Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
RUHSAL ASTROLOJİNİN BÜYÜTECİNDE
GAMZE ÖZŞAHİN
Aydınlanma Çağı Astroloğu

https://twitter.com/SALLUGALGAL
Yazı Boyutu:
Kritik bir yılı geride bırakmaya hazırlanırken...

(20 Aralık-26 Aralık 2010)

Bu hafta hepimizin hayatlarında dönüm noktası olabilecek özel bir önem taşıyor.

İkizler-Yay aksında gerçekleşecek yılın son Ay Tutulması, Kış Gündönümü ile birlikte astrolojik yılın son çeyreğine giriyor olmamız, Oğlak burcundaki inanılmaz yoğunluktaki gezegen kümeleşmesinin kritik noktalara yaptıkları dinamik açılar, tetiklenen kümeleşmenin üstüste beklenmedik olaylar zincirini harekete geçirmesi ve daha niceleri… Hani derler ya; “tekmili birden” gümbür gümbür geliyor!

BU HAFTA İÇİMİZDEKİ GÖKYÜZÜ NELER SÖYLÜYOR?
20 Aralık Pazartesi: İç dünyamız ile iletişimin önem kazandığı bir gündeyiz. Duygusal ihtiyaçlarımızı karşımızdakine aktarmadığımızda, anlaşılamadığımız duygusuyla tüm iletişim hatlarını kapatmamız mümkün. Sağlıklı ilişkiler içerisinde sağlıklı iletişim kurabilmemiz için ihtiyaçlarımızı dile getirmemiz şart. Öte yandan, telefon, bilgisayar ve benzeri her türlü iletişim araçlarının vızır vızır çalışıp bizi bir gürültülü keşmekeşin ortasına çekmeye zorlaması huzursuzluk ve gerilim yaratan bir unsur. Çünkü halen geri harekette olan iletişimin temsilcisi Merkür ile iç hattımız “Susun, kendimi duymak, başımı dinlemek istiyorum!” diyor. Haftanın ilk gününe İkizler’deki Ay ile adım atıyoruz.

21 Aralık Salı: Salt bu haftanın değil, bu ayın en yoğun günündeyiz. Günün ilk saatlerinden itibaren “Merkür iş başında” desek kendisine haksızlık etmiş olmayız!

01:31’de Yay’da geri gidişini sürdüren Merkür ile Balık’taki Uranüs kare açı içerisinde olacaklar. Bu gerilim yaratabilecek bir enerji gibi gözükse de, aslında zihnimizde adeta bir şimşek çakarcasına bir şeylere uyandığımız, farkındalığımızı arttıran bir  tetikleyicidir. Mevcut konulara daha farklı bakabilir, gerekiyorsa yaklaşım tarzımızı değiştirebiliriz. Yanlış anlamalar sonucu öfkelenerek üzerinde düşünülüp taşınılmamış, aceleye getirilmiş fevri kararlardan kaçınmamız iyi olur. Zihnimizi dinlendirmeye, durumları ve konuları tarafsız bir gözle değerlendirmeye bakmamız, sonradan pişman olacağımız sözlerden bizi koruyacaktır. Aynı gerilimi 27 Kasım civarında da deneyimlemiştik. O döneme ait konularla ilgili bir netlik kazanamamışsak, şimdi hallededilmek üzere önümüze çıkabilirler. Bu yüksek voltajlı enerji, uyku düzenimizi de bozabileceğinden yatmazdan önce rahatlamamızı sağlayacak bitki çaylarından içmek fena fikir olmaz.

Henüz bu etkinin yarattığı gerginlikten kurtulamadan bu kez Merkür, Neptün ile gerilimli açı içerisine girerek kafa karıştırıcı enerjisiyle bizi zorlamaya devam edecek. Hayati kararlar almaktan, özel veya ticari önemli anlaşmalar imzalamaktan kaçınmamız gereken bir gündeyiz. Yanılma veya gerçeği olduğundan farklı algılama olasılığımız büyük.

TAM AY TUTULMASI
10:18’de İkizler-Yay aksının 29 derecesinde Dolunay fazında Tam Ay Tutulması oluşacak. Dolunay, Güneş ile Ay karşıtlığında gerçekleşir. Bilinçli aklımızın istekleri ile en derindeki ihtiyaçlarımızın, duygularımızın kutuplaşmasının getirdiği bir huzursuzluk yaşarız ister istemez. Ay vücuttaki sıvıları da temsil ettiğinden kendimizi ödemden dolayı şişmiş, öfkemiz burnumuzun ucunda, duygusal anlamda bir hayli yoğun hissederiz. Kendi duygusal ihtiyaçlarımıza gereken özeni göstermediğimizde bu durum iyice belirginleşir. Bildiğiniz gibi her ay bir Yeniay ve Dolunay oluşur. Ay Tutulmaları, Dolunay ancak ekliptik üzerinde Ay Düğümleri’yle kavuşum halinde iken gerçekleşir ve etkileri Dolunay’ınkinden kat kat fazladır. Kısacası, bugünü sakin karşılamaya, yaşadıklarımızı tarafsızca algılamaya çalışmamız büyük önem taşıyor.

Nasa’ya göre bu tutulma Kuzey ve Güney Batı Amerika’dan ve aynı zamanda Kuzey İskandinavya ve Doğu Asya’dan da izlenebilirken, Güney ve Batı Afrika ile Orta Doğu veya Güney Asya’daki ülkeler bu tutulmayı görebilme şansına sahip olamayacaklar. 

Doğum haritalarında tutulma derecesine yakın önemli kişisel gezegenleri veya aksları (yükselen, alçalan, ayakucu, gökyüzü tepe noktası) olanlar ile İkizler, Yay, Balık ve Başak burçlarının son derecelerinde dünyaya gelenler tutulmanın etkisini somut bir şekilde yaşamlarında deneyimleyecekler. Ay tutulmasının etkisi 6 ay kadar sürer. Dolayısıyla, söz konusu kritik noktaları tetiklenenlerin ileriki aylarda bu yaşam alanlarının sembolize ettiği konularda olay yaşamaları beklenebilir. Bunlar başlangıçta zorlayıcı gelse de bizim açımızdan büyütücü ve olgunlaştırıcı, gerçekleri süreç içinde daha net görmemizi sağlayan özelliklere sahipler.

İKİZLER-YAY AKSI…
İkizler-Yay aksı bilgi ve iletişimin yayılması, uzak ülkeler, yabancı kültürler, yolculuklar, yüksek öğrenim, din, inanç ve felsefe konularını içerir. Yay ne kadar yargılayıcı, gelecekle ve tablonun bütünü ile  ilgiliyse; İkizler o kadar tarafsız bilginin, detayların ve bugün, buradanın peşindedir. Dolayısıyla, her iki burcun arasındaki kutuplaşma bizi en çok bu konularda zorlayacağa benziyor.  Ay ise duygusal ihtiyaçlarımızı, aidiyet duygumuzu, bağlılıklarımızı, ev, aile, vatan sevgisini, çocukluk koşullanmışlıklarımızı, annemizle ilişkimizi, kendimize nasıl annelik ettiğimizi, dişil yönlerimizi temsil eder. Dolunay’ın da bir tamamlanma, sonuç alma dönemi olduğunu hatırlayacak olursak; bugün bu aksta Dolunay fazında gerçekleşen tutulmanın bu konularla ilgili önemli bilgi akışları, kararlar ile de yakından ilgili olduğunu söyleyebiliriz. Seyahate çıkmayı planlıyorsak, karmaşa yaşamamak adına bugünlere denk getirmememizde yarar var. Zira, elimizde olmayan nedenlerle planlarımızda değişiklikler oluşabilir. Alacağımız bilgilerin, duyduklarımız ve öğrendiklerimizin gerçeği yansıtıp yansıtmadığını veya hayatımızda ne anlama geleceklerini ancak bu tutulma derecelerinden Ocak 2011’de önce Jüpiter, ardından Mart 2011’de Uranüs geçtiğinde tam olarak  algılayabilecek, pek çok şeyin şimdi değerlendirdiğimiz gibi olup olmadığının ayırdına varabileceğiz.

11:24’ten itibaren duygusallığımız giderek yükselecek. Ay, artık Yengeç burcunda yol almaya başlayacak. 

ASTROLOJİK YILIN SON ÇEYREĞİNDEYİZ…
22 Aralık Çarşamba: Bu haftanın yoğunluk bakımından ikinci önemli günü. Dünkü duygusallığımız halen devam ediyor.

01:39’da Güneş’in Oğlak burcuna geçmesiyle birlikte Kuzey Yarı Küre’de en kısa gün ve dolayısıyla en uzun gece yaşanacak. (Kış Gün Dönümü) Gün ışığının giderek azaldığı, bizi kışın çelik gibi soğuk doğasına çektiği günler başlıyor. Artık resmen kış mevsimindeyiz! Astrolojik yılın ise, son çeyreğine girmiş bulunuyoruz. Kış Gün Dönümü Haritası’nda Güneş, Plüto, Mars ve Kuzey Ay Düğümü Oğlak’ta kümeleşerek yoğun bir enerji yaratıyorlar. Buna Yay’ın son derecelerinden kavuşum veren retro Merkür’ü de eklediğimizde, hayatın hemen her alanında Oğlak vurgusunun ciddi anlamda kendini hissettirdiği görülüyor. Güneş ile Plüto kavuşumu bizi kökten değişikliklere, radikal adımlara doğru motive ederken geri giden Merkür yavaşlayıp ne yaptığımızın farkında olmaya, sorgulamalara çağırıyor bizi. Bu yığılım kişisel doğum haritalarımızda hangi alanda (Ev’de) yer alıyorsa, orada kökten değişiklikler, kendimize uygun yeniden yapılanmalara götürecek atılımlar yapmamız için bizi adeta zorluyor demektir.

Ancak Oğlak’ın her şeye karşın yavaş ve emin bir şekilde adım adım ilerlemeye yönelik çalışan enerjisi bizi tedbirle hareket etmeye sevk ediyor. Bu yığılım Ay’ın tam karşısında yer aldığı için, duygusal anlamda ciddi bir gerilim yaratıyor. Yengeç’teki Ay, uygun olsun veya olmasın, bize güvenlik, aidiyet duygusu ve iyi hissettiren konularla ilgilenmeyi getirir. Kümeleşen Oğlak enerjisini, bizi teslim alıp yöneten alışkanlıklarımızdan kurtulmamız, disipline olabilmemiz ve değişimin getireceği duygusal gerilimi karşılamak amacıyla yararlı bir şekilde kullanmamız da mümkün.  Jüpiter ile Uranüs halen kolkola ilerlemelerini sürdürürlerken, Güneş ve Merkür’e de kare açı veriyorlar. Bu da yine bizi özgürleşmeye, farklılığımızı, bireyliğimizi ortaya koyacak bir tavra iten bir başka baskı unsuru. Acele kararlardan uzak durmamız gerektiğinin bir kez daha altını çizmek gerekiyor.

ADIMLARIMIZI DÜŞÜNEREK ATALIM
Terazi’deki Satürn’ün Mars ile karesi para ve ilişkiler, ortaklıklar konusunda seçimlerimizin sorumluluğunu almak durumunda olduğumuza dikkat çekiyor. Ancak Mars, Oğlak gibi tedbiri elden bırakmayan bir burçta bulunduğu için harekete geçmekte biraz ağır kalabiliriz. Bu aslında bizi sonradan pişman olacağımız, geri dönüşü zor hamlelerden koruyacak bir durum.

Tüm bu tablo, gelişmemizi engelleyen eski alışkanlıklarımızdan uzaklaşmamızı sağlayarak bizi ruhsal büyüme ve hedeflerimize ulaşmada olumlu değişimlere taşıyacak fırsatların hazır olduğunu gösteriyor. Yeter ki adımlarımızı düşünerek, tartarak, kendi gerçeğimize uygun bir şekilde atalım, ne yaptığımızın farkında olalım.

02:59’da Merkür Jüpiter ile kare açıda olacak. Düşüncelerimizle hareket tarzımızın birbiriyle çelişmemesine dikkat etmemiz önemli. Aşırılıklar, mantıklı olmayan kararlar bizi zora sokabilir.

23 Aralık Perşembe: 03:57’de Oğlak’taki Mars Kova’daki Neptün ile gerilimli açıda olacak. Beklenmedik gelişmeler ne yöne gideceğimiz konusunda bizi kararsızlaştırıp şaşırtabilir.

09:27’den itibaren enerjimiz yükseliyor. Daha canlı ve heyecanlıyız. Yengeç’teki Ay Balık’taki Uranüs ile etkileşim içinde. Akşamüstü saatlerinden itibaren ise Ay Aslan’a girdikten sonra odağımız kendimize çevrilecek. Kendimizi mutlu edecek, keyif verecek konularla ilgilenirken, egomuzu şişirmeden doğal bir biçimde kendimizi ortaya koymak durumundayız. En derindeki  ihtiyaçlarımızı dikkat çekici, dramatik bir şekilde ifade etme eğilimimiz var. Çocuksu ve şakacı yönlerimizle temasa geçeceğimiz birkaç gün yaşayacağız.

24 Aralık Cuma: Dünkü ruh halimiz devam ediyor.

Öte yandan, kişisel ihtiyaçlarımızı toplumsal gereklerle örtüştürme mücadelesi içinde kalmamız da söz konusu. Korkularımızın, gölgelerimizin üstüne gitmek, onlara rağmen ilerlemek durumundayız. Venüs ile Satürn etkileşim içerisindeler.

25 Aralık Cumartesi: 11:29’da Ay boşluğa düşecek. 17:15’te Başak’a girene kadar neredeyse bütün gün boyunca girişimlerimizin askıda kalması, dağılması, sonuç vermemesi söz konusu olabilir. Günü getirdikleriyle yaşamak ve ille de program yapma ya da kendi planımızı dayatma saplantısına kapılmamak en doğrusu.

26 Aralık Pazar: Evde düzene koymamız gereken işleri rahatça halledebileceğimiz bir gündeyiz. Ancak dikkatsiz davrandığımızda başımıza beklenmedik ufak tefek kazalar gelebileceği gibi; ilginç, bizi şaşırtan bilgilerle de içinde olduğumuz durumu daha iyi değerlendirebilmemiz mümkün olabilir. Ceres ile Uranüs açı içerisindeler.

BİTİRİRKEN…
Zorlu bir ayı ve zor bir yılı geride bırakmaya hazırlanıyoruz. Ancak bilelim ki,  2011’e geçtikten sonra herşey sihirli bir değenek değmişçesine düzelecek değil. Hepimiz üzerimize düşeni yapmalı, ama öncelikle kendi içimize yönelip dürüst bir şekilde kendimizle iletişim kurmalıyız. Seçtiğimiz hedefler bize ne kadar uygun veya değil, görünürdeki etiket için mi tüm çabalarımız yoksa kendimizi gerçekleştirmek için mi? Sahicilikten uzak tüm arzular süreç içinde evrenin kusursuz planı gereği eriyip dağılmaya mahkum..

Bu hayatı başkalarına göre değil, her zaman kendinize, gönlünüze göre yaşayacağınız mutlu ve sağlıklı, güzel günler diliyorum sizlere… Esen kalın…

 


Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz.