Otizm tanısı, çocuğun davranışsal
özellikleri ilişkilendirilerek konur. Büyük bir yelpazesi olan Otizm ve yaygın gelişimsel bozuklar
gözlemlenen çocuklarda karakteristik duyusal (sensory) ve motor özelliklerinin neler olduğunun
bilinmesi uygulama programını oluştururken çok önem kazanır. Bu karakteristik özellikler Otizm,
Yaygın Gelişimsel Bozukluk, Asperger sendromu, Rett sendromu ve diğer gelişimsel bozukluk tanısı
koyulan çocuklar için geçerli olabilir.
Amerikan Psikiyatri Derneği’ne göre
otizm, karşılıklı sosyal etkileşimde nitelikli bozukluk, sözel ya da sözel olmayan iletişim ve
hayali oyunlarda nitelikli yetersizlik, kısıtlı hareket ve ilgi alanı ve 3 yaşından önce
belirtilerin başlaması ile izlenen yaygın alanlarda gelişimsel bozukluk olarak tanımlanıyor. Otizmin
gelişimsel belirleyici özellikleri alanında çalışmalar yapan akademisyenler, bebeğin, doğumunu takip
eden ilk yıllarda saptanan otistik özelliklerin oluşumunu; duyu/motor, konuşma/dil ve insanlarla,
objelerle ve olaylarla ilişki kurabilme isteksizliği olarak 3 ana başlıkta ele alıyorlar.
Otizmin karakteristik belirtileri, ya bebeğin doğumunu takip eden ilk birkaç saat içerisinde
izlenmeye başlıyor ya da bebekler 12-24 aya kadar normal gelişimi sürdürürken, sonrasında gelişimin
beklendiği gibi devam etmediği gibi daha önceden kazanılmış işlevlerin de bazılarını kaybederek
otizmle ilişkilendirilen belirtiler göstermeye başlıyor.
Özellikle gelişimin beklendiği gibi
devam etmemesi ve gerilemesinde genellikle ailelerin algısı, evdeki huzursuzluklar, yeni doğan
kardeş ve yeni bir eve taşınma gibi çevresel olaylarla eş zamanlı olarak ortaya çıktığı yönünde
oluyor. Anne karnında başlayan gelişim sürecinde genetiği çözümlenememiş olan bu yelpazede, aslında
çocukların normal gelişim gösterdiği düşünülen ilk senelerde gerçekten gözlemlenemeyen saklı
belirtiler göstermiş olacağı olasılığı yapılan son araştırmalarda kapsamlı olarak değerlendiriliyor.
Bugünkü yazımda, bu alandaki değerlendirmeler önderliğinde gelişimin ilk aylarındaki bulguları
irdelemek istiyorum.
0-11 AY:
Bebeğiniz anne karnındayken anne-babalar daha çok
doğacak çocuklarının sağlıklı olarak dünyaya gelebilmesine odaklanırlar. Doğumdan sonraki süreç, hem
anne ve babalar hem de çocuk için bir uyum sürecidir. İki ya da üç aylıkken bebeğiniz, anne-babası
olarak sizlerin görüntüsüne ve çıkardığınız tatlı seslere odaklanarak yönelir ve sağlıklı gelişim
ile yeni geldiği dünyayla ilgilenmeyi yapılandırmaya başlar ve size verilen bir hediye gibi size
gülümserler. Sizde de, yeni bebeğinizle nasıl ortak ilgiyi kurabileceğinize ait farkındalık oluşmaya
başlar ve ondaki isteği ve mutluluğu yakalayabilmek için arayışlara başlarsınız. Bu aylarda ağlamaya
başlayan çocuğunuzun sesinden ve beden hareketliliğinden neden ağladığını anlamaya ve ses tonundaki
değişiklikleri anlamlandırmaya başlarsınız.
Bebeklerin gelişim kapasitesi, gördüklerine
odaklanabilmeleri ile değerlendirilir ve 3 aylık ve daha büyük bebekler sizin gözlerinize 20-30
saniye odaklanarak bakabilirler ve kapasiteleri arttıkça yüzünüze bakmaya başlarlar. Böylelikle
karşılıklı bir ritm oluşmaya başlar. Bebeğinizin kendisini güvende hissetmeye ve çevresinin farkına
varmaya başlaması, ilk öğrenme deneyimleridir ve beyindeki sinir sistemi bağlantılarının oluşumu
açısında kritik bir önem kazanır.
Bebeğiniz bizler gibi birçok duyularını aynı anda kullanır
ve eş zamanlı olarak bakar, dinler, hareket eder ve hisseder ve hatta bazen koklar, tadına bakar ve
dokunur. Bebeğiniz duyularından aldığı bilgiler arttıkça gelişir ve bu deneyimlerini hem motor
gelişimini desteklemek hem de kendisini sakinleştirebilmek için kullanabilir. Dr Stanley Greenspan
ve çalışma arkadaşları bebeklerin gelişimini uzun yıllar inceledikten sonra, geleneksel olarak ayrı
boyutları olduğu düşünülen işlevsel, duygusal ve bilişsel cevapların birbirlerinden ayrılamayacağı
gerçeğini görmüşler.
BEBEĞİN İLK AYLARINDA NELER OLUR?
Bebeğinizin ilk aylarında,
samimi ve sevgi dolu karşılıklı duygusal etkileşimlerle, onların bakması, dinlemesi, dokunması,
koklaması ve hareket etmesi ve aynı zamanda da duyularından aldıkları bilgilere anlam kazandırarak
beyin gelişimini desteklemek ve kapasitelerini genişletmek büyük önem taşıyor. Bebekler duyularından
aldıkları bilgilerle deneyimledikleri ile sinir sistemlerini geliştirirler ve hem kendi
farkındalıklarını geliştirirken, hem de bulundukları çevreyi ve yeni geldikleri bu dünyayı anlamaya
ve merak etmeye başlarlar. Bu dönemde, bebeğinizin kendisini güvende hissedebilmesi açısından,
kucakta tutulmaya, sarılmaya, ritmik şarkılarla salınımlara ve kucakta ritmik dönmelere gereksinimi
vardır.
Bebeğiniz, 3-11 aylarında kendisinin ve anne-babasının farklılığını keşfetmeye
başlarlar ve istediklerini ve fikirlerini mimikleri, jestleri ve hareketleriyle sizinle karşılıklı
iletişimi başlatarak sürdürürler. Kucağınıza almanız için kollarını size uzatması ya da erişemediği
yerdeki oyuncağı işaret etmesi gibi bu sayısız sözel olmayan jestleri ve hareketleriyle size
yolladığı mesajlarla gereksinimlerini ve niyetlerini, kelimeleri kullanmaya başlamadan çok önce
anlatabilirler. Bu dönemde amaçlarına yönelik iletişim becerilerinin gelişimi, motor, duyusal, dil
ve bilişsel kapasitelerini kuvvetlendirerek sinir sistemlerinin gelişimini destekler. Bağımsız
dengelerini bularak ellerindeki oyuncakla oynayabilmek için oturabilirler, ellerindeki oyuncakları
birbirine vurmaktan hoşlanırlar ve bir elinden diğerine oyuncağı geçirirler. Yüz üstü dönerek
istediklerine ulaşabilmek için karınlarının üzerinde sürünürler ve emeklerler. Vücutlarını
istedikleri gibi kullanabilmek için düzeltme ile denge ve koruma postural refleksleri gelişmeye
başlar, örneğin 9 aylık bir bebek eline ters verilen biberonu düzelterek ağzına götürebilir.
Tipik gelişimde, 9-12 aylarda, çocuklarınız sıralayabilirler, bir elinden tutarak ya da
bağımsız yürüyebilirler ve arabayı itme, topu ileri atma vb. bir aşamalı motor planlama
yapabilirler. Çocuklarınızın duyusal sistemleri, farklı dokudaki değişik yiyecekleri
deneyimlemelerine izin verir ve hem ağızlarına alırlar hem de elleriyle oynarlar. Yerden yükseklere
ulaşma isteğiyle, koltuklara, masaya tırmanma ve araştırma isteği izlenir. Parlak ışıklara ve
elektrik süpürgesi gibi yüksek seslere duyarlılığı azalır.
BİLİŞSEL GELİŞİMDE ÖNEMLİ
OLANLAR
Bu aylarda bilişsel gelişimlerinde önemli olanlar, sizinle ya da kendi kendilerine
oynarlarken beş dakika ya da daha fazla süre odaklanabilmeleri ve dikkatlerini sürdürebilmeleri,
bay-bay için el sallaması yada istemediğinde hayır anlamında başını döndürmesi gibi basit
hareketleri kopyalayabilmesi, ipinden çekince arabanın hareket etmesi gibi oyuncakların nasıl
çalıştıklarını araştırma, gel-gel ya da tel sarar gibi el hareketlerini taklit edebilme, karşılıklı
etkileşimde farklı ses tonlarını kullanabilme olarak özetleyebiliriz. Dil gelişimi olarak sık
kullanılan basit kelimelere anlam kazandırabilirler, anlam kazandırdıkları tanıdık objelere belirli
sesleri ya da kelimeleri kullanabilirler.
Yeni doğanda, 0-6 aylarda yapılan rutin
kontrollerde, otizmle ilişkilendirilen belirgin bulguyu yakalayabilmek genellikle zordur. Ancak,
alışılmışın dışında postürü olan bebeklerde, geniş kapsamlı nörolojik değerlendirmelerle, primitif
reflekslerin işlevleri, kasların gücü, bedensel hareketliliğin, amaca yönelik hareketler ile normal
sınırlarda olup olmadığı saptanabilir. Ancak, biraz önce ana hatlarını vermeye çalıştığım gelişim
basamaklarının değerlendirilmesi ve kalitesinin araştırılması erken müdahale programının
oluşturulması açısından çok önemlidir. Yine aynı aylarda, tipik otizm bulgularından biri duyusal
uyaranlara ya sıçrama, şiddetli korku, ağlama vb. aşırı tepki gösterme ya da tepkisizlik olarak
izlenen davranışlardır.
KOLAY BEBEĞE DİKKAT!
Kolay bebek olarak da
nitelendirebileceğimiz, az tepkili ya da tepkisiz bebekler yalnız bırakıldıklarında sessiz kalırlar,
yeni geldiği dünyayla beklenenden az ilgilenmesi, az hareketlilik ile kasların gelişimini de
etkiler, başını tutabilme ve yatakta dönmeler gecikir ya da zamanında gelişse bile kalite düşüklüğü
ve hareket etme isteksizliği ile kas gücünde düşüklükle izlenir. Karşılıklı etkileşimde, anneye
yönelme, annenin sesini görüntüsünü takip edebilmede tekrarların azlığı, ilgisizlik ve isteksizliği,
kucağa alındığında karşılıklı bakışmalar ve gülümsemelerden kaçışlar ve tepki azlığı ile düşük ses
çıkarma ve az ağlama gözlemlenir.
ZOR BEBEĞE DE DİKKAT!
Kolaylıkla
sakinleştirilemeyen, emme ve yutmada ve uykuya dalmada problemleri olan aşırı gazlı huzursuz
olan ve aşırı tepkili bebekler de dikkatle izlenmelidir. Özellikle dokunulmaya, kucakta sarılmaya,
seslere ve ışığa hassas olan bu bebekler yaşadıkları huzursuzluklarla yeni geldikleri bu dünyayı
tanıyabilmek için annesi ve çevresiyle gerekli etkileşimi yapamazlar, annesiyle karşılıklı
gülümsemeler ve keyifli-kaliteli zaman süresi beklenenden azdır ve zor bebekler olarak
tanımlanırlar. Genel kanı ilk 6 ayda bu düzensizliklerin geçeceği ve bebeğin sindirim sistemi
geliştikçe sakinleşeceği yönündedir. Genellikle diğer gruba nazaran bu huzursuz bebeklerin kaba
motor gelişimleri zamanında gerçekleşir ve kaslarda güçsüzlük düşünülmez ama burada
değerlendirmelerde dikkatle gözlemlenmesi önemli olan hareketlerin amaca yönelik olup olmadığıdır.
Bu aylarda, hareket kalitesi ve iletişim kapasitesindeki yetersizlikler nedeniyle çok az sayıda
çocuk terapiye yönlendirilerek erken müdahale programına alınır.
YEME VE UYUMA
ALIŞKANLIKLARI GELİŞTİRMEDE ZORLUK VARSA…
6-12 ay aralığındaki farklı gelişen bebeklerin yeme
ve uyuma alışkanlıklarını oluşturmada zorlandıkları ve yemek seçtikleri gözlemlenebilir. Yeme
problemleri, biberonla beslenmeden farklı şekil ve dokudaki yemeğe geçişte zorlanma, çiğneme ve
yutmadan kaçınma ve şiddetli öğürme şeklinde izlenebilir. Motor gelişimlerine bakıldığında da
bir tutarsızlık olduğu izlenir. Bazı motor gelişim basamakları ayına uygun gelişirken, diğer
basamaklarda oldukça geç gelişim gözlemlenir. Çocukların tipik oturma isteği yerine (W) şeklinde
oturma, oturarak ilerleme ya da geriye doğru hareket, sürünme ve emeklemeye geçiş yerine ayağa
kalmaya ve yürümeye eğilimli olurlar ya da çok uzun süre emekleyerek, yürüme deneyimlerinden
kaçınırlar. Duyusal uyaranlara karşı aşırı cevaplar veya tamamen tepkisizlik izlenir. Özellikle
duyusal uyaranlara aşırı hassas olan zor bebekler, banyoda başı yıkanırken, tırnakları kesilirken,
rutin doktor kontrollerinde, giyinip soyunurken, bezleri değiştirilirken çok huzursuz olurlar ve bu
uyum problemleri giderek artar. Oyuncaklarla oynarken normalden farklı bir etkileşim gözlemlenir.
Bebeğin tercih ettiği bir oyuncağı beklenenden uzun bir süre elinde tutmasına rağmen eline verilen
diğer oyuncakları sanki tutamıyormuş gibi düşürmesi ya da oyuncaktan sanki elini yakıyormuş gibi
elini kaçırmasını örnek olarak söyleyebiliriz. Bu yaş aralığında, bebek, düz yüzeylere dokunmayı
tercih ederken tipik gelişim gösteren çocukların en sevdiği yumuşak minik ayıcıklar gibi farklı
yüzeyli oyuncaklara dokunmaktan rahatsızlık duyabilirler. Kas ve eklemlerden gelen ve vücudun
hareket bilgisini ile, iç kulaktaki semisirküler kanalların oluşturduğu duyusal sistemlerden gelen
başın boşluktaki hareketi ile ilgili bilgilerin güvenilir ve düzenli olmadığı farklı gelişen
çocuklarda, kuvvetini ayarlayabilmede ve boşlukta hareket ederken, örneğin babasının kucağında
havaya doğru kaldırılan çocuk, yer çekimi hissini kaybetmesiyle aşırı korkması gibi beklenenden
farklı cevaplarla izlenebilir.
Anne ve babalarda bir şeyler yolunda gitmiyor algısının
oluşması çocuklarının, mimikleri (karşılıklı bakışmalar, gülümsemeler vb.) ve istediğini işaret
etme, el sallama gibi vücut dilini kullanma ve anlamada basit sesleri ve hareketleri taklit
edebilmede isteksizlik ya da ilgisizlikle ilişki kurabilmede ve karşılıklı etkiletişime girebilmede
kalitesizlikle izlenir. Bu aylarda otistik çocuklar aynı oyuncakla uzun süreli oyalanırlar ve
genellikle basit oyuncaklarla bile etkileşimi taklit edemezler. Çok az sayıda çocuk bu aşamada,
sadece yeme bozukluğu ve rahatsızlıklarından dolayı terapiye yönlendirilirler.
12-18 AY:
Bebeğinizin ilk yılında, anne-baba olarak onun bakımını, huzurunu ve mutluluğunu
sağlayabilmek için olması gerektiği gibi bu alanlara odaklanırken, 12-18 aylık dönemde, artık
gelişmek için desteğinizi isteyen becerilerin farkında olabilmeniz bu aşamada çok önem kazanır.
Çocuğunuzun sağlıklı gelişim sürecinde, “Ce-eee” oyunlarına ve komik suratlara olan ilgisi devam
ederken, 1,5 yaşına doğru, sizin dikkatinizi çekebilmek için “Ne yapması gerekiyor’u” planlayarak,
nasıl problem çözebileceğini anlamaya çalışır.
Çocuğunuz ilk kelimeleri söylemeye
başladığında, sözel olmayan iletişim ve öğrenme becerilerinde ustalaşabilmesinin, kelimeleri
kullanma, fikirler üretebilme, düşünebilme ve sosyalleşebilmesi için gerekli ve çok önemli alt
yapısı olduğunu bilmeliyiz. Çocuğunuz 18. aylarda, topu havaya atıp tutmaya çalışmak gibi iki ya da
daha fazla aşamalı hareket planlaması yapabilir, kalemi uygun tutabilir, kutuya oyuncaklarını
toplayabilir ve çoraplarını çıkarabilir. Duyusal sistemlerinin uygun gelişimiyle, sıkıştırılma,
farklı dokudaki kıyafetler, saçının taranması ya da diş fırçalaması gibi farklı dokunuşlardan
hoşlanmaya başlarlar ya da tolerans gösterirler.
Salıncakta sallanmaktan ve boşlukta hızlı
hareketten hoşlanırlar ya da tolore edebilirler. Dil gelişimi olarak, basit soruları
anlayabilirler ya da topu bana yuvarla dediğimizde yönergeyi anlayarak yaparlar ve istediklerini
anlatabilmek için, su, ver vb. tek kelime kullanırlar.