Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
OKUL ÖNCESİ EĞİTİM
  YILDIZ ÇAKAR
Uzman Psikolojik Danışman, Pedagog
Yazı Boyutu:
Anne giyinmek istemiyorum!

İkiz kardeşleri, anneleri o gün yuvaya getirmişti. Üzerlerinde pardesüleri, neşeli bir şekilde arkadaşlarını selamladılar. Anneleri arkalarından içeri girdi; üzerinde hafif bir çekingenlik ve mahçubiyet var gibiydi. Yavaş bir sesle “İki oğlumu da ne kadar mücadele ettiysem de giydiremedim; pijamalari ile yuvaya gelmek istiyorlarmış. Nasılsa gece yatarken yine pijamaları giymek zorundayız, diye tutturdular” dedi. Arkadaşları ve biz öğretmenleri şaşkınlık içinde kalmış, ne söyleyeceğimizi bilememeştik. Sonra diğer çocuklar, “Yuvaya uyumaya mı geldiniz?” diye sordular ve çok güldüler. Öğretmenler gece kıyafeti ile gündüz kıyafetinin ayrı olduğunu, nedenlerini de açıklayarak anlattılar. Sonuçta, çocuklar sınıfa girmeden üstlerini değiştirdiler.

Yukaridaki örneği cağrıştıran kendi çocukluğumuza ya da her hangi çocuklu aileye ait kim bilir kaç anımız vardır. Peki, bu tip durumlarda anne babalara nasıl destek olabiliriz?

Okul öncesi dönemde çocukların giyinme, yemek yeme, uyuma gibi durumlarda itiraz etmeleri “2 yaş sendromu” diye adlandırdığımız; 4 yaşına kadar sürebilen çocuğun ayrışması ve birey olması için verdiği savaş olarak tarif edilir. Bu gelişimsel dönem, çocuğun özgüven ve karakter gelişimi kazanması için çok önemli fırsatları içinde barındırır. Çocuk istemediği bir durumda kızgınlık, öfke duyar ve bunu; ağlayarak, küserek veya direnerek belli eder. Çocuk bu dönemde güçlü olma ve güçsüz olma arasında bir yerde hisseder kendini ve tamamen duyguları tarafından yönetilir. Kendi kişiliklerinin ve karşısındaki yetişkinin kişiliğinin sınırlarını anlamaya başlar. Anne babalar kendi sabırlarının denendiğine inanır ve çok çaresiz hissedebilirler.

Bu dönem dünyayi tanıma, keşfetme hatta fethetme dönemidir. Çocuk kendi yolunu bulmak ister ve bu çabalarında engellenmeye tahammülü yoktur. Ama doğal engellenmeler ve şimdiye kadar sevgi dolu olan anne babaların koyduğu sınırlamalarla karşı karşıya kalırlar. Çocuklar için bu durum çok yenidir. Uyum içinde süren hayatı değişmiştir. Kendi istekleri çevrenin beklentilerine uymamaya başlamıştır. Bu durum küçük çocuğun duygusal yaşantısını alt üst eder. Çocuğun yaşayacağı bu zorluklar onun karakter gelişiminin temelini oluşturacaktır.

AİLE NASIL YARDIMCI OLABİLİR?
Yapılacak en önemli davranış, sakin kalmayı başarmak ve çocuğa kendi duyguları ile başedebilmesi ve sebep sonuç ilişkilerini görebilmesi için alan ve zaman tanımaktır. Çatışma yaşamanın her zaman kötü olmadığının farkında olmak ve bunu sorun çözebilen büyükler olarak çocuklara gösterebilmek… Sorun çözmenin zor olduğu ve iç gerilim ve huzursuzluklara neden olduğunu bilmek ve bu duyguları yok saymak ya da başka bir alana yönlendirmek yerine, nahoş duyguları yaşamak ve sözel olarak belirtmek her zaman çok yardımcı olur. Tüm bu negatif duygular iletilirken yine de çocuğun çok değerli olduğu sevgi ve saygı gördüğü hissettirilmelidir. Acı bile olsa çocuk bazı sorunlara konuşarak çözüm getirmenin nasıl rahatlatıcı ve ilişkiyi güçlendirici etkisi olduğunu anlamalı... Çözülmüş birçok sorunun tekrarlamasının başarısızlık olmadığı, bu dönemde tekrarın ve tutarlı davranışın ne kadar önemli olduğunu da akılda tutmak çok önemlidir.

Biz yetişkinler bu dönemin çocuk yaşamındaki yeri ve anlamını iyi bilirsek onlarla inatlaşma ya da onları cezalandırmanın ne kadar anlamsız ve zarar verici olduğunu anlarız.

NASIL DAVRANALIM?
Bu dönem çocuğun kendisi için de çok güç ve yorucudur. Duyguları o kadar ani, yoğun ve patlayıcıdır ki, o an dış dünya ile ve hatta kendisi ile teması kesilir. Böyle bir anda çocuğu zorla giydirmek yerine biraz kendi haline bırakmak çok yararlı olur.

Kendi davranışımızın her zaman tutarlı olması, başka bir deyişle çocuğun bizim davranışımızın ve beklentimizin her zaman aynı olduğunu öngörebilmesi çocuğun uyumunu kolaylaştırır. Belli bir davranışın hep aynı sonucu doğurduğunu anlaması çok önemlidir.

Sakin kalabilmek için, kendine de dinlenmek ve gevşemek için zaman ayırmak küçük çocuğu olan anne ve babalar için elzemdir.

Hepimiz insan olduğumuza göre, çocuk annesinin de öfkelenebileceğini ve sabrının taşabileceğini görebilir. Bu durumda hem çocuğun hem büyüğün yapıcı bir şekilde duygularını ifade edebilmesi çok önemlidir.

ÇOCUĞUNUZUN KİMLİĞİNİ OLUŞTURMASINA YARDIMCI OLAN DİĞER DAVRANIŞLAR
- Tutarlı bir yaşam ve rutin oluşturmak.
- Televizyon seyretme ve bilgisayar oyunlarına ciddi sınırlar koymak.
- Güveni öğrenmesi için verilen sözleri tutmak.
- Ne istediğini anlamaya çalışmak ve onu dinlemek.
- Bol bol konuşmak, sohbet etmek.
- Resim, dans, müzik gibi sanatsal faaliyetleri özgür bir ortamda tanıtmak.
- Olumlu davranışını görüp mutlaka o davranışı ne kadar beğendiğinizi iletmek.
- Yapabileceklerini yapmalarına izin vermek.
- Çocuğun seçim yapmasına izin vermek.
- Onun adına düşünmek yerine çocuğa buldurmak.
- Aşırı koruyuculuktan uzak durmak.
- Küçük sorumluluklar vermek.
- Uzun açıklamalar yerine kısa ve net açıklamalar getirmek.
- Duruma uyum sağlayabilmesi için zaman tanımak.


ÖZETLEYECEK OLURSAK
Güven verici koşulsuz sevgi, tutarlı bir yaşam tarzı ve yetişkinler olarak öfke kontrolü konusunda sergileyecegimiz olumlu model; çocukta öz denetim ve iç disiplinin gelişmesi için gerekli yapı taşlarını hazırlar. Çocuk, sadece anne baba istiyor diye değil, kendi sorumluluk duygusu ve vicdanı ile uygun davranmayı öğrenir.

Onları koşulsuz seversek, kendi davranışlarımızda tutarlı olursak, çocuğumuza açık ve net bir dille açıklamalar yaparsak, çatışmaları yapıcı ve her iki tarafında haklarını kollandığı bir zemine getirebiliriz.



Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz.