen rahipleri doğayı izlerlermiş zihinlerini boşaltmak için. Özellikle zorlandığım, bunaldığım dönemlerde doğayı sessizce izlemek, benim de ruhuma çok iyi gelir. Bazen bir ağaca, bazen de bir kuşa dalar giderim. Dikkat, farkındalık ve sevecenlikle onları izlemek ruhumu besler, dinlendirir ve avutur. Doğayla kurduğum bu bağ, kendimle olan bağımı da güçlendirir. Düşünce biter, anı yaşarım. Böylece an’a teslim olur, içinde bulunduğum halin gelip geçmesine izin veririm. Ondan sonra hayata kaldığım yerden tekrar devam etmek mümkün olur.

GÖKYÜZÜNDE BU HAFTA
26 ve 27 Kasım günlerinde Ay, Yengeç burcunda ilerleyecek. Duygusal bir yoğunluk, kırılganlıkla daha öznel yaklaşımlar içerisinde olmamız söz konusu. Bu süreçte Yengeç burcunda geri gitmekte olan Mar, bizi bir hayli zorlayabilir.

28 Kasım’da Ay’ın 15.24 itibariyle Aslan burcuna girmesiyle birlikte bu havadan çıkarak kendimizi daha açık, neşeli, coşkulu bir şekilde ifade edebiliriz. Bu ihtiyacımız ifade edilemeyen bir duygu olarak kaldığında eleştiriye tahammülsüzlük, gurur ve kibir dolu yanıtlar, göze batıcı aşırı tepkiler şeklinde kendini hissettirebilir.

29 Kasım’da Terazi burcundaki Venüs ile Başak burcundaki Satürn arasındaki gerilimli açı bizi ilişkilerimizde zorlayabilecektir. Sevme kapasitemiz ve ilişkilere bakış açımızın büyütücü bir takım çatışmalarla olgunlaşma zamanı gelmiş olabilir. Otorite konumundaki kişilerin ilişkilerimiz üzerinde etkinliği, yönlendiriciliğinin de gündeme gelmesi beklenebilir.

30 Kasım’da ise Yay burcunda ilerlemekte olan Güneş’in yine Başak burcundaki Satürn’e gerilimli açı vereceği görülüyor. Heves ve isteklerimizin kısıtlandığını hissedebileceğimiz durumlarla karşılaşabiliriz. Ayrıntılar bakış açımızı genişletmekten bizi alıkoyabilir.

 

1 ve 2 Aralık’ta Ay, Başak burcunda. Gelecek haftaya da Başak’taki yolculuğunu sürdürerek başlayacak. İçgüdüsel bir çalışma ve verimli olma isteğiyle günlük yaşantımızı düzenleyebiliriz. Günlük yaşamın zorunluluklarını (fatura yatırmak vb. gibi) rahatlıkla yerine getirebileceğiz.

1 Aralık 14.20 itibariyle Merkür, Yay burcuna giriyor. 20 Aralık’a kadar uzanan bu süreçte iletişimde yoğunluk gözlenebilir. Geniş çaplı, daha evrensel boyutta düşünebilir, farklı ufuklara açılmak isteyebiliriz. Ancak, Merkür Yay’da düşük olduğu burçtadır. Dolayısıyla düşünme ve algılama tarzımız katı prensiplerle şekillenebilir. Ben bilirim tarzı, vaaz verir gibi konuşmalar, dinleme ve yaşamın önemli ayrıntılarını algılama konusundaki dikkatsizlikler bu konumun gölge yönlerinden.

2 Aralık’ta Terazi’deki Venüs ile Yay’daki Jüpiter arasında uyumlu bir açı oluşacak. Sosyal ilişkilere girme arzumuz ve hoşgörümüz artabilir. İlişkiler konusunda önümüze yepyeni fırsatlar çıkabilir. Ancak, rasgele ilişkilere girmekten kaçınmak, sevgi, değer, uyum ve çekicilik konularında kibirli ve abartan bir tavır içerisinde olmamak gerekiyor. Bize eğlenceli ve keyifli gelen konulara dalıp sorunlara dikkat etmemek de bu konumun yıkıcı yönlerinden.


Mutlu ve esen kalın.


Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz.