Forum Anasayfası Forum Anasayfası > Genel Konular > Evlilik & İlişki
  Yeni Mesajlar Yeni Mesajlar RSS - evlilik üzerine(can dündar'dan)
  SSS SSS  Forumu Ara   Kayıt Ol Kayıt Ol  Giriş Giriş

Kapalı Konuevlilik üzerine(can dündar'dan)

 Yanıt Yaz Yanıt Yaz Sayfa  12>
Yazar
Mesaj
  Konu Arama Konu Arama  Konu Seçenekleri Konu Seçenekleri
saliha Açılır Kutu Gör
Katılımcı Üye
Katılımcı Üye


Kayıt Tarihi: 05 Kas 2007
Konum: İstanbul
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 553
Mesajın Direkt Linki Konu: evlilik üzerine(can dündar'dan)
    Gönderim Zamanı: 23 May 2008 Saat 14:25

EVLİLER OKUYUN.... BEKARLAR DERS ALIN.....

 

       Can Dündar yine üstatlığını konuşturmuş...

 

       Evlilik , inanmadığım halde içerisinde 17seneyi bitirdiğim bir kurum benim

       için.. 17 senede (abartmıyorum) 40 çift arkadaşımın son verdiği kurum ayni

       zamanda da...

       Evliliğimin bu kadar uzun sürmesinin gizi belki de kuruma inanmamaktan

       geçiyor.

       Evliliği toplumun dayattığı şekilde yasamamaktan...

       Nedir bu dayatmalar?

       Erkeğin muhakkak kadından yasça büyük olması , eğitim seviyesinin erkeğin

       lehine yada en azından eşit olması bunların sadece ikisi...

       Olmaz,yürümez diyor toplum...

       Erkek yaşça büyük olmalı ki, kadına 'höt' dediğinde oturmalı kadın...

       Ya da yumuşatıyorlar;

       Efendim kadın erkekten önce çöktüğü için (hani doğum felan) küçük olmalıymış

       yaşı...

       Eğitimde de böyle..

       Kadının çok okumuşu bilmiş olurmuş,evde kalmakmış layıkı ....

       EŞiM BENDEN 2 YAŞ BÜYÜK; ne 'höt' dememe gerek kaldı 17 senede, ne de

       benden önce çöktü...

       Yıllar içinde ben yaşlandıkça o gençleşti,

         -'Ooo Can bey kapmışsınız çıtırı 'esprilerine muhatap dahi oldum.

         EŞiM 3 ÜNiVERSiTE BiTiRDi; ben bi taneyi 9 senede   bitirdim..

         Ne o bana bilmişlik tasladı , ne ben ona ezik baktım...

 

       Kulağa gelen müzik tekse de, onu oluşturan notalar farklıdır der

       Halil Cibran...

 

       Bunu unutmadık biz.

       Ben konuşurken o dinledi,ben dinlerken o konuştu 17 sene.  O öfkeliyken

       ben, ben öfkeliyken o 'haklısın bitanem...'dedik,

       Öfke bitip fırtına durulduğunda 'ama bi de böyle düşün' de dedik fikrimizi

       savunurken.

       Farklı insanlar olarak görmedik birbirimizi, aynı amaç için savaşan

       neferlerdik bu hayatta...

       Asla bilmedik ne kadar para kazandığımızı, ortak cüzdanımızdan gerektiği

       kadar aldık..

       Ne kadar çalarsa çalsın masanın üstünde telefon, kim bu saatte arayan karşı

       cins diye sorgulamadık da ama...

       Sevginin en büyük dostuydu bizim için 'güven'... Ve güvenin ardına

       saklanmış bir 'saygı' vardı daima...

       Ne kavgalar, ne badireler atlattık 17 senede...

       Eee ülkeler neler gördü, biz çekirdek aile mi sütliman yaşayacaktık...

       Bir gün öyle bir girdik ki birbirimize, ben ilk kez odamın

       dışında yattım  bi gece, misafir odasında...

      

       Gece yarısı kapı açıldı eşim;

       -Ne yapıyorsun burda?' diye sordu kapının eşiğinden, 'uyuyorum' dedim buz gibi bi sesle...

       Gitti, gelmesi 1 dakikasını almıştı elinde yastıkla... 'kay yana' dedi

       daracık yatakta. 'ne yapıyorsun?'dediğimde 'benim yerim   senin yanın, sen

       gelmezsen ben gelirim' dedi...

       Anladım ki o gece, en uzun kavgamız yat saatine kadar sürecek...

       Ve bence doğrusu da bu...Özen gösterdik o günden sonra, evin her yerinde

       kavga ettik, yatak odamız hariç..

       Kırsak da zaman zaman kalplerimizi, asla kin tutmadık birbirimize...

       Toplum kurallarıyla oynasaydık bu oyunu belki de 41   inci

       çift olacaktık o listede...

       Ama oyunun kurallarını biz koyduk... Nede olsa bizim

       oyunumuzdu, oynanan...

         Evlilik; hesapsız içine dalınması gereken bi oyun bence...

       Topluma kulaklarını tıkayarak hem de... Ne benim, ne de

       bizim sözlerimizle...

       Sadece gönlünüzden geçtiğince ...Dediği gibi Ataol Behramoğlu'nun ;

 

       '...Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:

         Yaşadın mi büyük yaşayacaksın, ırmaklara, göğe, bütün

       Evrene karışırcasına.Çünkü ömür dediğimiz şey,

       hayata sunulmuş bir armağandır.Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana...'

 

       CAN DÜNDAR

 

       Hayat kısa gelen bir battaniye  gibidir.

       Yukarı çekersin ayak parmakların isyan

       eder. Aşağı çekersin omuzların titrer.

       Ama yine de, neşeli insanlar dizlerini karınlarına çeker,

      rahat bir uyku   uyumayı başarır..........

Yukarı Dön
oğuzkağan Açılır Kutu Gör
Altın Üye
Altın Üye


Kayıt Tarihi: 10 Oca 2008
Konum: Sinop
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 2960
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 23 May 2008 Saat 14:52
çok güzel bir yazı.paylaşımın için teşekkürler canım
[
Yukarı Dön
hilal Açılır Kutu Gör
Kıdemli Moderatör
Kıdemli Moderatör

Seha'nın Annesi Forumun İnci Tanesi

Kayıt Tarihi: 28 Eki 2007
Konum: Diyarbakır
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 24972
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 27 Ağu 2008 Saat 14:13


Evlilik, inanmadigim halde içerisinde 17 seneyi bitirdigim bir kurum
benim için.. 17 senede (abartmiyorum) 40 çift arkadasimin son verdigi
kurum ayni zamanda da… Evliligimin bu kadar uzun sürmesinin gizi
belkide kuruma inanmamaktan geçiyor.

Evliligi toplumun dayattigi sekilde yasamamaktan… Nedir bu dayatmalar?

Erkegin muhakkak kadindan yasça büyük olmasi, egitim seviyesinin
erkegin
lehine yada en azindan esit olmasi bunlarin sadece ikisi…

Olmaz, yürümez diyor toplum… Erkek yasça büyük olmali ki, kadina
‘hot’ dediginde oturmali kadin… Yada yumusatiyorlar;

-Efendim kadin erkekten önce çöktügü için (hani dogum felan) küçük
olmaliymis yasi…

Egitimde de böyle.. Kadinin çok okumusu bilmis olurmus, evde
kalmakmis layiki….

ESiM BENDEN 2 YAS BÜYÜK; ne ‘hot’ dememe gerek kaldi 17 senede, ne de
benden önce çöktü…

Yillar içinde ben yaslandikça o gençlesti,

-’Ooo Can bey kapmisiniz çitiri’ esprilerine muhattap dahi oldum.

ESiM 3 ÜNiVERSiTE BiTiRDi; ben bi taneyi 9 senede bitirdim..

Ne o bana bilmislik tasladi, ne ben ona ezik baktim… Kulaga gelen
müzik tekse de, onu olusturan notalar farklidir der Halil Cibran…

Bunu unutmadik biz.

Ben konusurken o dinledi,ben dinlerken o konustu 17 sene.

O öfkeliyken ben, ben öfkeliyken o ‘haklisin bitanem…’ dedik,

Öfke bitip firtina duruldugunda ‘ama bi de böyle düsün’ de dedik
fikrimizi savunurken.

Farkli insanlar olarak görmedik birbirimizi, ayni amaç için savasan
neferlerdik bu hayatta…

Asla bilmedik ne kadar para kazandigimizi, ortak cüzdanimizdan
gerektigi kadar aldik..

Ne kadar çalarsa çalsin masanin üstünde telefon , kim bu saatte
arayan karsi cins diye sorgulamadik da ama…

Sevginin en büyük dostuydu bizim için ‘güven’… ve güvenin ardina
saklanmis bir ’saygi’ vardi daima…

Ne kavgalar, ne badireler atlattik 17 senede…

Eee ülkeler neler gördü, biz çekirdek aile mi sütliman yasayacaktik…

Bir gün öyle bir girdik ki birbirimize, ben ilk kez odamin disinda
yattim bi gece, misafir odasinda…

Gece yarisi kapi açildi esim;

-’Ne yapiyosun burda?’ diye sordu kapinin esiginden, ‘uyuyorum’ dedim
buz gibi bi sesle… Gitti, gelmesi 1 dakikasini almisti elinde
yastikla… ‘kay yana’ dedi daracik yatakta. ‘ne yapiyosun?’ dedigimde
‘benim yerim senin yanin, sen gelmezsen ben gelirim’ dedi…

Anladim ki o gece, en uzun kavgamiz yat saatine kadar sürecek…

Ve bence dogrusu da bu…

Özen gösterdik o günden sonra, evin her yerinde kavga ettik, yatak
odamiz haric..

Kirsak da zaman zaman kalplerimizi, asla kin tutmadik birbirimize…

Toplum kurallariyla oynasaydik bu oyunu belki de 41 inci çift
olacaktik o listede…

Ama oyunun kurallarini biz koyduk… Nede olsa bizim
oyunumuzdu,oynanan…

Evlilik; hesapsiz içine dalinmasi gereken bir oyun bence…

Topluma kulaklarini tikayarak hemde… Ne benim, ne de bizim
sözlerimizle…

Sadece gönlünüzden geçtigince…

Dedigi gibi Ataol Behramoglu’nun;

’…Yasadiklarimdan ögrendigim bir sey var:

Yasadin mi büyük yasayacaksin, irmaklara, göge, bütün evrene
karisircasina.Çünkü ömür dedigimiz sey, hayata sunulmus bir
armagandir. Ve
hayat, sunulmus bir armagandir insana…
Bazılarını hoşgörmüyorum,tahammül ediyorum...Ama tahammülünde bir sınırı var,biliyorum...
Yukarı Dön
yeliz Açılır Kutu Gör
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 18 Eki 2007
Konum: Ankara
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 1434
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 27 Ağu 2008 Saat 15:38
ClapClapClap hilalim sağol çok güzel bir paylaşım. bu arada can dündar ın da emeğine ellerine sağlık.ClapClapClap
Yukarı Dön
zeynep Açılır Kutu Gör
Pırlanta Üye
Pırlanta Üye

canım oğlum Mehmet Efe'm

Kayıt Tarihi: 18 Kas 2007
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 9759
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 27 Ağu 2008 Saat 19:56
ClapClapClown
Yukarı Dön
yasemin Açılır Kutu Gör
Kıdemli Moderatör
Kıdemli Moderatör


Kayıt Tarihi: 16 Oca 2007
Konum: zehraninvillasi
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 107177
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 27 Ağu 2008 Saat 20:25
gerçekten çok güzel bir yazı daha öncede okumuştum.teşekkürler evlilik budur dedirten bi yazı tşkler emegine saglık

Yukarı Dön
bengisu Açılır Kutu Gör
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 07 Kas 2007
Konum: Konya
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 1598
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 27 Ağu 2008 Saat 22:34
vay  be emeğine sağlık canım benimClown
Yukarı Dön
egeliege Açılır Kutu Gör
Üye
Üye


Kayıt Tarihi: 15 Ağu 2008
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 41
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 28 Ağu 2008 Saat 22:35

tşkler bızlerle paylaştığın için çok güzeldi  helal olsun can bey'e

 

emınım eşide bu yazıyı okuyunca çok sevınmıştır

Yukarı Dön
 Yanıt Yaz Yanıt Yaz Sayfa  12>
  Konu Paylaş   

Forum Atla Forum İzinleri Açılır Kutu Gör

  | İletişim | Reklam | Gizlilik İlkeleri Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz.