Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
OKUL ÖNCESİ EĞİTİM
  YILDIZ ÇAKAR
Uzman Psikolojik Danışman, Pedagog
Yazı Boyutu:
Çocuklarda sembolik düşünce ve hayali oyun

Bir yılı geride bırakıp yeni yıla girdik. Hepimizin küçük çocuklardan, yetişkinler ve yaşlılara kadar yeni yıla dair hayallerimiz, planlarımız tasarımlarımız var. Hayallerimiz bizi biz yapan kişilik özelliklerimiz ve deneyimlerimizin ürünü olarak ortaya çıkıyor ve her daim yaşantımızı süslüyor. Kimi hayaller gerçekleşiyor, kimi de unutuluyor.

Bu hayaller, tasarılar yani şu anda var olmayan olay ve nesnelerin akılda tutulabilmesi olarak tanımlayabileceğimiz sembolik düşünce ilk nasıl oluşuyor? Nasıl olgunlaşıyor ve gelişiyor?

Doğumdan önce başlayan ve devam eden süreçte bebekler duyuları ve hareketleri aracılığı ile öğrenmeye başlarlar. Doğrudan duyuları ile hissettikleri olaylar ve olgular vardır.  Duyularının menzilinde olmayan, onlar için yoktur.

Okul öncesi devrede 2 yaşından başlayarak bu durum değişmeye başlar. Dış dünya ile ilgili tüm duyular ve uyaranlar içselleştirilmeye başlanır. Başka bir deyişle, nesneleri ve olguları duyuları ile algılamasalar bile o an var olmayan daha önce deneyimleşip içselleştirilmiş nesneleri akıllarında tutabilirler ve sembolik biçimde canlandırabilirler. Piaget, 1962  bu beceriye “temsil etme”,  “sembolik düşünme” der.

TAKLİT ETME
Flavel bu tarifi şu şekilde genişletir : “Sembolik düşünce bir bakıma taklit etme davranışına dayanır. Çocuk sadece dışsal taklitler yapmaz, aynı zamanda içsel taklitler de oluşturur. Geçmişte ürettiği taklitleri zihinsel düzeyde de canlandırabilir.”

Taklit etme, resim ve modelleri yorumlama çizme ve boyama, oyun hamurundan modeller yapma ve tabi ki hayali oyunlar ve hayal kurma sembolik düşünme yetisi ile mümkündür. Ayrıca, çocuklar yaşantılarından akıllarında kalan imgeleri “dil” yolu ile ifade ederler.

Çocuk sanatı ile ilgili çalışmalar yapan iki psikolog (Rudolf Arnheim ve Claire Golomb, 1974) temsil etme yeteneğini bir yaratıcı problem çözme süreci olarak görürler. Hem sembolik oyun hem de sanat, gerçekliğin bir yönünü temsil eder.  Çocuklar deneyimlerinden elde ettikleri çarpıcı ipuçlarını sembolize ederek gerçekliğe eş değer oluşumlar yaratırlar. Örneğin; kedi gibi miyavlamak ve dört ayağı üzerinde durmak ve yalanmak gibi.

YARATICILIĞIN KAYNAĞI
Sembolik düşünce ve sembolik oyun yaratıcı etkinliğin önemli bir kaynağıdır. Yaratıcılığın getirdiği sanatsal faaliyetler doğal bir süreçtir ve çocuklarda büyük bir doyum ve haz yaratır. Kendi sembollerini yaratırken gerçek dünyayı daha iyi anlarlar. Semboller aracılığı ile deneyimleri netlik kazanır. (Nancy Smith, 1982)

Sembolik düşünce tüm gelişim süreçlerinde olduğu gibi basitten karmaşığa doğru gelişir. Çocuk etkin duyusal deneyimler edinir ve duyusal ipuçlarını kullanarak semboller yaratma ve taklit etme yeteneğini kazanır. Daha sonra hayal kurma, hayali oyun oynama, modeller oluşturma, çizme ve boyama gelir. Bu süreç önce rastlantısal, sonra bilinçli ve ayrıntılı bir gelişim gösterir. Çocuk bir süre kendisi ile ürününü birbirinden ayıramaz; ikisini aynı şey olarak görür. (Golomb,1992) 

DUYGUSAL ÇATIŞMALARIN ÇÖZÜLMESİ İÇİN BİR FIRSAT
Önce rastlantısal olarak ortaya çıkabilen sembolik oyun daha sonra dramatik oyunlara dönüşür. Kalemleri veya çeşitli eşyaları kullanarak akıllarındaki belli görüntü ve düşünceleri ifade edebilirler. Örneğin; kalemlerle oynayarak zorlandıkları bir sahneyi canlandırabilirler. Yemek yeme ve yedirme senaryosu gibi.

Bu tür oyunlar duygusal ifade ve çatışmaların çözülmesi için de bir fırsat yaratırlar. Çocukların oynadıkları dramatik oyunları gözlemleyen S. Smilansky (1990), çelişkilerin ve tutarsızlıkların üstesinden gelmek için bu oyunların oynandığını görür.
 
Sembolleri kullanmak kişisel yatırım duygusu için de önemli bir zemin hazırlamış olur. Çocuklar kendi oyunları üzerinde denetim kurarlar. Anlayış netleşir, denetim elde edilir. Sosyalleşme, dil gelişimi, bilişsel gelişim, işbirliği yapma ve anlayış gelişir. Hepimiz çocuklarımızdan “Resmime bak!”, “Oyunumuza bak!” “Bunu ben yaptım” vurgulamalarını duymuşuzdur.

Sembolik düşünce geliştikçe sadece şimdiki zamanı değil, geçmiş ve gelecek zamanı da düşünmek için bir zemin oluşur. Çocuklar hatırladıkları, gördükleri ve umdukları arasındaki ilişkiyi kurmaya başlarlar.

Sembolik düşüncenin gelişimi ile hayali oyun oynama sıklaşır. Hayata dair olguları günlük yaşantıları ile ilgili biriktirdikleri zihinsel imgeleri hayata geçirirler, uygularlar. Hayali oyuna “mış gibi yapma oyunu” da denebilir. Örneğin; yastık bebekmiş gibi yastığı bebek gibi kollarında sallamak ve doyurmak. Çocuk bu tür oyunlarda gerçekle bağdaşmayan davranışlarda da bulunabilir. Temsil etme özgün örneğin bir kopyası gibi düşünülemez.

HAYALİ OYUNA YETİŞKİN KATILIMI VE DESTEĞİ
Bir çocuk hayali oyun davranışı sergilediğinde bilinçli olarak desteklenmelidir.
Aşağıdaki kısa anekdot bunun için bir örnektir.

Yer: Okul Öncesi Ortamı:
Ayşe (2,5 yaş) blok köşesinde oturuyor yanında bebek ve doktor aletleri duruyor. Önce stetoskopu eline alıyor ve kulağına takıyor, vazgeçiyor ve şırıngaya uzanıyor ve bebeğe iğneyi dokunduruyor ve canı yanmış gibi “Ayyy” yapıyor. Bu oyunu sürekli tekrarlıyor ardından dinleme aletini kulağına takıyor. Daha sonra arkadaşı Ali elinde arabası ile geliyor; Ayşe elindeki iğneyi bırakıp arkadaşına yöneliyor.

Bu durumda Ayşe doktor aletleri ile ne yapacağını pek bilemiyor ve oyununu geliştiremiyor. Aynı davranışı sürekli tekrarlıyor. Bu tekrar etme davranışı olasılıkla onun doktorda yaşadığı acı dolu yaşantısı ile baş etmesine yarıyor.

Yukarıda anlatılan oyunu desteklemek için bir yetişkin ne yapabilir?

Çocuğun başlattığı oyunu zenginleştirebilecek bir fırsat yaratabilir. Oyuna aktif olarak katılmak için çocuğun yanına yaklaşabilir ve yavaşça çocuğun oyununu düzeltmeden ve müdahale etmeden, saygılı bir şekilde kendi kendine oynamaya başlar. Böylelikle çocuğun dikkatini kendine çeker. Çocuğa belli bir model oyun sergiler. Çocuk yetişkini izler. Örneğin yetişkin: “Bebeğin ateşi var mı acaba ?” diye kendi kendine konuşur. Bir legoyu derece gibi koyar ve “Ona ilaç vermeliyiz” diye başka küçük bir legoyu ilaç olarak verir. Yetişkin oynarken her yaptığı davranışı tarif eder.  Böylelikle çocuk hem oyunu görür hem de duyar. Bu kısa katılım,  yeni bir bakış açısı getirir ve oyunu genişletir. Böyle bir destek sadece öğretici olmakla kalmaz, çocuğun isteğini ve özgüvenini de yükseltir.

Günlük olayların hayali oyunda art arda canlandırılmasına senaryo denir. Çocuk oyunlarını genişleten yetişkinin oyuna katılımı araştırılınca, çocukların oyunlarının içerik ve zaman olarak oldukça zenginleştiği görülmüş. (Rolf Oerter, 1999)

Çocukların oyunlarında oluşturdukları senaryoların çok erken yaşantılarına dayandığı görülmüş. Önce çok basit başlayan oyunlar gittikçe karmaşık hale gelmiş. Çeşitli senaryolar; banyo yapmak, uyumak, yemek, sosyal ortamlarda bulunmak gibi. Yetişkinler oyuna katılımlarını oyunu genişletmek için çeşitli malzemeler ekleyerek genişletebilirler.

Yetişkinin hayali oyuna katılımında oyuna NASIL girdiği çok önemlidir.

Çocuğu çok iyi gözlemlemesi ve saygı ile yaklaşması; yeni fikir ve motivasyon vermek için kısa ve öz olması ve her yaptığını söze dökmesi gerekir.

Ayrıca, çocuğun oyununa ve kişiliğine değer verdiğini göstermeli. Örnek oyunun çocuğun gelişim seviyesi ve becerisine uygun olması gerekir.

Oyuna katılım dışında “hayali oyunları” desteklemek için biz yetişkinler ve okul öncesi kurumlar özetle:
Bol materyal ve aksesuarlar sağlayabiliriz.
Oyunlarını geniş bir alanda gerçekleştirmelerine ve yer değiştirebilmelerine olanak sağlayabiliriz.
Gözlemci olup, oyunlarını izleyebiliriz.
Bir başkasıymış gibi yapmalarını ve bir nesneyi başka bir nesne yerine kullanmalarını özendirebiliriz.
Hayali oyunları ve rolleri paylaşabiliriz.
Çocukların bize verdiği tepkilere saygılı oluruz.
Çocuğun kendisi yerine onun canlandırdığı kişiye (role) hitap edebiliriz.
Yeni konular bulsun diye farklı aktivitelere yer verebiliriz. (Geziler düzenlemek gibi.)
En önemlisi onlara zaman tanıyabiliriz.

Bir başka yazıda buluşmak üzere, tüm hayallerinizin gerçekleşeceği bir yeni yıl dilerim.



 


Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz.