Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
KENDİMDEN BİLİYORUM
Uzm. Psk.   DERYA GÜLTERLER
Klinik Psikolog
Yazı Boyutu:
Çocuğumuzu övelim mi, övmeyelim mi?

Gözüne far tutulan tavşanı bilir misiniz? Yolun ortasında kalakalır. Ne ileri ne geri gidebilir. Çocuk yetiştirme yazılarını okuduğumda, birkaç dakika öylece kalıveriyorum işte! “Aman ha kızmayın özgüvensiz olur!”, “Övmeyin başarısız olur!”, “İlgilenmezsen depresyona girer...”

Çocuk yetiştirme davranışları ve çocuğun kişilik gelişimi üzerine bizzat yaptığım araştırmalardan deneyimim, bu sürecin içerisinde milyon tane karıştırıcı etki olduğudur. Çocuk yetiştirmeye dair hiçbir şeyi bunu yaparsan tam olarak bu sonucu alırsın diye ölçme şansımız yoktur.

Çocuk yetiştirirken, anne babanın bu konudaki tecrübesinden, ailenin yakınında oturan eşe dosta, kardeş sayısından okuldaki arkadaşlara, anne babanın eğitim durumundan çocuğun zekasına binbir tane etmen çocuğunuzla kuracağınız ilişki üzerinde söz sahibi olur. Bu sebeple de ne yazık ki çocuk yetiştirmenin 100 gr un, 1 bardak toz şekerlik tarifleri aynı ölçüde kabarık bir kek yapmanızı sağlamaz.

PEKİ, NE YAPMALI?
Anne babalar “Ne yapmalıyız?” diyerek geldiklerinde benim ilk yaptığım şey, çocuğu anne ve babası ile ayrı ayrı oyun odamıza alıp, onları dışarıdan izlemek ve ilişkilerinin özelinde ne olup bittiğini anlamak olur. Nasıl yakınlaşıyorlar, nasıl oyun oynuyorlar, birbirlerini nasıl izliyorlar, birbirlerine nasıl destek oluyorlar?.. İhtiyaçları ne?

Ne kadar aile varsa, o kadar fazla kombinasyon çıkıyor ortaya. Kurdukları ilişki biçimine dair ailelere geri bildirim verip, videoları birlikte izlerken anne babaların kendisi en çok şaşırıyor. Bazı davranışlarının ne kadar farketmeksizin geliştiğini, kendilerinin çocuklarını etkiledikleri kadar çocuklarının da onları etkilediğini görüyorlar. Bu farkındalık, bir sonraki buluşmamıza kadar bile ilişkilerinde inanılmaz değişimler yaratıyor.  

ÇOCUĞUNUZUN İHTİYACI NE?
Her ailenin böyle bir destek alma şansı olmayabilir. Ancak işin özü, ihtiyacın farkına varmak. Bazı çocuklar içlerinde bulundukları koşullarla birlikte, öylesine kendi kabuğuna çekilmiş, öylesine farkedilmekten korkmuştur ki istediğiniz kadar övün o çocuğu o kabuktan çıkaramazsınız. Çünkü farkedilmek, onun hayatında daha fazla sorumluluk almak zorunda kalmak demek olabilir. Farkedilmek şiddete maruz kalmak demek olabilir. Farkedilmek, utandırılmak demek olabilir.

Bazı çocuklarsa, yaşadıkları koşullar içerisinde o kadar kıymetli olabilirler ki farkedilmedikleri anda kendi varlıklarından şüphe duymaya başlıyor olabilirler. Kendisine oyuncak getirmeyen amcasının onu sevmediğini, bugün yine çok güzel olmuşsun demeyen arkadaşının onu kıskandığını zannedebilir.

Her çocuğun kendi özelinde ihtiyacı bambaşkadır. Kitaplarda yazanları, uzmanların söylediklerini uygulamadan önce yapılması gereken çocuğunuzu izlemektir. Başında dikilip, günlüklerini okuyup, bitmek bilmeyen sorular sorarak izlemekten bahsetmiyorum elbette. İzlemek demek, çocuğumun neye ihtiyacı var, bu davranışı ile bana ne anlatmaya çalışıyor sorusunu kendinize sormak demektir.

O zaman çocuğunuzun ihtiyacı görülmek, farkedilmekse yansıtır, över, neleri iyi yaptığını farkettiğinizi, varlığından duyduğunuz mutluluğu ona göstermeyi seçersiniz. Eğer ihtiyacı seçimler yaparak kendi gücünü sınayabilmekse onu biraz daha kendi haline bırakmayı seçebilirsiniz.  İhtiyacının arkasında duran sebepleri görüp onları değiştirmek için adım atabilirsiniz.

Aksi halde, ister övün, ister yerin sonunda kurduğunuz cümle; “Uzmanlar ne dediyse yaptık yine de işe yaramadı” olacaktır.


Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz.