O kadar çok anne, bebek ve çocuk ürünü satan marka var ki ülkemizde; bu markaları seçerken, ürünleri satın alırken, nelere dikkat edeceğimiz konusunda bazen ciddi problemler yaşıyoruz.
Yıllardır ebeveynlere, “Önceliğinizi markaya verin. Dünya markaları çok fazla hata yapmazlar, bazı üretimleri kendileri tarafından değil, fason yapılsa bile” demişimdir. Bu söylediğimin genel itibarı ile hâlâ arkasındayım. Ancak son 2 senedir hepimizin bildiği bir gerçek de var ki, özellikle Avrupa’daki hammadde ve işçilik maliyetlerinin artışından dolayı, ürün gruplarının sadece bir bölümünü Uzakdoğu’da ürettiren firmalar, üretimlerinin büyük bir bölümünü, başta Çin Halk Cumhuriyeti olmak üzere Uzakdoğu’ya kaydırmış durumdalar. Bu durumun ürün kalitesi ve güvenliği açısından bazı markalarda önemli sıkıntılar yarattığını da sektör olarak üzülerek gözlemlemekteyiz.
Çocuk içindeyken oturma bölümü kırılıp, bebeğin yere düştüğü mama sandalyeleri, kapatırken ebeveynin ya da çocuğun parmağının sıkıştığı puset, yolda kullanırken tekerleklerinin çıkıp, dengesini kaybeden ebeveyn ve bebeğin birlikte yere düştüğü puset, devamlı olarak akıtan biberonlar, ürünün kullanma kılavuzunda, 36 aya kadar kullanılabileceği belirtilmişken, dizayn ve üretim hatasından dolayı 12 aydan sonra kullanılamayan birçok ürün var şu anda içinde bulunduğumuz pazarda. Ya da ürün bozulduktan, teknik olarak bir problem yaşandıktan sonra yedek parçasını temin edemeyen birçok marka var.
TÜKETİCİNİN HAKLARI
Öncelikle bir konunun altını önemle çizmek isterim. Eğer ki bir ürün kullanma kılavuzunda belirtilen özellikleri taşımıyorsa ve tüketici tarafından kullanılamıyorsa, o ürün üretici ya da ithalatçı firma tarafından ya değiştirilmeli ya da iade alınmalıdır. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun ile tüketici hakları bu durumlarda korunmuştur. Dolayısı ile bu gibi durumlarda hakkınızı sonuna kadar aramanızı tavsiye ederim. Bir markanın değeri, sadece sattığı ürünle değil, satış sonrası himzeti ve servisiyle de ölçülür.
“Hangi markalar, hangi problemleri yaşıyorlar sorusuna cevabı nasıl bulabiliriz?” diye soracak olursanız, öncelikle “Şikayet sitelerine bir göz atın” derim. Bu sitelerin birçoğu gayet ciddi olarak ve tüketici yararına çalışmaktadırlar uzun zamandır. Satın almak istediğiniz markayı bu sitelerde aradığınızda, şikayet sayıları, şikayet edilen ürünler ve markanın şikayetlere yaklaşımı size en azından bir fikir verecektir. Eğer bir markanın bir ürününde fazla problem yaşandığını görüyorsanız, şikayetler firma tarafından çözülmüş olsa bile, o üründe teknik bir problem olduğu açıktır. Bundan dolayı, en azından markanın o ürününden uzak durmak en akıllıca yaklaşım olacaktır. Yine bir ürünü satın almadan önce, avantajlarını ve dezavantajlarını markaya bakmadan araştırmak, kendiniz ve çocuğunuz için en doğru ürünü seçmeniz sizin yararınıza olacaktır.
Şunu unutmamak gerekir ki, Çin’de üretilen ürünlerin birçoğu, markalar değişik olsa da artık aynı fabrikalar tarafından üretilmektedir. Burada marka adı veremeyecek olmamla birlikte, dünya markası diye bildiğiniz bir marka ile, bir Türk markasının ürünleri, aynı fabrikada, aynı kalitede ve aynı teknolji ile üretilmektedir. Ama fiyatları karşılaştırdığınızda, en az yüzde elli civarında sadece “markaya” daha fazla para ödediğinizi de söylemek durumundayım. O nedenle satın almadan önce biraz araştırma yapın lütfen.
Bu arada, bazı markaların dünyanın diğer ülkelerinde satılmayan eski ürünlerini de ülkemizde sattığını bilmenizi isterim. Bunları da internetten çok rahat bir şekilde bulabilirsiniz.
Her zaman söylediğimi bir kez daha tekrar edeceğim burada: Bu sektörde çalışan insanlar, olaya salt ticaret mantığıyla yaklaşamazlar, yaklaşmamalıdırlar. Bu insanlar bir anlamda çocukların sağlıklı ve güven içerisinde büyümesi için kamu hizmeti vermektedirler ya da bu mantıkta olmalıdırlar. Unutulmamalıdır ki, bir marka ehil olmayan ve sadece ticareti düşünen insanların elinde çok tehlikeli bir araç haline de gelebilir. Çok ama çok dikkatli olmak gerekiyor bu konuda.
Yıllardır bu sektörde çalışan bir insan olarak bu konuyu sizlerle paylaşmam da benim sizlere olan borcumdu, bu şekilde paylaşmış oldum, hafifledim.
YENİ YIL
Yeni bir yıla giriyoruz. Ülkemiz ve insanlık için çok da güzel olmayan bir yılı geride bırakıyoruz. Terör, deprem, değerli insan kayıpları derken hiç de iç açıcı bir yıl olmadı maalesef bu yıl. 2012 yılının ülkemiz, dünya, sizler, aileleriniz, sevdikleriniz için öncelikle sağlık, mutluluk, başarı ve bereketli geçmesini gönülden diliyorum. Her şey gönlünüzce olsun.
Sevgi ve saygılarımla.
