Hamilelikte miyomlar hormonların etkisiyle
büyüme eğilimi gösterir. Özellikle ilk 3 ayda hızlı büyüyen miyomlarda ikinci ve üçüncü 3 ayda
dejenerasyon adı verilen değişiklik meydana gelir.
Miyom konumuna göre ve rahim duvarındaki
yerleşimine göre problemlere neden olur. Eğer rahim odacığına yakın (submüköz miyomlar) miyom söz
konusuysa, vaginal kanama ve düşük riski oldukça yüksektir. Literatürde ilk 3 ayda bu tür miyomlarda
yüzde 40, ikinci 3 ayda ile yüzde 17 civarında oranında gebelik kaybı bildirilmektedir. Miyomlar
ayrıca, erken doğuma (yüzde 15-20 oranında), gelişme geriliği (yüzde 10), bebeğin rahim içinde duruş
anomalileri ve plasenta yapışma anomalilerine (dekolman ve plasenta previa) neden olmaktadır. Doğum
sonrası ise rahmin gevşemesi ve kasılamamasına bağlı ciddi doğum sonrası kanamalarına neden
olabilmektedir.
ÖZELİKLE İKİNCİ 3 AYA
DİKKAT!
Hamilelikte saptanan miyomların takibi genellikle yeterlidir. Özellikle ikinci 3
ayda ağrı kesicilere cevap vermeyen ağrılarda büyüyen ve dejenere olan miyomun rolü önemlidir.
Hamilelikte miyom alınması özellikle hızlı büyüyen ve karın iç zarı tahrişi bulguları veren
miyomlarda gerekli olabilmektedir. Ayrıca, saplı miyomların torsiyon adı verilen bükülmesi ile
meydana gelen ağrılı tabloda ameliyat tek çözüm olmaktadır.
Hamilelikte yapılan miyom
ameliyatları açık ve laparoskopik olarak yapılabilir. Özellikle saplı ve rahim yüzeyine yakın
yerleşen miyomlarda laparoskopik miyom alınması uygun olabilir. Diğer durumlarda ise açık cerrahi
gerekmektedir.
Miyom alınması operasyonun da rahim kasılmasına neden olabileceğinden,
operasyon öncesi rahim adalesinin kasılmasını engelleyen ilaçlarla tedavisi ve hazırlanması
gereklidir.
Sağlıklı ve mutlu bir hamilelik geçirmeniz dileklerimle...