Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Yazı Boyutu:

7,5 MİLYON ENGELLİ SIRADAN BİR YAŞAM İSTİYOR!

Bu yıl da özürlü yurttaşlar, 3 Aralık Dünya Özürlüler Günü vesilesiyle yılda bir kereliğine hatırlanmış oldu. Hiçbir düzenleme ve yasal geliştirme olmaksızın formaliteden kutlamalar, konuşmalar yapıldı, tutulamayacak sözler verildi.


Özürlü yurttaşların talepleri ise değişmedi: “Sadece sıradan, insanca bir yaşam…”

“Dünya Özürlüler Günü” bu yıl da özürlü yurttaşların, her yıl yalnızca bir kere hatırlanmanın burukluğunu yaşamasına yol açtı. Ne kadar iyimser laflar edilirse edilsin “iyimser” icraatların eksikliği, özürlülerin gündelik yaşamda çektiği sıkıntıları azaltmıyor. Türkiye’de, kaldırımlar yüksek olduğu için yürümekte zorlanacak, uygun mekanlar ve araçlar olmadığı için sinemaya, tiyatroya hatta hastaneye gidemeyecek, iş bulamadıkları için kendilerini ailelerine yük hissetmeye devam edecek ve hatta uygun okullar olmadığı için okuyamayacak 7.5 milyon yurttaş var. Peki “Geçen yıldan bu yana ne değişti ki bu yıldan gelecek yıla kadar ne değişecek?” diye soralım. Muhtemelen pek de iyi cevaplar alamayacağız. Özürlü olmayanlar, özürlü birini sıkıntılı bir durumda gördüğünde ya hiç ilgilenmeyecek, ya da acıma duygusuyla karışık bir eziklikle yardım etmeye çalışacak. Oysa özürlü yurttaşların istediği kendilerine acınması değil, sadece insan gibi yaşamak, okumak ve herkes gibi yaşamın sunduğu fırsatlardan faydalanmak.

ÖZÜRLÜLER KENDİ EVİNDE HAPİS
Türkiye’de 7.5 milyon özürlü yurttaş var ama aile bireylerinden biri özürlü olanlar da, özürlülerin günlük yaşamda çektiği sıkıntıları paylaşıyor. Daha fazla sorumluluk alıyor, daha fazla çaba harcıyorlar. Bu durumun değiştirilmesi için örgütlenerek mücadele eden özürlü ve özürlü yakınları olduğu gibi, özürlü bireyi adeta toplumun gözünden kaçırıp, sorunlarını gizleyenler de var. Ne yazık ki gerek ailelerin utancı, gerek hükümetin özürlülere karşı duyarsız tavırları gerekse yeterince örgütlü olunmaması gibi nedenler, özürlü yurttaşları evlerine hapsetmeye devam ediyor. 

OKUMAK İÇİN OKUL, YAŞAMAK İÇİN İŞ
Katlanarak devam eden sorunları çözebilmenin temel yolu ise, toplumun tüm kurumlarının ve tüm kesimlerin ortak çabasından geçiyor. Yani, özürlü bireylere götürülecek nitelikli, nicelikli ve öncelikli hizmetlerin yeterince sağlanabilmesi; ancak, devlet, üniversiteler ve demokratik kitle örgütlerinin ortak seferberliğiyle mümkün olabilir. Bunun için ise özürlülerin durumuna uygun mesleki eğitim programları geliştirilerek onların insanca yaşabilecekleri bir ortamın ekonomik altyapısının hazırlanması gerekiyor. Özürlü yurttaşların istihdamı ise ayrı bir sorun. Bununla da mücadelenin tek yöntemi yine yasal değişiklikler.

YASAL DÜZENLEME ŞART
Özürlülerin günlük yaşamda karşılaştığı sorunların çözümü için kent planlamalarının da  özürlü yurttaşları göz önüne alarak tasarlanması gerekiyor. Özürlüler, tüm bina, yapı ve konutlarda özürlülerin erişimini sağlayacak tedbirlerin alınması amacıyla bir yasa hazırlanmasını ve gerekli düzenlemeleri yapmayanlara ruhsat verilmemesini istiyor. Ayrıca en önemlisi hazırlanacak yasa ile kendilerini dört duvar arasına hapseden, özürlüyü düşünmeyen dünya görüşünün değiştirilmesini istiyorlar. Bu amaçla, şehir içi ve şehirlerarası taşımacılıkta kullanılan araçların, tesislerin, altyapı ve sistemlerin özürlülerin kullanımına uyumlu hale getirilmesinin de zorunlu kılınması gerekiyor.

RAKAMLAR NE DİYOR?
Dünya nüfusunun yüzde 10’u, Türkiye nüfusunun ise yüzde 12’si özürlü, yani ülkemizde yaklaşık olarak çeşitli özürleri olan yaklaşık 7.5 milyon yurttaşımız var. 7.5 milyon özürlü yurttaşımızın 2 milyon 230 bininin konuşma, bir milyon 274 bin 900’ünün eğitilebilir zeka geriliği, 127 bininin görme, 382 bininin işitme, 892 bininin ortopedik özrü, 637 bininin ise sürekli hastalığı var. 1,5 milyon özürlü çocuğumuzdan da yalnızca 45 bini özel eğitim imkanlarından yararlanabiliyor.




Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz.