Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
RUHSAL ASTROLOJİNİN BÜYÜTECİNDE
GAMZE ÖZŞAHİN
Aydınlanma Çağı Astroloğu

https://twitter.com/SALLUGALGAL
Yazı Boyutu:
İlişkilerde yeni bir ritim!

(28 Ocak - 03 Şubat 2013 Haftası)

"Kalbimin o değişken akışı
ölçülemez sevdalarla…”
Edip Cansever


Üzerimizde bir gün önce Aslan-Kova aksında gerçekleşmiş olan Dolunay’ın yoğunluğu, özgürlük ve yeni’lenme ihtiyacımız doruktayken, yeni bir aya, önemli kararlar ve ciddi adımlarla ilerliyoruz. Ocak’ın ilişkiler, kariyerimiz ve yaşam yolumuz ile ilgili bizi bir uçtan bir uca savuran enerjilerinden sonra, Şubat kafamızı karıştıracak sinyallerle başlayıp ardından hayatımızın ritmini yavaşlatacak yumuşak, dingin, ruhsallık boyutu yüksek temalarıyla rahatlatacağa benziyor. Bunları doğru değerlendirip olumlu kullanabilenler için elbette!

BU HAFTA İÇİMİZDEKİ GÖKYÜZÜ NASIL?
28 Ocak Pazartesi:
Gün, kendi arzu ve isteklerimiz ile sosyalleşmek adına yapmak durumunda olduğumuz konular arasındaki dengeyi bulma çabalarıyla bir miktar dalgalı geçeceğe benziyor! Ay Aslan’da ilerleyişini sürdürürken günü gönlümüzce şekillendirmek, var oluşumuzun en göz alıcı renklerini sergileyerek farkedilip parlamak ihtiyacımız bizi toplumsal mecburiyetler karşısında zorluyor. Hem kıyısındayız her şeyin hem de bizzat içinde, sahnede! Duygusal gel-gitler 19:00’da Ay, Mars (Kova) ile karşıt açı yapıp boşluğa düşene dek devam ediyor.

Gece yarısından sonraya dek boşlukta kalacak Ay ile kendimizi beklentisizce hayata teslim ederek geçiriyoruz sonraki saatleri…

VERİMLİ OLMA ZAMANI
29 Ocak Salı:
01:28’de Ay Başak burcuna giriyor. Yaklaşık iki gün boyunca günlük düzenimizi en iyi, en yararlı bir şekilde kurmak bize doyum sağlayacak. Verimli olmak, detaycılık, sağlıklı ve formda olmak, her şeyi düzeltme ve mükemmel hale getirme eğilimi en önemli temalar…

30 Ocak Çarşamba: 5 Ekim 2012’den bu yana İkizler burcunda geri gidişini sürdüren Jüpiter, 6 derece 19 dakika ile 13:37’de nihayet direkt harekete geçiyor! Yenilenen hayat görüşümüz, umut ve inançlarımızla dış dünyanın gerçekleri şöyle bir karşılıklı gelip birbirlerini tartıyorlar! Yurt dışı ve yabancılarla yapılacak işler, yüksek öğrenim, eğitim, seyahat, yasal konularla ilgili açılımlar bekleyebiliriz. Hayata daha olumlu ve iyimser gözlerle bakabileceğiz. Ertelenen, yavaş yürüyen konular işlerlik kazanacak. Yeni yasal düzenlemeler yapılabilir. Ekonomik anlamda da yeni düzenlemelerle karşılaşabiliriz. Öte yandan Merkür’ün (Kova) Ceres ile (İkizler) etkileşimi yeni düşüncelere ve düzenlemelere açık olduğumuzun bir göstergesi.

İŞARETLERE DİKKAT!
31 Ocak Perşembe:
Ay’ın son gününün tonunu 00:48’de gerçekleşecek Güneş (Kova) ile Satürn (Akrep) karesinin gerilimi oluşturacak. Dünkü iyimser ve coşkulu etkilerin hemen ardından gelen “Tedbiri elden bırakma!” mesajı ile rehavete kapılmaktan geri duruyoruz en azından! Kendi kendimizin otoritesi olmak, güçlü durmak zorundayız.

03:59’da Ay boşluğa düşüyor yine bizler uykudayken. 07:58’de “umulmayanı bekle!” diyen bir etki ile zihnimiz adeta cereyan verilmiş gibi alarma geçiyor! Merkür (Kova)  ile Uranüs (Koç) arasındaki gerilimli açıyla küçük çaplı bir elektro şokla başlıyoruz sabaha. Günlük plan ve program akışımız dışımızdaki nedenlerle değişebilir. Elektronik cihazlar, haberleşme araçları ile ilgili sıkıntı da yaşayabiliriz. Bunu ille de olumsuz getirisi olacak bir etki olarak görmemeliyiz. Bu enerjiyi bir gerçeğe uyanmak, birden bire aklımıza gelen bir düşünceyle  aradığımız cevaplara ulaşmak veya şaşırtıcı bir haber almak, ya da günlük akışımızdaki beklenmedik değişikliklerin bizim için daha hayırlı bir deneyim getirmesi şeklinde de yaşayabiliriz. Gergin bir duruş sergilemek veya sabırsız ya da tepkisel davranıp her konuşmayı tartışmaya çevirmek yerine, akılcı ve sağ duyulu davranmamız lehimize olacaktır.

Zaten kısa süre sonra 08:36’da Terazi’ye giren Ay ile birkaç gün boyunca yaşamımızın ibresi ilişkilere, sevgi ve bağlılıklara, evlilik ve ortaklıklara, yatırımlara yönelecek. Dramatize etmeden öfke ve korkularımızla baş edebilecek, kendi içimizdeki huzuru, barış ve dinginliği sağlayabildikten sonra diğerleriyle de aynı duygusal platformda buluşma fırsatını yakalayabileceğiz.

Ay Terazi burcundayken özellikle basen, mesane ve böbreklerimizi korumamız gerekir. İdrar yolları enfeksiyonları bu süreçlerde sıkça karşılaşılan rahatsızlıklardandır. Bol su (hatta içine bir tutam himalaya tuzu katılmış, ametist ve pembe kuartz taşlarıyla güçlendirilmiş olursa çok daha etkili olur) ve bitki çayları içelim. Armut, avokado, enginar, bal kabağı, salatalık, zeytin, kırımızı turp, lahana turşusu, kereviz, ravent, ada çayı, turp, üzüm, limon ve karnabahar çok işimize yarayacaktır.

HUZUR İSTİYORUZ
1 Şubat Cuma:
Barışçıl ve sakin enerjiler hakim bugünümüze de… Huzurun ve uyumun peşindeyiz. Tüm ilişkilerimizi dengeleme, yakın ilişkilerimizde paylaşımlarımızı pekiştirme ihtiyacımız yükseliyor. Karşımızdakilerin düşüncelerini aşırı önemseyip, onlara göre hal ve hareketlerimizi düzenleyerek kendi isteklerimizi gözardı etmenin tuzağına düşmemeye çalışalım. Birileriyle birlikte olmak, birbirinin içinde erimek, kendi olmaktan vazgeçmek anlamını taşımamalı! Aksi taktirde sevilmek, kabul görmek adına yaptığımız her vazgeçiş, bir süre sonra içimizde karşımızdakine karşı gizli bir öfkeyi harlayıp büyütecek ve ilişkimizi umulmadık bir anda havaya uçuracak bir tepki yaratacaktır.

En doğru ve adil kararı verebilmek adına uzun süre düşünmek kararsızlığı ve odaklanamamayı getirebilir. Bu konumun bir başka gölge yönü de zevke, keyfe, hayatın hoş yönlerine düşkünlük ve salt yalnız kalmamak uğruna görüntüde etkileyici ama yüzeysel ve içi boş, tatminsiz birlikteliklerde sürüklenip durmaktır.

2 Şubat Cumartesi: Hafta sonuna yakıcı ve yoğun duygular damgasını vuracak. Yakın ilişkilerimizi sorgulayıp, ne kadar gerçekçi ve tatminkar olduklarını anlamaya çalışırken karşımızdakini zorlayacak kadar keskin bir sezgisellik ve farkındalık sergileyebiliriz. Gereksiz sahiplenicilik, kıskançlık ve her şeyin altında üstü örtülü başka bir neden arama eğilimi dengeleri bozabilir. Güven, sadakat, güç ve kontrol temaları gün boyu hissedilecek. İlişkilerdeki karanlık yönler su yüzüne çıkacaktır. Öte yandan bunları dürüstçe dile getirip dönüştürebildiğimizde yepyeni ve tazelenmiş enerjimizle çok daha güçlenmiş bir şekilde yolumuza devam edebileceğiz.

YÖN DEĞİŞİKLİKLERİ
3 Şubat Pazar:
Haftanın son gününe eril ve dişil enerjilerin kafa karıştıran yön değişiklikleri ile başlıyoruz! Barışın, işbirliğinin ve huzurun temsilcisi Venüs sakin ve akılcı Kova’ya geçerken, öfke, rekabet, hareket ve inisiyatifin temsilcisi Mars dürtüleri yumuşatan, sakinleştirip neredeyse uyuşturan Balık burcuna geçiş yapıyor! Her iki burcun ortak noktaları idealist bir yapıya sahip olmaları. Ancak Mars’ın su enerjisiyle hareket etmesi kararsızlık, belirsizlik, akıl karıştıran, aldatıcı davranışlar, hatta güven eksikliğinden kaynaklanabilecek kaçış ve bağımlılık eğilimlerini akla getiriyor. Yaratıcılığa döküldüğü taktirde müthiş iyi sonuçlar elde edebileceğimiz bu enerjiyi çar çur etmemeye, öfkemizi dolaylı yollardan pasif agresif bir şekilde ortaya koymamaya çalışalım. Yapıcı kullanımıyla su gruplarındaki Mars, fiziksel yakınlara romantizmin pembe peri tozlarını katacak ve zorluklarla karşılaşıldığında savaşmadan durum ve koşulları anlayıp oldukları gibi kabullenerek yola devam etmeyi getirecektir. Öte yandan Kova’daki Venüs yakın ilişkilerde mesafe ve özgürlük gereksinimini, birbirimize alan tanımanın önemini hatırlatacak. Bu önemli kutuplaşma, ilişkiler ve ortaklıklarla ilgili olarak ani yakınlık veya tam tersi mesafe yaratarak tansiyonlu durumlara neden olabilir. Bağlı mı uzak mı, seviyor mu umursamıyor mu diye kafa patlattığımız durumların içinde kalabiliriz. Her koşulda Venüs Kova’da iken arkadaşlık, sosyal konular ve grup etkinlikleri önem kazanacaktır. Arkadaşça sevgi, ya da sevgililerimizle arkadaşça ilişkiler veya tam tersi arkadaşlarımıza sevgililerimiz gibi yakın davranma eğilimi de görülebilir.

BİTİRİRKEN
Şubat, yukarıda değindiğim gibi, Venüs ve Mars’ın şaşırtıcı sobelemeleri ile başlayıp ay ortasında tam da Merkür’ün geri gitmesine yakın yaşanacak bir “Sevgililer Günü” travmasıyla bizi zorlayacak. Dayatma olsun ya da olmasın “Sevgililer Günü”, ister istemez sevgiden ne anladığımızı, ne beklediğimizi, yoksa hiçbir şey beklemeden sevmenin mi gerçek sevgi olduğunu soruşturtacak.

Aslında  aradığımız bütün yanıtlar şu anda ve kalbimizin içinde! Aldığımız her solukta! Merkezimize dönelim! Kör noktalarımızı aşabilmenin yolu kendimizle kuracağımız ilişkinin kalitesine bağlı. Koşullandırılmalar hayatımıza şu veya bu şekilde koyduğumuz kendi engellerimizden başka bir şey değil ve bize acı vermekten öteye gidemez! Kendimizi ne kadar değerli ve önemli, sevilebilir hissedersek o enerjiyi yayar, ona uygun kişileri hayatımıza çekeriz.

Diyelim ki buna rağmen umduğumuz ilişkiyi yaratamadık. Kendimizi arzu ettiğimiz varoluşun yarattığı hayata taşıyabilmenin doyumu buna değmez mi! Birbirine benzer başarısız modelleri tekrar edip enerjimizi düşürmek, hevesimizi, kendimiz ve evrene olan inancımızı körletmek yerine, anlayışımızı geliştirip fark etmeyi seçelim. Hayat dikkat ve özenle, bilinçdışı koşullanmalar yerine, bilinçli farkındalıklarla yaşanmalı. Sevgiyle, sevgiye doğru yol devam!

Hepinize mutlu ve doyumlu geçecek bir hafta, iyilikler, güzellikler diliyorum. Esen kalın!


Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz.