ÜYE OL | ŞİFREMİ UNUTTUM

Çocuk Sağlığı ve Hastlaıkları Uzmanı Dr. Gülsemin Güloğlu, kırsal alanda çeşitli aktivitelerde bulunan kişileri “kene ısırması”na karşı dikkatli olmaları konusunda uyarıyor.

Vehbi Koç Vakfı Amerikan Hastanesi Pediatri Bölümü Uzmanı Dr. Gülsemin Güloğlu, piknik sezonunun başlaması sebebiyle son günlerde çocuklarda görülen kene ısırması vakalarında artış olduğuna dikkat çekerek ebeveynleri uyarıyor.

Dünyada ilk kez 1944 yılında Kırım’da saptanan ve daha sonra 1956 yılında Kongo’da görülen “Kırım Kongo Kanamalı Ateşi” (KKKA) hastalığına karşı alınabilecek önlemler konusunda Dr. Güloğlu, “Kırım Kongo Kanamalı Ateşi” hastalığının kene tarafından ısırılma ile “Nairovirus” adı verilen bir RNA virüsünün vücuda girmesiyle oluştuğunu; bazı durumlarda virüsü taşıyan canlıların kanı veya vücut salgılarıyla temas sonucu hastalığın bulaşıcı risk taşıyabileceğini de belirtiyor. “30 kadar farklı kene türü virüs taşıyabiliyor, “Nairovirus” virüsünü çoğunlukla “Hyalomma” cinsi keneler taşıyor.”

VAKALARIN YÜZDE 30’U ÖLÜMLE SONUÇLANIYOR
“Kene ısırması sonucu birkaç -en geç 9- gün sonra, virüsü içeren kan veya vücut salgılarıyla temastan genellikle 5-6 -en geç 13- gün sonra hastalık belirtileri görülüyor. Hastalık ateş, üşüme, titreme, yaygın kas ağrıları, iştahsızlıkla başlayıp; bulantı kusma, ishal gibi şikayetlerle kendini gösteriyor. İlk günlerde yüz, boyun ve göğüste cilt içi kanamaları, gözlerde kızarıklık ile kollarda bacaklarda morluklar oluşabiliyor. Hastalık nedeniyle burun, idrar ve bağırsaklarda kanamalar da görülebiliyor. Karaciğer yetmezliğinin de gelişebildiği vakaların yaklaşık yüzde 30’u ölümle sonuçlanıyor. Hastalığın genellikle 2. haftasında ölüm vakaları meydana gelmekle beraber; iyileşme de hastalığın 9. ve 10. günlerinde gerçekleşiyor.

Kanda virüse karşı oluşan antikorların gösterilmesiyle tanı konuluyor; bu antikorlar, virüsün alınmasından sonra 6. günden itibaren kanda beliriyor.

Ayrıca diğer laboratuvar tetkiklerinde karaciğer enzimlerinde yükselmeyle kanama testlerinde bozukluk görülebiliyor. Hastalığın belirli bir tedavisi yok. Kan ve kan ürünlerinin verilmesi gibi destek tedavi yöntemleri uygulanıyor. Kenenin vücuttan çıkartılması için profesyonel yardım gerekir.”

KESİN TEDAVİSİ YOK!
 “Özel pensetler yardımıyla kene bütün olarak vücuttan çıkartılmaya çalışılmalıdır. Eter veya başka bir anestezik madde kullanılarak kenenin çıkartılması tercih edimemelidir. Kene ısırığı sonrasında hemen koruyucu bir antibiyotiğe gerek yoktur. Ancak kişi, ısırık sonrası 10 gün süreyle ateş yüksekliği açısından dikkatle izlenmelidir. Ateş yüksekliği veya başka herhangi bir klinik belirti durumunda zaman kaybedilmeden sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır.

“Kırım Kongo Kanamalı Ateşi” hastalığının kesin bir tedavi yöntemi olmaması nedeniyle hastalığın kontrolünde korunma faktörleri büyük önem taşır. Korunma yöntemleri ise şu şekilde sıralanebilir:
• Kırsal alanlarda çalışan ve hayvancılıkla uğraşanlar, pantolon paçalarını çoraplarının içine sokmalı,
• Böcek uzaklaştırıcı ilaçlar vücuda veya kıyafetlere uygulanmalı,
• Hayvandan kene çıkarmaya çalışırken eldiven kullanılmalı,
• Kırsal alanlarda bulunduktan sonra vücut, kene açısından dikkatle incelenmeli,
• Vücuda kene yapışması durumunda bir sağlık kuruluşuna başvurulmalı.