Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
EĞLENEREK BESLENELİM
Yrd. Doç. Dr.  SİBEL ÖZİLGEN
Gıda Mühendisi
Yazı Boyutu:
Gıda zehirlenmelerine karşı alınabilecek önlemler: Birinci bölüm


Özellikle de yaz aylarının korkulu rüyasıdır gıda zehirlenmeleri... Biz ne kadar özen göstersek de, sanki hep bizim başımıza geliyormuş gibi hissederiz…

Mikroorganizmalar ya da halk arasındaki değişiyle mikroplar havada, suda, toprakta, gözümüzle göremesek bile her yerdedirler. Her karın ağrısında veya kusmada ilk aklımıza gelen suçlular mikroorganizmalar ve onların bozduğu yiyeceklerdir. Peki, hepsi kötü mü bu mikropların?

Beslenme ve gıda endüstrisi açısından bakıldığında mikroorganizmalar genel olarak üç grupta toplanabilirler. Ben öğrencilerime öğretirken de kolay hatırlayabilmeleri için  “iyi, kötü, çirkin” sınıflandırmasını kullanıyorum. İyi mikroorganizmalara yoğurt, ekmek, kefir v.s. yapmakta kullanılan veya sindirim sistemimizin doğal yapısında bulanan mikroorganizmaları örnek olarak gösterebiliriz. Çirkin dediğimiz mikroorganizmalar esas olarak yiyeceklerimizin kokusunu, görüntüsünü ve tadını çirkinleştirirler ama genelde hastalığa neden olmazlar. Zaten yemeğin kalitesini bozdukları için de insanlar bu yemekleri yemeği tercih etmezler. Kötü mikroorganizmalar! işte esas suçlu onlar... Genellikle yiyeceklerde ürediklerini belli etmezler ve insanlar farkında olmadan bu tür yiyecekleri tüketirler. Tüketilen mikroorganizmanın cinsine, miktarına, kişinin yaşına, bağışıklık sistemine, vb. bağlı olarak da bizleri değişik şekillerde hasta ederler. Bağışıklık sistemleri henüz gelişmekte olduğu için çoğunlukla da çocuklarımızda karşılaşırız bu problemle...

Peki sevdiklerimizi ve bizi hasta eden gıda zehirlenmelerini nasıl önleyeceğiz? Çok  basit, öncelikle düşmanımızı çok iyi tanıyacağız sonra da hijyen kurallarına uyacağız.

Mikroorganizmalar  (virüsler hariç) yaşayan varlıklardır. Doğru sıcaklığı, yiyeceği, nemi, oksijen miktarını, vb. buldukları zaman hızla ürerler. Çiğ yiyeceklerde bulunduğu gibi, pişmiş (işlenmiş) yiyeceklerde de uygun koşullar oluşursa memnuniyetle ürerler. İşte, size mikroorganizmalarla başa çıkabilmek için  birkaç ipucu...

1. Mikroorganizmaların çoğu  5°C ile 65 °C arasında hızlı ürerler. Yiyeceklerimizi bu dereceler arasında uzun süre tutmamaya dikkat etmeliyiz. Sıcak servis edilecek yiyecekleri sıcak, soğuk servis edilecek yiyecekleri bu derecelerin dışında soğuk tutmalıyız. Yiyecekleri asla oda sıcaklığında uzun süre bekletmemeliyiz. Mikroorganizmalar uygun koşullarda her 20 dakikada sayılarını ikiye katlayacak hızla ürerler.
2. Tenceredeki yiyeceğin tamamını değil, yenilecek kadarını başka bir kaba alıp ısıtmalıyız. Yiyecekleri tekrar tekrar ısıtıp soğutmamalıyız.
3. Yiyeceklerimizi tam pişirmeliyiz.
4. Asla kirli ellerle yemek hazırlamamalı ve servis etmemeliyiz. Tuvalete gittikten sonra, çiğ yiyeceklere dokunduktan sonra, evdeki evcil hayvanlarımızı elledikten sonra  ellerimizi iyice yıkamalıyız. Tırnaklarımız mutlaka çok temiz olmalı. Gıda zehirlenmelerinde kirli ellerin katkısı çok büyüktür.
5. Sebze ve meyveleri iyice yıkamadan tüketmemeliyiz.
6. Buzdolabımızda pişmiş ve çiğ yiyecekleri birarada bulundurmamaya özen göstermeliyiz. Çiğ et ve et ürünlerini buzdolabının en alt rafında saklamalıyız. Böylece çiğ etin suyunun sebze, meyve, veya pişmiş yiyeceklerin üzerine damlamasını engellemiş oluruz.
7. Pişmiş yiyecekle, çiğ yiyecek aynı tabağa konulmamalıdır. Bu hataya en çok pikniklerde mangal yaparken düşeriz. Çiğ etleri koyduğumuz tabağın kenarına pişmiş eti çıkarırız veya aynı maşa ile pişmiş ve pişmemiş eti tutarız. Bunları yapmamaya özen göstermeliyiz.
8. Hastaların, özellikle de ishal olan kişilerin iyileşinceye kadar yemek yapmamalarına dikkat etmeliyiz.
9. Yiyeceklerin üzerine öksürmemeli veya hapşırmamalıyız
10.  Yemeğin tadını ya da pişip pişmediğini kontrol etmek için kullandığımız kaşığı tencereye geri koymamalıyız.
11.  Dondurulmuş eti, tavuğu, balığı dışarıda değil, buzdolabının alt rafında veya mikrodalga fırında çözdürmeliyiz.
12.  Çözülmüş eti tekrar dondurmamalıyız. Bu nedenle etleri buzluğa küçük paketler halinde koymalıyız. Böylece sadece lazım olan kadarını çözüp, kullanabiliriz.
13.  Sokak satıcılarından yiyecek almamaya özen göstermeliyiz.
14.  Dondurma alacağımız zaman, satıcının kullandığı dondurma kaşığının temiz olup olmadığına, satıcı tarafından kaşığın nerede saklandığına dikkat etmeliyiz. Dışarıda veya bir suyun içinde bekletilen kirli dondurma kaşıklarında mikrop üreme olasılığı çok yüksektir.
15.  Kesinlikle son kullanma tarihi geçmiş yiyecekleri satın almamalı ve kullanmamalıyız.
16.  Mutfakta kullandığımız tencereden, kurulama bezine kadar herşeyin çok temiz olduğuna dikkat etmeliyiz.
17.  Özellikle çiğ et ve et ürünleri için ayrı kesme tahtası kullanmalı ve her kullanımdan sonra kesme tahtasını çok iyi yıkamalıyız.
18.  Bozulduğundan şüphe ettiğimiz yiyecekleri tüketmemeli, bu konuda asla risk almamalıyız.
19.  Çocuklarımızı hijyen konusunda okul öncesi çağlarda eğitmeli ve kendi davranışlarımızla da örnek olmalıyız.


Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz.