Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
KÖPRÜDEN GEÇERKEN
Prof. Dr.  ATİLLA BÜYÜKGEBİZ
Çocuk Sağlığı ve Çocuk Endokrinoloji Uzmanı
Yazı Boyutu:
Kaç tip diyabet vardır?

Nedenlerine göre birkaç diyabet tipi olmakla birlikte diyabet vakalarının çok büyük bir kısmını tip 1 diyabet (insüline bağımlı) ve tip 2 diyabet (insüline bağımlı olmayan) oluşturur.

Tip 1 diyabet veya insüline bağımlı diyabet olarak da adlandırılan çocukluk çağı diyabeti, vücutta insülin salgılayan pankreas bezindeki hücrelerin tahrip olması sonucu gelişir. Çocukluk çağı diyabetinde, sebebi henüz tam olarak bilinemeyen ve ani olarak başlayan pankreas insülin salgılayan hücre tahribatı sonucu kan şekeri yükselir. Hastalarda çok su içme, çok idrara çıkma, çok yemek yeme ancak zayıflama gibi belirtiler olur. Hastaların yüzde 15 kadarı da bu belirtilerin saptanamaması sonucu diyabet komasına girerek şuur kaybı ile hastaneye getirilirler. Çocukluk çağında tip 1 diyabet sıklığı ülkeler (bölgeler) arasında farklılık göstermekte ve her yıl 15 yaş altındaki 100 bin çocuktan 1-42’sinde diyabet gelişmektedir. Tip 1 diyabet genel olarak kuzey ülkelerinde daha sık görülmektedir. Dünyada en sık görüldüğü yer Finlandiya’dır. İsveç, Norveç gibi Kuzey ülkelerinde de çok sıklıkla rastlanır. Ülkemizde kesin bir çalışma olmamakla beraber çocukluk çağı tip 1 diyabetin 100 binde 2-3 arası rastlanıldığı sanılmaktadır.

HASTA OLDUĞUNU BİLE BİLMİYORLAR...
Batı Avrupa’da nüfusun yaklaşık yüzde 2’si diyabet hastasıdır, ama enteresan olan şey bunların bir kısmının hastalıklarından haberdar olmamalarıdır. Ancak, kan şekeri belirli seviyelere yükseldiğinde belirtiler ortaya çıkar. Diyabetin erkeklerde, kadınlardan daha sık görüldüğü bilinmektedir, bu durumunu obezitenin görülme sıklığı ile de ilgisi vardır.

Tip 1 diyabette çocuk ancak düzenli olarak insülin iğnesi kullandığında sağlıklı kalabilir. Bu kişilerin vücutları insülin üretemediği için, kan şekeri düzeyleri kontrol altında tutulamaz ve diyabet belirtileri çok hızlı ortaya çıkar. İnsülin kaslardaki protein ve yağların parçalanmasını önleyerek vücut dengesinin korunmasında çok önemli bir rol oynamaktadır. İnsülin yokluğunda parçalanan yağ ve kasların yan ürünleri kanda birikir ve keton denilen maddeler üretilir. Bu üretimin önüne geçilemezse, yani hastaya erken tanı konamazsa, keton seviyesi yükselir ve diyabet koması oluşabilir.

ÇOCUKLARIN VE ERİŞKİNLERİN DİYABETİ FARKLI MIDIR?
Çocukluk çağı diyabetinin çok büyük kısmı genetik değildir. Yani akrabalarda diyabet olması ile ilgisi yoktur, ancak son yıllarda çocuklarda da erişkin diyabetine benzer, şişmanlığın tetiklediği diyabet tanısında artış gözlenmektedir. Çocukluk çağı diyabeti en sık 6-7 yaşları ve 13-14 yaşlarında gözlenmektedir. Fiziksel veya ruhsal stresler, bazı virütik enfeksiyonlar pankreas insülin salgılayan hücre tahribatını tetikleyebilir.

Hastanın, herhangi bir anda alınan kan şekerinin 200 mg/dl üstünde olması ve idrarda şeker mevcudiyeti tip1 diyabet tanısını koydurtur.

Tip 1 diyabette insülin vücutta olmadığı için, mutlaka dışarıdan insülin verilmesi gerekir. Ancak yalnız insülin verilmesi ile tedavi sağlanamaz, mutlaka kalori ayarlanması, yani diyet tedavisi ve egzersiz yapılması gerekir. Dolayısıyla, çocukluk çağı diyabet ailenin katılımı ve diyabet eğitimini çok iyi öğrenmesi şartı ile; hekim, diyetisyen, hemşire, psikologdan oluşan bir ekip tarafından tedavi edilir. Hasta mutlaka hipoglisemi, yani kan şekeri düşüklüğü belirtilerini öğrenmelidir, çünkü akut dönemde en sık rastlanılan komplikasyon hipoglisemidir. Bu durumda ağza birkaç kesme şeker atmak veya meyve suyu içmek yeterlidir. Okuldaki öğretmen mutlaka öğrencisinin diyabetli olduğunu bilmelidir ve ara öğün, insülin yapma zamanlarında toleranslı olmalı; hipoglisemi durumlarında müdahale edebilmelidir.

 

 

 


Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz.