Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
YENİ ÇAĞIN ÇOCUKLARI
NUR EDA KASAP
Uluslararası Öğrenci-Anne & Baba Koçu
Yazı Boyutu:
Okul serüveni - 1

Mart ayı itibariyle Kerem için anaokulu arayışlarım başladı. 8 yıldır anaokullarında çalışma yaptığımdan kafamda bir okul vardı. İş, o kafamdaki okulun fiziksel olarak bulunmasına kalmıştı. İzmir’in sayılı çok iyi anaokullarında çalıştığımdan neler istediğim belliydi.

Öncelikle evime yakın olması tercihimdi. Büyük bir bahçesi, güneş gören, geniş sınıfları, ana cadde üzerinde olmayan, yani trafiğe kısmen de olsa uzak, mümkünse yeşillikler içinde, bahçesinde büyük kas gelişimini destekleyecek oyuncakları bulunan, bahçesinin bir köşesinde, fen ve doğa etkinlikleri olarak kullanılabilecek ve çiçek-sebze-meyve ekimine uygun ve çocuklar tarafından sulama ve bakımlarının da yapılabileceği bir alanın bulunması fiziksel şartlarımdı. Elbette hijyen kısmını söylememe gerek yok.

Tabii ki sınıf ve okulun içinde çocukların rahatlıkla erişimini sağlayacak şekilde dizayn edilmiş, kütüphane, oyun köşesi ve diğer materyaller bulunması da olmazsa olmazlarımdandı. Yaş gruplarına göre her sınıf farklı özelliklerle donatılmış olmalıydı. Takdir edersiniz ki, 3 yaş ve 5 yaş aynı oyuncak ve materyalleri kullanamaz değil mi?

Hijyenik ve taze pişirilmiş yemeklerin olmasını saymam gereksiz. Hatta bahçede çocuklar tarafından yetiştirilen domates ile hazırlanan salataları yemeleri bence doğru olanıydı da, o kadarı da çok mu diye düşünmedim değil. Kaymak kısmıydı belki de istedim yani.

Çocuk eğitimine ilk olarak aile de başlar. Aileden sonra, okul öncesi eğitim kurumları çocuğu toplumsal yaşama hazırlamada aileyi destekler. Bu nedenle de, okul öncesi eğitim kurumları; çalışan anne babaya destek olup çocuk bakıcılığı görevinin üstlendiği bir yer değildir. Anaokulları, çocukların, sadece beslendiği, uyuduğu, barındığı merkezler değildir. Çocukların fiziksel, sosyal, duygusal ve bilimsel gelişimlerini en sağlıklı şekilde geçirmesini, onları gelecek eğitim basamaklarına hazırlamayı, kendini ifade eden, yaratıcı yönlerini ve becerilerini ortaya koyan sosyal bir birey olarak yetişmesini ve aileyi okul öncesi eğitimi konusunda bilgilendirmeyi amaçlayan eğitim kurumlarıdır. Yani, ben böyle düşünmekteyim.

Hal böyle olunca eğitim kısmı da benim için çok önemliydi. Çoklu zeka kuramı, değerler eğitimi, fen ve doğa etkinlikleri, sanatsal etkinlikler, müzik-ritim çalışmaları, yabancı dil, kavram etkinlikleri, dil çalışmaları, dikkat-koordinasyon çalışmaları (diğerlerini saymayayım liste uzun) mutlaka bulunmalıydı.

Eşime göre ben olayı abartmıştım. “Sen, anaokulu mu arıyorsun yoksa oğlana üniversite mi belli değil” demeye başlamıştı. Kabul, hepsini böyle sayınca sanki biraz fazla gibi geliyor da bunlar iyi bir anaokulunun genel şartlarıydı. Yani yine benim için!

İçim biraz olsun rahattı. Çünkü çalışma yaptığım bir anaokulu tam da istediğim özelliklere sahipti. Evet, evime oldukça uzaktı. İki araç değiştirerek gidip yine aynı şekilde eve dönecektik. Ancak en azından gözüm arkada kalmayacağı için en son planım buydu.

Oturduğumuz semtte sanırım 20’ye yakın kurum mevcut. Neredeyse tamamını gezdim. İçime sinmeyen bir şeyler olduğundan artık eşim, annem, arkadaşlarım, kuzenlerim sormaktan vazgeçtiler. Onlar benim fazla abarttığımı düşünüyorlardı. Ama vardı öyle okul. Sadece evime uzaktı. Ben yakınlarımda bir yer istiyordum.

Vee ne oldu? Bir Pazar günü evimizin hemen arka sokağı girişine bir tabela asıldı. “Özel Mini Masal Anaokulu”… Tabii Pazartesi sabahı ilk işim okulu aramak oldu. Hemen randevu alıp gittim. Bilin bakalım ne oldu? Evet, tüm saydıklarım mevcuttu. Kerem’in kaydı yapıldı ve okullu oldu-uk!

Oğlumun ve evlatlarımızın, sağlık, başarı ve mutluluk dolu eğitim serüvenlerini yazmaya niyet ediyorum. Serüvenimiz de böylece başladı.

Bir sonraki yazımda okula uyum sürecinde neler yaşadık, onları sizinle paylaşacağım.

Sevgiyle…


Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz.