Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
OKUL ÖNCESİ EĞİTİM
  YILDIZ ÇAKAR
Uzman Psikolojik Danışman, Pedagog
Yazı Boyutu:
Öğrenme kolaylaştırılabilir mi? “Değişmez olan tek şey değişimdir”

Uzun bir yaz tatilinden sonra tartışmalarla dolu olan bir ortamda tüm çocuklar okula başladılar. Geçen sene geride kaldı herkes için farklı bir yıl başladı. Yeni uygulamaların denenmeden aniden yürürlüğe girmesi birçok ailede kaygıya neden oldu.

Aileler, kontrol edilebilen ve edilemeyen olguların ayırımına varıp çocuklarına zor durumlarda nasıl yardım edeceklerini bilirlerse hem kendileri güven kazanırlar hem de daha güvenli ve öğrenebilen çocuklar yetiştirebilirler. Kontrol edilemeyen durumlarda çaresizliğin çocuklara da yansıtılması onlarda onmaz izler bırakabilir.

ÇOCUKLARIMIZA NASIL GÜÇLÜLÜK AŞILAYABİLİRİZ?
Kendimizi güçlendirmek yani, bilgi edinmek ve sorun çözücü olmaktan başlanabilir.

“Beyin dünyanın en güçlü aygıtıdır.”

Son yıllarda yapılan beyin araştırmaları öğrenme konusunda bazı kişilik özelliklerinin ve beyinin bazı fonksiyonlarının sanıldığından daha etkili olduğunu ve çocukların günlük yaşantılarına karakter eğitiminin girmesinin onların öğrenme yeteneklerini olumlu etkilediğini ve tüm yaşamlarında açık bir fark yarattığını ortaya çıkartmıştır. Öğrenmeyi kolaylaştıran karakter özelliklerinin sabit olmadığı alıştırmalarla kalıcı olarak geliştirilebildiği anlaşılmıştır. Bazı çocuklar okula başladıkları ilk günden itibaren tembel, çalışkan, hızlı, yavaş vb gibi etiketlenirler ve yıllarca bu etiketleri taşırlar. Ne mutlu ki bu özelliklerin değişmez olmadığını artık biliyoruz. Aslında çocuklar hangi okul ortamına gelirlerse gelsinler destek alabildiklerinde öğrenme hız ve kapasiteleri artacaktır. Ayrıca sosyal gelişimleri açısından da rahat ilişki kurduklarından daha önde olacaklardır.

Beyin fonksiyonlarından en önemlisi yürütücü fonksiyonlar diye adlandırılan zihni toparlayan, zekayı harekete geçiren fonksiyonlardır. En önemlileri davranış denetimi, odaklanma, sebat ve çaba harcamaktır. Son araştırmalar bu işlevlerin değişmez olmadığını gösteriyor. Küçük çocuklar çevresel etkilerle gelişime çok açıktır.

Eğitimciler ve bilim insanları bu işlevleri geliştiren alıştırmaları yuva ve okulların müfredat programı ile bütünleştirerek çocuklarda akademik başarıyı arttırmayı amaçlıyorlar. Bu karakter özelliklerinin en temel olanı kendi duygu ve düşüncelerini daha iyi kontrol edebilme yetisidir.

Yukarıdaki bilgiler ışığında bilim insanları okulları yeniden yapılandırmanın gelecek nesiller için tıpkı beden eğitiminde olduğu gibi beyin ve karakter eğitimi kavramı ve anlayışının geliştirileceğini ümit ediyorlar.

Beyin dikkat, sebat ve duygusal kontrol alanlarında eğitim ile yeniden şekillendirilebilir  

KARAKTER EĞİTİMİ NASIL YAPILIR?
Nefes almayı yeniden öğrenmek çocuklar için değişimin kapısını aralayabilir. Bu şekilde öğrenmek için gerekli olan odaklanma ve gevşeme yetileri kazanılabilir.
Tüm dünyada eğitimin yeniden tasarlanması konusunda çalışmalar yapılıyor. Nefese odaklanma tekniğinin yanı sıra trafik işaretleri ya da uçuş kontrol sistemlerinin teknik donanımları öğrenme ortamlarına getirilebiliyor.

Öğrenme sürecinde bilgiyi alma, işleme ve ayartıcı uyaranları filtre etme önem taşıyor. Bir başka anlatımla oto kontrol-yani ayartıcı uyaranları engelleme ve yapılacak işe devam ederek amaçları gerçekleştirme becerisi.

Öğrenme sorunlarının en önemlisi hayal kırıklığına dayanamamaktan ve ilginin sönmesinden kaynaklanır. Yılmadan, usanmadan başarısız olunan ödevde kalmak ve tekrar odaklanabilmek okul başarısı için gerekli olan en önemli özelliklerden biridir.

Ayrıca duygularla baş edebilme de, yaşam boyu öğrenme; ruhsal sıkıntılardan korunma ve sosyalleşmek için gereklidir. Bu alanlarda verilen destek bireyin işlevselliğini büyük ölçüde arttırır.

ÇOCUĞA DESTEK VERİLEBİLECEK DİĞER ALANLAR İSE:
Şimdiye odaklanma, sorun çözme, çatışma ile baş etme, sorumluluk alarak karar verme, ilişki kurmak ve sürdürmek, amaç belirlemek ve öz denetim alanlarıdır.

Yukarıda belirtilen alanlara ek olarak bekleyebilmek, hazzı erteleyebilmek de okul ve hayat başarısını etkileyen unsurlardır. Araştırmalar, sabırla bekleyebilen çocukların akademik başarıları ve uzun erimli yaşam başarılarının sabırsız olanlara göre çok daha ileride olduğunu göstermektedir.

Yukarıda sayılan ve oto kontrole ilişkin becerilerin geliştirilebilir olması tüm eğitimciler için bir umut olmuştur.

Son yıllarda beyin anatomisi (yapısı) çok önem kazandı. Çocuklar kendi beyinlerini tanıma fırsatı bulduklarında ilgileri ve öğrenme heyecanları artıyor. Beynin ortasında “amygdala” diye adlandırılan duygu fırtınalarının hapsedildiği yapıyı; “prefrontal korteks” denilen ön beyin kabuğunun amygdala’da esen duygu fırtınalarını denetlediğini anlarlar. Bu iki beyin bölümünün derin bir şekilde birbiri ile iletişim halinde olduğunu öğrenirler.

Nefes almayı yeniden öğrenme bu duygu fırtınalarını dindirir ve beyin tekrar öğrenmeye hazır hale gelir.

Aynı şekilde derin nefes almak, aşırı detaylandırmadan ve ayrıntıda boğulmadan önündeki işe odaklanmayı kolaylaştırır. Ya da geçmiş bir soruna takılmayı engelleyebilir.

YÜRÜTÜCÜ İŞLEVLERİ DESTEKLEYEN YÖNTEMLER:
Dili kullanma-kendi kendine konuşma, görsel hatırlatıcılar, oyun, canlandırma, olumlu düşünce, olumlu duygu, okulları daha sevimli ve mutlu eden ortamlara dönüştürmek sayılabilir.

Sevinç ve mutluluk hormonu olan “dopamin” prefrontal korteksi uyarır ve güçlendirir. Kısaca bakılırsa tüm okullar ve aile ortamları çocuklar için eğlenceli ve huzur verici olmalıdır. Aileler bu uygulamaları inceleyip kendileri ve çocukları için bu karakter güçlendirici yöntemleri hayata geçirebilirler. Çocuklar böyle olumlu ortamlarda en yüksek potansiyellerine ulaşırlar. Yetişkinler çocuklarına bu koşulları sağlayabilirlerse tüm insanlık bundan kazançlı çıkar.

Bundan sonraki yazımın konusu, beyni ve öğrenmeyi destekleyen yöntemlerin uygulamaları ile ilgili örnekler ve öğrenme ile stres arasındaki ilişki olacak.


Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz.