Forum Anasayfası Forum Anasayfası > Genel Konular > Günlük yaşam hakkında
  Yeni Mesajlar Yeni Mesajlar RSS - Güncel Haberler
  SSS SSS  Forumu Ara   Kayıt Ol Kayıt Ol  Giriş Giriş

Kapalı KonuGüncel Haberler

 Yanıt Yaz Yanıt Yaz Sayfa  123 70>
Yazar
Mesaj
  Konu Arama Konu Arama  Konu Seçenekleri Konu Seçenekleri
Beyza Açılır Kutu Gör
Moderatör
Moderatör


Kayıt Tarihi: 27 Ara 2007
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 8752
Mesajın Direkt Linki Konu: Güncel Haberler
    Gönderim Zamanı: 05 Nis 2012 Saat 17:39

İnternette oyun oynarken doğurdu, bebeğini poşete koyup çöpe attı, oyuna geri döndü

İnternet kafede oyun oynarken doğum yaptı

Güney Kore'nin başkenti Seul'de bilgisayar oyunu bağımlısı kadın yeni doğan bebeğini öldürdüğü gerekçesiyle tutuklandı.

Polis, neredeyse her gün oyun oynamak için internet kafeye giden 26 yaşındaki kadının kafenin tuvaletinde doğum yaptığını ve bebeği plastik bir poşete koyduğunu belirtti.

AFP'nin haberine göre 25 Mart'ya gerçekleşen olayda, kadın ağzını kapattığı poşeti internet kafenin yakınındaki bir otopartka bulunan çöp konteynerine attı. Kadın daha sonra hayatına hiçbir şey olmamış gibi devam etti.

DOĞUMUN BAŞLADIĞINI BİLE FARK ETMEMİŞ
Polis sözcüsü, son ana kadar kadının oyuna devam ettiğini, hatta oyun oynarken doğumun başladığının bile farkına varmadığını vurguladı.

Sözcü, kadının "çocuk cinayeti" suçlamasıyla yargılanacağını ifade etti.

Güney Kore hükümetinin tahminlerine göre 50 milyon nüfuslu ülkenin 2 milyonu internet ve bilgisayar oyunu bağımlısı.

OYUNLAR DAHA ÖNCE DE CAN ALDI
Ülkede internet oyunlarına bağımlılık, geçmişte de ölüm vakalarına neden olmuştu.

2010 yılında bir anne, internette oyun oynamaktan yorgun düştüğü bir sırada üç yaşındaki oğlunu öldürmüştü. Aynı yıl 15 yaşında bir çocuk çok fazla oyun oynadığı için kendisini azarlayan annesini öldürmüş ardından intihar etmişti.

Yine 2010'da, 41 yaşında bir erkek, eşiyle birlikte çok oyun oynayıp bebeklerini açlıktan öldürdükleri gerekçesiyle iki yıl hapse mahkum edildi

Düzenleyen Beyza - 06 Nis 2012 Saat 19:27
Şeker küpü olarak doğdum,sonra neşe küpü,bir zaman sonra zeka küpü,derken sinir küpü şimdilerde sabır küpü gibiyim. Sonumdan endişeliyim...
Yukarı Dön
Gamze Açılır Kutu Gör
Kıdemli Moderatör
Kıdemli Moderatör
Simge
Dora'nın annesi

Kayıt Tarihi: 28 Eyl 2007
Konum: İzmir
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 12808
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 06 Nis 2012 Saat 01:14

Elektrik ve gaza yine zam gelebilir

EPDK'nın Kurucu Başkanı Günay, hükümetin BOTAŞ'ın artan zararını düşürmek için doğalgaza bir kez daha zam yapacağını, elektrik fiyatlarının da artacağını öngördü.

 

Elektrik ve gaza yine zam gelebilir

Doğalgaza yüzde 18.7, elektriğe yüzde 8.1 oranında yapılan zamlar gündemdeki sıcaklığını korurken yeni zam endişesi doğdu.

CNBC-e'ye konuşan Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Kurucu Başkanı Yusuf Günay, "BOTAŞ bugün zarar eden bir kuruluştur. Dolayısıyla yine bir zam gelecektir. Elektriğe de zam bekliyorum" dedi.

Zamlardan tüketici kadar üreticinin de memnun olmadığını kaydeden Günay "Bizim ülkemizdeki enerji problemleri Bakanlar Kurulu gündeminde futbol kadar yer almamıştır. Maalesef bu konuya sadece beyanatlarla yaklaşılıyor. Hükümet programında yerli kaynaklara dayalı bir enerji piyasası öngörülüyor. Ancak şimdi tamamen bunun tersi yapılıyor" diye konuştu.

Enerjide dışa bağımlılığın azaltılarak yerli kaynakların öne çıkarılması gerektiğini söyleyen Günay, yenilebilir enerji yatırımlarına verilen teşviklerin yatırımcıya fayda sağlamadığını ifade etti.

Günay sözlerini "Yatırımcı bürokrasiden yoruldu, hükümet engel olmasın yeter" şeklinde tamamladı.

Elektrik ve doğalgaza 1 Nisan'dan itibaren zam yapılmıştı.

Msn'den alıntıdır...




<a href="http://evimizelimizde.blogspot.com.tr/">http://evimizelimizde.b
Yukarı Dön
miss hugolina Açılır Kutu Gör
Pırlanta Üye
Pırlanta Üye


Kayıt Tarihi: 20 Eki 2007
Konum: kendi halinde:)
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 9455
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 06 Nis 2012 Saat 10:08

Türk-Yunan simit savaşının ayak sesleri

Yorgo KIRBAKİ/ATİNA
6 Nisan 2012
Türk-Yunan simit savaşı

Ege’nin iki yanında baklavadan sonra şimdi de simit-kulurisi savaşı çıkabilir.

 İstanbul Simitçiler Odası Başkanı Zeki Sami Özdemir’in simit için uluslararası patent alma girişimi Atina’da tepki yarattı. Elefteros Tipos gazetesi haberinde “Türk Yunan çekişmesinde yeni raund: Kardak kayalıkları ve baklavadan sonra sıra simite geldi” dendi. Gazete, simitin Hazreti İsa’dan önce bilinen bir gıda maddesi olduğunu, Bizans İmparatorluğu döneminde özellikle İstanbul ve Selanik’te sevildiğini yazdı.

Simitçilerin, Yunanistan-Arnavutluk sınırındaki Epir bölgesinde de çok yaygın olduğunu kaydedilen haberde, öyle ki, ağır simit tepsilerini taşımanın kafa biçimindeki karakteristiği bile etkilediği öne sürüldü.

Elefteros Tipos, geçen yüzyıllarda Epir’de annelerin oğullarına “İnşallah İstanbul’da simitçi olursun” duası verdiklerini belirtti.

Yukarı Dön
miss hugolina Açılır Kutu Gör
Pırlanta Üye
Pırlanta Üye


Kayıt Tarihi: 20 Eki 2007
Konum: kendi halinde:)
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 9455
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 06 Nis 2012 Saat 10:10

Sahte kanser ilacı bu kez Türkiye'deki adıyla piyasada

Associated Press
6 Nisan 2012
Sahte ilaç Türkiyedeki adıyla piyasada

ABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA), uzun süredir piyasada dolanan sahte kanser ilaçlarıyla ilgili yeni bir uyarı yaparak, ilaçların bu kez de Türkiye’deki marka adıyla piyasaya sürüldüğünü bildirdi.

FDA yetkilileri yaptıkları açıklamada kalın bağırsak, akciğer, böbrek ve beyin kanserinin tedavisinde kullanılan ilacın sahte versiyonlarında etkin madde bulunmadığına dikkat çekti.

 

Yetkililer, seri numarası B6021 olan bütün ilaçların sahte olduğunu bildirdi.

 

ABD’deki doktorların sahte ilaçları İngiltere lisanslı Richards Pharma şirketi aracılığıyla aldığı belirtildi. Şirket aynı zamanda Richards Services, Warwick Sağlık Çözümleri ve Ban Dune Pazarlama adıyla da hizmet veriyor.

 

İngiliz yetkililer de dün yaptıkları açıklamada Richards Pharma’nın Türkiye’den 120 paket sahte ilaç getirdiğini bildirdi. Paketlerin 38’inin doğrudan ABD’ye gönderildiği, geri kalanının ise ilaçları yeniden ABD’ye ihraç eden bir başka İngiliz distribütöre satıldığı ifade edildi.

Yukarı Dön
miss hugolina Açılır Kutu Gör
Pırlanta Üye
Pırlanta Üye


Kayıt Tarihi: 20 Eki 2007
Konum: kendi halinde:)
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 9455
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 06 Nis 2012 Saat 10:14

Bakanlık bu göz damlasını yasakladı



Bakanlık bu göz damlasını yasakladı

Sağlık Bakanlığı, gözde kalıcı bozukluk, görme azalması ve kornea nakli gerektirecek hasarlara neden olabileceği bildirilen göz damlasının, eczanelerde satışına yasak getirildiğini, bu karara uymayan eczaneler hakkında cezai işlem yapılacağını duyurdu.


Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Başkanlığı’ndan Türk Eczacıları Birliği’ne (TEB) gönderilen yazıda 'Alcaine yüzde 0,5 Oftalmik Çözelti' adlı göz damlasının gözde geri dönüşü olmayan önemli hasarlara hatta kornea nakli gerektirecek hasarlara neden olabileceği belirtildi.

 

KALICI HASARA NEDEN OLUYOR

 

Yazıda, bu konuda Türk İlaç Advers Etkilerini İzleme ve Değerlendirme Merkezi’ne (TÜFAM) yapılan bildirimlerin sürdüğü belirtilerek şöyle denildi:

"Alcaine yüzde 0.5 Oftalmilk Çözelti adlı preparatın kontrolsüz ve amaç dışı kullanımı olduğuna dair TÜFAM’a çeşitli hastanelerden bildirimler yapılmıştır. Söz konusu ilacın doktor kontrolü dışında kullanımı korneada kalıcı bozukluk, görmenin azalması ve keratoplastiyi (kornea nakli) gerektiren operasyonlara sebep olmaktadır. Bu konu daha önce yazılarımızla bildirilmişti. Ancak TÜFAM’a yapılan bildirimlerin devam etmesi sonucu bakanlığımız beşeri tıbbi ürünlerin sınıflandırılmasına dair yönetmenliğin 9. madde b bendi gereği söz konusu ilacın eczanelerde perakende satışının iptali kararı almıştır. Bu kararın tüm illerdeki ecza odalarına tarafınızdan duyurulması gerekmektedir. Ayrıca bakanlığımızın aldığı karara uymadan perakende satış yapan eczaneler hakkında işlem yapılacağı hususunda bilgi ve gereğini rica ederim."

 

REÇETE İLE DAHİ SATILAMAYACAK

 

Türk Eczacıları Birliği’de eczacı adalarına yazı göndererek Sağlık Bakanlığı’nun göz damlasıyla ilgili kararını duyurdu. Sağlık Bakanlığı söz konusu göz damlasıyla ilgili olarak hazırlanacak reçetelerin sadece göz uzmanları tarafından düzenlenebileceğini, reçetesiz satış yapılamayacağı , düzenlenen reçetelerin eczanelerde 1 yıl süreyle saklanması konusunda eczaneleri daha önce 2 kez uyarmıştı.

 

Alınan son karardan sonra söz konusu göz damlası eczanelerden reçete dahi olsa satın alınamayacak. Göz damlası ancak hastanelerde uzman göz doktoru kontrolünde kullanılabilecek.

 



Düzenleyen Beyza - 06 Nis 2012 Saat 19:26
Yukarı Dön
miss hugolina Açılır Kutu Gör
Pırlanta Üye
Pırlanta Üye


Kayıt Tarihi: 20 Eki 2007
Konum: kendi halinde:)
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 9455
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 06 Nis 2012 Saat 23:00

Osmaniye'nin Kadirli ilçesinde doğuştan yakalandığı İktiyozis Vulgaris hastalığı sebebiyle acı çeken 3 yaşındaki Dila Alp, parasızlıktan tedavi olamıyor.

Vücudunun tamamı buruşuk ve timsah derisi görünümünde doğan Dila için doktorlar, İktiyozis Vulgaris teşhisi koydular. Şu an 3 yaşında olan Dila'nın hastalığı her geçen gün daha da artarak tüm vücudunu sarıyor.

Kızının tek başına ihtiyaçlarını gideremediğini söyleyen anne Seda Alp, "Kızım doğuştan bu hastalığa yakalandı. Tedavi için hemen Osmaniye Devlet Hastanesine gittik. Orada teşhis koyamadılar. Biz de Kayseri Erciyes Üniversitesine götürdük. Burada ise
doktorlar İktiyozis Vulgaris teşhisi koydular fakat çözüm bulamadılar.

Son olarak Ankara Gülhane Askeri Tıp Akademisi (GATA)'ne götürdük. Burada da aynı teşhis koymalarına rağmen kızımın kaşıntılarına çare bulamadılar ve hocalar hastalığın yurt dışında tedavisi olabileceğini söylediler. Eşim işsiz, çalışmıyor. Bizim de maddi durumumuz iyi olmadığı için yurt dışına götüremedik ve Kadirli'ye döndük" dedi.

Kızının acı çektiğini ve devamlı kaşınıp ağladığını anlatan anne Alp "Kızım sokakta arkadaşlarıyla oynayamıyor. Çocuklar kızımdan kaçıyor, kimileri de tiksiniyor.

Geceleri uyuyamıyor, ağlıyor, acı çekiyor, kaşınıyor. Bize de vücudunu kaşımamız için yalvarıyor. Bu şekilde artık dayanamaz oldum. Sabahlara kadar kızımla birlikte ben de ağlıyorum. Yetkililerden ve hayırseverlerden kızım için yardım bekliyorum" diye konuştu

Yukarı Dön
miss hugolina Açılır Kutu Gör
Pırlanta Üye
Pırlanta Üye


Kayıt Tarihi: 20 Eki 2007
Konum: kendi halinde:)
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 9455
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 07 Nis 2012 Saat 16:23

Dinçer'den üst limit, alt limit açıklaması

Dinçerden üst limit, alt limit açıklaması

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, okula başlama yaşıyla ilgili olarak, ''72 ayı üst limit olarak belirleyeceğiz ama hangi ayın alt limit olacağını yönetmelikle ilan edicez.

Haberi Kaydet Arkadaşına Gönder
< style="OVERFLOW: " Spacing=0 height=200 ="http://www.haber7.com/load-banner.php?id=107&cat=1" Border=no width=200 name=frm107 scrolling=no>

Dinçer, İstanbul Ticaret Odası'nın (İTO) ilköğretim 5'inci sınıf öğrencileri için hazırladığı ''Ticaretin Efsanesi'' adlı kitabın tanıtım toplantısında soruları cevapladı.

Zorunlu eğitimi 12 yıla çıkaran kanunla okula başlama yaşının zihinlerde karışıklık yarattığına ilişkin bir soruya karşılık Dinçer, kanunun 60 ile 72 ay arasındaki çocukların okula başlayabilmeleri için yetki verdiğini söyledi.

Dinçer, zaten 72 ay ile 84 ay arasındaki çocukların da bu yıl okula başlayacaklarını ifade ederek, şunları kaydetti:

''O açıdan hiç tereddüte gerek yok. Biz okul kayıt zamanı gelmeden önce hangi aydan itibaren çocuklarımızın kaydını yapacağımızı kamuoyu ile paylaşacağız. Dolayısıyla yaş ve ayla ilgili tartışmalar konusunda şimdiden birtakım tereddütler yaşamaya gerek yok. Biz tüm dünyadaki uygulamalara, şu anda Türkiye'deki derslik sayısına, öğretmenimizin özelliklerine, çocuklarımızın durumuna ve müfredat programıyla ilgili yapacağımız değişikliklere bakarak, hepsiyle uyumlu bir açıklamayı önümüzdeki dönemlerde yapacağız. Biz bu yaşla ilgili geçiş sürecini sağlarken mümkün olduğu kadar sorun çıkarmadan, çocuklarımızı ve ailelerimizi tedirgin etmeden, sağlıklı ve problemsiz bir geçişi sağlayacak türden çalışma yapacağız. Herkes emin olmalı ki tüm ailelerin çocuklarını kendi çocuklarımız gibi görüp, şimdiye kadar nasıl yürütüyorsak aynı şekilde yürütmeye devam edeceğiz.''

-''Bir şey söylemeye çekinmeye başladım''-

Bakan Dinçer, cuma günleri Kur'an-ı Kerim dersleriyle ilgili açıklamasına ilişkin soru üzerine, bu konularda aslında bir karardan bahsetmediğini vurgulayarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Lütfen herhangi bir şeyi söylerken o söylediğim ifadenin bir önceki cümlesine veya bir sonraki cümlesine bakınız. Ben sadece o meseleyi anlatırken yüksek sesle düşündüğümü ifade ettim, bir karardan bahsetmedim. Şunu söyleyeyim, artık meseleyi öyle ele alıyorsunuz ki ben hakikaten bir şey söylemeye çekinmeye başladım size. Sırf kamuoyunun ilgisini çekebilmek için bazen atılan başlıklar bizim söylediklerimizden çok farklı anlam içermeye başlıyor. Şunu söylemeliyim, ben okullarımızda Kur'an-ı Kerim dersi veya alınacak din dersleriyle ilgili olarak çocukların birbirinden ayrışmasını sağlayacak ve mahalle baskısı gibi türden birtakım sorunları çağrıştıracak bir uygulamadan imtina edeceğimi söyledim ve tekrar bunu söylüyorum. Başka bir şey söylemiyorum size. Çünkü ben cuma günü meselesini ifade ettiğimde bu cuma günü 'mesela' diye açıkladığım bir tarzı vardı ama ertesi gün o mesela kısmı yoktu açıklamalarda. Şu an tekrar söylüyorum, biz Kur'an-ı Kerim derslerini, din derslerini okulumuzda işlemeye başladığımızda mahalle baskısını ima edecekveya bu tür sonuçları doğuracak veya çocuklarımızı birbirinden ayrıştıracak bir uygulama yapmamaya özen göstereceğiz. Benim söylediğim şey bu, bunun dışında herhangi bir şey söylemiyorum.''

Okul öncesi eğitimin bu vesileyle tartışmaya açılmasını da anlamakta güçlük çektiğini ifade eden Dinçer, ''Okul öncesi eğitime dair biz bir karar vermedik ki bugüne kadar. Okul öncesi eğitim olacak ve yine tıpkı bundan önce olduğu gibi okul öncesi eğitim için de çocuklarımızı eğitime alabilmek amacıyla yüzde 100 okullaştırmak için çaba sarf edeceğiz'' diye konuştu.

Bakan Dinçer, yüzde 100 okullaşma amacıyla şimdiye kadar 60-72 ay arasındaki çocukları okul öncesine aldıklarını anlatarak, şunları kaydetti:

''Ancak 36 ile 72 ay arasındaki çocuklarımızı da kabul ediyorduk veli getirdiği takdirde. Şimdi yine 36 ile 60 ay arasındaki çocuklarımızı kabul edeceğiz ama 48 ile 60 ay arasındaki çocuklarımız için de yüzde 100 okullaşmaları için yoğun çaba sarf edeceğiz. Bu açıdan velilerimiz yine şunu bilmeliler, biz hazırlayacağımız yönetmelikle birlikte 72 ayı üst limit olarak belirleyeceğiz ama hangi ayın alt limit olacağını yönetmelikle ilan ettikten sonra alt limit olarak belirlenen aydan çocukları okula alacağız. Zorunlu olarak alacağız. Onun dışındakileri velilerin tercihine bırakacağız. O alt limitin ne olacağını henüz kamuoyuna açık bir şekilde söylemedik, çünkü bununla ilgili henüz kararımız yok.''

Yukarı Dön
miss hugolina Açılır Kutu Gör
Pırlanta Üye
Pırlanta Üye


Kayıt Tarihi: 20 Eki 2007
Konum: kendi halinde:)
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 9455
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 07 Nis 2012 Saat 16:26

Dul kadına çifte maaş için SGK ne dedi?

Dul kadına çifte maaş için SGK ne dedi?

SGK Başkanı Fatih Acar, Yargıtay'ın dul kadına ölen eş ve babasının aylıklarının bağlanması kararına ilişkin 'Vatandaş rahat olsun, ben hakkımı mı kaçırıyorum diye düşünmesin' dedi

Haberi Kaydet Arkadaşına Gönder
< style="OVERFLOW: " Spacing=0 height=200 ="http://www.haber7.com/load-banner.php?id=107&cat=2" Border=no width=200 name=frm107 scrolling=no>

SGK Başkanı Fatih Acar, Yargıtay'ın dul kadına ölen eş ve babasının aylıklarının bağlanması kararına ilişkin, ''Yargıtay kararının gerekçesini görmeden bir şey yapmamız doğru olmaz, öncelikle gerekçeli kararı bekliyoruz'' dedi.

Acar, yaptığı açıklamada, Yargıtay'ın eşinden ölüm aylığı alan dul kadının, ölen babasından da aylık almak istemiyle açtığı davayı reddeden mahkeme kararını bozduğunu hatırlatarak, Yüksek Mahkeme'nin, 506 sayılı Kanun'a eklenen geçici maddeyle 6 Ağustos 2003'den önce hak sahibi kız çocuklarına bağlanan gelir ve aylıkların, evlenme ve çalışma halleri hariç geri alınmayacağını hükme bağlandığı için 6 Ağustos 2003'ten önce ölen babası nedeniyle hak sahibi olan davacının, eşinden ölüm aylığı alsa bile babasından da ölüm aylığı alabileceğinekarar verdiğini hatırlattı.

Mevzuattaki konuyla ilgili hükümlerin açık ve net olduğuna işaret eden Acar, 506 sayılı Kanun'un 68. maddesine göre, bir kadının hem babasından hem de eşinden aylığa hak kazanması durumunda, bu aylıklardan sadece yüksek olanının ödendiğini söyledi.

Acar, 5510 sayılı Kanun'un 54. maddesinde ise hangi aylığın alınacağının kişilerin tercihine bırakıldığını ifade ederek, şunları söyledi:

''Bazen hak sahibi düşük olan aylığı da talep edebiliyor. Yargıtay da böyle bir karar vermiş. Kararın gerekçesini görmeden bir şey yapmamız doğru olmaz, öncelikle gerekçeli kararı bekliyoruz. Gerekçeli karar geldikten sonra kurum olarak bunu değerlendireceğiz ve kamuoyuna da bu konuyla ilgili bir açıklama yapacağız.

Vatandaşların kurum ünitelerine başvurmasını gerektiren bir durum yok. Vatandaş rahat olsun, 'acaba ben hakkımı mı kaçırıyorum' gibi bir duyguya kapılmasın. Vatandaşlarımız sakin olsun, sonuçta biz kurum olarak yargı kararı neyse uyarız.Ayrıca, Yargıtay kararına göre, dul kadının ölen babasından ve eşinden aylık alabilmesi için ölen babanın ve eşin SSK emeklisi olması gerekiyor. Ayrıca bunlardan birinin ölüm tarihinin 6 Ağustos 2003'ten önce olması gerekiyor.

Yukarı Dön
 Yanıt Yaz Yanıt Yaz Sayfa  123 70>
  Konu Paylaş   

Forum Atla Forum İzinleri Açılır Kutu Gör

  | İletişim | Reklam | Gizlilik İlkeleri Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz.