Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
EĞLENEREK BESLENELİM
Yrd. Doç. Dr.  SİBEL ÖZİLGEN
Gıda Mühendisi
Yazı Boyutu:
Ben kime inanacağım? GDO (2)

Bundan bir ay kadar önce, daha genetiği değiştirilmiş organizma (GDO)’larla ilgili olaylar patlak vermeden önce biz sitemizde bu konuya yer vermiş ve bilgi kirliliğinin GDO’lardan daha zararlı olduğunu belirtmiştik. Ondan hemen önce de “Ben kime inanacağım” diyerek bir yazı yazmıştım.

Düşüncelerimde yanılmadığımı maalesef bir kez daha görmüş oldum. Yine bir kargaşa yaratıldı, bilen de bilmeyen de konuştu, yazdı ama nedense bilenler yine daha az konuşan ve yazan taraf oldu. Arada olan yine biz tüketicilere oldu... Ben bir önceki yazımı burada tekrar etmek istemiyorum ancak kopan fırtınaların temel nedenlerinden biri olan etiketleme ile ilgili bizim ülkemizde ne yapılmak isteniyor, dünyada ne yapılıyor hakkında, tamamen yasal belgeler üzerinden kısaca bilgi vermek istiyorum.

Birçok ülke tüketicisini korumak amacı ile GDO’ları ve bu ürünleri içeren gıdaların etiketlendirilmesini yasalarla düzenlemiş ve sınırlandırmışlardır. Örneğin, Amerika Birleşik Devletleri’nde, genetik oynamadan sonra  gıdaların besin değerlerindeki değişim çok fazla ise, oluşan yeni ürünün alerjen içerme olasılığı varsa, veya son ürün yasal limitlerin dışında toksin içeriyor ise, FDA (Food and Drug Administration) bu ürünlerin paketlerinin üzerinde GDO bilgilendirmesini zorunlu kılmaktadır. Bunların dışında kalan ürünlerdeki etiket bilgileri isteğe bırakılmakla birlikte,  etiketlerde verilen her türlü GDO bilgisi tüketicinin yanlış yönlendirilmesini engellemek amacı ile FDA tarafından denetlenmektedir.

DİĞER ÜLKELERDE DURUM NE?
Örneğin, GDO içermez ifadesi, “Bu ürün yüzde 100 GDO içermez” anlamı taşıdığından ve organik tarımla üretilmiş ürünler dışında bunun ispatlanması çok zor olacağından bu tür bir etiketlenme FDA tarafından tavsiye edilmemektedir. Yerine, “Kullanılan malzemelerin hiçbirinin üretiminde biyoteknolojik yöntemler kullanılmamıştır”, “Bu yağın yapımında kullanılan soya genetik yöntemlerle üretilmemiştir”, “Bu ürün genetiği değiştirilmiş (GD) mısır içerir” gibi ibareler kullanılması önerilmektedir. Avrupa Birliği, Yeni Zelanda ve Japonya gibi ülkelerde farklılıklar göstermekle birlikte benzer düzenlemeler uygulanmaktadır. Örneğin, Avrupa Birliği bir ürününün içinde GDO miktarı yüzde 0,9’dan fazla ise mutlaka etikette belirtme zorunluğu getirmiştir. Bizde de aynı oran getirilmek istenmektedir. Bu oran  Avusturalya, Yeni Zelanda, Japonya’da yüzde 1 olarak belirlenmiştir. Etiketlerin üzerinde kullanılacak ibareler de yine tüketicinin sağlık, bilgilenme ve seçebilme hakklarının korunabilmesi için yasal maddeler halinde sıralanmıştır. Örneğin, Avrupa Birliği’nde eğer bir gıda veya tohum genetik modifikasyon (GM) ile üretilmişse; mısır gibi, domates gibi, bu durum etiket üzerinde zorunlu olarak belirtilir. Bir gıdanın içindeki maddelerden herhangi biri GM ile üretilimiş ise, örneğin GD mısır veya soyadan üretilen sıvı yağlar, GD mısırdan üretilen mısır nişastası ve bunları kullanarak yapılmış tatlılar, GD üzümden üretilen şaraplar, GD gıda katkı maddeleri vs. gibi, etikette belirtilmesi zorunludur. Hayvan yemlerinde de üretim sırasında genetik modifikasyonlar yapıldıysa etiktte belirtme zorunluluğu vardır.

ÜRÜN ETİKETLERİ NASIL OLMALI?
Türkiye’nin de imzaladığı Biyogüvenlik protokolü genetik mühendisliği yöntemleri kullanılarak elde edilmiş olan gıdaların insan sağlığı ve biyolojik çeşitlilik üzerinde oluşturabileceği olumsuz etkilerin belirlenmesini ve bu etkilerin kontrol altında tutulması için gerekli tedbirlerin alınmasını içine almaktadır. Bu amaç doğrultusunda, bizde de Avrupa Birliği’ndekine benzer bir çerçevede GDO düzenlemeleri yapılmıştır. Kopan kıyametlerin çoğu “GDO’suz ürünlerin etiketinde ürünün GDO’suz olduğuna dair ifadeler bulunamaz” maddesinden kaynaklanmakla birlikte, aynı ibare yukarıda da belirttiğim gibi  ABD’de de tüketiciyi yanlış yönlendirebileceği ve kötü niyetli kullanılabileciği düşüncesi ile uygun bulunmamıştır. Onun yerine (aynen kanunda yazıldığı gibi veriyorum)*:

a) GDO’lu gıdanın tek bileşenden oluşması durumunda “genetik olarak değiştirilmiştir” veya ürün ismi ya da hammaddenin ismi “genetik olarak değiştirilmiş ...........’den üretilmiştir” ifadesi ile birlikte etiket üzerinde yer almak zorundadır.
b) GDO’lu gıdanın birden fazla bileşen ihtiva etmesi durumunda, ürün ismi ya da bileşen ismi, “genetik olarak değiştirilmiş ..........” veya “genetik olarak değiştirilmiş ….......’den üretilmiştir” ifadeleri ile birlikte bileşen listesinde söz konusu bileşenden hemen sonra gelecek şekilde parantez içerisinde yer almak zorunda olup, parantez içindeki ifade diğer bileşenlerle aynı karakter büyüklüğünde olmalıdır.
c) GDO’lu dökme gıdaların beraberinde, etiket bilgilerini içeren belge bulundurulmak zorundadır.
ç) Yukarıda belirtilen etiketleme gerekliliklerinin yanı sıra, GDO’lu gıdaların GDO’suz eşdeğer ürünlerden; bileşimi, beslenme etkileri veya beslenme değeri, kullanım amacı açısından farklılık gösterdiği durumlarda, bu hususlar etiket üzerinde belirtilmelidir. Besin bileşeninde farklılık gösteren GDO’lu gıdalarda, beslenme etiketlemesi yapılması zorunludur.
d) GDO’lu gıdaların GDO’suz eşdeğer ürünlerden farklı olması durumunda, tüketilmesi sonucunda sağlık riski oluşturabilecek tüketici gruplarına ait uyarıların etiket üzerinde belirtilmesi zorunludur.
e) GDO kullanılarak elde edilen gıdanın GDO’suz eşdeğerinin olmaması durumunda, söz konusu ürünün doğası ve özelliklerine ait bilgilerin Türk Gıda Kodeksi’nde belirtilen hükümlere uygun olarak etiket üzerinde belirtilmesi zorunludur.
maddeleri zorunlu kılınmıştır. Yönetmeliğin tamamına aşağıda verilen internet sitesinden ulaşabilirsiniz.

BİLGİ ALDIĞINIZ KAYNAKLARA DİKKAT!
GDO’ların yasalarla sınırlandırılması bu ürünlerin kontrolsüz olarak ortalıkta dolaşmasının önünü ciddi olarak kapatıcaktır kanısındayım. Ancak burada kilit nokta denetimlerin ne kadar sıkı ve güvenilir yapıldığı olacaktır. Sanırım bizim bir anda paniğe kapılmamız ve her konuşana inanmamız da bugüne kadar yaşadığımız birçok olayın sonucunda oluşan güvensizlik sorunundan kaynaklanmaktadır. Bence burada biz tüketicilere düşen, tam ve doğru bilgilenmek ve haklarımıza sonuna kadar sahip çıkmaktır. Okuyalım... okuyalım... okuyalım... ancak okuduklarımızın bilimsel kurullardan geçerek yayımlanmış, güvenilirliği dünyaca kabul görmüş yayınlarla ne kadar örtüştüğünü de sorgulayalım...

*http://www.tarim.gov.tr/Files/Mevzuat/yonetmelik_son/GDO_YONETMELIK.htm

 


Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz.